Hafta Sonu Adana Gezisi

Hoş, rakının yanında şalgam içen nesilden değilim ben. Lakin Adana’da rakının yanında şalgam içmeyip de n’apıcam. Bi beyaz, bi kırmızı, Adana’nın yolları bakalım taşlı mı?

IMG_9703

Adana malumunuz insanı insanlığından çıkartan bir sıcaklığa sahip olduğu için gidilebilecek iyi aylardan biri de kesinlikle Mart ayı. Oradaki martlar eylülmüş çünkü.

Adana Yolculuğu

THY ile Adana-İstanbul arası 2 saat. Hava alanından merkeze gitmek öyle çok sürmüyor. Gece indiğimde herhangi bir toplu taşıma aracı bulamamıştım. Taksiyle gitmek zorunda kaldım. Ama öyle çok uzak olmadığı için sıkıntı olmadı. Adana’da 2 gün kaldım ve kuzenim Çukurova’da okuduğu için konaklama beleş. En sevdiğimizden…

Adana’da Nereleri Gezdim?

Adana Merkez Park: Açıkçası Adana denilince aklıma böyle bir park gelmezdi. Çünkü gerçekten Adana halkının spor, piknik -ama daha çok piknik – tarzı açık hava etkinliklerini yapabileceği, nefes alabileceği çok güzel bir yer varmış: Adana Merkez Park. İçinde oturup çay kahve içip Seyhan Nehri havası alabileceğiniz cafeler, uzun yürüyüşler yapabileceğiniz parkurlar, Sabancı Merkez Camii, üstünden geçerken yaylandığı için kafanızı bin beş yüz eden; Seyhan ve Yüreğir’i birbirine bağlayan Sinanpaşa Asma Köprüsü ve yolun sonuna doğru gittiğinizde göreceğiniz Adana’nın tarihi Taş Köprüsü mevcut.

IMG_9677

IMG_9732

Adana Sinema Müzesi: Eski Adana tarafına doğru gittiğinizde -eski kavramı Anadolu’nun birçok bölgesindeki gibi zanaatlerin (bakırcılık, yazmacılık) hala devam ettiği ya da devam etmeye çalıştığı, yani şimdiki deyişle ‘otantik’ yerler için kullanılmakta-  Merkez Park’ın sonuna doğru karşınıza çıkacak. Müzeye giriş ücretsiz.

225181_10151360264374139_1615677538_n

İçeriye girdiğimde anladım ki Türk sanatı Adana’da doğmuş. Zira Yılmaz Güney, Abidin Dino, Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Muzaffer İzgü, Ali Özgentürk , Yılmaz Duru, İrfan Atasoy , Yılmaz Köksal, Şener Şen ve daha birçok isim Adanalı.

182439_10151360237919139_968884148_n

İçeride beni en çok etkileyen ilk şeylerden biri Abidin Dino ve Orhan Kemal’in hasbihal ettikleri canlandırma oldu. İnsanın çok sevdiği ama hiç göremediğine suni de olsa yakın olma durumunu yaşıyorum. İşte belki de Abidin’in bahsettiği mutluluğun resmi bu anda devreye giriyor.

574833_10151360237569139_462650046_n
Abidin Dino ve Orhan Kemal

Müzede diğer etkilendiğim kısım ise Yılmaz Güney için hazırlanan oda, eşyalar ve tabii Yılmaz Güney heykeli oldu. Burada Yılmaz Güney’in el yazısıyla yazılmış metinlere, kostümlerine, kitaplarına rastlayacaksınız.

559673_10151360237559139_244204606_n (1)

72372_10151360238269139_768050047_n

Sinemayla ilgilenenlerin değil herkesin uğraması gereken bir yer Adana Sinema Müzesi. Gidin, Türk Sineması’nın o güzel insanlarına ve neler yaptıklarına bakın. Abidin’e, Orhan’a, Yılmaz’a da benden selam söyleyin.

Adana Atatürk Bilim ve Kültür Müzesi: Bir zamanlar Atatürk’ün Adana’daki evi, şimdilerde müze olan binayı ücretsiz gezebiliyorsunuz. Bir zamanlar Mustafa Kemal Atatürk’ün orada bulunduğunu bilmek yetiyor zaten.

IMG01837-20130301-1602

IMG01839-20130301-1603

Adana’da Ne Yedim?

Kazancılar: Adana’nın meşhur Kazancılar’ı, İstiklal Caddesi’nde bulunan Nevizade Sokağı gibi bir sokakta bulunuyor. Zaten buranın adı da Kazancılar Çarşısı. Sokak boyunca masalar var. Ortalarda da sobalar mevcut. Fasıl ekibi sokağın ortasında oturuyor ve yemek boyunca şarkılar söyleyip göbecikler atabiliyorsunuz. Kazancılar’da elbette kebap yedim. Rakıyla şalgam içtim. Pastırmalı humusu çok sevdim.

IMG01848-20130301-2054

Seyhan’da Kahvaltı: Şimdi nerede yaptım bu kahvaltıyı hatırlayamıyorum eğer hatırlarsam muhakkak bu yazıya tekrar dönerim. Seyhan Nehri’ne bakarak serpme kahvaltı olayı Adana’da yapılacak en güzel hareketlerden biri. Kahvaltı fiyatlarının da makul olduğunu belirtirim.

IMG_9772

Kahvaltı yaptığım yerin manzarası şöyle. Bilen biri çıkarsa bana da söylesin. Burası neresiydi? Ayrıca buraya giden herhangi bir toplu taşımaya rastlamadım. Şehir merkezine uzak. Araba gerekli.

Yıldızoğlu Künefe: Adana’da birçok künefeci gördüm, aralarında bildiğim meşhur isimler de vardı ama ben Yıldızoğlu Künefe’de künefe yedim. Ben künefeyi hafif yanmış, ve şerbeti bol kıvamda severim. Adana Baraj Yolu’ndaki Yıldızoğlu Künefe’de bu kıvamı aynen yakalayabilmişler. Ayrıca yediğim künefeyi çok sevdim ve İstanbul’a getirmek için de paket yaptırdım. Şahsi fikrim; eve künefe atın. Bu arada künefemin üzerindeki kaymağın kalp şeklinde olması da takdire şayan.

IMG01846-20130301-1719

Hazalım: Seyhan Nehri’ne baka baka Adana’nın diğer meşhur yemeklerinden biri olan sıkmada sıra. Sıkma, ince bir şekilde dürüm yapılan; ıspanaklı, patatesli ve peynirli yiyebileceğiniz gözlemeye benzeyen bir yiyecek. Ortaya bir demlik çay aldık, yanına da peynirli sıkma. Oldu bize Adana usulü beş çayı.

Not: Adana’nın meşhur şırdanı ve bici bicisi bana tamamen uzak iki şey olduğu için bu konuda tecrübesizim.

Kahve Diyarı: Adana’nın diğer diğer diğer meşhur şeyi menengiç kahvesini içmek için Turgut Özal Bulvarı’ndaki Kahve Diyarı’na gittim. Adana’nın birçok yerinde olan Kahve Diyarı’nda menengiç kahvesini tadabilirsiniz.

Adana Geceleri 

Latino Bar: Adana’da gittiğim tek bar, bu yüzden burası en iyisi mi değil mi bilmiyorum ama kaliteli bir mekan olduğunu söyleyebilirim. Girişte latin dansları yapılıyor. Ben kalkıp dans etmeyeceğim ve dans edenleri izleyemeyeceğim için salsa yapanların arasından aşağı kata indim. Burada da ayrı bir dünya var. Yukarıda millet cha cha yaparken aşağıda rock party vardı. Sahne alan grubun performansı da gayet güzeldi. Farklı tarzları seven ve kaliteli mekan arayanlar gidebilir. Giriş ücretli.

Adana’dan ne alınır diyenlere ben künefe, salça, pul biber ve menengiç kahvesi aldım. Künefeyi paket yaptırıp uçağa bindim. Gayet mantıklı bir hareket çünkü.

Adana güzel yermiş. Sözüm yazlardan dışarı.

Yine giderim belki. Umarım.

Denizin Soğanla Buluştuğu Bi Yer: Turanköy

Selam sana ey zeytin,

Taşı toprağı altın deyimi her ne kadar İstanbul için söylenmişse de bunu, sözün sahibinin o güne kadar Balıkesir’den haberi olmayışına veriyorum.

Balıkesir’in bütün ilçeleri ayrı bir güzeldir benim gözümde, ki dünya üzerindeki tüm topraklar birleşse Balıkesir’in yanından bile geçemez bence. İşte bu yerlerden biri de Erdek’e bağlı Turanköy.

1185535_10151657971439139_594626845_n

Ne Zaman Gittim?

Ağustos’ta. Yaz ayları benim için çekilmez olur. Sıcağı sevmeyen bünyeler için yaz aylarına Balıkesir’in ilçeleri ilaç gibi gelir. Erdek’e bağlı Turanköy için de bu aylar, sizin rahatça gezmenizi sağlayacak şekilde çok sıcak olmaz.

Nasıl Gittim?

Erdek garajdan Turanköy minibüsleri kalkıyor. Yaz aylarında iki saatte bir yapılan seferler kışa doğru gittikçe azalıyor. Turanköy-Erdek arası yarım saat sürüyor. Yolların çok dolambaçlı ve biletlerin 5 TL olduğunu belirtirim.

Turanköy’de N’aptım?

Turanköy denize girmek açısından elverişli bir yer. Denizi temiz, sahili kumsal. Ben köy içinde durup Erdek’in meşhur kırmızı soğanlarından aldım ve denize girdim. Ordan da Turanköy’ün müthiş alabalık tesisine doğru yol aldım.

Uysal Alabalık Tesisi: Yolunuz Erdek ve Turanköy taraflarına düştüyse muhakkak uğramanız gereken bir yer Uysal Alabalık Tesisleri. Erdek’ten Turanköy’e giderken bindiğiniz minibüs, tesisin olduğu yoldan geçiyor. Yol üstünde tabelayı göreceksiniz zaten, burada inip 5 dakika yürüdükten sonra da tesise varacaksınız. Yürüdüğünüz yol ise dört tarafı zeytin ağaçlarıyla çevrili saklı bir cennet.

1044467_10151657971199139_143101048_n

Uysal Alabalık Tesisleri’nde yazmış sıcakmış, güneş kavuruyormuş umrunuzda olmasın. Ağaçlar altında masalar, hamaklar, şırıl şırıl akan sular. Saatlerce oturun kafanızı dinleyin. Yiyin için canlarım. Burada ne yenir, tabii ki alabalık.

turhanlı

1150967_10151657974964139_95047550_n

Alabalık güveçte, üzerinde yorgan niyetine kaşarla geliyor. Tereyağında pişen, domates ve soğanın eşlik ettiği bu müthiş lezzetin tanıtımını, hala tatmayanlar için görev bildim. Zeytin ağaçları altında, serin bir mola verdiğimde bana balıktan başka dost yok galiba. Güveçte gelen alabalığın fiyatı 10 TL. Balık mideye indikten sonra, her balığın ardından ruhuna fatiha için gelen helvada sıra.

1176214_10151657974809139_1784193005_n

Helva, güvecin içinde sütte pişirilip üzerine kavrulmuş fındık konularak geliyor. Bir güveç yeterli geliyor, yanında da ekmek yiyerek bayılmadan Erdek’e dönme zamanı yaklaşıyor. Eğer hususi arabanız yoksa, ve Erdek’ten minibüsle buraya geldiyseniz yol üzerinden bineceğiniz için Erdek’ten binerken ‘abi dönüşte yol üzerinden binecem ona göre bana yer bırak da kalk Turanköy’den’ deyin. Sonra vay efendim ben okumadım, yolda kaldım duymayayım. Ben yolda kaldım ondan temkinliyim. Ama yol da yoldu hani;

turant

O Değil De Gerçekten Masal Gibi: Prag

tumblr_mmqocgMgON1rdpqwco1_1280

Prag’a Nisan ayında gittim. İnce bir sweat ya da tişört ile gezebilecek bir hava vardı. Fakat Prag’ın havasına güven olmayacağını ve hava günlük güneşliyken bir anda sağanak altında kalabileceğinizi unutmayın. Öyle ki Prag’da ilk günüm bir anda Old Town’da sağanak altında kalarak geçti.

 Prag Yolculuğu
Prag’a turla gittim. Turla gidilmeyecek bir yer aslında. Fakat Prag-Budapeşte-Viyana kombinasyonu yapmayı düşünüyorsanız tur yine mantıklı oluyor. Ben normalde tur mur çeken biri değilimdir. Onu bekle, berisini topla, dur kalk falan bunlar bana ters ama Prag-Viyana yapacağım için ve bilet-otel fiyatları turla aynı paraya geldiği için turla gidip tursuz takılmak en mantıklısıydı.
Para bozdurmak için Parizka Caddesi’ndeki Golden Silver’a gittim. Sahipleri de Türk. 1 Euro ise yaklaşık 25 CZK.
Prag’da Konaklama?
Panorama_otel
Panorama Hotel: Sevgili Prag’lılar için 10 dakika uzun bir süre olabilir belki ama İstanbul’da yaşayan biri olarak şehir merkezine 10 dakikada ulaşmak bana çok sıkıntı yaratmadı. Prag’a göre otelim şehir merkezi dışındaydı. Genelde tur şirketleri ve iş için orada olanlar bu otelde kalıyor. Otele 5 dakikalık bir yürüme mesafesinde metro var. Bu yüzden şehir merkezine ulaşmak çok zor olmuyor. Odalar gayet temiz, banyosu güzel, kahvaltılık ürünü bol bir otel.  Hemen yanında bir AVM de bulunuyor. Zaten metro da bu AVM’nin önünde yer alıyor. Başta benim AVM’lerle hele ki Prag’da bir AVM’yle işim olmaz dedim ama bazen lazım oluyor. Özellikle su konusunda. (Su demişken bahsettiğim AVM’de minarelsiz güzel su ihtiyacını karşılayan Evian sularını uygun fiyattan alabilirsiniz.)
AVM’nin hemen önünde çarşamba günleri pazar kuruluyor. Orada karnınızı doyurabilir, farklı yemiş ve meyveler bulabilirsiniz. Pazarda zeytin, peynir de var. Otelin çevresinde ise yürüme mesafesinde birkaç restoran bulunuyor. Bu restoranlar ve AVM dışında ise kayda değer bir şey yok.   
Prag’da Gezilecek Yerler
Old Town315375_10151451327129139_280257870_n

Prag’ı Prag yapan, insana kendisini roman kahramanı gibi hissettiren meşhur meydan. Meydana ilk ayak bastığımda tepkim, yüzümdeki sırıtan ifadeyle ‘çok güzel yeaa’ olmuştu galiba. Bu meydanda bir taşa oturup gösteri yapanları izleyip, müzisyenleri dinleyerek bir günümü geçirebilirim. He bir de fotoğraftaki TYN Kilisesi‘ne bakakalırım. Bu kilise barok tarzda düzenlenmiş Gotik mimarinin en güzel örneklerinden biri. Şehrin göbeğinde yer alması da onun mimari tarzının verdiği büyüyü bir kat daha arttırıyor.

   Old Town, Prag seyahatlerinin en önemli uğrak noktası. Prag’a gidenlerin yolu buraya muhakkak düşer, ki şehir merkezi olduğu için buraya uğramamak zaten imkansızdır. Old Town’da tarihi geziniz için fotoğraftaki TYN Kilisesi ve Astronomik Saat başı çekerken, aslında bir kafeye oturup şehrin yaşamına tanık olmak aşkların en güzeli.

Astronomik Saat Kulesi 

Old Town’da kalabalıklar oluşmasına sebebiyet veren Prag’ın duvar saati. Her saat başı kulenin önünde kalabalıklar oluşur çünkü saat başları fotoğrafta gördüğünüz gibi havarilerin geçişi başlar. Saatin birçok özelliği olsa da ben direkt lafa giriyorum; saatte bir Türk betimlemesi var. Saat başlarında geçen havari, bir ölüm çanı ve horoz ötüşüyle hareket ettiğinde inançsız Türk, altın torbalı gözleri olan Cimri ve kendine hayran olan Kibirli için vakit dolmuş demektir. Saatin üstündeki Türk betimlemesine baktığımızda hayatı boş yaşayan, eğlenceye düşkün bir tipleme yaratılmış. Şimdi ne desem boş bu saatten sonra diyerek ve 8 Euro’ya kulenin tepesine de çıkabileceğinizi unutturmadan Prag yolculuğuna devam ediyorum.

Petrin Tepesi

 282239_10151451325299139_160427222_n

“Sana dün bir tepeden baktım aziz Prag” demek için Petrin Tepesi’ne çıkın. Bunun için 22 ya da 20 nolu tramvayı kullanıyorsunuz. Tramvay sizi Mala Strana’daki Ujezd Sokağı’na götürüyor. Burada inip merdivenlerden çıkıyorsunuz. Petrin Tepesi’ne çıktığınız yol fotoğraf çekmek için oldukça elverişli. Ve de bir bankta oturup soluklanırken içinizi açacak kadar güzel manzaralara sahip.

Petrin Tepesi’ne giden yolda merdivenlerden çıkıp sağa dönüp düz yürüdüğünüzde İstanbul’da Eyüp Sultan’a çıkarken kullandığımız teleferik sistemini göreceksiniz. Genelde burada kuyruk oluyor fakat sıra çabuk ilerliyor. Teleferik kullanmayıp tepeye yürüyerek de çıkabilirsiniz. Ben tepeye teleferikle çıkıp yürüye yürüye indim. Yürümek için kasmayın, iki kuruş verip telefriğe binin. Zaten dönüşte yürür bol bol fotoğraf çekeceksiniz.  Ayrıca bu tepede Prag’lı Eiffel Kulesini de göreceksiniz. Kulenin tepesine çıkılıyor. Ben çıkmadım ama çıkanlar manzaranın güzel olduğunu söylediler. Gerçi Petrin Tepesi’nden de manzara gayet güzel gözüküyordu.

941946_10151451325239139_1146352904_n

943687_10151451325049139_1920624677_nTepeden yürüyerek inmeye karar verdiyseniz yol sizi Old Town’a kadar götürecektir. Bu yolu yürüyerek geçerken Prag Kalesi, Cumhurbaşkanlık Sarayı, St. Vitus Kilisesi gibi birçok önemli yeri görmüş olacaksınız. Başkanlık binalarına, kalelere ve benim için çok özel değilse müzelere pek meraklı biri olmadığım için tarihsel bir gezi bilgisi veremiyorum. Onun yerine yoldaki güzel duraklarınızdan bahsetmeliyim derim. Bunlardan ilki biri tepeden aşağı indiğinizde minicik bir arada karşınıza çıkan cennet olan  Vltava Nehri

Vltava Nehri

941851_10151451325789139_104496881_n

İnsanlar müzeleri dolaşırken ben bu nehrin kıyısında oturup saatlerce suya, köprüye, ördeklere, martılara bakabilirim. Tek eksiğim demli bir çay olacaktır muhtemelen.

Kafka Müzesi

182577_10151451325884139_1530999946_n

Yürümeye devam ettiğimizde Vltava Nehri’nin bitiminde Prag denilince akla gelen güzel adam Kafka’nın müzesi karşınıza çıkacak. Prag’da gittiğim tek müze kendisi oldu. İçeride Kafka’ya dair birçok şey mevcut. Buradan ürün de satın alabiliyorsunuz. Fotoğraf çekmek ise içeride yasak.

Dünyanın En Dar Sokağı

pragDevam ettiğim yürüyüşüm beni dünyanın en dar sokağına çıkarıyor. Merak edip yola girdim. Gördüğünüz gibi yeşil ışık yanıyor. Bunun anlamı, karşıdan gelen yok yol senin, buyur geç kardeş. Ben de bu yoldan nehre falan inerim diye daldığım için bir kafenin bahçesine çıkmış olmanın buruk acısıyla yoldan dönerken bir Türkle karşılaşıyorum. İki Türk tek kişilik bir yolda karşılaşır girizgahlı fıkrayı yaşamamak adına bu arkadaşa ‘ya şurası da çok güzel bir yer’ adlı bir yer işaret edip yolda geçiş üstünlüğü sağlıyorum.

Dar yoldan daha çok Prag’ın normal yollarına ve sokaklarına hayran kaldım yürürken. Sokaklara ve evlere. Hiç bombalanmamış bir şehirmiş Prag. Bu yüzden binalar bunca yıldan günümüze aynen gelebilmiş. Bir de, belki belediyeleri iyi çalışıyordur, kim bilir.

179466_10151451327429139_1117935038_n

 

Charles Köprüsü

tumblr_mmqmakGyZb1rdpqwco1_1280

Prag’ın en meşhur sembollerinden biri. Çık üstüne akşama kadar dur orada. İnsanın hiç canı sıkılmaz. Sürekli bir şeyler oluyor. Caz ekibi geliyor, saksafonlarını çalıp gidiyor. Ressamlar karikatürlerini yapıyor, eğer siz bunların fotoğrafını çekmek isterseniz size bağırıyor. Sürekli bir hareket var yani burada, yaşayan bir yer Charles Köprüsü; insanlarıyla ve kendi varlığıyla.

Köprü , her an farklı bir eğlenceye ev sahipliği yapıyor. Müzisyenler, sokak sanatçıları, ressamlar burayı canlı bir sahne olarak kullanıyor.  Köprüdeyken güzel bir caz dinletisine denk geldim.

944763_10151451326434139_146403878_n

Köprüde Bodrum’u anımsatan karikatüristler, ressamlar, incik boncukçular var. Bodrum’dan farkı da muhtemelen atarlı ressamları olsa gerek. Hemen her yerde karşınıza çıkan John Lennon çalışmalarının köprüde yapılanlarını fotoğrafladığınızda size kızıyorlar. “Arkadaşım ben Zeytinburnu çocuğuyum” diyerek aynen devam ettim fotoğraf çekmeye.

68521_10151451326599139_1647578711_n

John Lennon Duvarı

253369_10151451326789139_1969117873_nCharles Köprüsü üzerindeyken merdivene inen bir yer göreceksiniz. İşte ben bu merdivenlerden aşağı indim. Önce Avrupa’nın muhtelif yerlerinde varlığını sürdüren geleneklerden biri olan aşk kilidiyle karşılaştım. Kilitlerin bulunduğu sokaktan yürümeye devam ettiğimde Prag’da en çok görmek istediğim yerlerden biri olan John Lennon Wall’a varmış oldum. Bir duvarın önünde ne kadar durabilir ki insan? Eğer duvar böyle bir duvarsa dakikalarca durabilir;

tumblr_mlxedcrJI61rdpqwco1_1280

Duvarın önünde her an ayrı bir güzellik yaşanıyor. Gençler müzik yapıyor, farklı kültürden insanlar birbirlerinin fotoğraflarını çekiyor…Yaşlısı genci, sevgilisi, yalnızı herkesin John Lennon Duvarı’nda kendisine dair bir cümlesi muhakkak bulunuyor.   

 Prag Sokakları

936830_10151451327104139_1800718530_nBence başlı başına keşfedilmesi gereken en önemli yerlerden biri. Neden mi?

943196_10151451327009139_1820159957_n

Prag’da Yeme/İçme

Yürümekten, fotoğraf çekmekten ve sokaklarda oturmaktan dolayı seyahatlerimde yemek yemeyi unutabiliyorum. Zaten çantamda mahalle fırınından aldığım atıştırmalıklarım hava alanı görevlilerince de artık meşhur olmuş durumda. Prag’da her yerde göreceğiniz gulaşı ve trdelniki ise sevmediğim için yemeden döndüm. Bu konuda bir dahaki Prag ziyaretim için önerilere açığım. Ama aklımı çelen şeyler de gördüm elbet;

 Çikolatalı Hamur

pragOld Town’da bulunan bu işletmeyi kurmak kimin aklına geldiyse bin yaşasın. Belki çok farklı değil, belki sadece hamura çikolata sürüyorlar. Böyle söylemekten nefret ediyorum ama bunu gerçekten yemeden dönmeyin derim.

Becherovka: Anason tohumları, tarçın ve başka 32 bitki özü ile karıştırılmış Çek içkisi. Şifa niyetine…

Not: Alışık olduğunuz yemekler ve de fast food yemekler için Hard Rock Cafe ve TIG Fridays aklınızda bulunsun.

Prag’dan  Ne Alınır? 

Deri Ayakkabı

20130929_143855Bata Ayakkabı: Şu an Prag’daysan her şeyi bırak ve buraya git dostum. Barut Kulesi’ni artık biliyorsun. Kuleden sağa dön ve o cadde boyunca yürü. Bütün mağazalar o caddede ve 3 katlı Bata binası solunda kalacak. Ben aşağıdaki babeti aldım, dünyanın en rahat babeti. Fiyatı 50 Euro.

Kukla

20130928_115538Prag’a gitmişken kukla almadan eve dönemezdim. Girmediğim, fiyat sormadığım dükkan kalmadı. Kukla piyasası almış başını gitmiş arkadaşlar. Fiyatlar çılgınlar gibi yüksek. Ben de uzun uğraşlarım sonucu bir dükkana girdim ve allem ettim kallem ettim aşağıdaki kuklayı şu an hatırlamamakla birlikte 15 Euroya aldım. Kukla fiyatları kalitesine, boyuna ve kuklasına göre değişiyor. Benim aldığım kukla kaliteli ve büyük boy olduğu için bu fiyat gayet normal.

Olmazsa olmaz magnetler yine bir gezi macerasının en güzel düşleri arasında yer alıyor. Magnetlere  2 eurodan fazla vermemek için ayaklarıma kara sular indi ama buna gerçekten değdi, çünkü şu an tarif edemeyeceğim bir dükkandan 80 cente magnet bulmuştum. Bu mutluluğun tarifi yok. Hoşçakalın

20130928_115516

Yapmak İsteyip De Yapamadıklarım Nelerdi?

 * Karlovy Vary‘ye gitmek istemedim bunun yerine Cesky Krumlov’a gitmek istedim, ve gidemediğime gerçekten üzüldüm sırf bu yüzden Prag’a tekrar gitmem gerekiyor.  Seçme şansınız varsa Cesky Krumlov’a kesinlikle gidin. Bunun için Florenc garından saatlerine bakabilirsiniz.

* Kafka’nın Evi‘ne gitmek nasip olmadı.

Bir Dost: Eğer Prag’a bir daha gelmek istiyorsanız Charles Köprüsü üzerindeki bu heykele dokumanız gerekiyor. Adet öyle.

IMG_0981

Yakın Seyahatname: Lesvos (Midilli)

Ayvalık’ın tam karşısında, sayesinde Türkiye’nin günübirlik Yunanlı misafirleri bolca ağırlandığı ve artık bizlerin de şimdilerde akın akın gittiği Midilli adası… Asıl ismi Lesvos olmakla birlikte biz onu Midilli olarak biliyoruz.  Lesvos’un deniz köyü olan Petra  yolculuğumun devamında Lesvos Adası’nın başkenti Mythilini seyahatnamesi.

midilli

Nasıl Gidilir?

Ayvalık’tan Turyol feribotlarıyla 1 saat 45 dakika gibi bir sürede Midilli’ye geçiliyor. Turyol dışında bir de Jale Tur var adaya geçişi sağlayan. Genelde tercihiniz Turyol olsun. Turyol-Lesvos feribot fiyatları gidiş dönüş 27 Euro. Buna yurt dışı çıkış harcı 15 TL ve İstanbul-Ayvalık otobüs fiyatı 45 TL’yi de eklediğimde Midilli yolculuğumun parası toplam 134 TL tutuyor.

Feribot, sabah 9.30 ve akşam 18.30 olarak iki sefer yapıyor. Arabalı ve arabasız seçeneklerine sahip ama arabalı dedikleri 10 araba ya alır ya almaz. Hafta sonları Lesvos’tan 18.30 dönüşlerinin epeyce kalabalık olduğunu söylemek isterim. Dönecekseniz sabah feribotunu tercih edin.

Midilli İçin Vize

Schengen vizeniz varsa rahatsınız. Yine yeşil pasaportlulara geçiş serbest. Ayrıca Midilli kapı vizesi uyguluyor. Yani giriş yapmadan 3-4 gün önce kimlik ve pasaport fotokopisini acenteye gönderirseniz (gideceğiniz feribot şirketi) onlar vize işlemlerini hallediyor. Yalnız ülkeye kapı vizesi alarak giriş yapacaksanız, ayrı bir yerde işlemleriniz yapılacak ve normal vize sahiplerine göre bekleme süreniz daha uzun olacaktır.

Midilli’de Konaklama

Pyrgos Mytilini Hotel

2013-10-17 12.28.49

Midilli merkeze 10 dakikalık yürüme mesafesinde bulunan otelin öncelikle binası çok hoşuma gitti. Oteli ilk gördüğümde, aklıma Çamlıca Kız Lisesi ve bir dolu şahane sahnesiyle Hababam Sınıfı geldi.

Lesvos seyahatimde kaldığım otellerden alnımın akıyla çıktığımı söylemeliyim.  Petra’da kaldığım Niki’nin Oteli‘nden bahsetmiştim. Ve de memnun kaldığımdan. Midilli’deki otelimden de aynı şekilde memnun kaldım. Otel Midilli sahili sonunda kalıyor ve merkeze biraz yürümeniz gerekiyor. Yürümek istemezseniz- bu özellikle gece dönüşte insana zor geliyor- o zaman otelden taksi çağırabilir, merkeze 4 Euroya gidebilirsiniz. Ayrıca otelin önünden otobüsler de geçiyor.

2013-10-17 12.29.18Odalar günlük olarak temizleniyor. Saç kurutma makinası, sabun/krem, pamuk vb gibi kişisel ihtiyaçlar da banyoda mevcut. Çatı katı dairesinde 2 yatak 1 çekyat vardı. Yataklar biraz fazla yumuşaktı ama onun dışında otel odası konusunda bir sıkıntım olmadı.  Aklınızda bulunsun, televizyonlarda Türk kanalları çekiyor. Ayrıca odanın Midilli semalarına açılan ufak bir balkonu vardı. Benim için bulunmaz bir nimettir hava alan odalar.

2013-10-18 09.14.58

Otelin fiyatlarına gelince, 2 gece kaldığım otele 57 Euro ödedim. Bayramda gitmiş olmama rağmen otel fiyatları genel olarak uygun. Bu fiyata kahvaltı dahil. Kahvaltı demişken Niki’nin kahvaltısı kadar olmasa da otelde kahvaltı güzel hazırlanıyor. Çay, krep, börek, peynir, domates, Yunanlıların takıntısı ballı yoğurt ve baklava kahvaltılıklardan birkaçı.

2013-10-18 09.28.03

Otel çalışanları da çok tatlı insanlar. Nereleri görmemiz gerekir diye sorarsanız size seve seve yardımcı olurlar.  Biz sıcak kanlı insanlar olduğumuz için -ne de olsa Akdeniz insanıyız-, çalışanları cümbür cemaat bize davet ettik.  Otelden ayrılırken de bize mini boy uzolar armağan ettiler.

Midilli’de Gezilecek Yerler

Ermou Caddesi

IMG_2226Midilli’de döne dolana çıktığınız yer hep Ermou Caddesi olacak. Burası Midilli’nin merkez çarşısı. Boylu boyunca uzanan caddede sağlı sollu birçok dükkan var. Alışverişinizi bu dükkanlardan yapabilirsiniz, genelde hepsinin fiyatları aynı. Aynı olmadığında ben olaya müdahale ediyorum zaten. Bu caddede bolca peynirci, ve hediyelik eşyacı var.

Agios Therapontas Kilisesi ve Özgürlük Heykeli

2013-10-17 18.20.19Midilli’nin iki sembolü varsa bunlar Agios Therapontas Kilisesi ve Özgürlük Heykeli’dir. Agios Therapontas Kilisesi’ni gezsem de kilise, şapel falan gezmeyi sevmediğim için fazla detaylara giremiyorum.

Midilli Yemekleri (Fena Halde Ucuz)

Kalderimi ve Ermis Restoran: Midilli’de en meşhur restoranların başında Kalderimi Restoran geliyor. Herkes burayı çok methetti, muhakkak yemeklerini tadın dedi. Ama o gün yaşadığımız tesadüfler bizi Ermis’in restoranına götürdü ve burada kendisinden ayrıca bahsedeceğim güzel bir insan tanımama vesile oldu.

Ermou Caddesi boyunca yürüyüp caddeyi bitirdiğinizde solunuzda ve sağınızda kalan karşılıklı iki restoran göreceksiniz. Burada ayrıca Osmanlılar’dan kalma Yeni Camii’ye de rastlayacaksınız. Bu iki restorandan solunuzda kalanı Ermis’in yeri.  Dışarıdan bakıldığında salaş bir görüntüsü var, zaten hep böyle yerler en güzelleri oluyor, bu kural gene değişmiyor.

Fazla aç olmadığım için ortaklaşa tekir, kabak çiçeği dolması ve uzo söyledik kendimize (uzomuzun markası Barbayanni. Okurken Varvagianni diyoruz). Kabak çiçeği dolması gerçekten muhteşemdi. Molivos’ta yediğim kabak kızartması ve musakkaya, Ermis’in kabak çiçeği dolması da ekleniyor.

2013-10-17 21.11-horz

Masada benim yediklerim dışında karides güveç ve kalamar da var. Kalamar mevzusunda iki kelam etmek isterim. Şayet siz kalamaları dilim olarak istemezseniz kalamarlar bütün olarak geliyor. Ve yanında tarator beklemeyin. Karides güveç ise bol salçalıydı, salça seviyorsanız Ermis’in karideslerini de seveceksiniz.

2013-10-17 21.58.30

Gelelim uzo olayına. Birçok uzo markası var. Bunlardan en meşhurları Barbayanni, Plomari, Samara, Sans Rival. Benim aldığım uzo Barbayanni idi ve restoranlarda da genelde bu marka uzo servis ediliyor. Peki uzonun olayı nedir? Rakıdan farkı ne ola? Öncelikle bir rakı sever olarak uzo bana çok soft geldi. Alkol yüzdelerine göre seçim yapabiliyorsunuz ama siyah olan Barbayanni yüksek oranda alkole sahipken diğerlerinden %6-7 kadar fazla ancak. Belki de bu yüzdendir uzo sek içiliyor. Yani rakıya su koyarken, uzoya sadece buz konuluyor. Bir de uzo yalnızca deniz ürünleriyle servis ediliyor. Uzo içecekseniz tavsiyem Barbayanni Afrodite.

Haydi o zaman  “Stin İgia Sas” (*Sağlığınıza)

2013-10-17 22.13.39

Yemeğimizin ardından Ermis, müesseseden tatlı ikram ediyor. Yine vişne ve yoğurt baş tacı, altında ise ananelerden babannelerden bildiğimiz limonlu parfemsi o adını hala bilemediğim tatlı var. Tadı güzel tatlının, Ermis Abi’nin eli değdiği için olabilir mi? Laf Ermis’e geldiyse (adının Ermis olduğunu tahmin ediyorum) ‘çok kral abi’tanımlamasına uyan nadir insanlardan. Yaşı 50’lerin üzerinde -bunu asla tahmin edemezsiniz-, sohbeti baldan tatlı, babası Aliağa’lı, içten ve samimi bir işletmeci. Gece boyunca siyasetten, Türkiye’den, Yunanistan’dan bahsettik. Ayrıca müthiş komik bir adam. Şu anda kalkıp gidesim geldi tekrar. Giden olursa benden selam eylesin adanın en kral abisine.

Uzo+tekir+dolma+2 kahveye 13 euro ödeyip Ermis Abi’yle de bir hatıra fotoğrafı çektirerek geceyi güzel bitiriyorum.

Efkaliptos

2013-10-18 21.49.22Midilli’ye 15 dakika uzaklıkta olan Panagiouda’s Harbor’da bulunan bu restorana gitmeyin diye yazıyorum. Neden mi? Yine bir tesadüf sonucu yolumuz buraya düştü. İçerisi alabildiğine Türk’tü ve Türklere özel Yunan gecesi vardı. Bu yüzden adam başı 15 eurodan fix mönü geçerliydi. İstemesem de bu kadar yol geldiğim için kalmak zorunda kaldım.

2013-10-18 22.03.47Ortaya hepsinden ikişer tane gelmek suretiyle balık, kabak çiçeği dolması, köfte/patates (ne alakaysa), salata, kalamar, humus, vişneli yoğurt geldi. Ve hepsi de birbirinden lezzetsizdi. Bu arada eğer uzo alırsanız bu 15 euroya dahil değil. Gecede sirtaki, zeybek gibi danslar yapıldı. Bense o sıralar 15 euro vererek nasıl aç kaldığımı düşünerek bir türkü tutturmuştum.

Panellinion Pastanesi

IMG_2230Midilli’nin meşhur pastanesi burası. Gidip bir tatlı ve kahve söyledim kendime. Tatlının adı “Güzel”. Güzel tatlısı. Fakat bana biraz fazla kremşantili geldi ama kahveli tatlı sevenler beğenebilir. Fiyatı 4 Euro.  Pastanenin havası biraz İnci Pastanesi’ni biraz da Markiz’i hatırlattı bana.  Midilli sahilinde kolaylıkla görebileceğiniz bir yerde.

Börekçi: Midilli’nin börekleri güzelmiş diye okumuştuk. Panellinion Pastanesi’nin birkaç yanında börekçi dükkanına girdim ve bence yemesem de olurmuş.

 Goodys: Burası sahil şeridindeki Panellinion Pastanesi’nin birkaç yanında kalan ve Yunanistan’ın Mc Donalds’ı olan fast-food dükkanı. Menüsünde kola yerine uzo, mayonez yerine caciki olan efsanevi yer.

Midilli’de Alışveriş

-Sakız Reçeli: Fiyatları genelde aynı. Ermou Caddesi’nden 1.90 euroya aldım.

2013-10-20 08.19.03

-Uzo’lu ve Damla Sakızlı Şekerler: Midilli-Ayvalık free shopunda kısa bir süre gezme imkanım oldu. Buradan uzolu ve damla sakızlı şekerler alabildim. ikisini de çok beğendim.

2013-10-20 08.19.43

-Fıstık Reçeli:  Ermou Caddesi’nde 2.80 euroya aldım. İki katına satan yerler var. Tadını sevmedim. Tadının herhangi bir şeye de benzetemedim. Fıstık reçeli buralarda meşhur. Kahvenin yanında falan yeniyor. Ama reçel alınacaksa bu fıstık reçeli olmamalı derim.

2013-10-20 08.18.31

Ladotiri Peyniri: Midilli demek peynir demek…

2013-10-20 08.24.03

Yasu Lesvos

Midilli’de Bir Deniz Köyü: Petra

Bu Kurban Bayram’ı Yunanistan’ın Lesvos Adası’ndaydım. Her Ayvalık’a gidişimde bizim kıyılardan bakar dururdum Lesvos’un kıyılarına. Yani bizlerce bilinen ismiyle Midilli’ye. Şimdi ben yurt dışına mı gittim? Bence hayır. Dili farklı, dini farklı. Ama insanlar söz konusuysa Yunanlı ve Türk apaynı. Zaten Lesvos’ta Yunanlıdan çok Türk olduğu için kendimi yurt dışında hissetmeme imkan da yoktu. Artık merak ettiğim karşı kıyılara ayak basma zamanı gelmişti.

Yunan alfabesi yardımı için Petra’nın orjinal yazılışı: Πέτρα 

IMG_2164

Ekim’de Midilli Adası 

Lesvos’a Ekim ayında gittim. Bence Lesvos için en ideal ay Ekim ya da Mayıs. Ne çok sıcak ne de rüzgarlı. Bir gün yağmur ve rüzgara yakalandım ama bu durum gezmemi kısıtlamadı.  Hatta daha iyi oldu çünkü yine güneşin kendini az göstermesiyle ben Yunanlı bir gök kuşağı ile tanıştım. Bunun dışında Lesvos’ta gideceğim ilk durak olan Petra, diğer yerlere göre biraz daha serin.

2013-10-17 09.05.10

Petra’ya Nasıl Gidilir?

Ayvalık’tan Turyol‘un feribotlarıyla 1 saat 45 dakika gibi bir sürede Lesvos’a geçtim.  Turyol dışında bir de Jale Tur var adaya geçişi sağlayan. Ben Turyol’u tercih ettim. Turyol-Lesvos feribot fiyatları gidiş dönüş 27 Euro. Buna yurt dışı çıkış harcı 15 TL ve İstanbul-Ayvalık otobüs fiyatı 45 TL’yi de eklediğimde Lesvos yolculuğumun yol parası toplam 134 TL tutuyor.

Lesvos feribotları bildiğiniz Eminönü-Üsküdar feribotları. Sabah 9.30 ve akşam 18.30 olarak iki sefer yapıyor. Feribotlar arabalı ve arabasız seçeneklerine sahip ama arabalı dedikleri 10 araba ya alır ya almaz. Hafta sonları Lesvos’tan 18.30 dönüşlerinin epeyce kalabalık olduğunu söylemek isterim. Dönecekseniz sabah feribotunu tercih edin.

Ayvalık’tan feribot girişleri rahat. Kurban Bayramı’nda gitmiş olmama rağmen beklemeden feribota bindim. Feribot yolculuğunun en iyi tarafı deniz havası almanın yanı sıra valize bol bol su koyabilme özgürlüğüm oldu. Giderken yanınıza bolca su alırsanız su parasından yırtarsınız.

Ben Lesvos’a giderken normal vize aldım, ama bir de kapı vizesi olayı var. Yalnız eğer ülkeye kapı vizesi alarak giriş yapacaksanız, ayrı bir yerde işlemleriniz yapılacak ve normal vize sahiplerine göre bekleme süreniz daha uzun olacaktır.

Midilli’ye hoş geldim, ilk durağım Petra.

Midilli’den Petra’ya Nasıl Gidilir?

Midilli’den Petra’ya nasıl gidileceğini çok araştırdım, sordum soruşturdum. Herkes araba kiralamam gerektiğini toplu taşımanın olmadığını söyledi. Ama artık ben varım dostlar, ben bu konuya açıklık getiriyorum.

Midilli’den Petra’ya gidebilmek için araba kiralamadım. Otobüse bindim. Nasıl mı? Öncelikle feribottan indikten sonra sahil boyunca yürüdüm. 7-8 dakika yürüdükten sonra bir otobüs durağı gördüm. Ama Petra otobüsleri buradan kalkmıyor. Aynen yürümeye devam ettim. 7-8 dakika daha yürüdüm ve dört yol ağzına geldim. Buradan karşıya geçtim, sağımda bir park vardı. İşte bu parkın karşısındaki otobüs durağından Petra, Molivos, Kalloni otobüsleri kalkıyor. (İsteyene yol tarifi için sonsuz yardım destek paketi parantezin içindedir.)

Petra otobüsleri iki saatte bir kalkıyor ve Midilli-Petra arası yaklaşık 1 saat sürüyor. Fiyatı ise tek gidiş = 6,40 Euro. Yollar sen de Karadeniz’den hallice ben diyeyim Kapıdağ Yarımadası gibi dolambaçlı. Bu yüzden aşırı hassas mideniz varsa yollara alışmalısınız.

Bu arada Petra için Kalloni’den aktarma yapacaksanız. Otobüsün durduğu yeri son durak sanıp afallamayın.

Petra’da Konaklama

Studio Niki

IMG_2177Petra’da kaldığım otel için son derece doğru bir seçim yaptığımı düşünüyorum. Çünkü Niki tatlı mı tatlı bir kadın. Zaten oteli bulurken internetten yaptığım araştırmalarda Niki’den ve hazırladığı kahvaltılardan övgüyle bahsediyorlardı. Haklılarmış.

Otelde 3 gece kaldım ve 3 gece içinde 3 oda değiştirdim. Nedenine gelirsek. İlk kaldığım oda, otelin giriş katında soldaki 3 numaralı odaydı. Fakat bu odada garip bir koku vardı ve Niki odamı değiştirme isteğimi geri çevirmedi. Yeni odam 3 numaralı odanın tam karşısındaki suit odaydı ve kokmuyordu ama ertesi gün buranın sahipleri gelecekti. Üçüncü oda ise hemen kahvaltı yapılan alana açılan oda olmuştu.

IMG_2178

Otel deniz kenarında ve Petra’yı gezebileceğiniz çoğu yere yakın. Zaten Petra bir sahil kasabası ve gezilecek her yeri yürüyerek tamamlayabiliyorsunuz. Araba kiraladıysanız otelin önünde araba park edebileceğiniz yerler bolca mevcut. Otel odasındaki televizyonlarda Yunanca Türk dizilerine rastlayınca şaşırmayınız. Aynı gün içerisinde hem Öyle Bir Geçer Zamanki hem de Fatmagül’ün Suçu Ne’yi verdi Yunan televizyonları. Evet, ben de oturdum izledim. Normalde evde olsa izlemem ama insan özlüyor be. 5 gün de olsa!

midilli-petra

Şu herkesin methettiği sabah kahvaltısına gelince, bence bu kahvaltıları bu kadar popüler yapan Niki’nin ve yanında çalışan yardımcısının bu işi gerçekten severek yapıyor oluşları. Zaten otelde kaldığınızda bana hak vereceksiniz. Kahvaltı için saat sınırlaması yok, öyle ki Niki ‘gençsiniz, uyandığınızda hazırlarım’ diyerek bizden puanları bol bol topladı. Tabii en önemlisi kahvaltıda çay ve ıspanaklı börek vardı.

2013-10-16 10.16.38

Petra’yı gezmek için yürümeniz yeter. Fakat Petra bölgesindeki diğer yerleri görebilmek için bu kez gerçekten araba kiralamanız gerekiyor. Ben de bir şehirde en son yapmak isteyeceğim şeyi, araba kiralamayı mecburen yapmak zorunda kalıyorum.  Araba kiralama mevzusunu yazımın devamında anlatacağım. Şimdi Petra’da neler yapılır bunları konuşalım.

Petra’da Gezilecek Yerler?

Petra şirin bir sahil kasabası. Belki de bu yüzden ben burayı çok sevdim. Balıkesir’in sevimli koylarını andıran ve bize çok yabancı olmayan bir yer.  Denize girmek için geliyorsanız Petra’nın denizi oldukça güzel. Bodrum’un denizine benziyor. Soğuk ama akvaryum gibi. Sahili kumsal. Deniz tatili için geliyorsanız zaten iki favori yer söylenecek size: Molivos ve Petra. Molivos, Petra’ya göre biraz daha sıcak kalıyor çünkü Petra diğer yerlere nazaran biraz daha rüzgarlı bir bölge.

Petra’da görülebilecek yerler doğal güzellikler dışında sayılı. Ben ilk önce Petra’nın tepesinde bulunan kiliseye yürüyerek çıktım ve tüm Petra’ya bu tepeden baktım.

2013-10-15 17.27.19

Tepede oturup manzarayı izledim, kiliseyi ücretsiz gezdim. Sonra yürüyerek aşağı indim ve Petra keşfine devam ettim. Petra arnavut kaldırımlı, taş evli eski bir köy. Bozulmamış, çok kalabalık olmayan, birkaç dükkan, restoran ve kafeye sahip kafa dinlemelik bir yer.

IMG_2151

IMG_2160 IMG_2162

IMG_2172
Petra sahili. Niki’nin oteli sağdaki belli belirsiz sarılı pembeli binaların orda

Petra Yemekleri 

To Kalderimi

Yunanlılar, masaya oturur oturmaz sipariş vermeseniz de size su getiriyorlar. Bu sular muhtemelen çeşmeden tabii ama yine de oturur oturmaz masaya su geliyor olması çok hoş. İlk sefer acaba yanlış mı oldu masaları mı karıştırdılar olduysam da bu olay Yunanistan’nın yemek kültürü olarak kayıtlara geçti. Sudan para alıyorlar mı diye de düşünmeden de edemedim elbette. Almıyorlar herhalde adisyonda hiç görmedim. Bu arada bir diğer şaşırdığım konu ise mönülerin tamamen Türkçe bölümlerinin olması. Bildiğin bizim için mönü yapmışlar adamlar. Zaten her yerde Türkçe yazılara rastlayacaksınız. Bu da komşuluğun en güzel yanlarından biri işte.

Tavuklu gyros

2013-10-14 16.21.21To Kalderimi de tavuklu gyros yani bildiğimiz pita (bildiğimiz pita ama Meksikalıyız çünkü), kızartılmış peynir yedim ve Yunanistan’ın meşhur birası Mythos’tan içtim. Bu 3’lüye toplam 5 Euro ödedim.

Mythos

2013-10-14 16.15.24

Lesvos’ta bolca peynir yiyeceksiniz. Peynirler genelde una bulanıp kızartılıyor ve üzerine limon sıkılarak yeniyor.

2013-10-14 16.19.26

Genel olarak tüm Lesvos kahve tüketen insanlardan oluşuyor. En çok da Greek Coffee ve frappe içiyorlar. Petra’da denize karşı frappe keyfi yapmak için en ideal yer ise bence Lemon Cafe. Frappe fiyatı 2.80 Euro. Bunun dışında Women’s Cooperative of Petra da yeme-içme için güzel bir yer. Geriye çok da fazla alternatifiniz kalmıyor Petra’da.

IMG_1936
Lemon Cafe’de gün batımı ve frappe

Petra’ya Yakın Yerler

Petra’dan diğer yerlere gidebilmek için artık araba kiralama vakti geldi. Homerus adlı firmadan araba kiraladık. Günlük araba kiralama fiyatı 30 Euro.  Çoğu muadiline göre bu fiyat oldukça iyi. Sabah isteğimiz üzerine Niki’nin otelinin önüne, yukarıdaki gök kuşağının önündeki sarı civcivi getirdiler, biz ise arabayı Midilli’de teslim ettik. Farklı yerden alıp, farklı yere bırakmak konusunda endişeniz olmasın yani. Yunanistan’da benzin fiyatları ise bizden hallice. Günlük 15 Euro’luk benzin sizi idare eder.Unutmadan, yolda lastiğimiz patladı ve lastiği değiştirmek için firmayı aradık. Kısa sürede geldiler ve 30 euroya lastiği değiştirdiler. Bu da benim içime ayrıca oturdu ama kader diyerek yoluma devam ettim.

Molivos: Petra’ya 10 dakika uzaklıkta

Yakın Köyler: Sitipsi-Pelopi-Kapi-Arisvi-Kalloni-Skala Kallonis-Mantamados-Skala Sykamineas-

 Petra, Lesvos’un gördüğüm birçok noktası içerisinde en güzel yerlerden biri oldu. Sessiz, sakin sahil kasabalarından hoşlanan, alırım elime çayımı kahvemi otururum deniz kenarında kafamı dinlerim diyenlere denizi soğuk ama berrak olan güzel Petra yaz ve bahar ayları için ideal bir kaçış noktası.

IMG_2165

Ardımda mavinin türlü tonunu geride bırakarak Petra’ya güle güle, Midilli‘ye merhaba demek için yola çıkıyorum.

Çok Tatlısın Üstelik Çok Da Klasiksin: Viyana Gezi Rehberi

Klasik müzik sevmiyorum, opera izlemek hoşuma gitmiyor o zaman benim Viyana’da işim ne diyenlerden misin? Deme. Evet Viyana dünyanın en elit, en entelektüel, en ara sokağından bile arya yükselen şehri olabilir ama Viyana’a sadece klasik müzik, opera, müze demek değildir. 

tumblr_mlxaci5aOa1rdpqwco1_1280
Viyana Hofburg İmparatorluk Sarayı
 Viyana’da nerede kalınır?: Viyana’da kaldığımız otel Trend Bosai Hotel. Otel Viyana merkeze biraz uzak. Gutheil Schoder Gasse denilen konumda bulunuyor. Bu yüzden otelde kaldığım süre içinde iki kere taksi kullanmak durumunda kaldım. İlkinde otelden Mariahilfer Straße’ye gittim ve yaklaşık 12 euro tuttu. Diğerinde de otelden Naschmarkt’a gittim ve onda da yaklaşık 20 euro ücret ödedik. Ben otelden adam toplayıp taksi olayına giriştim fakat otelin yakınında (10/15 dakika yürüme mesafesi) bir metro istasyonu var. Akıllarda bulunsun.

Viyana’da neler yenir? 

Figlmüller Şinitzel: Viyana gidip de şinitzel yemeden dönmek; şinitzel yiyip de Figlmüller’de yememek olmaz dediler. Dedikleri kadar var mı tartışırım! Ama öncelikle eziyetsiz ve zahmetsiz yer bulmak istiyorsanız internetten online rezervasyonunuzu yaptırmalısınız. Ben Bäckerstraße’deki şubesinde şinitzel ve patates salatası sipariş ettim. 

Gördüğünüz gibi şinitzel devasa boyutta. 2 kişi bir tabak alabilirsiniz.Büyük umutlarla aldığım patates salatası ise bence hayal kırıklığı. Çok ekşi ve söylendiği kadar bir numarası yok. Şinitzel +Patates salatası yaklaşık 20 Euro
Demel Sacher Torte: Viyana demek bir bakıma da tatlı demek. Öyle, öyle. Demel Pastanesi, Viyana’nın en ünlü pastanesi. Viyana’nın ünlü tortesi de Demel’de ya da yine meşhur Hotel İmperial‘de yenirmiş.

IMG_1186

Sachertorte ortalama bir tatlı. Benim gibi bitter çikolata seviyorsanız size de biraz tatlı gelebilir. Ama gitmişken yemeden dönmeyin yine de. Fiyatı sanırım 8 euro civarındaydı.

Mozart Cafe‘de Melange Kahvesi: Mozart, Mozart ve Mozart. Viyana’da her yer Mozart. Mozart Cafe, Viyana Albertina Müzesi‘nin hemen karşısında bulunuyor. Ben bu kafede otururken İstiklal’de bir kafede otururmuş hissini yaşadım. Müzeye girenleri, faytonla gezenleri, fotoğraf çekenleri, sokak gösterilerini, kısacası Viyana panoramasını kahvenizi yudumlarken izleyebiliyorsunuz. Buradan aşağı salınıp kendinizi İspanyol Binicilik Okulu‘nda bulabiliyorsunuz.
IMG_1274

Julius Meinl der susarım. Kahvenin fiyatı 2 Euro.

 Nerelere Gittim?

 Hundertwasser EviTasarımı Avusturyalı sanatçı Friedensreich Hundertwasser tarafından yapılmış olan bu apartman bizde olsa kentsel dönüşüme girer miydi diye çok düşündüm. Kat karşılığı bir olaylara girişirdik herhalde. Viyana’da turların ve turistlerin ilk durağı olan Hundertwasser, güzel fotoğraflar vaad ediyor.

IMG_0970

Aziz Stephan Katedrali (Stephansdom): Kilise, katedral, şapel ve türevleri gezmeyi sevmiyorum. Ama bazı yerler oluyor ki buralara girmezsem ayıp olur diye düşünüyorum. Stephansdom Katedrali de bunlardan biri. Viyana’nın merkezinde bulunuyor. Her yol genelde Stephansdom’a çıkıyor zaten. Taksim’de Fransız Konsolosluğu, Kadıköy’de Haldun Taner Sahnesi, Viyana’da Stephansdom Katedrali. 

IMG_1083

Katedrale ücretsiz girebiliyorsunuz. Mimariden çok anlamam ama tamamen Gotik bir katedral olmadığı belli. Katedrali gezmeye başladığınız ilk andan itibaren gördüğünüz ikonalarla, süslemelerle orta çağ atmosferinde bir film yazabilirsiniz. Belki bilmek istersiniz; bir rivayete göre Beethoven, sağır olduğunu bu katedralin çanlarını duyamadığını anladığında fark etmiş. 

Museum of Art History: Viyana’da müzeye gitmemek olmasın diye girdiğim müzeyi gezmem bayağı vaktimi aldım. Müze oldukça büyük. Sokakta akıp giden hayata yetişmeliyim ama burası da güzelmiş diyerek bir odadan diğerine geçe geçe 2 saat dolandım müzede. Diğer tüm müzeler için Museumsquartier Bölgesi’nde dolanmanız yeterli.

IMG_1305

PraterViyana’da en sevdiğim yer kesinlikle Prater oldu. Dedim ya klasik müzikler, müzeler, kiliseler bir yere kadar. Dönme dolaba ne zaman biniyoruz?

İkinci Dünya Savaşı’ndan beri dönen bir dönme dolap bu. Ve Viyana manzarasını görebileceğiniz en güzel yer. Gerçi ben gittiğimde şantiye manzarası gördüm ama yine de en yukarıdan şehre bakmak çok güzel.
Prater’e gitmek için Swedenplatz’tan 1 numaraları tramvaya bindim ve en güzel Viyana turunu da kendi gittiğim turdan ziyade bu tramvayla yaptım. 1 numaralı hat size tüm Viyana’yı gezdiriyor ve son durak Prater’de bırakıyor. Prater’de inip lunaparka varmanız için çooook güzel bir yoldan yürümeye başlıyorsunuz:

Belvedere SarayıViyana’lı vatandaşların yayıldığı, kitap okuduğu, spor yaptığı ve köpekleriyle yürüyüşe çıktığı güzel Belvedere. 

IMG_1003
Kärntnerstraße: Burası Viyana’nın alışveriş caddesi, bir diğeri de MariahilferStrasse. Her iki cadde de Viyana’da gezilmesi gereken caddeler. 

 

Caddede dolaşırken bol bol Mozart çikolatası göreceksiniz. 

Bademli olanından uzak durun ve üstünde Mirabell yazanı alın.

Spanische Reitschule School:  Kapıdan içeri girdim ve bambaşka bir yerdeyim.

 Akşamları Neredeydim?

Kaffe Alt WienFiglmüller’in tam karşısında. Ucuz içki ve güzel ortam için tavsiye ederim.

Yapmak İsteyip De Yapamadıklarım Nelerdi?

Naschmarkt’ta Kahvaltı: Ben yapamadım siz yapın

Schönbrunn Sarayı: Ben gidemedim siz gidin.

* Meinl am Graben’de Tatlı Alışverişi: Ben alamadım siz alın.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sonbaharda Bodrum

Bir yer, bir beden birden fazla ruh… Sabah tatilci, akşamüstü balıkçı, gece ‘klabır’.  İnsanın bütün kişiliklerini ortaya döker Bodrum. Gecesi yorar, sabahı dinlendirir, akşamı doyurur, öğleni uyutur. Balığı güzeldir, denizi o biçimdir, gecesi çarpar, rüzgarı kendine getirir. Bir de en çok Eylül’de güzeldir.

Görsel

Hava alanından Bodrum’a Nasıl Gittim?

Milas hava alanı Bodrum’a biraz uzak ve benim bildiğim herhangi bir toplu taşıma aracı yok. Bu seferki Bodrum yolculuğunda hava alanından Gündoğan’a gitme şansım yüksekti; özel arabayla gittim fakat normal şartlarda Atlas Jet’i kullanmışsam onların ücretsiz servisleriyle; THY’yi kullanmışsam da ücretli servis Havaş’la Bodrum merkeze giderdim. Hava alanından Bodrum’a gitmek yaklaşık 50 dakikanızı alıyor. 

Ne Yedim/İçtim?

Bitez DondurmaBodrum marina boyunca yürüdüğünüzde meşhur Bitez Dondurma’yı görmemek imkansız. Yer bulma konusunda sezon zamanları biraz sıkıntı yaşanıyor ama tüm sıkıntı özellikle de bal badem dondurma yiyince kayboluyor.

 Vespa Cafe&RestoranBodrum’un fazla kalabalığından bunalıp bir şeyler içmek ve güzel müzik dinlemek için en ideal yerlerden biri. İçecek mönüsünde başı İtalyan suları çekiyor. Fiyatlar ise gayet makul.

 Sünger PizzaBodrum’a her gittiğimde uğradığım yerlerin başında geliyor burası. Son olarak dört peynirli ve klasik karışık pizzasını yedim. Kesinlikle dört peynirli diyorum.

Yunuslar Karadeniz PastanesiVe mahkum son arzusunu dile getirdi: Pürüzyen. Bilen bilir, bilmeyen de çok şey kaçırır bir yer Yunuslar Pastanesi. Fotoğraf her şeyi anlatmıyor mu zaten? Benim çok sevdiğim bir tatlı olan pürüzyen sabah 10.30 gibi çıkıyor. Ve bu mucizeyi fırından çıktığı gibi, sıcak sıcak yemek gerekiyor. Bunun dışında saat kaçta giderseniz gidin Yunuslar’da aç kalmazsınız. 

Şirin Sebzeli DönerBodrum’un hemen her yerinde döner yemiş biri olarak buranın döneri üzerine hiçbir yer tanımıyorum. Favorim sebzeli tombik döner (kopit). Fiyatı ise 6 TL.

 Mahfel CafeDeniz kenarı, dinlenmelik bir yer için pek fazla alternatif yok Bodrum’da. Burası da kötünün iyisi. Tek güzel yanı da Bodrum Kalesi manzarası.

Akşamları Neredeydim?

TangoBodrum marina tarafında bulunan Tango, size nezih bir ortam ve güzel müzikler vaad ediyor. Ben Akdeniz müzikleri ağırlıklı canlı performans eşliğinde şarap içtim. Siz canlı tango performanslarını da izleyebilirsiniz.

 VittoriaAkşamları restoran olan Vittoria, gecenin ilerleyen saatlerinde gece kulübüne dönüşüyor. Havadar ve kız kıza gidebileceğiniz bir mekan. Clup müzik sevenler kesinlikle uğramalı. Fiyatlar ise ortalamanın biraz üstünde. Bira 20 TL. 

Marina Yat ClupMarinalar benim ikinci evimdir. Hele ki Bodrum’daysa. Üstelik her gece başka bir güzellik sunuyorsa. Mesela bir gece Fuat Güner, bir gece Fatih Erkoç, bir gece de Garo Mafyan&İzmir Express Orkestrası dinleyebiliyorsan. Giriş ücretsiz. İçki fiyatları ise Bodrum’daki birçok yere göre uygun.


Tekilacılar SokağıBodrum’un en hareketli, en dinamik ve en eğlenceli yerlerinden biri. Geceyi tekilayla başlatıp tekilayla bitirenlere gelsin.

 Kule Rock CityBodrum’un en sevdiğim yerlerinden biri. Eğer üst üste giderseniz aynı müzikler sizi biraz sıkacak olsa da bağıra bağıra şarkı söylemek bambaşka bir duydu. Adından da anlaşılacağı üzere mekanda yerli ve yabancı rock müzik hakim.

 MandalinFarklı müzikler dinlemek istiyorsanız, Bodrum Kalesi manzaralı Mandalin tam size göre. Pop ve 45’lik gecelerinden, rocknroll partilerine kadar birbirinden hoş konseptlerde iyi müzik dinlebilirsiniz burada. Ayrıca çeşitli kokteyller deneyebileceğiniz bir yer Mandalin. Ben Caprice adında bir kokteyl içtim. Vanilya seviyorsanız denemelisiniz.

 Ne Aldım?

Meşhur Bodrum sandaletlerinden hala alamadım ama derisine ve şekline bayıldığım bu çantayı alarak eksiğimi kapadım. Bodrum merkezden aldığım çantanın fiyatı 80 TL.

Ne Keşfettim?

 Bodrum Deniz MüzesiBodrum’a her gittiğimde bir türlü içeri girmek nasip olmuyordu. Hoş gene tam olarak nasip olmuş değil. Kapanış saatine yakın girebildim içeriye. Ve o güzelim gemilere doya doya bakamadan çıkmak zorunda kaldım. Müzeye giriş fiyatı: Tam 5 TL, İndirimli 2,5 TL.

Bodrum’un Sakin ve Güzel Beldesi Gündoğan

Akdenizli misin diye sordu biri. Sapına kadar ama sıcağı sevmem dedim. Temmuz çok güzel bir ay olurdu eğer sıcak olmasaydı. Eylülü bile kıskandırabilirdi. Ben güneşi sevmiyorum diye güneşin bana darılmaması lazım. Bodrum’da gönlünü alırım onun. Bir de biraz daha serin olur belki diye, Gündoğan’a giderim ben de.

gün

Neyle Gittim?

Türk Hava Yolları

Hava alanından Gündoğan’a Nasıl Gittim?

Milas hava alanı Bodrum’a biraz uzak ve benim bildiğim herhangi bir toplu taşıma aracı yok. Haliyle Bodrum’dan Gündoğan’a da gitmek ayrı bir seyahat. Bu seferki Bodrum yolculuğunda hava alanından Gündoğan’a gitme şansım yüksekti; özel arabayla gittim fakat normal şartlarda Atlas Jet’i kullanmışsam onların ücretsiz servisleriyle; THY’yi kullanmışsam da ücretli servis Havaş’la Bodrum merkeze giderdim. Bodrum’dan hafta sonları 05.00, hafta içleri 04.00′a kadar Gündoğan’a minibüs bulabiliyorsunuz. Hava alanından Bodrum’a gitmek yaklaşık 50; Bodrum’dan Gündoğan’a gitmek ise yaklaşık 25 dakikanızı alıyor.

Şehir İçi Minibüs Fiyatları Ne kadar?

5 TL

Nerede Kaldım?

Butik Han Otel: Denize sıfır (gerçek manada sıfır), odaları temiz, Eylül gibi daha uygun fiyatlı, yemekleri lezzetli ve çalışanları iyi bir otel.

Ne Yedim/İçtim?

Gossip Bistro Viyana usulü dondurmalı kahve
 
Saraybosna Köftecisi’nde boşnak böreği. Soldaki börek ıspanaklı, sağdaki ise kıymalı. Boşnaklar kıymalı olan böreğe mantı diyor. Benim tercihim de kıymalı olan oldu.

 * Çakıltaşı Cafe‘nin zeytinyağlı yemekleri: Gündoğan’da her zaman kalabalık bir mekan burası. Ev yemekleri, zeytinyağlılar denilince ilk durak da burası oluyor haliyle.

 * Gündoğan’ın Viyanalı kafesi Gossip Bistro‘da Viyana usulü dondurmalı kahve. Elmalı tatlılar sevmediğim için dondurmalı kahve seçimim gayet yerinde oldu. Elmalı turtayı (apfelstrudel) ise merakımdan tattım fakat sonuç gene aynı: Forza dondurmalı kahve. Kahve ve tatlı dışında makul fiyatlarda kokteyler, biralar ve diğer alkollü içkiler de mevcut.

 * Köftelerinin de çok güzel olduğunu duyduğum ama hakkımı börekten yana kullandığım Saraybosna Köfteci‘sinde boşnak böreği; tercihim mantı denilen kıymalı&yoğurtlu börek.

 * Reana‘da ahtapot ızgara, kabak çiçeği dolması: Balık yememiş ve çok sayıda meze söylememiş (5) olmama rağmen biraz tuzlu bir hesap geldi. Ama rakı, meze ve de Gündoğan’ın hatrına herkes bir kere bu olaya girişmeli.

 * Ergün Kaptan’ın Yeri‘nde balık çorbası: Balık çorbası gerçekten isminin hakkını veriyor. Eğer yolunuz buraya düşmüşse ve o gün balık çorbası pişmişse yemeden Gündoğan’dan ayrılmayın. Balık çorbasının fiyatı 9 TL.

Akşamları Neredeydim?

Chinka Beach&Snack Bar: Gündoğan sahilde akşamları oturup muhabbet edebileceğiniz sakin bir mekan. Birer kadeh şarapla dalgaların sesini dinlerken yıldızlara da benden selam söylemeyi unutmayın.

Balıkçılar Kahvesi: Gündoğan sahilde balık restoranlarının bulunduğu kısımda yer alan Balıkçılar Kahvesi, çay ve deniz ikilisini sevenlere gelsin. Hem de yelkenlilere baka baka.

Sail Loft: Gündüz beach ve su sporları merkezi olan Sail Loft, akşamları da içki içip sohbet edebileceğiniz bir mekan halini alıyor.

Ne Aldım?

Kolye 10, bilezikler 5 TL
Gündoğan otogarın karşısında bulunan Nazar Shop’tan 3 tanesi 10 TL’ye magnet almış olsam da siz sahil yolundaki ufak tezgahlardan tanesi 2 TL’ye magnet alabilir, benim gibi kazıklanmayabilirsiniz:)
Havludan daha kullanışlı olan peştemalleri Gündoğan’daki ufak tezgahlarda uygun fiyatlara alabiliyorsunuz. Fiyatları 10 ile 25 TL arasında değişiyor.