Prens Adaları ailesinde bana göre ailenin en sessiz, en duyarlı, en yaratıcı ve en sevimli çocuğudur Burgazada. Gidilip görüldüğü takdirde şu cümle kurulur kendiliğinden: Sait Faik‘in burada yazar olmaktan başka şansı yokmuş gerçekten. Burgazada sevenler derneği olarak bu yazıyı sizlere ithaf ediyor ve ekliyorum; burayı gezen bunu da gezdi: Heybeliada
Burgaz Adası ve Yunanca ismiyle Antigoni Büyükada, Heybeliada ve Kınalıada’ya göre en sevdiğim ada. Sahil şeridi, manzarası, yokuşunun daha az olması da bunda büyük etken.
Burgazada’ya Nasıl Gidilir?
Avrupa Yakası’ndan gelenler için, Kabataş’tan vapura biniyorsunuz, 1 saat sonra adadasınız. Vapur Kadıköy’e uğruyor. Bunun dışında sadece hafta sonları direkt Yeşilköy’e de ulaşım sağlanıyor. (2015 itibariyle bu uygulama kaldırılmış)
Daha hızlı bir seçenek için ise Kabataş’tan İdo ile yarım saatte Burgazada’da olabiliyorsunuz.
Dediği gibi Sait Faik’in “bu dünya kimseye kalmadı, bir garip balıkçıya da kalmayacak” o halde gel gezelim Burgaz’ı
Burgazada Gezilecek Yerler
Burgazada ufak bir ada. Öyle ‘offf yha burda bişi yok’ diyecekseniz gitmeyin. Harbiden bir şey yok. Yan yana birkaç lokanta var. Zaten adada bir tane tepe var, oraya da çıkıp inmek oyalana oyalana 2 saatinizi alır. Bu yüzden adaya ‘çok eğlenecez’ mantığı yerine sevimli bir gün geçirme mantığıyla gidiniz.
Burgazada, diğer adalara oranla bisiklet kullanımı bakımından daha az yorucu. O yüzden saati 5 TL’ye bisiklet kiralayabilirsiniz. Bırakın atlar rahat kalsın…
Sait Faik Abasıyanık Müzesi
Deniz kenarından dünyaya bakan adam
Müze, Kalpazankaya gidiş yolunda bulunan cami ve kilisenin hemen orada. Müzenin tam karşısı kilise. Hemen yukarısında da cami var. Müzeyi anlatırken sıkıcı sıkıcı yazmak istemiyorum. Sadece yukarıdaki italik başlıkcık gelsin aklınıza; eve girin ve deniz kenarından dünyaya bakın. Orada Sait Faik‘i göreceksiniz.
Evin en özel bölümlerinden biri muhtemelen Sait Faik’in hikayelerini yazdığı çatı katı. Oturduğu koltuktan şöyle bir manzaraya bakarak hikayelerini yazıyormuş deniz adamı. O ufacık odada öyle bir manzara var ki dünyanın bütün yuvarlaklarına ulaşmak için yeterli.
Müze Pazartesi günleri hariç her gün açık ve giriş ücreti yok. Evin içini gezdikten sonra hemen dışarı çıkmayın. Arka bahçesinde Sait Faik’e yazılan mektupların sergilendiği bir alan var. Eğer siz de ona mektup yazanlardansınız, mektubunuzla bir gün burada karşılaşabilirsiniz.
Aya Yani (Yahya Peygamber) Kilisesi
Sait Faik’in evinin hemen karşısındaki müze ziyarete açık. Rum Ortodoks kilisesi olan Yahya Peygamber Kilisesi’ndeki kubbeli oda, Aziz Methodios’un II. Mikhail tarafından hapsedildiği ve imparator Theophillos tarafından serbest bırakılana dek yedi yıl boyunca kaldığı zindan olduğuna inanıldığı için Aziz Methodios’a adanmıştır.
Aya Yorgi Manastırı
Cennet Bahçesi’nin hemen yanındaki manastır uzun bir süredir sadece yazları ibadete açık durumda. Onun dışında kapılarına kilit vurulduğundan içeriye girip gezme imkanı yok.
Hristos Tepesi ve Manastırı
Bizans manastırı olan Theokoryphotos (Hristos) Burgazada’da İsa Tepesi’nin zirvesinde. Efendim rivayetlere göre ise hava açık olduğunda bu tepeden tee Bursa’yı görmek mümkünmüş.
Burgazada’da Ne Yenir?
Ergün Pastanesi
Çay, limonata, kahvaltı ve tatlı… Hepsinin tek bir adresi var: Ergün Pastanesi. Burada çay içip çilekli-vişneli milföy yemeden döneni bir daha görmemişler. Sırra kadem basmış, Ergün’de milföy yememişlerin laneti bulaşmış.
Kalpazankaya Restoran
Burgazada’nın tek tepe lokantası. Manzara gerçekten enfes. Bu yüzden burası sezonda ve hafta sonları inanılmaz kalabalık. Gitmeden önce rezervasyon yaptırmanızda müthiş fayda var. Manzara yüzünden herkes ilgi gösterince lokanta işletmesi biraz şaşırmış olsa gerek. Gelmeyen rezervasyon sahiplerinin masalarını ısrarla bekletip, sonrasında ‘bekledim de gelmedin’i söylüyorlar. Bana göre vaktiniz kısıtlıysa ve çok beklemek istemiyorsanız gitmeseniz de pek bir şey kaçırmazsınız. Burada deniz mahsüllerinden, ızgaraya dair birçok yemek çeşidi var ama benim tavsiyem kuzu incik.
Nasıl çıkacağım derseniz tabii ki bisikletle. Atları sıcakta yormayın. Bisiklete binin. 15 dk sonra Kalpazankaya’dasınız. Zaten çıkış sıkıntı ama inerken kafam güzel, dünya güzel, her şey güzel, sen güzelsin güzelsin…
Cennet Bahçesi
Kalpazankaya yolundan aşağı inerken, camiye gelmeden sol tarafınızda kalıyor Cennet Bahçesi. Burası açık hava-mangal tarzı bir yer. Siz ne yemek istediğinizi söylüyorsunuz ona göre mangalda pişirip getiriyorlar. Sucuk, köfte tarzı şeyler bunlar. Lezzetli ve fiyatları gayet uygun. Mekanda içki de mevcut. Kalpazankaya’daki manzara burada yok. Ama az meşhur olan yer daha iyi çıkar gerçeği geçerli.
Mekanın sahibi Hikmet Abi’yle laflıyoruz. Çayını içiyoruz, akşam yemeğe de gelin parayı boş verin diyor. Akşam yemeğe de gidiyoruz haliyle. Adada kimseler yok. Cennet Bahçesi’nde iki kişiyiz. Hikmet Abi iki bira gönderiyor masaya, yanına da atıştırmalıklar, biraz hayattan konuşuyoruz biraz adadan. Biz mutsuzluğumuzu anlatıyoruz Hikmet Abi’ye ‘hayatı kaçırıyoruz hissinden’ dem vuruyoruz, o bize ‘burası sizin diyor, mutsuz olacaksak gelin beraber olalım’. Belki pek yakında mutsuzluğumuzu mutluluğa çevirecek projeler yapıyor olabiliriz Cennet Bahçesi’nde…
Meyhaneler
Yeme-içme açısından daha çok vaktiniz varsa akşam keyfi için gidilecek restoranlar Barba Yani, Antigoni, Yasemin. Barba Yani’de muhakkak girit usulü midye yiyin derim. Üç restoran da sahil şeridinde ve yanyana.
Hemen yanlarında Sinem Dondurma var. Sakızlı dondurması önerilir. Çok yorulursanız Burgaz Cafe‘de oturup bir Türk kahvesi için. Burası sürekli Yunan şarkıları çalıyor. Sahibi Yunanistan’dan mı gelme acaba? Aaaa Yunanistan demişken dur bak ne aklıma geldi: Komşularımııızzzz.
Burgazada’da Nerede Kalınır?
Uygun bir konaklama için ilk öneri öğretmenevidir ve kendisinde çoğu zaman yer bulmak imkansızdır. Fakat Burgazada romantizmini sonuna kadar yaşayacağım diyorsanız size şahane bir öneri yapabilirim. Orası da linkte detaylı anlattığım Pyrgos Otel olur.