Makedonya gezisi için ilk olarak Üsküp gezi rehberi çıkartmakla işe başlıyorum. Uluslararası alanda uzak bir etimolojik yaklaşım ile ‘Skopje’ (okunuşuyla skopya) adına sahip olsa da bizim için daima Osmanlı şehri olarak yaşayan Makedonya’nın başkenti Üsküp tarihi, kültürü, Vardar Nehri ve mutfağı ile kültür seyahatini cazip kılan şehirlerden biri. Aynı zamanda biz Türkler için gittikçe önem kazanan ‘vize istemeyen ülkeler‘ içinde yer alan Makedonya’ya bağlı Üsküp, eski ve yeni ile kimliğini bulan farklı bir şehir olarak seyahat rotasına alınmayı hak ediyor.
Üsküp Hakkında
Üsküp gezi rehberi checklisti öncesi, bu şehrin Osmanlı İmparatorluğu ile olan ilişkisini bilmek gezimizi daha anlamlı kılacaktır. Bu yüzden kısa bir tarihi bilgi vermemiz, iyi bir gezi zemini hazırlayacağından bayestidir. (Gerekli yerlerde Osmanlı Türkçesi bilgimi konuşturabilirim arkadaşlar)
1300’lü yılların sonuna gelindiğinde Üsküp (اسكوب), Osmanlı Türklerinin egemenliğine girer; önemli bir coğrafi konumda olmasıyla da kısa süre içinde politik ve ekonomik açıdan güçlü bir hal alır. Tarihler 1600’lü yıllara geldiğinde, Üsküp’ün gelişimi gerilemeye başlar ve Osmanlı-Avusturya savaşları sırasında Avusturya ordusu Balkanlar’daki Osmanlı İmparatorluğu topraklarına girer. Kaçanik Kalesi ele geçirilince, Osmanlı Üsküp’ün hakimiyetini kaybetmeye başlar. Süren savaşın ilerleyen yıllarında Üsküp büyük bir talana maruz kalır. General Piccolomini’nin emriyle Üsküp ateşe verilir. İki gün süren yangınlar ve yıkımlar ile şehir büyük ölçüde tahrip edilirken, başta Yahudi mahalleleri olmak üzere birçok ev ve dükkan zarar görür. Karşı atağa geçen Osmanlı Ordusu’nun püskürtmesiyle Avusturya ordusu bastırılır. Yaralarını saran ve toparlanmaya başlayan Üsküp, 1800’lü yıllarda Selanik-Üsküp tren hattının da açılmasıyla gelişimine devam eder. Fakat tren hattının açıldığı bu dönem, aynı zamanda Balkanlar’da Osmanlı İmparatorluğu’na karşı isyanların artmaya başladığı dönemdir.
1900’lü yıllara gelindiğinde artık Osmanlı egemenliği bu topraklarda son bulacak, Türk nüfusu Türkiye’ye doğru kayacak ve Londra Antlaşması ile Makedonya bölgesi Sırbistan’ın kontrolüne bırakılacaktır.
Makedonya Cumhuriyeti Dönemi
Vakit artık I. Dünya Savaşı’nın patlak verdiği vakitlerdir. Üsküp’ün idaresi Bulgarların eline geçmiş; şehir Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı’nın egemenliğinde kalmış ve 1950’lü yıllara gelmeden başlayan Alman işgalinde tamamen Bulgar güçlerinin kontrolüne girmiştir. Bu süreden sonra Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nin çatısı altında özerk bir Makedonya kurulmuş ve Üsküp, Makedonya Cumhuriyeti’nin başkenti olmuştur.
Üsküp’e Nasıl Gidilir?
İstanbul’dan Üsküp’e direkt uçuşlar bulunuyor. THY, Pegasus, AirSerbia ile İstanbul’dan Üsküp The Great Alexander Havaalanı’na yaklaşık 1 saatte varabilmek mümkün. Bir bilgi: Üsküp havaalanının işletmesi, Atatürk Havaalanı’nın da işletmesi olan TAV firması. Alandan merkeze gitmek yaklaşık yarım saat sürüyor. Merkeze giden otobüsler sık sefer yapmadığı için taksi ile yola devam ediniz; alandan merkeze taş çatlasın 25 euro yazar.
Üsküp’e Ne Zaman Gidilir?
Yazı da kışı da layıkıyla yaşayan bir şehir olarak Üsküp’e ne tam yazın ortasında, ne de tam kışta gidilir. İlkbahar ve sonbahar aylarının makul olduğu şehirde Haziran-Ağustos dönemi 45 dereceleri görebilirsiniz. Şehrin genelinin betondan oluştuğunu unutmayın. Yazı yaz gibi kışı da kış gibi yaşayan Üsküp, yazı nemli ve sıcak; kışı da kuru ve soğuk yaşıyor. Buranın yazını ve kışını Edirne ile kıyas edebilirsiniz.
Benim gibi Haziran’da gidecekler ise Üsküp’te ilginç bir bayrama denk gelebilir. Bir tür ‘yas bayramı’ olarak ifade edebilirim bu durumu. Çünkü insanlar 3-4 gün boyunca vefat eden yakınlarının ruhlarının geri geldiğine inanır ve mezarlıklara onların en sevdikleri yemeklerle, içkilerle, eşyalarla gider; meydanda birçok etkinlik yapılır.
Üsküp’te Nerede Kalınır?
Üsküp merkezine birçok yakın otel var ve fiyatları aşağı yukarı aynı. Meydandaki ihtişamlı Marriott Otel‘i lüks olarak baz alırsak, hemen arka tarafındaki Hotel Square iyi bir seçim olur. Otelin teras katındaki lobisinden şahane bir Üsküp manzarası görülür.
Üsküp Gezi Rehberi
Üsküp’ü gezerken Osmanlı’nın izlerini görebilmek için hem bu şehrin geçmiş tarihini, hem de adım başı görülen devasa heykellerine bakıp bakıp ‘belediye de heykele yatırım yapmış maşallah’ dememek için yakın tarihini bilmek gerekiyor. Osmanlı ile olan kısmı öğrendik, sırada her köşe bucakta karşımıza çıkan dev gibi heykellere geldi. Bu sorunun da cevabı ‘ülkenin kendisine yeni bir tarih yaratma isteğinden kaynaklanıyor’ olarak verilir. Evet, kendine göre zorlu savaşlar vermiş ve en sonunda büyük devletlerin hakimiyetinden çıkmış bir Makedonya için yeniden tarih yazılmalıydı. O yeni tarihin simgesi de bu heykellerle olmalıydı. Güzel olmuş mu, o konu tartışmaya açık.
Üsküp’e Dair Önemli Bilgiler;
- Üsküp farklı devletlerin hakimiyetinden bugünlere geldiği için şehirde Müslüman, Yahudi, Hristiyan gibi birçok dine mensup ve farklı etnik kimliği olan toplumlar yaşıyor.
- Şehir Eski ve Yeni olarak iki kısma ayrılıyor. Eski kısım Türk, yeni kısım Makedon tarafı olarak adlandırılıyor. Eski tarafta ezan okunurken, yeni taraftan çan sesleri geliyor. Ve evet, kimsenin dinine herkes karışamaz kuralı geçiyor.
- Ramazan ayında Üsküp’e gitmiş biri olarak Türk tarafında oruçlar tutulurken, Makedon tarafında içkiler içiliyordu. Kimseyi dövemeden geldim iyi mi!
- Makedonya’nın para birimi Makedon Denarı. Bu kadar değeri düşük bir para görülmemiştir. 5 euro bozdurunca size tomarla para veriyorlar, sanıyorsun ki zengin oldum. Halbusi 1 euro 60 denar. Ve yeme-içme, alışveriş, araç kiralama gibi çoğu şey son derece ucuz.
- Hemen herkes – özellikle esnaf, orta yaş ve üstü- Türkçe biliyor. Yabancı ülkedeymiş havası vermeyin kendinize.
- Halkbank, LcWaikiki, Koton, Penti, Migros gibi Türk firmaları her yerde. Üsküp’teki GTC AVM’de bulunan kangurulu market Migros evet.
- Üsküp’te tamamen Türklerin yaşadığı Türk köyleri, Türklerin okuduğu Türk okulları bulunuyor. Bu okullarda Türkçe ve Makedonca eğitim veriliyor. Şehir merkezinde bulunan Yahya Kemal Koleji, 2016 itibari ile artık kapanmış olabilir çünkü cemaate mensup bir kolej imiş.
- Bursa benzetmesi doğru imiş. Belki şimdiki heykelleri ile biraz farklılaştıysa da Üsküp ile Bursa benzeşiyor.
- Goce Delcev ismi önemli. Her yerde büstü, ilkokulu, sokağı var. Kimdir, necidir diye soracaksınız baştan açıklayalım; Makedonya’nın kurtuluş müca
- lesinde önemli bir komutan imiş kendileri.
Milenyum Hacı ve Tepesi
Üsküp sınırlarına girildiği andan itibaren şehrin tepesinde devasa bir haç görülüyor. Üsküp’te nereye gidilirse gidilsin bu haç görülüyor. Adamlar Müslümanlığa tepki olarak tepeye haç koymuş resmen. Hani Osmanlı buralardan gitti, artık biz varız kafasını görmüyor değiliz bu tabloda. Makedonya’da Hıristiyanlığın 2000. yılına ithafen yapılmış olan 66 metre uzunluğundaki bu haç, Vodno Dağı’nın tepesinde yer alıyor. Milenyum Haçı’na gitmek için teleferiğe binerek ulaşım sağlanabiliyor. Yokuş çıkarım, yorulmam diyenler için yürümek serbest.
Taş Köprü
Makedonca’sıyla Kamen Most olarak adlandırılan, bizde ise bir klasik olarak Taş Köprü ya da Fatih Sultan Mehmet Köprüsü adıyla bilinen köprü, Vardar Nehri’nin üzerinde bulunan tarihi bir Osmanlı köprüsü. Üsküp’te birçok Osmanlı dönemi yapısı savaş zamanlarında yıkılmış olsa da, hala günümüze kadar gelmeyi başarabilen köprü, hamam, kervansaray gibi yapılar görülüyor. Taş Köprü’nün hemen yanında yer alan ve sanat galerisi olarak kullanılan Davut Paşa Hamamı, Osmanlı’dan geriye kalan iki hamamdan biri. Yine köprünün hemen yakınındaki modern yapıdaki Soykırım Müzesi ise, II. Dünya Savaşı sırasında katledilen Üsküplü Yahudilerin arşivi niteliğini taşıyor.
Makedonya Meydanı
Üsküp’ün adeta Cumhuriyet Meydanı olan meydanı Makedonya Meydanı, Makedonya ile Yunanistan’ın bolca nasiplendiği ve adeta ‘Yeşil Vadi bizimdir’i olup paylaşamadıkları Büyük İskender’in devasa heykeline sahip en önemli meydanı. (Zaten başka meydanı yok sanırım) Heykeldeki İskender, Taş Köprü’nün diğer yakasında bulunan babası Philip’in heykeline dönüktür. (Üstte az önce kendisini görmüştünüz) Heykel, Makedonya’nın bağımsızlığının 20. yılına özel olarak Floransa’da yaptırılmış.
Makedonya Meydanı’nın tek olayı, sanırım akşam ışıklandırılan heykelleri ve havuzu. Zaten bu da Üsküp’ü gece gezilesi bir şehir konumuna getiriyor. Sokak çalgıcıları, renkli yapılar, sokakta oturan insanlar ile gündüzden daha güzel manzaralar sunuyor Üsküp akşamları. Neredeyse tüm Üsküp ilginçtir ki meydandaki fıskiyede eğleniyor. Çoluk çocuk, hele de mevsim yazsa, bedava eğlenceyi bulmuş. Türkiye’de bunu yapmam ama Üsküp’te ben de çocuklara uydum. Deneyin, güzel oluyor.
Makedonya Meydanı’nın kesişiminde 11 Ekim Caddesi bulunuyor.
Makedonya Kapısı
Makedonya Kapısı, bölgenin kurtuluş mücadelesine ithaf edilerek yapılmış. Haziranda gittiğim Üsküp’te nisan ayında başlayan ve aralıklarla devam eden hükümet aleyhine ayaklanmalar vardı. Yasa dışı dinleme ve yolsuzluk skandalı sonrası başta bu kapı olmak üzere tüm resmi binalara renkli boyalarla protestoya başlamış halk. Halkın boyalı protesto etmesine mi, üstelik hükümeti protesto etmesine mi, hem boya hem hükümet protestosuna müdahale etmeyen polise mi şaşıracağımı bilemedim. Kapı da, Üsküp de en son bu haldeydi.
Türk Çarşısı ve Bit Pazarı
Üsküp’ün en turistik yeri olan Türk Çarşısı, birebir Osmanlı’yı günümüzde yaşatan tarihi bir dekor niteliğinde. Sanırsın Muhteşem Yüzyıl’ı burada çekmişler. Osmanlı Dönemi’nin açık pazarları, esnafları, ufak dükkanları hala Üsküp’te varlığını sürdürüyor. Türk Çarşısı, alışveriş için tercih edilen ve adım atıldıktan sonra alınan köfte kokusu ve duyulan Türk melodileri ile tipik bir Türk sokağı aslında. Buradan çıkıp Bit Pazarı’na devam edildiğinde buranın manuel Hepsiburada oluşuna tanıklık edilir. Kıyafet var, gıda var, çiçek var, ayakkabı var; var da var.
Üsküp Kalesi
Eski şehir tarafında kalan kaleyi ilk gördüğümde ‘herhalde kaleyi de heykeller gibi sonradan kondurdular’ diye düşünmüştüm ki M.S. 6. yüzyılda inşa edildiğini söylediler. Benim hala şüphelerim var arkadaşlar.
Kurşunlu ve Sulu Han
Üsküp’te köprüler dışında Osmanlı’dan kalan yapılardan biri Kurşunlu ve Sulu Han. Kurşunlu Han, zamanında hapishane olarak kullanılmış, ve sonraları günümüzdeki gibi han olarak kullanılmaya devam etmiş. Sulu Han’da ise şu an Üsküp Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi bulunuyor.
Makedonya Arkeoloji Müzesi ve Özgürlük Köprüsü
Üsküp’te görülen en güzel yeni yapılardan biri kesinlikle bu müze. Zaten direkt dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. “Üsküp 2014 Projesi” kapsamında açılan Makedonya Arkeoloji Müzesi, beyaz mermerleri ile Vardar Nehri üzerinde yer alıyor. Hemen önünde Eski Şehir ile Yeni Şehir arasındaki köprü olan Özgürlük Köprüsü bulunur.
Müze içerisinde Antik Dönem, Ortaçağ ve Osmanlı Dönemi’ne ait 6.000’den fazla tarihi eser var. En önemlisi ise Büyük İskender’in Lahdi’nin kopyası ve Makedonya için önem teşkil eden birçok kişinin balmumu heykeli bu müzede bulunuyor. Müzeye giderken geçilen bu köprüde sıra sıra Makedonya için önemli olan isimlerin büstleri bulunuyor.
İshak Bey, Sultan II. Murat ve Mustafa Paşa Camii
Üsküp’ün eski ve yeni (Türk tarafı-Makedon tarafı) olarak gezileceğini artık belledik. Yine eski şehre geçildiğinde görülecek Osmanlı Dönemi eserlerinden olan bu üç camiden Sultan II. Murat Camii, Üsküp’e tepeden bakan bir bölgeye kurulu. Hemen yanında da Saat Kulesi bulunuyor. İshak Bey Camii ise, Saat Kulesi’nden devam edince karşılaşılan diğer tarihi yapı. Sultan Selim’in veziri Mustafa Paşa tarafından yaptırılan Mustafa Paşa Camii’nin özelliği ise arka taraftaki gül bahçesinden gelen gül kokusuna sahip olması.
Aziz Saviour Kilisesi
En eski Üsküp kilisesi olması bir yana, yerin 2 metre derinliğinde inşa edilmesi de kiliseyi farklı ve turistik kılıyor. Makedonya’nın bağımsızlığında önemli rol oynayan Goce Delchev’in mezarı da kilisenin bahçesinde bulunuyor. Kilise, Mustafa Paşa Cami’ne yakın.
Rahibe Teresa’nın Evi
Osmanlı Döneminde yaşamış ve Nobel Barış Ödülü sahibesi olan Arnavut asıllı Rahibe Teresa’nın eviyle, Üsküp Atlı Meydanı arkaya alarak 2-3 dakika yürüdükten sonra karşılaşılıyor. Evin mimarisi, hemen yanında bulunan Terasa heykeli ve odaların içerisindeki ‘Rahibe Terasa’nın Odası’ ile el yazmaları, bence Üsküp’ün en farklı seyahat noktası.
Terasa’nın evi, Makedonya Meydanı ile kesişen Makedonya Caddesi üzerinde bulunuyor. Bu cadde, tabii ki İstiklal Caddesi’ne benzeyen; araç trafiğine kapalı ve cafelerin, restoranların bolca bulunduğu bir cadde.
Eski Tren İstasyonu
Üsküp’ün tarihinde gördüğü acılardan biri de yaşadığı büyük şiddetli deprem. Üsküp’e birçok açıdan zarar veren depremde hasar gören tren istasyonunun bir kısmı yıkılmış. Bu günün acısına ithafen, tren istasyonun geri kalan kısmındaki saat depremin olduğu 05:17’de durmuş ve o günün sembolü olmuştur.
Hayvanat Bahçesi
Çoluk çocuk gittik ya da ben bayılırım hayvanat bahçesine diyen varsa, Üsküp’de envai çeşit hayvanın bulunduğu bir hayvanat bahçesi var. Sabah 8 – Akşam 4 açık olan hayvanat bahçesi de Üsküp’ün alternatif gezi duraklarından.
Matka Kanyonu
Geldik zurnanın tam olarak zırt deliğine. Üsküp’de görülmesi gereken, görüldüyse bir kere daha gidilip tekrar görülmesi gereken ünlü kanyonu Matka, hem baharda hem de kışın fotoğraflanmalı. Ki bence kati suretle kışın… Matka Kanyonu, Treska Nehri’ne kurulu ve alabildiğine yeşil bir yer. Üsküp şehir merkezine yaklaşık yarım saat uzaklıktaki kanyonda şahane bir yürüyüş yolu var. Matka Kanyonu’na gitmek için gardan kalkan 60, ya da bit pazarından kalkan 12 numaralı otobüslere biniliyor. Otobüs fiyatları 35 denar, kalabalıksanız 500 denara taksi de götürüyor. Üsküp ile Matka arası yaklaşık 25 dakika.
Üsküp’te Ne Yenir?
Kültürlerimizin iç içe girdiği bir ülke olması, Üsküp’de mutfağın da şekillenmesine ve benzerlik göstermesine etki etmiş. Çoğu yemek Türkiye’de yediklerimizle aynı tada, aynı yapılışa sahip. Başta köfte (Üsküp’te kebap deniliyor) olmak üzere, güveçte kuru fasulye, kemik suyunda et ve hamur işi yemekleri sizi aç bırakmaz.
Atıştırmalık, mezelik yemeklerde Yunanistan’a yakın mezelerin Üsküp’te hakimiyet sürdüğü görüldü. Kabak kızartması, içi peynirle doldurulmuş arnavut biberi, ızgara peynir, şopska denilen üstü peynirle kaplı salata ve etli-sebzeli çorba hafif yemeklerde favorilerim.
Destan Restoran: 1913 senesinden beri Türk Çarşısı’nda hizmet veren Destan Restoran, ızgara köftesi ile meşhur. İnegöl köftesi tarzında 1 porsiyon köfte (uzun-incei 12 tane) + salata +ayran menü fiyatı 5 euro‘dur. Yazın da klimadan çalmazlar.
Mekicite od Straza: Rahibe Terasa’nın evine doğru gidilen cadde üzerinde yer alan efsane pişici. Üsküp’de pişi mi yedin diyenler vurmadan önce denesinler. Pişi + ayran + beyaz peynir yaklaşık 2.5 euro.
Forza Restoran: Üsküp’ün bir nevi sosyetesinin buluştuğu mekan. Sen de tenis kulübü üyeleri, ben diyeyim binicilik ekolü gelmiş, haftalık buluşmasını yapıyor. Ki zaten spora gelen, sonrasında takım elbisesini giyip iş yemeği yapan birçok insan var. Üsküp merkeze 15 dakika uzaklıktaki Forza Restoran, daha ziyade lounge tarzında olan bir yer ve fiyatları bir iki tık merkez mekanlarına göre yüksek. Gitmek için taksiye binin, 4 euro yazıyor.
Eski çarşı (Türk çarşısı) içindeki fırından cevizli kurabiye ve acıbadem ile börekçide bir börek yemeyi de atlamayalım lütfen.
Bistro London: Yüzünü Balkanlardan Avrupa’ya dönmüş sandığım ve kahvaltısı için gittiğim mekanda neredeyse polislik oluyordum. Meydanda bulunan mekanın çalışanları bozuk para kabul etmediği için kendi parasına şirk koşarak tartışmaya girdi. Kağıt para tedavülünü bitirmiş bir ülke olarak arkadaşların neyin kafasını yaşadığını anlamasak da hazirandaki milli maçları da burada izledik. Nasıl bir beddua ettiyse İspanya’ya yenildik zaten.
Üsküp’te Gece Hayatı
Üsküp, öğrencilerin yoğun olarak bulunduğu bir şehir olmasından dolayı gece hayatı olan bir şehir. Ucuz olması da gece hayatında avantaj yaratıyor. Birçok yerde sıra sıra dizili kumarhane var, ve bazıları nedense tıklım tıklımken bazıları sinek avlıyor.
Üsküp’ün İstiklal Caddesi olan Makedonya Caddesi’nde güzel cafe-pub tarzı mekanlar bulunuyor. Yine Özgürlük Köprüsü’nün hemen karşısındaki mekanlar da ortalama seviyelerde. Gençliğin aktığı bölge ise Gjuro Gjakova. Burada birçok pub bulabilmek mümkün ve fiyatları birbirlerine çok yakın. Birkaç mekan adı vermeden geçmeyelim: Dion Cafe, Jukebox ve Casa Cubana.
Üsküp’ten Ne Alınır?
Eski ve yeni çarşı, hediyelik eşya arayışlarına çare olur. Bölgeye özgü bir şeyler arıyorsanız Makedonya’nın milli kıyafetleri ile yapılmış hediyelikler güzel birer hatıra. Gıda olarak alınacaklarda favorim Ayvar (biber, patlıcan ezmeli acıkaya benzer kahvaltılık sos), bal, kuru et, sarı baharat alınırken; içeceklerde başı mastika ve erik rakısı çekiyor. Erik rakısı, bildiğimiz rakıdan daha sert; biraz boğma rakı dehlizlerinde yüzüyor.
Arnavutluk’ta Geçmişe Yolculuk: Tiran Gezi Rehberi | Dijital Seyahatname
Aralık 14, 2016 at 12:15 pm[…] gezilecek yerlerinin başında ünlü İskender Bey Meydanı geliyor. Aynı meydana ve heykele Üsküp gezisinde de rastlamıştım. Paylaşılamayan adam İskender’e atfedilen bu meydana geldiğimde […]
Vize İstemeyen Ülkeler: Euro İstemeyin Benden, Buz Gibi Soğurum Sizden
Mart 28, 2018 at 7:40 pm[…] Makedonya (90 Gün) […]
Vizesiz Ülkeler Rehberi: Euro İstemeyin Benden, Buz Gibi Soğurum Sizden
Nisan 19, 2018 at 12:41 pm[…] Makedonya Üsküp gezi rehberini okumak için tıklayın. […]