Benim için Operadaki Hayalet , lisede tüm arkadaşlar izlesin diye 2004 yılı sinema filmini sınıfa getirecek kadar ‘izleyin bunu, herkes izlesin’lik bir müzikal filmdi. Hani şu Gerard Butler’ın ‘böyle hayaletim olsun her gün operaya giderim’ dedirtecek kadar iyi rol kestiği o film.
Paris Operası’nda hayalet olarak bilinen ve yüzü ileri derecede deforme olmuş bir müzik dahisinin Soprano Christine’ye olan saplantılı aşkını anlatan Operadaki Hayalet, her ne kadar adında opera olsa da özünde ‘opera’ değil bir ‘ müzikal’
Fransız yazar Gaston Leroux‘un aynı adlı romanından uyarlama olan Operadaki Hayalet’in müzikleri -o efsane müzik de dahil- ise İngiliz besteci Andrew Llyod Webber tarafından yapılmıştır.
Operayı, müzikali, sanatın tüm dallarını sevdirecek enfeslikte olan bu müziğin temelinde ise bir nebze Pink Floyd, bir nebze Echoes yatmakta. Hani o ‘daaa, da da da daaaa’ kısmı…:)
https://www.youtube.com/watch?v=uJtw7SP0oN4
Türkiye’de Uluslararası Bir Müzikal İzlemek…
Bir Broadway’de izleyemedim ama Zorlu Center PSM’de gösterimde olan Operadaki Hayalet’e gidebildim. Görselliği enfes olan bir müzikal olduğu için ne yaparsan yap bu oyun kötü olamaz zaten. Yalnızca birkaç şey var aklıma takılan:
- Bilet ve fiyatları… Fiyat politikası nasıl bir politika ben bilemedim. Zaten en arkadan alabildim o da bu oyunun hatırına. Gönül ister ki tabii en önde izleyebilelim. Ve bir de biletler arasındaki farklılık bir yana öğrenci biletlerinin sadece gişeden alınması nedir?
- Zorlu Center PSM‘de çalışan yer gösterici arkadaşlar daha salonları tanımıyor. Hangi balkon kaçıncı, hangi kapı nerede gibi sorunlar yaşandı gösteri öncesi.
- Bizim milletimizin telefonla olan platonik aşkı da beni bitiriyor. Tiyatroda telefon sesi kısma adabına erişemeyenleri ben, kendim, şahsım Ferhan Usta‘nın bir oyununa göndereceğim. Orada bir telefon anonsu alsın da gelsin.
Yine de paranız varsa en önden bilet alıp izleyin Operadaki Hayalet’i… Yoksa da bence yavaştan para biriktirmeye başlayın.
17 Mayıs’a kadar sürecek müzikali izlemek için detaylar linkte.
