Marmara Adası: İstanbul’a Yakın Gidilecek Yerler Önerisi

Marmara Adası demek ‘biz oraya çocukken çok giderdik, eskiden ailece giderdik’ denilen iki yerden biridir sanırım şu ülkede. Diğeri de Erdek tabii ki. Gerçekten de öyle değil mi? Eskiden, hani şu Alaçatı, Çeşme falan yokken, gidilen tatil yerlerinin başında gelirdi Marmara Adası. Şimdi ise çoğunlukla yakın çevre ve Almanya’da yaşayan Türklerin tercih ettiği ada, İstanbul’a yakın yerler arayışında iyi bir alternatif oluşturuyor. O zaman Marmara Adası gezimize başlayalım.

Marmara Adası

Marmara Adası

Marmara Adası Balıkesir’e bağlı olan ve Gökçeada’dan sonra ikinci büyük güzel bir adamız. Genelde İstanbul ya da Erdek yönünden Avşa’ya gideceklerin şöyle bir uğradığı ve biraz orta yaş ve üstü gruba hitap eden ada, aslında hakkı yenen bir güzelliğe sahip. Tek sorunu insanların onun güzelliğini keşfedememiş ya da onu yeterince ihmal etmiş olmasıdır ki bu durumu genç nüfusun da artık adaya gelerek aşabileceğini düşünmekteyim. Tabii bir de belediye konusu var. Yeterli bakımı ve ilgiyi bu adaya yapmadığı bir gerçek. Ada temel olarak zeytincilik ve balıkçılıkla geçimini sağlıyor. 36 kilise ve manastırı bulunan adada bunlardan geriye sadece kalıntıları kalmış. Tek katlı evleri, zeytin ve çam ağaçları ile Ege havası estiren Marmara Adası İstanbul’a yakın tatil yeri aramalarında bence 1 numarada gelmeli.

Marmara Adası’na Nasıl Gidilir?

İstanbul’dan Marmara Adası’na Nasıl Gidilir?: İstanbul’dan Marmara Adası’na gitmek için Bostancı-Yenikapı İdo Deniz Otobüsleri’ni kullanıyoruz. Deniz otobüsleri yaklaşık 3 saatte adaya geliyor. Bilet fiyatları sezona göre 40-70 TL arası değişiklik gösteriyor. Deniz otobüsü olduğu için araba alımı yok. Güncel bilet fiyatlarını kontrol ediniz.

Marmara Adası

Tekirdağ’dan Marmara Adası’na Nasıl Gidilir?: Tekirdağ’dan araba ile adaya gelmek istiyorsanız önce Tekirdağ’a gidip oradan merkez ya da Barbaros limanlarından kalkan arabalı feribot ile yaklaşık 2.5 saatte adaya gelinebilir. Sabah ve akşam olmak üzere günde 2 sefer yapan geminin isimleri ve kaptanları da aşağıdaki gibi;

kaptanlar

Erdek’ten Marmara Adası’na Nasıl Gidilir?: Erdek limandan Marmara Adası’na gelmek için sabah ve akşam GESTAŞ’ın arabalı vapur ve RoRo seferleri düzenleniyor. Erdek’ten Marmara Adası’na giderken yolculuk yaklaşık 2.5 saat sürüyor. Erdek’ten Marmara Adası’na bilet fiyatları öğrenci için 12 TL.

saatler

Marmara Adası’nda Nerede Kalınır?

Marmara Adası’nda kalınacak birkaç güzel köy ve mahalle mevcut. Bu yüzden feribotla indiğiniz merkez yerine, merkeze 10-15 dakika uzaklıktaki köylere gidiniz derim. Merkezde kalmak istiyorsanız da Boncuk Motel ve Mola Motel güzel seçenekler. Merkezden biraz uzaklaşıp Aba Sahil Yolu’na girdiğinizde ise Yelkovan Ada Evi’nde kalabilirsiniz. Marmara Adası’nda kalınacak güzel yerler arasında Çınarlı Köyü’ndeki Dostlar Pansiyon ve Manastır Köyü’ndeki Davran Motel de mutlaka yer almalı.

Marmara Adası Gezilecek Yerler

Marmara Adası, bir ada olmasına rağmen gezilecek yerler bakımından birçok durağa sahip. Mermer ocakları, koyları, çınar ağaçlı köyleri ile Marmara Adası gezilecek yerler listesi şöyle;

Çınarlı

Marmara Adası

Merkeze 15 dakika uzaklıkta olan Çınarlı, Marmara Adası’nın en çok tercih edilen noktası. Meydanındaki 1001 yılında dikilmiş kocaaaaa çınar ağacından adını alan Çınarlı’da, Balıkesirli’den çok Karadenizli var. Bölgede hemen herkes Trabzonlu ya da Rizeli. Aslen bir Rum köyü olan ve sonrasında mahalleye çevrilen Çınarlı’da günümüzde tek bir Rum evi kalmamış maalesef. Yine eskiden şaraplarıyla meşhur olan Çınarlı’da üzüm bağları da talan edilmiş. 1935 yılındaki Marmara depreminde tahribat gören çoğu evi onarmak yerine yakmayı tercih etmiş halkımız. Çınarlı’nın eski muhtarı olan Ali Yılmaz Aydoğan ile çay bahçesinde oturup konuştuğumuzda içine kendini de dahil ederek, turizmi hep birlikte bitirdiklerini dile getirdi. Ben de anne tarafından Erdek’li biri olarak bizim buraların makus talihini bir kez daha görmüş oldum. Yapmayı, yıkmaktan hep daha çok sevdiğimizi; ülkenin en değerli yerlerini kaderine bıraktığımızı bir kez daha idrak ettim.

Marmara Adası

Çınarlı halkı ise genel olarak çok cana yakın. Gecenin bir vakti yemek isteseniz yapıyorlar o derece. Fakat elbette yine canım yaşlılarımız şortla gezen turistleri bir tek sahil kesiminde kabulleniyor. Onun dışında sokak araları hele ki camii yolunda falan yürüyorsanız paparayı yiyebilirsiniz. Biz yedik ama olsun, bu halk bunlara da alışır:)

Peki güzel şeylerden bahsetmeyecek miyiz? Sıra oraya gelsin madem. Öncelikle Marmara Adası’nda hiç nem yok. Saraylar Köyü’nde çıkan mermer sebebiyle bu adada nem oranı çok düşük:) Bu yüzden başta Çınarlı olmak üzere çoğu yerde akşamları üşüyebilirsiniz.

Çınarlı Köyü’nde Nerede Kalınır?

Marmara Adası

Kaldığım Dostlar Pansiyon‘u tavsiye ederim. Odaları biraz eski olsa da, cana yakın sahipleri, mangal yapma olanağı, uygun fiyatları, denize yakınlığı ile geçerli not aldı. Bunun dışında hemen yanındaki Gül Motel, Kalemi Pansiyon, Sabri Kadıoğlu Pansiyon, Kayra Pansiyon da bir diğer alternatifler.

Çınarlı’da yeme içme

Marmara Adası

Çınarlı büyük bir yer değil bu yüzden yemek olanakları da kısıtlı. Yemek için Lacivert Restoran, kahvaltı için Ayşin Cafe önerilir. Kahvaltısı güzel ve uygun olan Ayşin Cafe’de fırından sıcak simit ile kahvaltı malzemelerinizi kendiniz alarak oturabilirsiniz. Sahilin sonundaki Çınarlı Dondurmacısı‘ndan ise kavunlu ve karadutlu dondurma yemeniz şart:)

Manastır Koyu

Marmara Adası

Burası Çınarlı’ya gelmeden göreceğiniz adanın en güzel koyu. Sezonda tıklım tıklım, sonra bomboş olan koyda deniz kenarında bir manastır varmış. Şimdi sadece bir duvar olarak kalmış olsa da manastırlar neden hep böyle güzel yerlerde?

Marmara Adası

Koyda konaklama için Davran Motel bulunuyor. 2 tane küçük işletmenin bulunduğu koya gelmek için minibüsleri kullanabilirsiniz. Çınarlı’da kalanlar buraya yürüyerek de gelebilir. Ben Çınarlı’dan Manastır’a yürüdüm, biraz yokuş olsa da manzarasını gördükten sonra iyi ki yürümüşüm dedim.

Gündoğdu Köyü

Çınarlı’dan sonraki diğer alternatif yer ise Gündoğdu Köyü. Sokakları mermer kaplı Göndoğdu, daha çok Kastamonu’dan göç almış. İki, üç tane Rum evi kalmış bu köyde Marmara Birlik zeytinleri yetiştiriliyor. Bayraktar Pansiyon, burada kalmayı düşünenler için iyi bir yer. Köyün en güzel tarafı ise burada yaşayan halkın köye çivi bile çakılacaksa www.gundogdukoyu.com sitesinde tartışıyor olması 🙂

Asmalı Köyü

Yok edilmeseydi günümüzde önemli bir şarap merkezi konumuna gelebilecek olan Asmalı üzüm bağları bu köyde bulunuyor(du). Adanın genelinde olan ev tahribatı bu köyde de yaşanmış; geriye çok az Rum evi kalmış. Yer yer siyah mermerin kullanıldığı yapılar da bu köyü farklı kılan diğer özellik.

Topağaç Köyü

Marmara Adası’nın en uzun sahil şeridine sahip olan köy merkeze 10 km’lik uzaklıkta.

Saraylar Köyü

Türkiye’nin mermer cenneti işte bu köy. Marmara Adası’nın Saraylar Köyü’nde çıkan mermerler Dolmabahçe ve Çırağan Sarayı ile Aya İrini, Ayasofya ve Artemis Tapınağı gibi tarihi yerlerin sütunlarında kullanılmış. Bu mermerler sayesinde ise adanın nem oranı düşüyor ve astım gibi hastalıklara bu hava iyi geliyor. Mermer cenneti olan bu köydeki lahit mezarları ve heykelleri ile Açık Hava Müzesi adanın en orijinal yeri. Fakat o da yine kaderiyle baş başa bırakılmış…

Marmara Adası Koyları

Adada Manastır, Aba, Kole, Mestanağa ve Kayaburnu koyları bulunuyor. Kara yolunun olmadığı koylara da özel teknelerle ulaşım mümkün.

Marmara Adası

Marmara Adası’nde Ne Yenir?

Çınarlı Dondurmacı’sından ve merkezdeki Tadım Dondurmacı’sında dondurma, Ayşin Cafe’de koruk suyu, merkezdeki Can Pastanesi’nde kıymalı börek, merkezdeki liman sırasında yer alan Oflinin Yeri’nde taze midye.

Marmara Adası

Marmara Adası’ndan Ne Alınır?

Adanın en güzel tarafı bir sürü ot çeşidine sahip olması. Sokaklarda kurulan sepetlerde satılan ada çayı, kekik ile zeytin ve zeytinyağı alınabilir.

Marmara Adası

İşte Marmara Adası, böyle kıymeti bilinmeyen güzel bir adamız. Erdek’te büyümüş biri olarak benim bile gitmediğim ve haksızlık ettiğim Marmara Adası’nın gönlünü, hafta sonlarımı orada geçirerek almayı düşünüyorum.

Bence güzel fikir…

Gölyazı Gezilecek Yerler Rehberi: Göllerin Gücü Adına Böyle Bir Şey Olsa Gerek

Gölyazı son zamanlarda Türkiye’nin en gözde destinasyonlarından biri olmuş durumda. Bazen düşünüyorum, ülkedeki onlarca keşfedilecek yeri keşfetmiyorken ne yapıyorduk? Telefon yokken ne yapıyorduk sorusundan çok daha cevabının bulunamadığı bir soru bence.

gölyazı-bursa

Güneşi Beklerken dizisine ve Derviş Zaim’in ‘Balık’ filmine dekor olan Gölyazı hakkında söylenenlerde doğruluk payının olduğu tek gerçeğe inanırım, o da ‘şekerim kuş bakışı baktığında adeta İtalya, sanki bir Yunan köyü‘ olduğu. İlaveten tepeden bakıldığında bir de gitara benzemektedir.

Balıkesir’in envai çeşit beldesinde yaşamış biri olarak bolca Bursa’ya gitmiş ve fakat Gölyazı’ya bir türlü gitmeyi aklıma getirmemiştim. “Hafta sonu gezilecek yerler, İstanbul’a yakın yerler” Google sualleriyle Gölyazı’ya gitmiş olmam da benim ayıbımdır.

Bursa-gölyazı
Bu fotoğraf Google kaynaklıdır…

Gölyazı’yı Çevreleyen Ulubat Gölü’nün Hikayesi

Yıllar yıllar önce Odryes Çayı Bandırma’dan denize dökülür ve bu çayın bulunduğu yerde Melde Krallığı, günümüzde Ulubat Gölü olarak bildiğimiz yerde ise Apollonia Kralı yaşarmış. Günlerden bir gün Melde Kralı, Apollonia Kralı’nın kızını oğluna ister fakat Apollonia Baba’nın kızı Melde’nin oğluna varmak istemez. Apollonia, bir baba olarak olası bir kaçırma ihtimaline karşı kızını korumalıdır ve bu yüzden bir tepenin üzerine saray yaptırıp kızını burada saklar. Bunu duyan Melde Kralı duruma sinirlenir ve Odryes Çayı’nın yolunu değiştirerek bütün Apollonia’nın sular altında kalmasına neden olur. Apollonia Baba’nın kızını kapattığı o tepe ise sularla çevrili bir ada olarak kalır ve günümüzün Ulubat Gölü meydana gelir. Bir hazin öykü daha efsanelerde yerini böylece alır…

gölyazı-bursa

Bütün Sokakların Göle Baktığı Belde: Gölyazı

Tüm sokaklar birbirini dik kesiyor Gölyazı’da. Ve hepsinin de yüzü göle dönük. Arnavut kaldırımlı sokaklarda karşılıklı bakışan iki katlı rum evlerinin pencere önlerinde sümbül saksıları, eski yağ tenekeleri görülüyor. Sonrasında ise yeni çağın en vazgeçilmez ev süsü çanak antenler baş gösteriyor.

gölyazı-bursa

Gölyazı’ya Nasıl Gidilir?

Gölyazı, Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı. Ulubat Gölü içerisinde bir kara parçasında yer alan ve anakaraya bir köprüyle bağlanan Gölyazı’ya gitmek için 3 alternatif var.

  – Araba ile: Gölyazı’ya arabayla gidiyorsanız Yalova İskelesi’nden Bursa’ya doğru gidip, buradan İzmir yoluna sapmanız gerekiyor. Uluabat Gölü gözüktükten 5 km sonra karşınıza çıkacak Gölyazı tabelasının olduğu yola giriyor ve yaklaşık 1o dakika giderek Gölyazı’ya ulaşıyorsunuz.

  – Otobüs ile: Eğer Gölyazı’ya otobüs ile gidecekseniz önce Bursa otobüsleriyle otogardan Nilüfer’e gelecek, oradan da dolmuşla Küçük Sanayi’ye geleceksiniz. Küçük Sanayi’den kalkan 5G otobüsleriyle Gölyazı’ya ulaşabilirsiniz.  Bursa Merkez’den Demirpaşa İstasyonu’na gelip 2 no’lu metroya binerek  de Küçük Sanayi durağında inebilirsiniz.

   – Denizotobüsü ile: İstanbul Kabataş’tan kalkan Budo ile Bursa Mudanya’ya ya da İstanbul Yenikapı’dan kalkan İDO ile Bursa Mudanya’ya gelerek, Bursa merkeze devam edip belediye yukarıdaki güzergahları kullanarak otobüsleri ile Gölyazı’ya ulaşmak mümkün.

gölyazı-bursa

Gölyazı Gezilecek Yerler

Gölyazı ufak bir yer olduğu için bir günde rahatça gezilebiliyor. Gölyazı’ya girdiğiniz andan itibaren o her zaman fotoğraflarda gördüğümüz kayıklar gözükecek sağ tarafınızda. Sonra da hemen girişteki kilise ve Gölyazı Evi selamlayacak.

  • Gölyazı Aziz Panteleimon Kilisesi ve Gölyazı Evi: Anadolu Rum Ortodoks kilise örneklerinden olan Aziz Panteleimon Kilisesi, Beşiktaş ile aynı kuruluş yılına sahip, 1903’e. Mübadele dönemine kadar ibadet yeri olarak kullanılmış ardından çokça hasar görmüş ve en sonunda Nilüfer Belediyesi tarafından  restorasyonu yapılarak kültür evi olarak hizmete açılmış. Hemen yanındaki Gölyazı Kültür Evi de edebiyat dünyasına bir kültür evi olarak hizmet veriyor.

gölyazı-bursa

  • Ağlayan Çınar: Gölyazı’nın diğer göz bebeği ise köprü yanındaki Ağlayan Çınar’ı. 730 yıllık bir çınar ağacı olan Ağlayan Çınar, yana yatık. 730 yıllık koca bir yük taşıyarak yana yatmış bu ulu ağaç, hayata karşı direniyor. Önce bu ağaca neden ‘ağlayan çınar’ dediklerinden bahsedelim. Benim bildiğim 4 rivayet var.

gölyazı-bursa

– Birincisi: Vatan uğruna canını veren askerlerin üzüntüsüyle gövdesini eğmiş ve şehitlerimize ağlıyor olması.

– İkincisi: Ağacın yapraklarından değil, dallarından su akması. O da yalnızca bazı dallarından ve geceleri kırmızı olması suretiyle. Bu yüzden ağacın hemen altında bir beyaz mermer bulunuyor. Kırmızı su damlacıkları net olarak görülebilsin diye.

– Üçüncüsü: Ağlayan Çınar’ın meczup dedikleri yakın bir arkadaşı varmış. Bir gün kendisiyle dalga geçilen bu meczup ağaca çıkmış ve düşüp ölmüş. Ağlayan Çınar da o gün bugündür yakın arkadaşı için ağlarmış.

– Dördüncüsü: Mübadele döneminde biri Rum diğeri Türk iki aşık varmış. Eleni ile Mehmet. Bunca yıllık kültür dostluğu bir anda düşmanlığa dönüşünce Eleni’yi bırakmak istemeyen Mehmet, Eleni’nin abisi tarafından bıçaklanır. Durumu öğrenen Eleni Mehmet’in bıçaklandığını öğrenir ve yanına gelir. Mehmet’in bir çınar ağacı altında öldüğünü gören Eleni, aynı çınar ağacının altında canına kıyar. İşte o çınar da iki aşığa ağlayan ‘Ağlayan Çınar’dır.

Bu 4 rivayetten hangisine inanmak isterseniz bilemem ama Çatalca‘da gördüğüm 1000 yıllık ağaçtan sonra etkilendiğim bir diğer ağaç da Ağlayan Çınar oldu. Ağaç işte, nasıl sevmeyesin ki.

  • Sokaklar: Rum evleri, arnavut kaldırımlı taş sokakları, mahalle bakkalları, hemen her direkte ve çatıda tünemiş leylekleri, taş köprüsü üzerinden görülen manzarası ile Gölyazı özellikle fotoğrafçılar için ideal mekan ve adeta bir set ortamı. Bu yüzden bol bol yürüyüş yapıp, ara yollara sapıp fotoğraf çekin. Özellikle de güneşin batışını kaçırmayın. Ve yürüyüşler sırasında hemen her evde, iş yerlerinde asılı Atatürk posterleri ile Gölyazı’nın ne kadar Atatürkçü olduğunu görün. İyi gelir…

gölyazı-bursa

Neler Yenir?

  • Turna Balığı: Bu gölün en önemli yiyeceği, geçim kaynağının balıkçılık olması sebebiyle balık. Yöresel balıkları ise turna balığı. Göl balığı yemediğim için tatma şansım olmadı ama siz buralarda turna balığı yemek isterseniz adresiniz Apolyont Restaurant‘ı olsun. Diğer alternatif ise Gülgören Restoran.

gölyazı-bursa

  • Gözleme: Gölyazı’nın taş köprüsünün hemen başındaki ve köprüyü geçtikten sonra sıra sıra dizili gözlemeci ablalardan bir gözleme alın. Naçizane tavsiyem patatesli patlıcanlı gözlemeleri.

gölyazı-bursa

  • Gölyazı Kahvaltısı: Gelin çay için diye arkamızdan koşuşturan bir abiyle karşılaşıyoruz. Ayak üstü sohbet ediyoruz ve öğreniyoruz ki eski bir hamamı kafeye dönüştürmüşler. Kahvaltılarını çok övdüler, gitme şansımız olmadı ama bahsedeceğimin ve bir sonraki gelişimde uğrayacağımın sözünü verdim. Mekanlarının ismi Hamam Cafe.

gölyazı-bursa

Her ne kadar katliam çıkartacak boyutlarda sinek saldırısına maruz bıraksa da Gölyazı doğal fotoğraf ortamı olmasıyla, güzel sokaklarıyla, leylekleriyle ve en güzeli böyle Atatürkçü insanlarıyla arada bir gidilesi, gezilip görülesi bir yer. Tabii gözlemeci Ferhan Abla’dan gözleme yemeden de dönülmeyesi…

gölyazı-bursa