Vefa Bozacısı Unkapanı
Vefa Bozacısı dediğimde aklınıza ilk gelen ‘off boza olsa da içsek’ oldu mu? En azından benim yazarken ki durumum öyle. Bol leblebili ve tarçınlı bir Vefa Bozası’na hayır demem. İstanbul’un birçok tarihi ve adeta marka haline gelen mekanlarından biri olan Vefa Bozacısı, bana göre yıllardır çizgisini bozmaya ender yerlerden biri. Geçtiğimiz günlerde bir anda gelen boza içme isteği ile Unkapanı Vefa Bozacısı’na doğru yola çıktığımda bir yandan bu tarihi mekanın hikayesini de araştırmaya başladım.
Vefa Bozacısı’nın Hikayesi
Boza dendiğinde akla ilk gelen marka Vefa Bozacısı oluyor. Aslında bir markadan öte Balkanlar’dan Anadolu’ya uzanan bir hikayenin de ta kendisi burası. Boza, Orta Asya Türkleri tarafından Kafkaslar üzerine, oradan Balkanlar’a, oradan da Anadolu’ya gelmiş ve Türkiye’nin kozmopolit şehri İstanbul’da markalaşmış. İstanbul’da bu boza fikri nereden çıktı, Vefa Bozacısı nasıl oluştu, yedi ceddi bozacı mıydı, neden Vefa semtini tercih ettiler gibi suallere gark olduğum ama herkese göre ‘altı üstü boza içmeye gidiyoruz’ şeklinde dönüş aldığım bu hikayeyi öğrenince yazmadan duramadım.
Vefa Bozacısı girişiminin ilk kıvılcımını ailenin büyük babası Hacı Sadık Bey atıyor. 1870’li yıllardaki bu girişiminin 2000’li yıllarda hala aynı çıtada kaldığını bir yerlerden görüyordur muhtemelen Hacı Sadık Bey Amca. Arnavutluk’un Prizren şehrinden İstanbul’a geldiğinde o yıllarda bozanın sulu kıvamlı, esmer renkli ve ekşi lezzetli biçimde satıldığını görür. Kosova’da da boza işini yapan Hacı Sadık Bey Amca, ben bunu farklı yapayım düşüncesiyle değişik bir yöntem dener ve bugünkü koyu kıvamlı, açık sarı renkli, yeni mayalandığı için kabarcıkları üstünde olan hafif ekşimsi tat ortaya çıkar. Hiç bilmeyen biri ‘boza nasıl bir içecek?’ diye sorarsa ona aynen bu şekilde açıklama yapın; koyu kıvamlı, açık sarı renkli, yeni mayalandığı için kabarcıkları üstünde olan hafif ekşimsi tatta bir içecek.
Unkapanı Vefa Bozacısı
O yıllar melek yatırımcı olsaydı ya da KOSGEB desteği verilseydi belki bir dükkanda çalışmalara başlayacaktı Hacı Sadık Bey fakat o, ilk boza denemesini evinin altında kendi imkanları ile yaptı. Bu bozaları da tam 6 yıl boyunca kış geceleri saray ve çevresinde, omzunda taşıdığı bakır güğümlerle dolaştırarak tanıttı. Bir gelenek haline gelen sokakta boza satma işi o günden bu güne hala İstanbul’un bazı semtlerinde yaşamaya devam ediyor. Ben Bakırköy’de oturduğum için kendimi bu konuda şanslı görüyorum, çünkü bizim mahallede hala kış akşamları ‘booooozaaaaa’ sesi duyulur.
Sokaklarda bekleyenlerin sayısı çoğalınca Hacı Sadık Bey zamanın saraylı, aristokrat aileleri ile bürokratlarının oturduğu İstanbul’un Vefa semtinde, 1876 yılının Eylül ayında bugünkü Vefa Bozacısı’nı açar. Oğlu İsmail Hakkı Vefa’yı da yanına alarak Vefa Bozacısı üretimine beraber devam eden aile bugün 4. nesil ile yola devam ediyor.
Vefa Bozacısı Fiyat ve Kalite
Vefa Bozası’nın markette ve kendi yerinde farklı kalitede satıldığını duydum. Bu konuda emin olmasam da öğrendiğim kadarıyla marketlerde satılan bozalar mayasız oluyormuş. Dükkanda içilen bozalar o an bardağa dolduruluyor ve ister içeride ister dışarıda içebiliyorsunuz. İçerisi küçük olduğu için genelde yer bulunmuyor ama mutlaka bu tarihi mekanın içerisini görün derim. Duvarda bir fanus içerisinde duran bardak Atatürk’e ait. Mustafa Kemal Atatürk, 1937’de Çorlu Kolordu Komutanlığı teftişi sonrasında Vefa Bozacısı’na uğramış ve burada boza içmiş. Genelde içeride oturacak yer bulunmadığı için dışarıda içilir boza ama en güzeli bozayı bardakta alıp yürüyerek içmek. Ya da yemek.
Vefa Bozacısı’ndan bozanıza ücretsiz olarak tarçın dökebilirsiniz ama leblebi için hemen karşı dükkan olan Vefa Leblebicisi‘nden leblebi almanız gerekiyor. Vefa Leblebicisi’nin hemen yanında ise Sevda Gazozcusu bulunuyor. Türkiye’de satılan bütün gazozlar bu dükkanda bulunuyor. Vefa Bozacısı’nda bir bardak boza 3 TL, eğer şişeyle alıp eve götürmek isterseniz burada cam şişelere boza dolduruluyor ve şişe için depozite ücreti alınıyor. Depozite ücreti 15 TL. Şişeyi geri götürdüğünüzde parayı alırsınız ama hiç o işe girmek istemiyorsanız yanınızda cam şişe götürün orada doldurtun. Ya da tercih ederseniz plastik şişelerde satılandan alın.
Vefa Bozacısı Adres
Vefa Bozacısı, İstanbul’un Vefa semtinde bulunuyor. Aynı adla bir de Kosova’da bulunuyor ama ben İstanbul’dakini tarif edeceğim. Unkapanı Reşat Nuri Sahnesi’nin sokağından dümdüz yürüdüğünüzde yaklaşık 3 dakika sonra Vefa Bozacısı’nı göreceksiniz. Bakırköy güzergahından gelecekler Taksim sarı dolmuş ya da Taksim otobüsüyle Unkapanı’na gidebilir. Metro kullanarak gelecekler Vezneciler durağında inip kısa bir yürüyüşle ulaşabilir. Benim tavsiyem önce Unkapanı pilavcısına uğrayın, oradan Vefa Bozacısı’na gelin. Bozayı elinize alıp yürüyerek Vefa Lisesi’ne varın.
Tarihi bir okul olan Vefa Lisesi’nin oradan da yürüyerek önce Süleymaniye’ye, sonra da Beyazıt’a gelin. Beyazıt’tan da dilerseniz Kapalıçarşı ve Eminönü yapabilirsiniz. Böylelikle İstanbul’un yürüyüş rotalarına dahil edilecek bir rota yapmış olursunuz. İstanbul’u yürüyerek gezdiğim bu rotalardan da ilham alabilirsiniz.
Boza Nasıl Yapılır? Bozanın Faydaları Nelerdir?
Elbette herkes bozanın ne olduğunu biliyordur, hatta nasıl yapıldığını da biliyordur ama yine de bilgi bilgidir diyerek boza nasıl yapılır sorusunu yanıtlayalım. Boza bir başak ürünüdür. Darı irmiği, su ve şekerden mamul mayalı bir içecektir. İyi bir bozanın sırrı hem yapımında hem de muhafaza edilmesinde yatar. Bu yüzden boza alacaksanız hava alabilen ve cam şişede satılanı almalısınız. Boza uzun ömürlü bir içecek değildir çünkü şişelenme sırasında fermantasyonu devam eder. Bu yüzden bozanın çok hızlı tüketilmesi gerekir.
Bozanın faydaları arasında B1-B2-B3-B6-B12 vitaminleri, hazmettirici ve süt yapıcı özelliğinin olması, laktikasit barındırması sayılabilir. Antimikrobiyel özelliğinden dolayı Kolera hastalığı tedavisinde, boğaz enfeksiyonlarında ve bağırsak düzenlemede etkili bir içecek. Gluten içermediği için çölyak hastaları da kullanabilir. Bir bardak Boza 200 cc ve 86 K/cal dır. Protein miktarı %2.4, lif oranı % 6.8, yağ oranı ise % 0.2’dir.