Ömrümüzden bir yıl daha geçerken, insan hayatta en çok neyle mutlu olur ve ömrünü en güzel nasıl yaşar sorularının cevabı yine yollara çıktı. İşte 2013’ün bitmesine iki gün kala, her Türk’ün hayatta bir kere görmesi gerektiğine inandığım, Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu yer, İzmir timsali, 7 tepeli Selanik izlenimleri. Üstelik noel arifesinde…
Yunan alfabesi yardımı için Selanik’in orjinal yazılışı: Θεσσαλονίκη
Yılbaşı Yaklaşırken Selanik
Selanik’e Aralık ayının sonunda gittim. Selanik’in sahili olduğu kadar havası da İzmir’e benziyor zira burada çok fazla kış yaşanmıyor. Öyle ki Aralık sonu olmasına rağmen hava günlük güneşlikti. Ayrıca akşamları da o kadar soğuk değildi.
Selanik’e Nasıl Gidilir?
Selanik, Türkiye’ye çok yakın bir konumda ve Metro, Ulusoy gibi otobüs firmaları ile birlikte ETS Tur, Jolly Tur gibi firmaların da hafta sonu turları bulunuyor.
Yolculuk yaklaşık 10 saat sürdü.İpsala Sınır Kapısı’ndan geçerek Selanik’e doğru gideceğiz. Sınır kapısında çok fazla beklemedik. Saat 04.00 gibi sınırdan geçmemizin de buna katkısı olabilir. İpsala Sınır Kapısı’ndan çıkış mührü için otobüsten indik. Bir de dönerken Yunan sınırına geldiğimizde arabadan ineceğiz.
Meriç Nehri iki ülkenin sınırı. Sınırdan geçerken bir tarafta Türk, bir tarafta Yunan bayrakları dalgalanıyor. Değişik bir his bu.
Capsis Otel
Selanik, binaları sebebiyle güzel bir şehirleşmeye mevcut değil. En güzel evler Türk mahallesinde kalmış. Bunun dışında, özellikle şehir merkezindeki yapılaşma adeta bir Yenibosna.
Capsis Hotel, hizmet ve konum açısından değerlendirildiğinde gayet iyi bir seviyede. Selanik’in önemli caddelerinden biri olan Egnatia Caddesi’nde. Ve diğer önemli caddelerle şehir merkezine yürüyerek 5-10 dakika. Üç kişilik odada üç ayrı yatak var. Otel eski bir otel ama daha sonra yenilenmiş. Bu yüzden dışarıdaki manzaraya aldanıp içi de mi böyle diye düşünmeyin. Otelden çıkıp karşıya geçip sağa doğru gittiğinizde Çin mahallesine varıyorsunuz. Adeta bir Merter havasında olan bu mahallede Çinliler konfeksiyon mağazaları açmış seri üretim yapıyor. Otelden çıktığınızda sola dönüp devam etmelisiniz. Bu yol zaten sizi bir çok merkezi noktaya bağlayacak.
Kahvaltı konusuna gelince, kahvaltısı fena değil. Yunanistan’da diğer Avrupa ülkelerine göre kahvaltı kültürü daha çok gelişmiş. Gelişmiş dediğim bize daha yakın yani. Peynir, zeytin, salatalık, domates, reçel bulabiliyorsunuz. Demleme çay tabii ki yok.
Selanik’te Görülecek Yerler
Adını Büyük İskender’den alan Selanik, yani Thessaloniki aynı zamanda Büyük İskender’in kızının adı. Şehrin adını Selanik olarak söylediğinizde Thessaloniki olarak düzeltiyorlar. Bu konuda epeyce hassaslar. Tarih boyunca eğlence ve tarihi bir konumda olan Selanik, bu özelliğini aynen korumakta.
Kastra, Bizans Surları: Otele uğramadan, hiç uyumadan, sabahın köründe kendimi Selanik Kalesi’nde yani Bizans kalesi surlarında buldum. Adeta İstanbul’un Yedikule’si.
Kalenin olduğu bu bölgede kaleden çok arka taraftaki mahalleleri gezmek gerekiyor. Kale çevresindeki mahalleler gerçekten fotoğraflık bir bölge ve evler bahsettiğim kötü şehirleşmeden uzak, eski köy evleri. Kimi Rum, kimi Osmanlı mimarisinden kalmış bu evlerin olduğu mahallerde gezmek için de vakit bulunuz.
Kalenin tam karşısında iki üç tane hediyelik eşya satan dükkan var. Bunlardan ilki az buçuk Türkçe bilen bir amca. Eğer magnet alacaksanız bu amcadan magnet alın. Diğer yerlerde 1.50-3 euro arasında değişen magnetler burada 1 euro. Fakat diğer şeylerden almanıza gerek yok, onları daha ucuza alacağınız yerleri söyleyeceğim.
Ayia Dimitri KilisesiSelanik Kalesi’nden aşağı inip Aziz Dimitri Kilisesi’ne varıyorum. Kilise aynı isimli caddede bulunuyor. Yine aynı caddede Türk Konsolosluğu ve Atatürk’ün Evi de bulunmakta.
Kilise, bazilika, müze gezmeyi sevmiyorum bu yüzden kilisenin karşısındaki Lavazza Cafe’de oturup gezinin bitmesini bekliyorum. Ama yine de dayanamayıp içeri girip fotoğraf çekiyorum elbet. Çünkü burası Selanik’in en büyük, Yunanistan’ın ise ikinci büyük kilisesi.
Aziz Dimitrios, anlatılanlara göre Hristiyanlık için canından olan biri. Daha dini inanç olarak Hristiyanlık yayılmamışken halkı Hristiyanlığa davet eden ve bu uğurda canını veren Aziz Dimitrios, bu yüzden önemli bir konumda. Mezarı da bu kilisede bulunuyor Aziz Dimitrios’un. Ve yine anlatılanlara göre mezarından gelen sıvının kemiklere iyi geldiği söyleniyor. Kilisenin içini gezerken halılar dikkatimi çekiyor benim. Bildiğimiz bizim halılar çünkü. Osmanlı’dan etkilendikleri ve bu motifleri beğendikleri için kilisede bu halıların olduğunu öğreniyorum.
Daha önce böylesi devasa bir mumla karşılaşmadığım için fotoğrafını çekiyorum. Mumlar kadar farklı olan bir diğer şey ise insanların ibadet tarzı. Buraya gelen insanlar dua ettikten sonra duvarlardaki sembolleri öpüyor.
Roma HamamıAziz Dimitrios Kilise’sinin alt katında yer alan Roma Hamamı görülmeye değer bir diğer tarihi yapı. Ben bu yer altı yapılarını dolaşmayı bayağı seviyorum galiba. Çünkü hem çok egzotik hem de serin.
Atatürk’ün Evi
Kiliseden çıkıp aynı cadde üzerindeki Atatürk’ün Evi’ne gidiyorum. Dediğim gibi Türk Konsolosluğu da burada bulunuyor. Sokakta polis bulunan tek yer de burası. Bu arada evi gezmek ücretsiz. Atatürk’ün Evi, Selanik’e gelen her Türk’ün Selanik’e gelme amaçlarının başında yer alıyordur muhtemelen. Benim de öyleydi. Müthiş bir heyecan duyuyordum burayı görmek için. Ki zaten nasıl heyecanlanmam. Atatürk’ün doğduğu evi görmekten bahsediyorum.
Evi görmeye ilk katından başlıyorum. Bu katta Atatürk’ün çocukluğu, ailesi ve öğrencilik hayatına dair bilgilerin olduğu tablolar, girişin sol kısmında ise mutfak bulunuyor. Atatürk’ün hayatından kesitleri yayınlayan bir de slayt dönüyor. İkinci kata çıktığımda ise artık duvardaki tablolarda Atatürk’ün siyasi hayatının anlatıldığını görüyorum. Bu katta ise evin banyosu ve gören herkesin göz yaşlarını tutamadığı Atatürk’ün bal mumundan heykeli yer alıyor.
Evet, bu kadar canlı, bu kadar gerçeğe yakın bir heykel beklemiyordum. Gördüğümde hemen ağlayacağımı da tahmin etmiyordum. Bu yüzden oda kalabalıkken içeri girmedim. Diğer odalarda dolaştım. Odaya, herkes oradan çıktıktan sonra girdim. Artık rahattım. Ve baş başaydım.
Atatürk’ün Evi’ne gitmeden önce hayalimde onun yattığı yatağı, yemek yediği tabakları, giydiği pijamaları, çocukken okuduğu kitapları görmek vardı. Ama ne yazık ki bunların hiçbirini göremedim. Çünkü Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım, bu evden çıktıktan sonra evde birçok kişi oturmuş. Bu yüzden Atatürk’e dair hiçbir eşya evde mevcut değil. Eski halinde evde eşyalar varmış ama yeni düzenlemeyle artık onlar da yok.
Ev için söyleyeceğim bir diğer şey ise, evin yeni düzenlemeyle beraber çok fazla müze gibi duruyor olması. Duvarlarda sadece tablolar var. Bunun dışında temsili bir mutfak ve banyo. Evi gezerken görmekten mutlu olduğum tek şey heykel oldu. Evden çıktıktan sonra dışarıda bir ağaç selamlıyor beni. Bu ağaç Atatürk’ün çocukluğundan kalma bir ağaçmış. En yakın arkadaşları, sırdaşları ağaç olanlara gelsin bu fotoğraf.
Beyaz Kule
Selanik’in simgesi, her ne kadar rengi beyaz olmasa da adı Beyaz Kule olan bu yapı sahil şeridi boyunca her yerden görünüyor. Kulenin önemi elbette Osmanlı Dönemi’nde inşaa edilmiş olması. Adının beyaz olması ise, Balkan savaşlarından sonra şehrin Yunanistan’a geçmesi üzerine kulenin beyaza boyanmış olmasından geliyor. Kulenin içi ise ziyarete açık.
Diğer önemli yapıları da sıralayacak olursak;
* Yeni Hamam
* Bey Hamamı
* Hamza Bey Camii
* Alaca İmaret Camii
* Aya Sofya Kilisesi
* Arxaia Agora (Eski Agora)
Aristoteles Meydanı Selanik’in merkezi ve meşhur meydanı Aristoteles. Aynı isimli bir de üniversiteye sahip Selanik’i gezmeye bu meydanla başlıyorum. Yıl başına iki gün kala meydan cıvıl cıvıl ve rengarenk. Çocuklar ve de ruhu çocuk kalanlar için ufak kulübeler yapılmış. Bu kulübelerde noel babayla fotoğraf çektirebilir, kurabiye ve resim atölyelerine katılabilirsiniz. Ayrıca meydanda eskiden mahallelerde kurulan atlı karıncadan vardı. Yazları gelip kışları giden o atlı karıncalar.
Yunanistan’ın kültürü bizimle gerçekten aynı. Öyle ki Aristoteles Meydan’ında mıyım Eminönü’nde miyim belli değil.Sokakta martılara yem atan var. Simitçi, sahlepçi, kestaneci var. Yılbaşı çekilişi satan piyangocu esnaf bile var. Meydan, akşamları da hareketli. Sabah meydanda gördüğüm çoğu şey akşam olunca ışıl ışıl oluyor.
Bu meydan üzerinde oturup soluklanabileceğiniz çok güzel yerler var. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Selanik tam bir pastane cenneti. Pastane ve fırınlara düşkün biriyseniz euroları burada bırakacaksınız demektir. Üstelik delice lezzetli şeyler bunlar.
Agora Modiano
Atistoteles Meydanı üzerinde sol tarafta kalan Agora Modiano adeta ve adeta Mısır Çarşısı. Burası yarı kapalı bir çarşı ve içerde balıkçı, kasap, şarküteri, hediyelik eşya dükkanları var.
Agora Modiano, Selanik’te sevdiğim yerlerden biri oldu. Biraz Eminönü, biraz Nevizade, biraz Kadıköy balık pazarı havası var burada. Sadece alışveriş için değil bir şeyler yiyip içmek için de tercih edilebilecek bir yer Agora Modiano. Çünkü içeride meyhaneler mevcut. Mirovolos Smirni (Hoş Kokulu İzmir), To Meteoro Vima tis Garidas (Karidesin Geciken Adımı) önereceğim lezzetli mezeleri olan iki mekan. Ayrıca burada hediyelik eşyaları daha uyguna bulabiliyorsunuz.
Egnatia Caddesi: Roma’dan İstanbul’a uzanan en önemli ticaret yolu olarak yapılan bu cadde hala ticaretin en önemli yeri konumunda. Belki o yüzden biraz Mahmutpaşa havası var burada. Bu cadde üzerindeki dükkanlar turistik değil. Cadde üzerindeki önemli tarihi yapı ise Hamza Bey Camii. Dediğim gibi otel bu cadde üzerinde. Ve bu cadde merkeze oldukça yakın.
Ermou Caddesi: Sanırım Yunanistan’ın her yerinde bir Ermou Caddesi var. Bu cadde daha önce nerede karşıma çıkmıştı? Evet, Midilli‘de. Ermou Caddesi de Yunanistan’ın merkez caddelerinden biri. Cadde üzerinde dükkanlar ve yemek yerleri mevcut.
Tsimiski Caddesi: Selanik’in alışveriş caddesi burası. Bağdat Caddesi, Nişantaşı stayla. Zara, Bershka, Accessories gibi birçok tanıdık mağaza bulunuyor. Ayrıca kaliteli ve güzel yemek yerleri de bu cadde üzerinde.
Nikis Ave Caddesi: Tsimiski Caddesi’nden sahile doğru indiğinizde sıra sıra cafelerin yer aldığı yer burası.
Selanik’in Cafeleri, Pastaneleri ve Restoranları
Terkenlis Pastanesi‘nin Paskalyaları
Aristoteles Meydanı’nın sağında kalan Terkenlis Pastanesi, Selanik’in en meşhur pastanesi. Eğer bir şeyler almak istiyorsanız kasadaki kuyruğu görünce vazgeçmeyi düşünebilirsiniz. Bunu yapmayın. Kuyruk da olsa bekleyin. Paskalyayı çok seven biri olarak buranın paskalyalarının ne denli güzel olduğunu öğrenmiştim. Ama pastanenin nerede olduğunu hiç araştırmadım. Ve size şunu söyleyebilirim ki, burayı meydandaki çörek kokusunu takip ederek buldum. Pastaneden almanızı muhakkak tavsiye edeceğim şey elbette paskalya. İki çeşit paskalya var. Biri bildiğimiz tipte diğeri yuvarlak ekmek gibi duran tipte. Ben bilindik tipte olan paskalyadan aldım. Üstelik de 3 tane. Paskalyaların tanesi 6.30 euro. Sıcacık ve inanılmaz lezzetli paskalyalar ve diğer tatlılar ile Terkenlis, nazarımda Selanik’e tekrar gitme sebebi.
Cookie Man’in Çikolatalı Kurabiyeleri
Ayasofya’nın karşısındaki bu pastaneden sıcak sıcak çikolatalı kurabiyelere denk geldiğinizde alın derim ben. 5 kurabiye 4 euro.
Plaisir‘in ÇikolatalarıAristoteles Meydanı’ndaki bu cafe Türkçe menüsü olan ve içerisi masal diyarı gibi olan şirin bir dükkan. Sanırım o gün noel yemeği falan vardı, bayağı eş dost çoluk çocuk toplaşmış kalabalık masalarda sohbet muhabbet halindelerdi. Burada kendime greek coffee söyledim. Greek coffee bildiğimiz Türk kahvesi. Kahvenin yanında kurabiye ikram geldi. Greek coffee fiyatı 3 euro.
Selanik gece yaşayan bir şehir. Burada gece geç başlayıp geç bitiyor. Saat dokuzdan önce çoğu mekan bomboş. Kafeler ve fast food yerleri dışındaki mekanlara dokuzdan sonra geliyor insanlar. Bu mekanlar ise tahmin edebileceğiniz gibi meyhane ve barlar. Bu arada Yunanistan’da taverna lafı her lokanta için kullanılır. Yani taverna bizim bildiğimiz anlamıyla sazlı sözlü yer demek değil. Selanik gece hayatı, meyhane ya da bar tarzlarında. Dileyen meyhaneye gidip buzuki, gitar, klarnet dinliyor dileyen ise daha lüks ve clup mekanlara akıyor. Gece hayatı için en harika yer ise Zythos. 28 dünya ülkesinin birasını üstelik bunun 8, 9 tanesini draft halinde bulabileceğiniz bir yer. Ve oldukça ucuz.
Benim bir gecem olduğu için bunu Selanik’in meyhanelerinin toplandığı Ladadika Bölgesi‘ne giderek bir meyhanede geçiriyorum. Ama aklımda Yunan clupları kalmış durumda. Yeri gelmişken kısa bir Ladadika tarifi vermem gerekirse: Tsimiski Caddesi’nin sonunda, limanın arkasında bir bölge olan Ladadika, büyük ve beyaz Alpha Bank’ı sağınıza aldığınızda karşınızda kalıyor.
1901 Restoran’ın Mezeleri
Selanik’te iyi yemek ve buzuki eşliğinde Yunan müzikleri dinlemek için gittiğim yer 1901 Restoran oldu. Akşam üstü gelip rezervasyon yaptırmanız iyi olur. Ve rezervasyonunuzu giriş kattan yaptırın. Üst katı olan bir mekan olduğu için gürültüden aşağıdaki müziği duyamıyorsunuz. Daha önce Yunan yemeklerinden bir çoğunu tattığım için artık ufak tefek mezeliklerle içecek söylüyorum kendime. Burada da farklı bir peynir söyledim masaya. Bu peynir, sarı peynir olarak bilinen ve tadı isli olan metsovo peyniri. Çerkez peynirini andıran bir peynir bu.
İs tadı olan peynirler çoğunlukla şarap yanında tavsiye edilen peynirlerdir. Ben de bu peynirlerin yanına iki farklı şarap söyledim. İlki Yunanistan’ın meşhur sarı şarabı Malamatina, diğeri ise Kehribari.
2 peynir, 2 şarap, bir cola ve bir cacikiye toplam 24 euro ödedim. Hesabın ardından masaya revaniye benzeyen bir tatlı gönderdiler. Restoran, Selanik’in iyilerinden. Tavsiye olunur.
Selanik’te Nereden Alışveriş Yapılır?
Gittiğim yerlerde alışveriş yapmam. Sadece hatıra olsun diye ufak tefek şeyler alırım ya da tadını çok sevdiğim yiyeceklerden eve getiririm. Ama asla orada yediğim tadı alamam o başka. Selanik’te alışveriş için çok çeşitli yerler var. Bunlardan biri daha önce söylediğim gibi Tsimiski Caddesi. Ayrıca Selanik’te iki avm var. Bu avm’ler kapıları açık avm’ler . Yani bildiğimiz avm binası gibi değil.
Giyim dışında hediyelik eşyalar için Agora Modiano ve Kapani Çarşısı’nı da ziyaret edebilirsiniz. Sembolik hediyeliklerden en güzeli, Selanik’teki dükkanlarda gördüğüm heykeller oldu.
Ya da yeni yıla pür-i pak girelim diye sabun da alabilirsiniz ama bu sabunların her biri bir tanrıya ait ve üzerlerinde hangi tanrı varsa onun magneti var;
Tabii buralara kadar gelmişken uzo almamak da olmaz. Aşağı yukarı hemen her yerde fiyatlar aynı, elbette markasına göre. Söz uzoya gelmişken Selanik’te çok fazla Barbaranni markalı uzoya rastlamadım. Hele ki uzonun bence şahı olan Barbaranni Afrodit’e hiç rastlamadım. Bu uzoların hası gerçekten Midilli’de.
Gezginlerin Notları
Ekim 12, 2015 at 8:37 pmMerhabalar,
Ellerinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş. Yazınızın özeti çıkarıp, kendi sitemiz olan Gezginlerin Notları’nda paylaştığımızı belirtmek isterim. Yazınızın özetine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
http://gezginlerinnotlari.com/yemesi-icmesi-bol-bir-yazi/
Gizem Torun
Ekim 13, 2015 at 5:34 amÇok teşekkürler.
Elbette, link olduğu sürece hepsi sizin 🙂
Komşuda Pişer Bize de Düşer: İskeçe Karnavalı – Dijital Seyahatname
Nisan 7, 2016 at 6:01 pm[…] İskeçe Karnavalı’na gidiyoruz. Ayrıca İskeçe’nin kardeş destinasyonları olan Selanik ve Kavala‘yı da deli gibi yürekten sevmeli, unutmamalı […]
Kırım Hanlığı’nın İzinde: Günübirlik Çatalca Gezisi – Dijital Seyahatname
Nisan 16, 2016 at 11:13 am[…] Çatalca’da iskan edilen göçmenlerin yer aldığı bir pano var. Bu panonun önünde Selanik‘li bir amca ile karşılaştık. Sohbetimiz sırasında öğrendik ki Çatalca’da […]
Ver Oradan Bi Sirtaki: Atina’da Yılbaşı ve Gezilecek Yerler – Dijital Seyahatname
Mayıs 23, 2016 at 5:59 pm[…] seyahat olsun deyip Atina’ya girme kararı aldım. Daha önce Yunanistan’ın Midilli, Selanik, İskeçe, Kavala gibi şehirlerini gezmiş ama Atina’ya gitmek kısmet […]