12 bin yıl önce yapılan ve insanlık tarihini değiştiren bir tapınak. Bilim dünyası da dahil onlarca yıldır bilinenin aksine Neolitik Dönem’e dair tüm bilgileri alt üst eden bir yapı. Göbeklitepe bize şunu söylüyor: Bunca yıldır bilinenin aksine avcı-toplayıcı insanlar tarımla yerleşik hayata geçmediler. Onlar önce dinle tanıştı, yerleşik hayata geçti ve tarımı başlattı.

    Günümüzden 6000 yıl önce yapılmış Malta Adası’ndaki Ggantija Tapınağı’ndan ‘dünyanın en eski tapınağı’ ünvanını alan Göbeklitepe kabartmaları, mimari tekniği, sütunları ve hala gün yüzüne çıkmamış gizemini koruyor.

    Göbeklitepe’nin Keşfi

    göbeklitepe

    Göbeklitepe’nin hangi amaçla yapılmış olduğu sorusu Göbeklitepe kazı başkanlığına ve Göbeklitepe’nin babası sıfatına sahip olan ve yakın zamanda kalp krizinden hayatını kaybeden Prof. Dr. Klaus Schmidt’le yanıt buldu. T biçimli taş sütunların üzerindeki sanatsal hayvan figürleri bu sütunları sıradan olmaktan çıkartıyordu. Schmidt’e göre sütunlar üzerindeki hayvan figürleri insanlığın ilk tanrısı olabilirdi. Bu da bizlere Göbeklitepe’nin dini ritüellerin yapıldığı bir tapınak olduğuna işaret ediyordu.

    Mağara duvarlarındaki avcılık temsili tilki, akrep, yılan, domuz, aslan, boğa, turna ve yaban ördeği figürleri kimi kaynaklarda farklı kabilelerin sembolü olarak nitelendiriliyor.

    1983 senesinde Mahmut Kılış’ın tarla sürerken bulduğu oymalı taşı müzeye götürmesiyle neredeyse ilk keşfi yapılacak Göbeklitepe, oymalı taşın sıradan bir bulgu olarak addedilip Urfa Müzesi’nde sergilenmesi sebebiyle rafa kaldırılmış. Ardından hem yurt içi hem de yurt dışı araştırmalarda adı geçen Göbeklitepe, yine üzerinde çok durulmaması sebebiyle keşfini ertelemiş. Ta ki Schmidt bölgeye gelip ‘bütün bildiklerinizi unutun’ adlı bir makale yayınlayana kadar. 1995 yılında Şanlıurfa Müzesi Başkanlığı’nda başlayan kazı çalışmaları ve Klaus Schmidt danışmanlığı ve başkanlığıyla Göbeklitepe keşfi gerçekleşmiş.

    Tarihin Bilinen İlk ve Büyük Tapınağı 

    göbeklitepe

    Şimdiye kadar bilinen en eski yapıt ve tapınaktan tam 7500 yıl daha eskiye dayanan Göbeklitepe, yeryüzündeki ilk inanç merkezi olabilme ihtimaliyle büyük öneme sahip. Bilinen en eski dönemde insanların avcı olduklarına ve sosyal hayatlarının taşlara resim çizmelerinden ibaret olduğuna inanılan durum, Göbeklitepe ile birlikte o dönemin inanç siteminin varlığına işaret olmuştur. Böylece okul zamanlarında duyduğumuz  çiftçilik ve hayvancılıkla yerleşik hayata geçilmiştir bilgisi yerini dini merkezlerde bir araya gelen toplulukların yerleşik hayatı başlattığına bırakmıştır. Dolayısıyla tarımla değil insanların dini ritüellerini yerine getirecekleri yerde toplanma arzusu sonucu yerleşik hayata geçilmiştir.

    Buğday Merkezi

    göbeklitepe

    Göbeklitepe’nin buğdayın ilk merkezi olduğu düşünülür. İlk ekmeğin burada yapılıp yendiği, hatta bira için buğday yetiştirildiği söylenir. Öyle ki Schmidt, insanlığın ekmek için değil bira için tarıma başladığını söylemiştir.

    Dilek Ağacı

    gökbeklitepeGöbeklitepe’de koca bir ağaç göreceksiniz. Bu ağaç, Göbeklitepe’nin en yüksek noktasında bulunur. Neolitik çağda insanların adak yeri olan ağacın bulunduğu alan bugün köylülerce ‘evliya mezarı’ olarak anılır. Adak yerindeki ağaç şimdilerde dilek ağacı olarak varlığını sürdürmekte.

    Göbeklitepe’ye Ulaşım

    göbeklitepeŞanlıurfa’daki Göbeklitepe, Örencik Köyü yakınlarında bulunuyor. Göktepe Köyü kesişim yolu üzerinden devam ederek ulaşabileceğiniz Göbeklitepe, 15 metre yükseklikteki bir tepeden Toros ve Karaca Dağ eteklerine, Şanlıurfa platosu ile Fırat ovası dağ silsilesine ve Suriye sınırına kadar Harran Ovası’na bakar. Giriş 5 TL’dir.

    Ağaca bir çaput bağlayıp dilek dileyecekseniz bence bu kesinlikle Şanlıurfa’ya bir daha gelebilmek olsun.

    National Geographic ‘Kayıp Medeniyet’ Belgeseli

    3 Comments

    1. Geri bildirim: Dijital Seyahatname

    Bir cevap yazın

    E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir