İstanbul’un Dijital Seyahatnamesi: Pitoresk İstanbul

İnsanın iş yeri Deniz Müzesi‘ne yakın olunca öğle yemeğinin ardından Starbucks’a gitmek yerine müzeye, sergiye gidiyor. İlk cümlede toplumsal eleştirimi de yaptıysam artık bahsedebilirim; bu topraklarda dijital olan ve ki tanıtımını ‘dijital seyahatname’ temasıyla oluşturan bir sergi var arkadaşlar. Öhöm…

pitoresk-istanbul

Pitoresk İstanbul: Dijital Sergi

İstanbul’u düşünün. Eski olanını elbet. Karşınızda sadece denizi ve yanınızda dev kavak ve çam ağaçlarını hayal edin; o sırada ise siz Sarayburnu’nda oturuyor veyahut Çamlıca Tepesi’nde güneşin batışını izliyor olun. Belki de çok şairane bir zat-ı muhterem değilsiniz ve doğanızda Divan Yolu’ndan arz-ı endam etmek var. Düşününce güzel tabii ama gerçekler başka, geçmiş olsun, siz o zamana yetişemediniz.

Bu dijital platformda siz de tablonun içerisinde yer alıyorsunuz:)
Bu dijital platformda siz de tablonun içerisinde yer alıyorsunuz:)

İşte şimdi İstanbul’un 200 yıl önceki tüm özelliklerini; şehir hayatını ve doğal güzelliklerini, kısacası gözün gördüğü en son şeyin bir plaza ya da avm olmadığı o eski İstanbul’un kimliğini, erguvani bir deryayı sonsuz kere retinaya kazımış 19. yüzyılın ressam seyyahların eserlerinde görmek mümkün.  Üstelik de tamamen dijital plaftormlarda.

pitoresk-istanbul

Pitoresk, yüzyıllar öncesinin mimarisini ya da manzaralarını resmedilmeye değer cezbedici ve gizemli güzellikler olarak tanımlayan kavrama deniyor. Bu yüzden bu kavramın en güzel örneği İstanbul oluyor.

19. yüzyıl ressam seyyahları Melling, Schranz, Allom, Bartlett, Lewis ve Ayvazovski’nin İstanbul’u resmettiği ve “dijital seyahatnameler” olarak dev boyutlu perdelerde canlandırılan eserleri, müze veya sergi gezmeyi sevmeyenlere bile bu işi sevdirir.

pitoresk-istanbulSerginin müzikleri inanılmaz güzel. Besteler ve müzik direktörlüğü Anjelika Akbar tarafından yapılınca haliyle sonuç kaçınılmaz. Yolu Deniz Müzesi’nin oralara düşenin muhakkak uğramasını dilediğim,  yolu düşmeyenin de bi zahmet düşürsün dediğim Pitoresk İstanbul’un bilet fiyatları ise tam 25 TL; öğrenci/TSK mensubu/emekli 15 TL; 6-12 yaş grubuna 8 TL.

*Serginin son tarihi 22 Mayıs 2016

Dijital Seyahatname 🙂 #dijitalseyahatname

gizem (@gzm_trn) tarafından paylaşılan bir video ()

Önünden Geçip Giderken Gözümüzden Kaçan Değer: Deniz Müzesi

Çoğu zaman sadece önünden geçip gitmekle yetindiğim, içeriye girince neden daha önce gitmediğimi sorguladığım bir müze çıktı: Deniz Müzesi. İstanbul’un en merkezi semtlerinde, denize nazır, içinde gemilerin fink attığı bir yere bu kadar geç gitmiş olmam benim ayıbım.

deniz-müzesi

Beşiktaş Meydanı’nın karşısında, vapur iskelesi sırasında bulunan Deniz Müzesi’nde Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi gemi ve kayık modelleri bulunuyor. Tarihi Kadırga, Saltanat Kayıkları, Piyade Kayıkları, Atatürk Kayıkları, İnebolu Kayığı ve Tarihi Kayıklar Galerisi bölümlerinden oluşan Deniz Müzesi’ne gemilere meraklı biriyseniz hayran kalabilirsiniz.

Tarihi Kadırga

deniz-müzesi

Tarihi Kadırga, kürekli sınıfından kalita ve günümüze dek saklanmış yaşayan tipte dünyanın en eski teknesi. Tarihi Kadırga, Osmanlı padişahlarının gezi teknesidir bu yüzden iki kişilik oturma yeri dışındaki tüm yerler top yeri savaşçıların oturma yerlerinden oluşur. Sultan III. Mehmet devrinde yapıldığı söylenir. Ağırlığı yaklaşık 57,4 ton olan Tarihi Kadırga’nın bir küreğini üç kişi çeker.

Saltanat Kayıkları

deniz-müzesi

Saltanat kayıkları padişah ve yakınları için hazırlanan gezi kayıklarıdır. Bu kadar detaylı ve süslü oluşu da devletin gücünü ve ihtişamını  yansıtması gerektiğinden gelir. Saltanat kayıkları köşklü ve köşksüz olarak iki türde tasarlansa da asıl ihtişamını üstünde bulunan köşkünden alır. İnsanın Deniz Müzesi’ni gezerken  bir saltanat kayığına atlayıp Sadabad’a çıkası geliyor.

Atatürk Kayıkları

deniz-müzesi

‘Denize inmek medeniyetin şiarıdır’ diyen Atatürk’ün denize ve denizciliğe verdiği önemi biliyoruz. Biliyoruz di mi? Kürek sporuyla da ilgili olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizzat kürek çektiği bu kayıklar maun ağacından bindirme tekniğiyle hazırlanmış. Çok sadece, süslemesiz kayıklarda asıl önem işlevselliğe verilmiş. Deniz Müzesi’nde Mustafa Kemal Atatürk’e ait 3 kayık yer alıyor: Gazi Çitfliği’nde bulunan Karadeniz Havuzu’nda kullandığı 2 çifte sandal, Florya Köşkü’nde kullandığı tek çifte sandal ve Gazi Çiftliği’nde Marmara Havuzu’nda kullandığı 2 çifte sandal.

Piyade Kayıkları

deniz-müzesi

Saltanat kayıklarından farklı olarak bu kayıklar zengin ve orta halli halkın hususi ihtiyaçları için ortaya çıkmış kayıklardır. Hızlı olması önemlidir. Bu yüzden fazla süslemeli değil, sade tasarımdadır. Bir örneği fotoğrafta gördüğünüz Said Halim Paşa’ya ait olanı…

Milli Mücadele ve İnebolu (Denk) Kayığı

deniz-müzesi

Pereme tipi bu kayık önce ‘kabuk tekniği’ ile yapılmış tek Anadolu teknesidir. Kurtuluş Savaşı’nda cephane naklinde kullanılan İnebolu kayığı bu yüzden ‘Gazi’ unvanını almıştır. İnebolu kayıkçılarının görev aldığı İnebolu Kayığı, tarihte oldukça önemli bir yerde.

Deniz Müzesi’ne eğer hala gitmemiş olanlar varsa gitsin derim. Yılbaşı, dini bayramların ilk günü ve Pazartesi günleri kapalı olan müzede tam bilet fiyatı 6 TL, öğrenci ise ücretsiz.