Samatya’nın Yunanistan’daki Kardeş Şehri: Agiasos

    Ayvalık’ın tam karşı adası olan Midilli Adası (Lesvos) seyahati sırasında tanıştım Agiasos’la. Midilli’den, uzolarıyla ünlü Plomari’ye gitmek niyetiyle yola çıkarken son anda otel görevlileri ‘orada ne işiniz var Agiasos‘a gidin’ dediği için ben de rotayı Agiasos’a çevirdim.  Aman da ne güzel eyledim.

    Midilli’den Agiasos’a Nasıl Gidilir?

    Agiasos’a (okunuşuyla Ayasos) gitmek için daha önce Petra yazısında bahsettiğim otobüs duraklarına gitmem gerekti.  Tekrar hatırlatayım, otobüsler Midilli sahil yolu boyunca ilerlediğinizde karşınıza çıkacak dört yol ağzının tam karşı sokağında, parkla karşı karşıya olan gardan kalkıyor. Agiasos gidiş ve dönüş saatleri 2 seçenekte. Ekim ayı içerisinde sabah 10.00 ve 14.00’te otobüs vardı.  14.00 otobüsü Agiasos’tan 17.00’da dönüyordu. Bu süre Agiasos’u gezmek için yeterli oluyor.

    5.80 euroya gidiş dönüş Agiasos biletlerimi aldım ve yola çıktım.

    Midilli-Agiasos yolu yine tipik dağları aştığım bir yoldu ve 45-50 dakika sürdü. Agiasos tam bir köy. Adımımı attığım andan itibaren sanki hep yollarından geçiyormuşum gibi bir his uyandırdı bende. Biraz da Samatya-Cankurtaran havası aldım burada.

    IMG_2247

    Agiasos, dumanı tüten rengarenk evleriyle Yunanistan’ın en güzel dağ köylerinden biri bence. Özünü korumuş, mahalle ve köy geleneğini yaşatmış bir yer. Buradayken müthiş fotoğraflar yakabiliyorsunuz. Ben bazı zamanlar esnafla muhabbet etmekten fotoğraf çekmeyi unutuyorum. Yaşlandım galiba!

    Agiasos’tayken gördüğüm yapılardan biri kilise oldu. Kilise gezmeyi sevmeyen biri olarak burası öylesine gizemliydi ki onu fotoğraflamak diğer kiliselerden daha çekici geldi.

    IMG_2252

    Kilisenin gizeminin en büyük nedeni de kuşkusuz yeşillikler arasında saklanıyor oluşuydu.  Agiasos’un gizemli bahçesindeki bu kiliseye ayin yapıldığı için girme şansım olmadı ama dışarıdan fotoğraflarını çekmek bile güzeldi. Bunun dışında Agiasos’ta Saat Kulesi ve Church Courtyard denilen kilisenin bulunduğu alanda da ayin olduğu için fazla oyalanamadım.

    IMG_2272

    Agiasos’tayken zamanım kısıtlı olduğu için pek fazla yeme-içme şansım da olmadı. Ama soluklandığım an kendime bir yoğurt sever olarak buraların en çok sevdiğim yanı olan ballı yoğurttan söyledim.

    2013-10-18 16.08.32

    Bu yoğurtla bal karıştırmanın aslında bir olayı yok. Bu gelenek buralara nasıl geldi ayrı bir merak konusu? Fakat işin lezzetini veren kesinlikle yoğurtların güzelliği. Bildiğiniz köy yoğurdu lezzeti yani. Ballı yoğurdun fiyatı 2.80 Euro.

    Bir yoğurtla doyamayacağım için Agiasos’un kendisi gibi şirin bir kafesi olan Theofilon’s Cafe‘ye oturdum.

    2013-10-18 16.14.53

    Fotoğraftan anlayacağınız üzere, kafe de tıpkı Agiasos gibi rengarenk ve cıvıl cıvıl. Menüler yine bizler için düşünülmüş, yani Türkçe. Masada ev yapımı poğaça yazısını gördükten sonra artık sipariş vaktinin geldiğini anladım. Ve peynirli ev poğaçası sipariş ettim.
    2013-10-18 16.28.35Tabii ben poğaça denilince bizdeki gibi ufak bir şey bekliyordum ama onun yerine karşıma yarım ekmek geldi. Bir peynirli bir de yeşil zeytinli poğaça yedim ve bence peynirli olanı zeytinliye göre çok daha güzeldi. İçerisinde latodiri peyniri ve soğan var. Fiyatı 2.50 Euro.

    Ve son olarak yine peynir sevdasına düştüm. Agiasos’ta gördüğüm tatlı bir teyzeden peynir aldım. Tek tek peynirlerin tadına baktırdı, her şeyden ikram etti. İşte gerçek esnaf diyerek buradan peynir almaya karar verdim.

    IMG_2295

    IMG_2294

    Fiyatlar gayet makul. Buradan Ladotiri gibi meşhur peynirlerden alabilirsiniz. Artık Midilli’ye dönüş vakti geldi. Agiasos’un, görülmesi gereken yerlerden biri olduğu bu blogdan seyahat tarihine not düşüldü.

    Bir cevap yazın

    E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir