Korfu Gezi Rehberi: Durmak Yok, Yunan Adaları Keşfine Devam

9 günlük Kurban Bayramı tatilinde nereye gitsek sorunsalına yine komşumuz Yunanistan çare oluyor. Son günlerde yaşadığımız olaganüstü hallerden ve en sonunda 3 aylık bir süre ile OHAL ilan edilmesinden dolayı yurt dışı çıkışlarında aksaklıklar ve yoğunluklar yaşansa da, en yakınımız olan Yunanistan hala iyi bir alternatif. ( Lütfen OHAL’de iken yurt dışı seyahatleriniz için gerekli tedbirleri almayı unutmayınız…)

Türk halkının Yunan Adaları’na olan ilgisi tartışılmaz. Hem ulaşım yakınlığı, hem uygun fiyat aralıkları, hem de kültürel benzerlikler Yunanistan’ı her zaman cazip kılıyor. Bu yüzden uzun tatil fırsatını Yunanistan’dan yana kullanıyoruz. Fakat Ege Denizi’nde yer alan adalardan birini değil, İyon Denizi’nde yer alan Korfu’dan yana karar kılıyoruz.

korfu-gezilecek-yerler

Size sunduğumuz hizmeti sadece Korfu ile de sınırlandırmıyoruz. Yunanistan’ı kafasına koymuşlar için gelsin Atina, Selanik, İskeçe, Kavala, Midilli ve onun güzel köyleri Petra, Molivos, Agiasos.

Korfu Adası

Kerkira olarak adlandırılan ve Yunanistan’ın kuzeybatısında; İyon Denizi’ndeki en büyük ikinci ada olan (birkaç küçük adasıyla birlikte adalar topluluğu) Korfu ya da İtalyanca versiyonuyla Korfu, tarihinde Osmanlı İmparatorluğu, İtalyanlar, İngilizler ve Almanlar tarafından işgal edilmiş. En nihayetinde Yunanistan’ın kontrolü altına alınan ada, şimdilerde dünyanın birçok farklı ülkesinden turist ağırlıyor. Çoğunluğunu İtalyan, Alman, Fransız ve Rus turistlerin oluşturduğu Korfu Adası’nda Türk turist oranı oldukça az. Öyle ki adada Türk olduğumuzu kimse anlamadı ve Türkiye’den geldiğimizi söyleyince duruma şaşırıp, Korfu’ya Türk turistlerin yeni yeni gelmeye başladıklarını söylediler.

Farklı milletlerden çok sayıda turist bölgeyi ziyaret ettiğinden İngilizce konuşulma oranı çalışan kesimde oldukça yüksek. Hiç zorlanmadık diyebilirim. Hatta çıktığımız tekne turunda çevirmen Yunanca, İngilizce, Fransızca, Almanca ve Rusça çeviri yaparak İlber Ortaylı’ya rakip olduğunu kanıtlamış oldu.

Turistik bir ada olan Korfu’nun en büyük geçim kaynağı da haliyle turizm. Ek olarak hediyelik eşya, zeytinyağı ve kumkuat meyvesinden üretilen likör, reçel gibi ürünler de adanın geçimini oluşturuyor.

korfu

Korfu’ya Ne Zaman Gidilir?

Temmuz ayına denk gelen Ramazan bayramında gittiğim Korfu, aşırı sıcak ve nemliydi. Gündüz 34-35 dereceleri, akşam ise 29 dereceyi gördüğümüz oldu. Akdeniz iklimine sahip olduğundan kışın ortalama sıcaklıklar 14-15, yazın da 31-32 derece seviyelerinde gözlemleniyormuş. Doğa severler için de en uygun mevsim bahar.

Korfu’ya Nasıl Gidilir?

Korfu’ya İstanbul’dan direkt ulaşım bulunmuyor. Atatürk Havalimanı’ndan kalkan Aegean Airlines ile önce Atina’ya gidiliyor, aktarma ile de Korfu’ya ulaşılıyor. Aktarma süreleri oldukça önemli. Giderken aktarmayı 4 saat beklemek zorunda kaldık, dönüşte bu süre 1 saatti. Sonuç olarak 5 saatimizi aktarmaya vermiş olduk.

Adada yer alan Ioannis Kapodistrias International Airport, uluslararası uçuşlara ev sahipliği yapan küçük bir havalimanı. Buradan İngiltere, İtalya, Belçika, Fransa ve daha birçok ülke ve lokasyona uçuş mevcut. Uçak alternatifi dışında araba ile Yunanistan Igoumenitsa’dan, İtalya Bari’den ve Arnavutluk Saranda’dan ve farklı diğer 6-7 lokasyondan kalkan feribotlar ile veya özel yatınızla da Korfu’ya gidilebiliyor. Feribot rezervasyonları ve bilet fiyatları için linkler burada, burada ve burada. linkleri inceleyebilirsiniz. Yat ya da tekne seçeneğini düşünüyorsanız, Korfu Town’da Benitses Marina veya Marina Gouvia‘yı tercih edebilirsiniz.

Korfu Adası’na bazı Yunan Adaları’ndaki gibi kapı vizesi ile giriş yapılamıyor. Bu sebeple Schengen vizesi almanız gerekiyor.

Korfu Adası’nda Ulaşım

Corfu Town’dan adanın diğer lokasyonlarına giden Blue ve Green Bus’lar mevcut. Havaalanından merkeze mavi otobüsler (Blue Bus) ve taksi ile ulaşım var. 23:00’te havaalanına indiğimizden ve aktarma ile toplamda ortalama 10 saatlik bir yolculuk yaptığımızdan taksiye binmeyi seçtik. Havaalanından kaldığımız otelin mesafesi ortalama 19 km’ydi ve taksiye 30 euro ödedik.

Korfu’da taksiler, taksimetre açmıyor. Bindiğimiz taksiye bunu sorduğumuzda ise açmıyoruz, fiyat bu dedi. Ancak otel çalışanlarına söylediğimizde ise açması gerektiğini belirttiler. Atina’yla kıyaslarsak taksi fiyatları oldukça yüksek.

Blue Bus; Metrobüslerin eski kasalarını Yunanistan’a getirmiş olabilirler. Blue Bus’lar, lokasyona göre ortalama 15-20 dakikada bir kalkıyor ve havaalanı dahil birçok yere sefer düzenliyor. Kötü tarafı otobüslerin erken bitmesi ve klimaların neredeyse çalışmıyor oluşu. Yetmezmiş gibi camlar da açılmıyor. Bu sebeple içeride bayılırsanız şoklara girmeyiniz.

Blue Bus’la 5 euro’luk bilet alarak tüm gün istediğiniz kadar blue bus yolculuğu yapabilirsiniz. Bir kerelik bilet fiyatı ise 1,20 Euro. Biletler duraklarda yer alan makinalardan ve otobüsün içinden alınabiliyor.

IMG_4437Green Bus; Bu da bizim şehirlerarası otobüslerin 2-3 eski kasası gibi. Adanın farklı lokasyonlarına sefer düzenleyen otobüs ücretleri, gideceğiniz yere ve bindiğiniz durağa göre değişiyor. Tek yön için 1,80 Euro verdiğimiz de oldu, 3,40 Euro verdiğimiz de. Green bus’larda günlük bilet sistemi mevcut değil. Ancak klimaları Blue Bus’lara göre daha iyi.

Taksi ile; Otobüs haricinde taksi de bir diğer alternatifi oluşturuyor. Fakat fiyatlarının yüksek oluşu son çare olarak taksiyi düşündürüyor.

Araba ile; Adada araba ya da motorlu taşıt (motorsiklet, ATV vb) kiralamak için birçok yerel firma mevcut. Ancak genelde düz vites araba var. Otomatik isterseniz bulmaları hem zor oluyor hem de fiyatlar nerdeyse 2 katına çkıyor. En küçük arabaların günlüğü 35-40 euro’dan başlarken; otomatik arabaların günlüğü 80-85 euro’lara çıkıyor. Her ne kadar adada ulaşım gelişmiş olsa da Palaiokastritsa gibi bölgelerde araba ihtiyacı duyuluyor. Bu yüzden araba kiralamak için kaldığımız otelden ricacı olduk ve isteğimiz üzerine günlüğü 60 euro’dan otomatik araba ayarladılar.

Korfu’da Nerede Kalınır?

Korfu, şehir merkezi ve sahil bölgeleri ile birçok farklı seçeneğe sahip. Burada  7 gün kalacağımız için tek bir lokasyona bağlı kalmak istemedik. Adada bizdeki gibi “her şey dahil” sistemine sahip oteller de var, pansiyon veya apart da.

Corfu Town, adanın doğusunda yer alan ve merkez olması sebebiyle otel fiyatlarının yüksek olduğu bir bölge. O yüzden bu bölgeye yakın diğer yerler tercih edilebilir. Bizim tercihimiz pansiyon tipi oteller oluyor. Böylelikle Corfu Town’un 9 km kuzeyinde bulunan Gouvia’da Iliada Beach Hotel ve Palaiokastritsa’da Zefiros Traditional Hotel’i seçiyoruz.

Iliada Beach Hotel: Sahile 20-30 metre mesafede yer alan Ilıada Beach Hotel’de kahvaltılı ya da yarım pansiyon seçeneği mevcut. Biz oda-kahvaltıyı tercih ettik. Kahvaltı Avrupa’nın kahvaltı standartlarına göre orta-iyi seviyedeydi ancak domates, salatalık çok lezzetliydi. Bir Çanakkale domatesi olmasa da Türkiye dışında onu bulmak da yetiyor. Otelin güzel bir bahçesi ve kendine ait bir restaurantı var. Personel de son derece sıcakkanlı (1500 soruma sıkılmadan cevap verdiler, oradan biliyorum).  Ancak klima için günlük 5 euro ek ücret talep etmeleri büyük eksiklik. Başlarda klimasız bu sıcağı atlatmamızın pek olası olmadığını düşünüyorduk ancak sonra çok da ihtiyacımız olmadığını farkettik. (5×4=20 euro da bu ihtiyacı sorgulamamıza sebep oldu)

korfu-gezilecek-yerler

Otele 5 dakika yürüme mesafesindeki otobüs durağı sayesinde adanın kuzeyini ve kuzey doğusunu gezdik. 7 numaralı Blue Bus ve Green Bus’lar ile bu bölgeden ulaşım sağlayabilirsiniz. Otel konusundaki tek sıkıntı denizden yana oldu. Denizi çok bulanık, yosunlu ve sıcaktı. Adada deniz için o kadar güzel seçenek varken deniz için burası asla tercih edilmemeli.

korfu-gezilecek-yerler

Zefiros Traditional Hotel: Doğuya elveda deyip, batıya merhaba demek için herkesin öve öve bitiremediği Palaiokastritsa’ya geldik. Palaiokastritsa Corfu Town’ın yanında tam anlamıyla kasaba gibi kalıyor. Corfu Town ile Palaiokastritsa arası 25 km. Son derece sakin, sessiz ve mükemmel bir denizi var. Ancak merkeze daha seyrek ulaşım var ve seferler erken saatlerde bitiyor.

Bölgenin tercih edilebilir otellerinden biri olan Zefiros, beklentilerimizi fazlasıyla karşıladı. Konum olarak oldukça güzel, sahile yakın bir yerdeydi. Çalışanlar ise oldukça yardımseverdi. Önce tekne gezisi ayarlamada yardımcı oldular, sonra da araba kiralamada. Hatta tekne gezisi için otelden erken ayrılıp kahvaltıyı kaçıracağımız için eğer istersek bir gece önce sandviç veya başka birşey alabileceğimizi; sabah da kahvemizi alıp çıkabileceğimizi ilettiler.

korfu-gezilecek-yerler

Korfu’da Nerede Denize Girilir?

Korfu sahilleri birbirinden güzel ve sayıca fazla olduğu için, öncelikle ne istediğinize karar vermeniz gerekiyor. Bu yüzden aşağıda sıralı listenin taşlık, kumluk, sıcak su, soğuk su, kop kop, sakin gibi ‘ne verelim abime’ sorusunun yanıtları olarak yazıldığını belirtelim.

Korfu’da sahiller halka açık. Giriş ücreti alınmıyor. Eğer şezlong ve şemsiye alacaksanız bunların parasını ödüyorsunuz. Bazı yerlerde yemek ücreti, şezlong ve şemsiyeyi karşılıyor. 2 şezlong ve 1 şemsiye için ortalama fiyat ise 7-8 euro.

1. Antipaxos (Αντίπαξος):  Burası Korfu’nun güneyinde kalan küçük bir ada. Ulaşım hem Korfu’dan kalkan günübirlik tekne turlarıyla, hem de alternatif yollarla sağlanıyor. Korfu’ya gelmişken Paxos adası’nda konaklayabilir; kiralayacağınız küçük teknelerle tüm günü burada geçirebilirsiniz. Yine Korfu’dan Paxos’a gelen teknelerle sabah Paxos’a oradan da Antipaxos’a gelebilirsiniz. Aynı şekilde gün sonunda Paxos üzerinden Korfu’ya geri dönebilirsiniz. Biraz meşakkatli ancak kesinlikle değer.

korfu-gezilecek-yerler

Tekne turuna katılacaksanız, burada sadece yarım saat yüzmenize izin veriliyor. Ama bu yarım saat bile buraya aşık olmaya yetiyor. Turkuaz rengi suyu, kumluk denizi, sahili ve orta sıcaklıkta suyu ile Antipaxos’un Maldivler’e şirk koştuğuna dikkat çekerim.

2. Kassiopi (Κασσιόπη):  Adanın kuzeydoğusunda kalan Kassiopi sahili, taşlık bir plaja ve denize sahip.  Hemen derinleşen, berrak ve orta sıcaklıkta bir denizi var. Burası için balıklarla birlikte yüzüyorsunuz demek yanlış olmaz.

korfu-gezilecek-yerler

Sahilde şezlong ve şemsiye alabilme imkanınız bulunuyor. Fiyatları, 2 şezlong ve 1 şemsiye 7,5 euro civarında. Kassiopi’ye gelmek için Sidari’den kalkan Green Bus’lara binebilirsiniz. Dönüşte ise Kassiopi’den Corfu Town’a son otobüs 20:00. Kassiopi kendi içinde küçük bir çarşısı, limanı ve 3 farklı beach’i ile konaklama için de tercih edebileceğiniz yerlerden biri olabilir. Ancak 35 km mesafe ile merkeze uzak olduğunu unutmayın.

korfu-gezilecek-yerler

3. Paleokastritsa (Παλαιοκαστρίτσα): Korfu’ya gelirken yanınızda kesinlikle bulunması gereken iki şey deniz gözlüğü veya şnorkel. Çünkü her yerde balık sürüleri var. Palaiokastritsa plajı Korfu’nun batısında, iki kayalığın ortasında kalmış küçük kapalı bir liman şeklinde. 2 farklı plajı var. Diğer plajı da yine Paleokastritsa Manastırı’nın hemen yanında yer alıyor. Deniz temiz, taşlık ama sahili kumluk. Unutmadan, burada şezlong ve şemsiye yok. Teçhizatsız gitmeyiniz.

korfu-gezilecek-yerler

4. Ipsos (Ύψος): Kuzeydoğuda kalan Ipsos, uzun ve ince sahili ile tercih edilen yerlerden. Kıyılar taşlık ancak ilerisi kumluk. Suyu ise berrak, temiz ve sıcak. İpsos, oldukça uzun ve dar bir sahile sahip. Tek sıra şezlong ve şemsiyeler bulunuyor ve üzerinizden hemen yol geçiyor.

korfu-gezilecek-yerler

Tabii burası Yunanistan olduğu için sizi rahatsız eden bakışlar olmadığından sorun yok ancak araba ve otobüs sesi biraz sıkıcı olabilir. Yolun karşısında lokanta ve cafeler mevcut. Gouvia’da kalırken, oranın denizi kötü olduğu için İpsos’u ve Dassia’yı yakınlığı sebebiyle tercih etmiştik. Otobüs ile ortalama 15-20 dakikada ulaşılabilen bu sahiller, gençlerin rağbet ettiği yerlerin başında.

korfu-gezilecek-yerler

5. Canal D’amour (Σιδάρι): Adanın kuzeyinde yer alan Sidari sahilindeki Canal D’amour, denizin ve rüzgarın kayaları aşındırması sonucu ortaya çıkan bir doğal güzellik. Masmavi bir su ve kumluk bir denizi var buranın. Su oldukça sıcak ama Sidari sahiline göre bir nebze daha soğuk ve çok daha güzel. Burada denize 2 farklı yerden girebilir; tepedeki 2 farklı tesiste şezlong, şemsiye ve yiyecek-içecek ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Bölgenin tek sıkıntısı, turistlerin yoğun ilgisi. Bu sebeple tüm gününüzü burada geçirmek istemeyebilirsiniz.

korfu-gezilecek-yerler

5 dakika yürüme mesafesindeki Sidari ise oldukça büyük bir sahile ve muhtemelen bugüne kadar görüp görebileceğiniz en sıcak deniz suyuna sahip. İnsana ‘burası kaplıca mı acaba’ diye düşündürecek kadar sıcak diyebiliriz. Sıcak suyun yanı sıra bir de oldukça sığ bir denizi var. Dalmak için önce yürümeniz gerekiyor.  Sidari, tercih edilecek son plajlardan olabilir ama Canal D’amour kesinlikle tercih edilebilir.

korfu-gezilecek-yerler

6. Agios Georgios – Kuzey Batı (Αγ. Γεώργιος Πάγων ): Aynı adla güney kısımda da bulunan Agios’un sahili kumluk, denizi taşlık, suyu berrak-temiz-soğuk olarak tanımlayabilirim.  Yaklaşık 6-7 km’lik bir sahil hattına sahip Agios Georgios’ta otellerin ve restoranların olduğu yerde, şezlong, şemsiye, duş, kabin gibi hizmetleri alabileceğiniz ya da kendi şemsiyeniz ve havlunuzla gelebileceğiniz alanlar mevcut.

korfu-gezilecek-yerler

Eğer soğuk denizi tercih edenlerdenseniz doğru yerdesiniz. Bakınız Kaş, Bozcaada. (Yazar burada Türkiye’de de böyle yerlerimiz olduğunun altını çizmek istemiştir.)

korfu-gezilecek-yerler

7. Malibu (Dasia) (Δασσιά): Malibu, adanın doğusunda Dasia sahilinin sonunda yer alan popüler sahillerden. Otobüsteki gençler burada inince sürü psikolojisine uyuyoruz. Deniz olarak İpsos ve Malibu aynı. Lokasyon olarak da birbirlerine çok yakınlar. Sadece Malibu’da mekanlar denize sıfır sayılacak seviyede ve nedense gençler burayı daha çok tercih ediyor. Sahil hattı boyunca yan yana cafeler dizili ve fiyatlar neredeyse eşit. Yalnız buraya gelmeyi düşünüyorsanız yola erken çıkın. Biz öğleden sonra 2-3 gibi gittiğimizde oturacak yer bulmakta zorlandık.

korfu-gezilecek-yerler

8.Glyfada (Γλυφάδα): Kop kop gençlerimizi buraya alalım. Bir sahile otobüslerle gençlerin akın ettiğini ilk kez görüyorum. Tur otobüsü, okul otobüsü tarzında onlarca otobüs durmadan sahile geliyor. Büyük ve tıklım tıkış bir mekan burası. Biraz daha Çeşme veya Bodrum’daki beach club tarzında düşünün.

korfu-gezilecek-yerler

Deniz yüzmek yerine daha çok salınmak amaçlı işlev görüyor. Yine sıcacık bir su ve kumluk bir sahil. Soranlara; sahilin en sonunda aileler veya daha sakin bir tatil isteyenler yani “biz”im için ayrılmış bir bölüm ve yukarıdaki restoranda yemek seçeneği mevcut.

korfu-gezilecek-yerler

Korfu’da Gezilecek Yerler

Old town: Eski şehir sur duvarları içinde yer alan, labirent şeklinde dar sokaklara sahip, bir bölümü araç trafiğine kapalı olan; hem tarihi yerleri ziyaret edebileceğiniz hem de bir kısmı şehir merkezi olarak da kullanılabilen bölgenin tamamı Old Town olarak adlandırılıyor. Kendisine Sultanahmet benzeri diyebiliriz. Buraya geldiyseniz, Old Fortress kısmında Bizans ve Venedikliler’e ait yapıları ziyaret edebilirsiniz.

St. Spyridonas Kilisesi: Corfu Town’da bir sokak arasında yer alan ve 1580’li yıllarda inşa edilen Yunan Ortodoks Kilisesi, İyon Adaları’ndaki en yüksek çan kulesine sahip. Corfu Town’un dar sokaklarından bile görülebiliyor.

korfu-gezilecek-yerler

Achilleion: Adadaki favori turistik mekanım Sisi’s Palace olarak da adlandırılan Achilleion oldu. 1889 yılında Avusturya Kraliçesi Elizabeth için adanın güney doğusunda yer alan Gastouri bölgesinde yazlık olarak inşa edilen bina bu ismi Homeros’un destanlarında yer alan Achilles karakterinden alıyor.

korfu-gezilecek-yerler

Binanın içinde ve bahçesinde Truva Savaşı’na ve Achilles’e ait heykel ve resim tasvirlerini görülür. İçeriye girildiğinde Yunan tanrılarına, İsa ve Meryem’e ait tasvirler ilk bakışta dikkati çeker. Saray, Kraliçe’nin 60 yaşında suikaste kurban edilmesinden sonra Alman Kaiser Wilhelm II’ye satılmış. Hatta 2. Abdülhamit’in Kaiser’e hediye ettiği bir vazo da  eserler arasında görülüyor.

korfu-gezilecek-yerler

Achillion’u gezmek için ücret 8 euro. Achilleion’un yanında yer alan Nova Bella Vista Cafe‘de, güzel bir manzara eşliğinde keyif yapmak da cabası.

Vlacherna Monastery: Corfu Town’a yaklaşık 20 dakika mesafedeki Kanoni Bölgesi’nde yer alan Vlacherna Monastery, denizin içinde sadece bir yürüme yolu ile ulaşılabilen küçük bir manastır. Manastırın yarısından fazlası hediye dükkanına dönüştürüldüğü için geziniz en fazla iki dakika sürüyor. Manastırı tepeden fotoğraflamak için gidilmeli.

korfu-gezilecek-yerler

Pontikonissi (Mouse Island): Vlacherna Monastery’nin karşısında yer alan bu adaya ulaşmak için manastırın önünden kalkan küçük tekneleri kullanıyoruz. Adaya fare adası denilmesinin nedeni, tepeden bakıldığında fareye benziyor olması. Bu küçük adada gezilebilecek tek yer ise bir şapel.

korfu-gezilecek-yerler

Korfu’da Ne Yenir?

Yunanistan, Avrupa ülkeleri içerisinde hem konaklama hem de yeme-içme açısından uygun seçeneklere sahip. Ege mutfağına sahip olması da yemek konusunda bizlere sıkıntı yaşatmıyor. Birçok cafe veya restoranda pita gyros veya souvlaki bulmak mümkün. Pita, bizim kebapçılarda masaya gelen pidelerin incesi. İçine et veya tavuk; ya da çöp şiş olan souvlaki konuluyor. Souvlakinin de et ve tavuk versiyonları bulunuyor. Bu konseptte bir yemeğin fiyatları 2,5 ile 6 euro arasında değişiyor.

korfu-gezilecek-yerler

Yunan yemeklerindeki favorim ise saganaki. Saganaki, bir tür peynir kızartması. Bu kızartma farklı peynirlerden yapılabiliyor ve genelde tuzlu peynirler tercih ediliyor. Deniz ürünleri ile aranız iyise suda baharatlar ile soğan ve domates gibi sebzelerle haşlanarak hazırlanmış midye yemeniz tavsiye olunur.

korfu-gezilecek-yerler

Yok ben Yunan mutfağı değil, daha farklı bir yemek arıyorum diyorsanız Corfu Town’da Çin restaurantından, İtalyan restaurantına, hatta Gouvia’da Hint yemeklerine kadar birçok farklı seçeneği bulmanız mümkün.

korfu-gezilecek-yerler

Fanari Lantern Restaurant: Old Town’un arka sokaklarında yar alan lokanta hem atıştırmalıkları, hem de deniz mahsullü makarnaları ile geçerli not aldı.

Il Pirata: Palaiokastritsa’da masaları dolu görünce vardır bir alamet-i farikası diyerek gittiğimiz Il Pirata, tam bir hayal kırıklığı. Salaş bir görüntüye sahip mekanın dolu olması yemeklerinin güzelliği değil, servisin aşırı derece yavaş olmasındanmış. İşletme, bir masanın siparişini hazırlamadan diğer siparişi almıyor. Eyvallah FIFO yöntemini biz de tercih ediyoruz ancak madem yan masadaki teyze ile aynı yemeği sipariş etmişim, ikisini de aynı ızgarada yapsan ölür müsün be şefim. Üstelik ızgara pirzola sipariş etmişim, yani özel bir hazırlanma süreci falan da yok. Sonuç: tam 1 saat sonra yemek geldi.

Korfu’da Gece Hayatı

Merkezdeki Museum Of Asian Art’ın merdivenlerine oturmak ve bir şeyler içmek, gece için iyi fikir. En güzel tarafı içkilerinizi kendinizin getiriyor oluşu. Bir de şanslı gününüzdeyseniz müzenin arkasındaki düğün ya da etkinlik gibi bir olaya denk gelirsiniz, ki böylece müzik işini de ücretsiz halletmiş olursunuz.

Bunun haricinde Corfu Town’da açık havada rahatlıkla oturabileceğiniz cafe/bar’lar ve pub’lar mevcut, fakat clup istiyorsanız, Korfu bu anlamda beklentilerinizi karşılamaz.

Korfu’da Neler Yapılır?

Tekne Kiralama: Tekne kiralama Korfu Adası’nın popüler aktivitelerinden. Bunun için Gouvia‘da, Sidari‘de ve birçok sahil hattında tekne kiralama hizmeti veriliyor.  2 kişiden 8-10 kişilik gruplara kadar istenilen sayıda tekne bulmanız mümkün.

Tekne Turu: İstanbul’daki boğaz turlarının bir benzeri olan günübirlik tekne turları da sıkça tercih edilen aktivitelerde. Corfu Town’da yer alan yeni limandan 3-4 farklı tekne turu yapabilirsiniz. Birden fazla firmanın hizmet verdiği bu tekne turları 5 euro farkla sizi adanın birçok yerinden, genelde otelinize yakın yerlerden alıp, yine dönüşte aynı yere bırakıyor. Paxos-Antipaxos-Blue Caves, Arnavutluk, Sivota-Blue Lagoon tekne turlarından birini seçerek adaya yakın yerleri keşfetmek mümkün. Turlar seçeneğiniz lokasyona göre kişi başı 30-40 Euro civarında. Biz tercihimizi Paxos-Antipaxos-Blue Caves’ten yana kullandık ve hiç pişman olmadık.

Kültür Gezileri: Eğer kültürel aktiviteler sizin için daha cazip ise Museum of Asian Art ve Byzantine Museum iyi bir seçenek.

Paxos-Antipaxos-Blue Caves Tekne Gezisi

Bizi tekneye ulaştıracak shuttle, sabah 8’de otelin önüne geliyor ve limana doğru yola çıkıyoruz. Üsküdar-Eminönü yolcu teknelerine benzer bir tekne ile selamlaştıktan sonra 09:30 gibi açılıyoruz. Tur, yarımadanın çevresinden başlıyor ve Old Fortress, tuz çıkarılan göl, Saint Georges Kilisesi, Sisi’s Palace (Achillion) ve Old Town denizden görülebiliyor. Rotada sıra, Laka ve Lefkimi‘ye geliyor. Laka Adası sülfürlü suyu ile bir kaplıca özelliği taşıyor. Lefkimi de yolcu alımı için durduğumuz bir noktamız oluyor. Lefkimi’den yaklaşık 1 saat sonra ise Blues Caves‘e (Mavi Mağara) varıyoruz. Buraya mavi mağara denmesinin, denizin maviliğinin kayalara vurarak o etkiyi yaratmasından geldiğini öğreniyoruz. Efsaneye göre de bu mağaralar Poseidon’un sevgilisi Amphitrite için yaratılmış.

korfu-gezilecek-yerler Burada fotoğraf çekimi yaptıktan sonra rotamız Paxos Adası oluyor. Paxos Adası özellikle zenginlerin ve ünlülerin yazlıklarının bulunduğu küçük bir ada. Geçim kaynağı zeytin ve el yapımı ve hediyelik eşya. Paxos Adası’nın tam karşısında ise daha küçük bir ada bulunuyor: Antipaxos. Evet, adanın tam karşısında olduğu için başına ‘anti’ eklemişler. Paxos Adası’na yakın olduğu için iki ada arasında küçük teknelerle git gel yapılabiliyor.

korfu-gezilecek-yerlerTekne 19.30’da turunu bitiriyor, ve bu süre zarfında Antipaxos’ta kısa bir yüzme molası, Paxos Adası’nda ise yaklaşık 2 saatlik bir serbest zaman veriyor. 2 saatlik bu süre ise yemek yemek ve adayı gezmek için uygun oluyor. Çünkü adanın denize girilen kısmı diğer taraflarda kaldığı için bununla vakit kaybetmek yerine adayı gezmek daha mantıklı.

korfu-gezilecek-yerler

Not: Dönüş yolunda teknede bazı küçük sürprizler olabiliyor ama bunu yaşayarak görmelisiniz.

 

Ver Oradan Bi Sirtaki: Atina’da Yılbaşı ve Gezilecek Yerler

Yılbaşını değil yurt dışında, mahalledeki cafede bile kutlamayacak kadar sevmeyen biri olarak bu yıl maksat seyahat olsun deyip Atina’ya girme kararı aldım. Daha önce Yunanistan’ın Midilli, Selanik, İskeçe, Kavala gibi şehirlerini gezmiş ama Atina’ya gitmek kısmet olmamıştı.

atina-yılbaşı
Yılbaşında Syntgma Meydanı

Yunanistan’da yılbaşı öyle çok ahım şahım olmamakla birlikte Avrupa’nın birçok şehri gibi noel pazarları da kurulmuyor. Görkemli bir yeni yıl kutlaması isteyenler için çok da ümit verici bir yer değil Atina. Ama arkadaşlarla, eş dostla güzel bir yeni yıl hatırası yaşayalım hem de eğlenelim, bir iki de yer görelim istiyorsanız o zaman Atina’da yılbaşı size uygundur. Gidiniz.

Atina’ya Nasıl Gidilir?

Tarih 2015’in Aralık 31’i. 07.30 uçuşuyla Atina’ya gidiyorum. Yani plan o yönde. Fakat hesaba katmadığım bir şey var. Hayır yılbaşı yoğunluğu değil. Kar.

atina-yılbaşı

Sabah 6 sularında evden çıkıyor, kapının önünü kürekle kazıyacak derecede yağan kar bana engel olamaz diyerek Atatürk Havalimanı’na varıyorum. Uçaklar bir bir rötar yerken bizim uçakta tık yok. Enteresan. Tam saatinde uçağa biniyorum. Her şey güzel derken pat, uçak içinde 1 saat rötar. Buna da şükür dememin ardından uçak içinde yaklaşık 3.5 saat rötar geliyor. Bu esnada ilk defa havada verilen ikramların yerdeyken verildiğini ve kar temizlemek için uçağa sabunlu su sıkıldığını görüyor; pilotun ‘ne zaman kalkarız ben de bilemiyorum’ anonsunu duyuyorum. 3.5 saat yediğimiz rötarı, birçok uçuşun 10-12 saatlere varan rötarlarını duyduğumda öpüp alnıma koyuyorum.

Uçak ile Atina; THY, Aegan Airlines Pegasus, Olimpic Havayolları gibi firmaların Atina’ya direkt uçuşları bulunuyor. 1 saat süren yolculuk sonrası Elefterios Venizelos Havalimanı’na varılıyor. Buradan şehir merkezine ya da Atina’da herhangi bir yere ulaşmak için taksi ya da tren kullanılıyor. Trenler 8 euro, taksi de en fazla 30-35 euro tutuyor. Eğer 4,5 kişiyseniz kesinlikle taksi kullanın, ayrıca indirim için pazarlık da yapın. Eğer taksiye tek kişi binecekseniz sizinle aynı yöne gidecek başka insanları da alabiliyor taksici. Öyle olduğunda tartışmaya girmeyin rica ediyorum.

Otobüs ile Atina; Metro Turizm ve Alpar Turizm’in sefer bilgilerine bakarak direkt Atina ya da Selanik aktarmalı Atina yapmak da alternatifler arasında.

Adalardan Atina; Güneyde iseniz ve Yunan adalarına geçip Atina’ya öyle gitmeyi planlıyorsanız adalardan kalkan feribotlarla Atina’ya çok yakın bir konumda olan Pire Limanı’na gidebilirsiniz.

Atina’da Nerede Kalınır?

Bir Avrupa şehri ve euro bölgesi olmasına rağmen Atina’da konaklanacak yerleri gayet uygun fiyatlara bulabilmek mümkün. Bütçe ve lokasyon olarak karar verildikten sonra konaklama kolaylıkla çözülebilir. Eğer benim gibi yılbaşında gidiyorsanız daha çok gece hayatının olduğu yerlere gitmeniz mantıklı olabilir. Ben de bu yüzden Omonoia Meydanı‘na 2-3 dakikalık yürüme mesafesi olan  ve Marni Caddesi’nde yer alan Art Hotel Athens‘de konakladım. Gecelik fiyatı kahvaltı dahil 70 TL ve resepsiyonunda dünya yardımcısı bir kız bulunuyor.

Atina’da Gezilecek Yerler

Atina’da yılbaşında ve hafta sonunda bulunuyor olmamız tipik Avrupa şehri sorunsalı olan ‘çoğu yer kapalıdır’ anlayışını yıktı. Hem yılbaşı hem de hafta sonu olmasına rağmen çoğu yer açıktı. Aklınızda böyle bir soru işareti varsa, sizi rahatlatayım.

Akropolis: Yüksek şehir anlamına gelen ve 2.500 yıllık bir yerleşim yeri olan Akropolis, Atina denilince karşı tribünün Akropolis dediği, öyle önemli bir yer. Yunanistan’ın birçok şehrinde akropolis bulunsa da içlerinde en mühim olanı Atina Akropolisi. Atina’nın en yüksek tepesinde bulunan ve kendisinden daha yüksekte hiçbir binanın inşa edilmesine izin verilmeyen Atina Akropolisi, Atina’da görülmeyip de dönülünce dayak garantili. Akropolis bilet fiyatı 12 euro.

Jpeg

Akropolis’in anıtsal giriş kapısından girilir ve Proplyaia’yadan geçerek Beule Kapısı’na varılır. İlk yamaçta yer alan Areopagos Tepesi, Areopagas Konseyi’nin burada toplanması nedeniyle tarihte önemli bir yerdir. Bu konseyde, üyelere ilk kez tek tanrılı din konusunda vaaz verilmiştir. Bu vaazın yazılı olduğu bronz plaka da basamakların yanında görülecektir.

Athena Nike Tapınağı:  Propylaia’nın güney kısmının solunda Athena Nike Tapınağı yer alıyor. Orijinalinde altı sütunu bulunan ve üzerinde Yunan askerlerinin zaferlerini betimleyen süslemelerin bulunduğu tapınak, Osmanlı İmparatorluğu Dönemi’nde yıkılarak su bataryası yapılmış. Kent, Yunan hakimiyetine geçince de tapınak haline geri döndürülmüş ve Atina ile Zafer Tanrıçası Nike’a adanmış.

Parthenon:  M.Ö 5. yüzyılda inşa edilen ve Athena’nın tapınağı olan Parthenon, Yunan mimarisinin en büyük eseri olarak kabul edilir. Yapıya uygulanan heykel sanatı, Yunan sanatının nirvanasıdır ve Atina demokrasisinin sembolü olarak gösterilir. Tapınağın Athena adını alması Athena Parthenos’un heykelinden dolayı. Nitekim Athena’nın sıfatı da partenos’tur ve tanrıçanın bekaretini simgelemektedir. Yapıldığı ilk dönem hazine olarak kullanılmış, daha sonra Bakire Meryem’e adanan bir kiliseye çevrilmiş. Osmanlı fethinden sonra da cami olarak kullanılmış.

Jpeg

Erekhtheion: Akropolis içerisinde görülecek diğer yapı da Erekhtheion. Athena adına yaptırılan ve Parthenon’la birlikte Akropolis’teki önemli iki yapıdan biri olan Erekhtheion, mimari detaylarıyla dikkat çekmekte. Alışılmış Yunan tapınaklarından değişik tasarlanmış binadaki karyatid figürleri, Yunan Klasik dönem mimarlığının eşsiz örneği olarak gösteriliyor.

Jpeg

Herodes Atticus Odeonu: Atina’nın zenginlerinden Herodes Atticus, karısı için yaptırmış burayı. O zamanlar konserler, etkinlikler için kullanılmaktaymış. Bu yüzden hala konserler için kullanılmakta. Evet, bir nevii Efes Antik Tiyatrosu kıvamında.

Jpeg

Dionysos Tiyatrosu:  Aristoteles’in tanımlamasıyla temelleri atılan Antik Yunan Tiyatrosu (tragedya) örneklerinin sahnelendiği ve şarap tanrısı Dionysus’u onurlandırmak için yapılan devlet festivallerinden doğan Dionysus Tiyatrosu, Akropolis’in içerisinde görülecek bir diğer önemli yapı.

Akropolis Müzesi: Akropolis’ten çıkışta bulunan müzede Antik Yunanistan dönemine ait zengin eserler yer alıyor. Müze de Akropolis biletine dahil değil.

Hadrian Kütüphanesi: Akropolis’in içerisinde yer alan ve Monastiraki Meydanı’ndaki Mustafa Ağa Camii yanında bulunan geniş alanda Hadrian Kütüphanesi yer alıyor.

Jpeg

Antik Agora: Akropolis’e gidiş yolunda bulunan yol, duble değil, antik bir yol. Bu yolda dünyanın en eski ve ünlü agoralarından biri olan Antik Agora bulunuyor. Agoradaki kalıntılar, Atina’nın antik çağdaki kültürel ve ekonomik durumuna dair mükemmel bir hazine.

Jpeg
Hephaestus Tapınağı

Antik Agora, dönemde alınan politik kararların direkt adresi. Ayrıca her türlü spor ve kültürel faaliyetin düzenlendiği yer. Yani demokrasinin hayata geçirildiği merkez.

Arch of Hadrian: Akropolis’i gezdiniz ve kendinizi aşağıya saldığınız. Monastiraki tarafına değil ama… Ana caddeye geldiniz, işte karşınızda Zeus Tapınağı’na giriş kapısı Arch of Hadrian.

Jpeg

Olympia Zeus Tapınağı:  Şimdi sıra ana caddenin karşısında yer alan Zeus Tapınağı’na gelsin. Kapıya selam verip yola devam edince Yunanistan’daki en büyük tapınak olan Zeus Tapınağı’nı ile karşılaşılır. Akropolis girişi için aldığınız bilet burada geçerli.

Jpeg

104 sütunu bulunan Zeus Tapınağı’ndan geriye 15 sütun kalmış. İçlerinde ikisinin üzerinde Zeus ve Hadrian’ın heykelleri bulunsa da günümüze dek korunamamış.

Attalos Stoası ve Agora Müzesi: Antik Agora’nın içerisinde kalan ve Monastirtaki Meydanı’nın kesişiminde bulunan Attalos StoasıAgora Müzesi ve Socrates’in halka hitap ettiği yer olan Stoa of Zeus Eleutherios de Agora kısmında görülmesi gereken yerlerden.

JpegAntik Yunan mimarisinde ‘agoranın yanındaki yer, sokak, galeri’ anlamına gelen stoa, kullanım amacı olarak halka açık yönetim ya da ticaret yerleri olarak ifade ediliyor. Atina’daki stoa ise Agora içerisinde ve Agora Müzesi’nin girişiyle bağlantılı kısımda yer alıyor. Bünyesinde bolca heykel barındırıyor. Stoadan müzeye direkt giriş bulunuyor.

Jpeg

Agora Müzesi içerisinde, özellikle Türk misafirlerin ilgisini çeken bir bölüm bulunuyor. O da Osmanlı İmparatorluğu zamanında kullanılmış paraların sergilendiği kısım.

Jpeg

Lycabettus Tepesi: Akropolis’e çıkıldığında karşıdan görülen o tepe, Lycabettus Tepesi oluyor. Deniz seviyesinden 277 metre yükseklikte ve şehrin en yüksek noktasında bulunan bu tepeye teleferikle çıkmak mümkün.

Syntagma Meydanı: Bu sefer yapacağım Taksim Meydanı benzetmesi cuk oturacak çünkü İstanbul’da Taksim neyse Yunanistan’da Syntagma odur. Her eylem burada yapılır, kolluk kuvvetleri ile halkın karşı karşıya geldiği her olay burada yaşanır. Meydanı önemli kılan diğer konu ise Parliament House, yani Parlemanto Binası ve önündeki Meçhul Asker Anıtı. Yunanistan’ın devlet işleri bu binada görülürken önünde çevik kuvvetin beklemediği fark edilir. Şaşkınlık emojisi…

Eğer Meçhul Asker Anıtı’na gidecekseniz, askerlerin nöbet değişim merasimine ayarlayın kendinizi. Tıpkı Anıtkabir’deki ya da Vatikan’daki gibi askerlerin aynı nizam içerisinde gerçekleştirdikleri nöbet değişimi görülmeye değer. Kelime anlamı “anayasa” olan Syntagma’yı yakın tarihte Alexis Tsipras’ın halka buradan seslenmesiyle de hatırlayabiliriz.

Monastiraki Meydanı: Reji, ver oradan bir Sultanahmet benzetmesi.  Atina’nın Sultanahmet’i kıvamındaki Monastiraki Meydanı, tabii ki şehrin en turistik meydanı. Meydanın en tarihi yapısı ise bugün Yunan Halk Sanatı Müzesi olarak kullanılan Mustafa Ağa Tsisdarakis Camii. 1759 yılında dönemin Atina valisi Tsisdarakis tarafından yaptırılan ve 1821’deki Yunan isyanıyla minaresi yıkılan cami, günümüzde ibadete açık olmadığı gibi Atina’da hiç cami de yok.

Jpeg

Monastiraki Meydanı, gece ve gündüz oldukça hareketli. Kafe, restoran, hediyelik eşyalar bolca. Ayrıca pazar günleri Ifestou ve Astiggos sokaklarında kurulan bitpazarını da es geçmeyin. Ve yine Monastiraki Meydanı’ndan, yokuş yukarı yürüldüğünde Akropolis’e çıkılacağ unutulmamalı; yürümek istemeyenler meydandaki turist trenini de kullanabilir.

Plaka: Monastiraki Meydanı’nın hemen yanı Plaka oluyorAkropolis’ten inerken Kutsal Yol olarak adlandırılan yoldan inilince Plaka ile karşılaşılır. Osmanlı döneminde Türk mahallesi olarak adlandırılıyormuş. Benzetme geliyor, Galata. Plaka’da sokak arası cafelere, renkli ve bol graffitili sokaklara Akropolis manzarası eşlik ediyor.

Jpeg

Plaka, kendi arasında Anafiotika ve Plaka olarak ayrılıyor. Anafiotika Bodrum misali beyaz evleriyle meşhur bir bölge iken Plaka daha çok taverna ve cafeleriyle ünlü. Mekanlar dışında Plaka’da Çocuk Müzesi, Yunan Halk Sanatları Müzesi, Kanellopoulos Arkeoloji ve Bizans Müzesi de görülebilir.

Akropolis’e yakın bir bölge olduğu için Plaka’ya araç yolu belli caddelere kadar açık. 

Psiri: Monostiraki Meydanı’nın hemen alt kısmında yer alan Psiri de eskiden daha çok esnaf dükkanlarının olduğu yerken, şimdilerin Karaköy’ü gibi cafeler, barlar, sanat galerileriyle farklı bir görünüme kavuşmuş.

Kolonaki: Buraya da Atina’nın Nispetiye’si ya da Nişantaşı’sı yakıştırmasını verelim. Aristokrasi temsili bir meydan olan Kolonaki, konsoloslukların da bulunduğu nezih bir bölge.

Ulusal Arkeoloji Müzesi: Dünyanın en büyük Eski Yunan sanatı müzelerinden biri olan ve 1891 yılında kurulan Arkeoloji Müzesi Poseidon Heykeli, Kral Agamemnon’un maskesi gibi önemli eserleri barındırdığından görülmesi gereken müzeler arasında.

Benaki İslam Sanatı Müzesi: Sekiz bine yakın eserin yer aldığı müzenin dikkat çeken eserleri arasında 16. ve 17. yüzyıllara ait İznik çinileri ve Bursa ipeklileri bulunuyor.

Ermou Caddesi: Yunanistan’ın birçok şehrinde bulunan Ermou Caddesi, Atina’da da en önemli caddelerden biri. Daha çok dünyaca ünlü markaların bulunduğu caddede ayrıca Panaghia Kapnikarea Kilisesi de görülecek tarihi yapılardan. (H&M’in yanında)

Jpeg

Omonia Meydanı: Atina’da konaklama ararken her zaman en ucuz fiyatların karşınıza çıkacağı yer işte burası. Biz de otelimizi bu meydana 2-3 dakikalık yürüme mesafesi yakınlığında bir yerde tuttuk, ama buranın tekinsiz olduğunu sonradan okuduk. Gerçi bulunduğumuz süre boyunca sıkıntı olmadı ama özellikle geceleri meydan full içki ve ot kafası gençlerle dolu oluyor.

Omonoia Meydanı'nda noel
Yılbaşında Omonoia Meydanı

Venizelou Caddesi’nden Omonia’ya giderken, sağ tarafta kalan birkaç güzel bina var. Onlar üniversite ve Ulusal Kütüphane’dir. Yine Omonia Meydanı’ndan devam edip Stadio caddesi boyunca yüründüğünde Sintagma’ya çıkılır. Stadiou Caddesi’nden yürümek, caddede yer alan Klathmonos ve Kolokotroni Meydanı ile Ulusal Tarih Müzesi görüleceğinden önemli. Ayrıca bu Stadio’da gayet güzel restoranların olduğu bir pasaj var. Starbucks’ın hemen karşısında kalıyor.

Panathinaiko Stadyumu: Dünya üzerinde mermerden başka hiçbir yapı maddesi kullanılmadan inşa edilen tek stadyum burası. Balıkesir’in Marmara Adası, mermerin çıktığı ana yer olduğu için Yunanlar, mermere “Marmara” diyor. Stadyumun yapılma sebebi ise Tanrıça Athena’nın onuruna spor faaliyetleri düzenlenmesi.

Nasıl Gidilir?: Stadyum, Atina’nın en eski meydanı olarak görülen Kotzia Meydanı’nda yer alıyor.  

Atina’da Ne Yenir?

Atina, Türk mutfağı ile benzerlik gösteren yegane mutfak kültürlerinden biri. Deniz ürünleri ve meze ağırlıklı kültürü adalar dışında Atina’da kendini gösterse de favorilerin başında souvlaki geliyor. Bize çevirirsek, şiş kebap.

Kostas: Bu konuda ciddiyim, neredeyse yoldan geçen 5 kişiden 3’üne ‘nerede souvlaki yiyelim’ diye sordum, Kostas cevabını aldım. Sonra Kostas’ı aramaya koyuldum. Minicik bir dükkan ve souvlakiler bitince yenisi çıkmıyor. Üstelik hafta sonları da kapalı. Evet, yiyemeden döndüm ama sana kafayı taktım Kostas.

Gittiğimde kapalı olduğu açık halini internet kaynaklı ekliyorum.

O Thanasis Restoran: Kostas’ı bulamayınca hayıflanma şeklinde kendi aramızda konuşurken göbeğinden son derece gurme olduğunu fark ettiğimiz bir abi yanımıza yaklaşıp ‘souvlaki mi arıyorsunuz’ dedi. Gökten souvlaki vahiyi gibi gelen bu abi bize O Thanasis Restoran‘ı tavsiye edince gidelim bari olduk. Atina’da birden fazla O Thanasis Restoran var. Ama abi ısrarla Starbucks’ın yanındakini önerince biz de oraya gittik. Haklıymış, adamlar yemekten anlıyor.

Jpeg

Atina’da Gece Hayatı

Atina’da bulunma sebebi yılbaşı olunca haliyle gece hayatı araştırması geniş oldu. Her gece adeta magazin programlarına yakalanan playboy kıvamında o mekan senin bu mekan benim gezip durduğumdan dolayı hiçbirini hatırlamıyorum. Fakat gece hayatının nabzının Gazi, Siri, Plaka, Kolonaki ve Mia Smirna’da attığı kesin. Yılbaşı sebebiyle her yer kalabalık oluyor. Özellikle tavernaların bulunduğu Plaka ve Psiri Bölgesi ile gece kulübü yoğunluğu olan Gazi, en yoğunları. Gazi’de olduğum gece her mekana girdim ama Brando adlı mekana girerken bana ne verdiler bilmiyorum.

MoMix Bar: Gece kulübü ve taverna alternatifi olarak, Gazi’de bulunan Momix size hayretler verecektir. Çünkü mekandaki içkiler moleküler. Bazısı dumanlar içinde geliyor, bazısı kapsül olarak.

Jpeg

Brettos: Dekoruna hayran olası bir mekan Brettos. Plaka’da bulunan ve likör cenneti olan Brettos, Atina’nın çok eski mekanlarından. Gidildiyse bilhassa kavunlu ve çikolatalı likör denenmeli.

Jpeg

A for Athens Hotels: Monastiraki Meydanı’nda bulunan otelin terası muhteşem bir Akropolis manzarası sunuyor. Otelde kalmayanlara da açık olan terasını gündüz ve gece olmak üzere iki kere ziyaret ediniz.

A for Athens Hotels'de Gündüz
A for Athens Hotels’de Gündüz
A for Athens Hotels Gece
A for Athens Hotels Gece

City Link: Sintagma Meydanı’nın hemen arkasındaki alışveriş binasında yer alan sıra sıra bistro tarzı mekanlar Atina’nın Nişantaşı Citys’i olmuş. Gayet de güzel olmuş.

atina-gece-hayatı

Atina’da Yılbaşı 

Yılbaşı konusunda en başta da söylediğim ‘yüksek beklentiyi aşağıya çekin’ uyarısını tekrar ediyorum. Gitmeden bir hafta önce araştırmalar ile bulunan mekanlara kah Facebook’tan, kah Instagram’dan kah mail ile ulaşarak fiyat aldım. Bu mekanlar elbette taverna ve fiyatları üç aşağı beş yukarı aynı. Atina’da yılbaşı için tercih edilen bölge ise daima ilk önce Plaka Bölgesi oluyormuş. Bölgenin ve Atina’nın en meşhur tavernası ise O Geros Tou Moria da burada bulunuyormuş.

Jpeg

O Geros Tou Moria karşılıklı iki şubesi bulunan ve İstanbul’daki Fransız Sokağı’nın birebir aynısı bir konumda yer alan taverna. Yılbaşında çoğu yer gibi fix menü uygulaması olan tavernada menü fiyatı adam başı 50 euro.  Tavernada nasıl bir yılbaşı kutlaması olur, menüde ne var diyenler için menü et, balık seçenekli olarak sunuluyor. İçerik ise ana yemek+salata+tatlı+alkollü içecek ve bol müzik.

Atina’dan Ne Alınır?

Eli boş dönemeyesiceler kulübü olarak Atina’dan ne alınır diye soranlara, aralarında Karagöz ile Hacivat’ın da bulunduğu kuklalardan ve birçok hediyelik eşyacıda görülecek seramik heykeller cevabını veririm.

Jpeg

İskeçe Karnavalı: İskeçe Karnavalı 2019 Ne Zaman?

İskeçe Karnavalı 2019

İskeçe Karnavalı dünyaca ünlü festivaller arasında pek yer almasa da muadillerinden aşağı kalır yanı olmadığı için Yunanistan’a gidiyorum. Her şeyden önce Türkiye’ye bu kadar yakın bir konumda olması İskeçe’yi bir sıfır öne geçiriyor. Çünkü ucuz tatil demek bizim göbek adımızdır. Şayet İstanbul’da hatta utanmadan Edirne’de oturuyorsanız laps diye gidebilirsiniz İskeçe’ye. Edirnelileri bu konuda ben de çok kıskanıyorum asffadfg. İşte böyle de can bir komşudur İskeçe, ne güzel komşumuzdun sen İskeçe… Hem İstanbul’a yakın gidilecek bir yersin, hem hafta sonu gitmeye uygunsun, hem kendi karnavalını düzenliyorsun, bir kötü yanın sen de euro’lusun, ama olsun, ne güzel komşumuzdun sen İskeçe.

Şimdi vakti gelince buralar değerlenir diye ben de vakit varken kalkıp gittim İskeçe Karnavalı’na. Ama benim gittiğim İskeçe Karnavalı 2016 senesinde olanı. Yani bu seneki festivalden 3 önceki festival olduğu için değişiklikler olmuş olabilir. Aman da gittik şunu göremedik, bu yoktu olmasın. Fakat ana konsept her zaman bakidir diye düşünüyorum. Bu yazı, ortama dair fikir vermesi açısından ve ‘festivalin olayı ne şimdi kardeş’ sorularınızın cevabı için önemli bence, yoksa senelerin çok da önemi yok diye düşünüyorum. Yanlış mıyım?

İskeçe Karnavalı

*Bu yazıda İskeçe Karnavalı nedirİskeçe Karnavalı turlarıİskeçe Karnavalı’na nasıl gidilir, İskeçe’de nerede kalınırİskeçe nerede gibi çeşitli sorulara yanıt vermeye çalıştım ki daha ne yapayım. Hayır yetmedi bir de üstüne o kadar İskeçe Karnavalı’na gittim ama Şu İskeçe’de gezilecek yerler nereleri, İskeçe’de ne yenir aç aç kaldık karnavalın ortasında gibi sorulara da bir sürü yanıtlar verdim.He bir de İskeçe Karnavalı 2019 ne zaman bu soruya da yanıt verdim ki Google bunu öne çıkarmış da adsfsfsfafa.

İskeçe Karnavalı 2016 Senesi Böyle İdi

*İskeçe Karnavalı’na giden herkese bir de İskeçe’nin kardeş destinasyonları olan Selanik ve Kavala‘yı da deli gibi yürekten sevmeli, unutmamalı diyoruz.

İskeçe Nerede?

İskeçe Karnavalı’na gideceğiz de İskeçe nerede? Bence sorulabilecek en güzel soru bu, tebrikler. Yunanistan’da Türk nüfusunun en yoğun olduğu yerlerin başında geliyor İskeçe, Yunancası ile Xhanti. Uzun süre Osmanlı’nın hakimiyetinde oluşunu bugün dahi şehrin birçok tarihi yapısında ve mimarisinde görmek mümkün. Osmanlı’nın Balkanlar politikasıyla Konya ağırlıklı olmak üzere Anadolu’nun birçok ilinden Türk nüfusunu yerleştirdiği İskeçe’de bu sebepten, birkaç kuşaktır İskeçe’li olan çok Türk bulunuyor. Bu yüzden İngilizce konuşacağım diye kasmayın, Yunan dahil herkes Türkçe biliyor. Sonra ‘madem Türkçe biliyorsun neden İngilizce konuşuyorsun?’ diye papara yersiniz. Yemin ederim taksiciye bir yer sorarken adam bana ne İngilizce konuşuyorsun Türkçe konuş demişti ve bunu Türkçe ile demişti. Öyle dumurlara gelesi bir kültür kozmosu bir memleket burası.

İskeçe Karnavalı

İskeçe’ye Nasıl Gidilir?

İskeçe Karnavalı’na gitmek için İskeçe nerede sorusu kadar akıllıca olan bir diğer soru da İskeçe’ye nasıl gidilir sorusu. Burada birçok seçenek var tabii, sizin paşa gönlünüz ya da imkanlarınız rotanızı çizecektir ama ben karnavala araba ile gitmiştim ve ama araba bulamasaydım da aşağıdaki yolları denerdim.

Araba ile; Arabanızla gidiyorsanız İstanbul Avrupa Yakası’ndan İpsala Sınır Kapısı 230 km, yani yaklaşık 3 saatlik bir yol. 3 saat sürmesinde radar ve Keşan-İpsala istikametindeki yolun kötülüğü ile karanlığı büyük bir etken. Yunanistan’a araba ile gidecekler öncelikle eski ehliyetlerini 15 TL’ye uluslararası ehliyetle değiştirmeliler. Ehliyet değişikliği ile birlikte araba için yeşil sigorta yapılması ve araba size ait değilse vekaletname alınması ise şart. Bu yüzden tüm bunların geçerli olduğu bir araba bulursanız kendini oraya öteleyebilirsiniz.

*2016 senesi için 2 haftalık yeşil sigorta fiyatı 63 euro. Benzini ise Yunanistan’dan alın.

21.30’da çıktığımız yolcukta, 00:30’da Türkiye sınırından geçip Meriç nehri üzerinden Yunanistan sınırına varıyoruz. Evet, pisliklerimizden arınalım diye kutsal oto yıkama suyundan da geçiyoruz. Muazzam bir buluş!..Bedava oto yıkama. Ardından Türkiye tarafından daha kısa süren Yunanistan kontrolünden ışık hızıyla geçerek Dedeağaç’a –Yunancası Alexandroupoli– doğru devam ediyoruz. Sınır kapısından geçtikten sonra Dedeağaç için de 40 km’lik bir yolculuk yapıyoruz. Her şey dahil toplamda yaklaşık 190 TL’lik benzin yakıyoruz.

Tur ile; İskeçe, birçok tur şirketinin hafta sonu ‘Kısa Yunanistan’ turları içerisinde yer alıyor. Ama karnaval o kadar merak edildi ki artık tur firmaları aracılığı ile İskeçe Karnavalı turu da düzenlenmeye başladı. Karnaval özelinde gitmek isteyenler için de son derece uygun fiyatlara karnaval turları yapılıyor. Bence arabanız yoksa gidilebilecek mantıklı seçeneklerden biri turla İskeçe’ye gitmek. Turla gidenlerin karnaval süresince konaklamaları da Selanik’te yapılıyor ve İskeçe’de pazar günü olunuyor. Bir not; sınırdan kalabalık olduğunuz için daha uzun sürede geçiyorsunuz. Bu da turla gitmenin dezavantajı oluyor.

İskeçe Karnavalı

Uçak ile; Bu seçenek bana hem masraflı hem de zaman kaybı olarak gelse de hava yolunu tercih edecekler ve İskeçe’ye uçakla gitmek isteyenler için buraya en yakın yer Selanik. Uçakla gitmek isteyenler Atina yerine Selanik’e giderse daha kısa bir yolculuk yapar. (Dedeağaç’ta ufak bir hava alanı var ama Türkiye’den uçuş yok)

Otobüs ile; Yunanistan’a otobüs ile gidilir mi sorusunun cevabına koca bir evet veriyoruz. Metro ve Alpar Turizm Yunanistan’a sefer düzenliyor. Sınır kapılarının geçişleri otobüslerle oldukça uzun sürdüğü için tercih sebebimiz olmasa da otobüs, ucuz bir seyahat seçeneği.

İskeçe Karnavalı Nedir?

 

İskeçe Karnavalı

Şimdi biraz İskeçe Karnavalı nedir, ne değildir, niye yapılıyor konusuna gelelim. Yunanistan’ın Edirne’ye yakın şehirlerinden biri olan İskeçe’de düzenlenen İskeçe Karnavalı, festival süresince giyilen kostüm ve takılan maskelerden ötürü İtalya’nın Venedik Festivali ve Brezilya’nın Rio Karnavalı ile eş değer büyüklükte. 50’yi geçkin yıldır yapıldığını bilmediğimiz ve yeni öğrendiğimiz için ‘ehehe abi kim gelecek ya’ diye düşünürken 10 kişiden 11’inin Türk olduğunu gördük burada. Meğer olayı bilen geliyormuş biz de uyanık sanıyoruz kendimizi.

İskeçe Karnavalı

İskeçe Karnavalı’nın hikayesi ise Hz. İsa’nın yaşadığı döneme dayanıyor. Hikayeye göre Hz. İsa’nın peygamber olacağı henüz çocukken duyurulur ve bu durum yönetimin kulağına gider. Hz. Meryem’e de bir pazar günü oğlunun katledileceği haberi gelir. Halk buna engel olmak için, şehirdeki tüm çocukların yüzlerini boyar. Bu kamuflaj sayesinde Hz. İsa, çocuklar arasında ayırt edilemeyecektir. Nihayetinde bu durumun asparagas olduğu ortaya çıkar ve tüm çocuklar yıkanarak pazartesiye tertemiz girerler. İskeçe Karnavalı, Hz. İsa’nın hayatının kurtulmasına adanmıştır. Bu yüzden de sadece İskeçe değil, çevre illerdeki tüm halklar karnaval zamanı yüzlerini boyayarak dans eder, eğlenir ve akşam yıkanarak temiz temiz pazartesiye girerler.

İskeçe Karnavalı 2019 Ne Zaman?

İskeçe Karnavalı

Her yıl mart ayının ikinci haftası ya da nadiren şubat ayında ve daima pazar günü yapılan İskeçe Karnavalı, 2016 yılında 12-13 mart tarihlerinde gerçekleşmişti. İskeçe Karnavalı 2019 senesinde 09-10 Mart’ta tarihlerinde yapılacak. Etkinliklerin cumartesi ve pazar olduğu İskeçe Karnavalı, hafta boyunca sürse de, cumartesi gece yürüyüşü ve sokak partisi, pazar öğleden sonra ise büyük kortej yapılıyor ki asıl olay da bu büyük kortej.

İskeçe Karnavalı’nda Ne Yapılır?

İskeçe Karnavalı

İskeçe Karnavalı boyunca etkinliklere katılmak serbest. Bir hafta öncesinden başlanan kutlamaların en önemlileri cumartesi ve pazar günü oluyor. Cumartesi gecesi yapılan yürüyüşe ve sokak partisine katılınca epey eğlendik, yanımıza bir iki aksesuar götürseydik daha bile eğlenceli olabilirdi. Pazar günü yapılan büyük kortej ise daha çok okulların ağırlıklı olduğu bir yürüyüş. Bu kortejde önce dev boyutlarda yapılan ikonlar şehri boylu boyunca geziyor ve her bir ikonun ardından farklı kostümlü öğrenciler geliyor. Yürüyüş sırasında izleyiciler, kortej kenarına çevrili alanlardan yürüyüşü izleyebiliyor. Burada en güzel şey güzel fotoğraflar çekebiliyor olmak. Her fotoğrafını çektiğimiz kişi tarafından yüzümüz boyayınca da İskeçe Karnavalı’na makyaj yapmadan gelmemiz gerektiği sonucunu çıkartıyoruz.

İskeçe Karnavalı

İskeçe’de Nerede Kalınır?

Karnavala gelen yerli ve yabancı turistin yoğunluğu ve İskeçe’nin çok da büyük bir yer olmaması otel bulmakta biraz sıkıntı yaratıyor. Az sayıda olan oteller hemen doluyor. Bunun için erken rezervasyon yapmayanlar ya Dededeağaç’ta ya da Gümülcine ve Selanik’te kalıyor. Biz de konaklamamızı İskeçe’ye 100 km olan Dedeağaç’ta yapıyoruz. Dedeağaç hem Türkiye’ye daha yakın hem de otelleri ucuz. Bu yüzden Dedeağaç Limanı’nın hemen karşısında yer alan Hotel Vergina’da kaldık.  Fiyat performans beklentimiz ‘yatacak yer olsun, sıcak su olsun’ ikilisinden ibaret olduğu için bize yetti. Tabii ki eksiklikleri oldukça fazla. Yazlık bir hotel olduğu için donduk; bir de temizliğine eksiler verdik.

*Otelin geceliği 2 kişilik oda için kişi başı 17.5 Euro.

İskeçe Karnavalı

Eğer İskeçe’ye daha yakın olmak istiyorsanız 50 km’lik mesafedeki Gümülcine’yi de tercih edebilirsiniz, ama otel sorunu burada da karşınıza çıkacak. İskeçe için internetten otel baktınız ama her yer dolu mu? O zaman İskeçe’nin tam girişinde olan Yeşil Yayla Oteli aklınızda bulunsun. Kendisi internette yer almayıp ancak ve ancak oraya gittiğinizde görülebiliyor.

Dedeağaç’tan İskeçe’ye Nasıl Gidilir?

Dedeağaç’tan İskeçe’ye gitmek için otoban güzergahında 90 km giderek İskeçe çıkışından çıkıyoruz. Otobanı kullanmanın 2,4 Euro’luk bir ücreti var. Ödemeler bizdeki köprü gişeleri gibi gişelerde yapılıyor. Eğer ücret ödemek istemiyorsanız bu gişelerden önce çıkmalısınız. Fakat otobandan ayrılan bu ‘gişeler öncesi son çıkış’, özellikle akşam dönüşlerinde çok da tekin değil.

İskeçe’de Gezilecek Yerler

İskeçe Karnavalı’na geldik ve gezmeden döneceğiz, böyle bir şey olabilir mi ya! Tabii hemen, yoldayken İskeçe’de gezilecek yerler için not almaya başladık. Aslında karnaval zamanı aşırı kalabalıktan gezebilecek miydim emin değildim ama yine sandığım kadar az yer görürüm düşüncesi gerçek olmadı. İskeçe’de gezilecek yerler mutlaka çok daha fazla olabilir ama bir günde, üstelik karnaval zamanı İskeçe’de gezilecek yerler şöyle oldu bizim rotamızda;

Dedeağaç

İskeçe Karnavalı

Konaklamayı Dedeağaç’ta yaptığımız için, sabah havanın güneşli olmasını da fırsat bilerek Dedeağaç’ın merkez caddesi, yani tabii ki Dedeağaç’ın İstiklal Caddesi Demokritos Caddesi‘ne gittik. Sokakları ve sahili gezip Dedeağaç’ın ünlü deniz fenerini selamladık. Karnaval zamanı olduğu için midir yoksa her zaman öyle midir bilmiyorum ama caddede boylu boyunca kolon vardı ve sürekli Yunan şarkıları çalıyordu. Güzel bir şey bu ben sevdim. Bir de bu caddede ne ararsanız var, yani kahve içelim diyen de börek yiyelim diyen de, iki üç kıyafet alalım yok öyle dolanalım diyen de buraya akıyor.

Porto Lagos

 

İskeçe Karnavalı

Dedeeağaç’tan yola çıkıp 50 km boyunca otobanda gidiyor ve Gümülcine ikinci çıkışından çıkıyoruz. Bu yol, Yunanistan’ın gizli cennetlerinden Porto Lagos’a gidiyor. Porto Lagos’a uğramamızın sebebi gölün üzerine kurulu iki kiliseyi görmek. Vistonida Gölü üzerinde iki adet minik ada var. Her bir adada da birer kilise bulunuyor. İlki karaya ahşap köprüyle bağlı olan Agios Nikoloas Kilisesi. Diğeri ise Agios Nikoloas’la bağlantılı Virgin Mary Pantanassa Ortodoks Kilisesi. Her iki kiliseyi de ücretsiz gezmek mümkün ve her iki kilise de epey orijinal olduğu için fotoğraflık. Bu yüzden kilise gezinizi cumartesi günü yapmanız tavsiye olunur. Pazar günü ayin yapıldığı için hem çok kalabalık oluyor, hem de ayin sırasında fotoğraf çekemiyorsunuz.

İskeçe Karnavalı

Porto Lagos’un hikayesi ise şöyle; rivayete göre Porto Lagos Osmanlı’da bir beye aitmiş. Bu bölgede yaşayan bir aziz sayesinde kızının hastalığı geçince bu Osmanlı beyi iyiliğin karşılığı olarak bölgeyi Aynoroz Kutsal Manastırı Vatopedi’ye bağışlamış. Bu adacık bence çok görülmeye değer. Turlar da şimdi burayı programlarına ekledi. Yani İskeçe Karnavalı turu ile ya da Yunanistan turu ile gidecek olanınız varsa, turlar buraya uğruyor.

Ahiriyan Mahallesi

 

İskeçe Karnavalı

Ana dilleri Bulgarca-Yunanca karışımı olan ve diğer bir adı Ahiriyan olan Pomaklardan adını alan mahalle, İskeçe’nin eski şehir merkezi, yani Old Town’ı. Arnavut kaldırımlı, cumbalı evleri ile İskeçe’de adeta Cumalıkızık havası yaratan Ahiriyan Mahallesi’nde yoğunluklu olarak Türk nüfusu var. Evet, İskeçe’nin genelinde bir Türk nüfusu var. Ahiriyan Mahallesi Camii ve Akathistos Hymn Kilisesi, mahallenin görülecek önemi tarihi yapılardan. Ahiriyan Mahallesi’nden kaptırıp en yukarı çıkarsanız buradan İskeçe’yi komple görebileceğiniz bir gözlem noktası yakalarsınız. Hoş, manzaranın geneli binadan oluşsa da yine de ‘tepeden bakma hastalığı’ olanlar için güzel bir durak. Ayrıca aynı tepe noktada güzel restoranlar da mevcut.

Plateia Kendriki Meydanı

İskeçe Karnavalı

İskeçe Meydanı’nda üç önemli durak var. İlki savaş anıtı, ikincisi Saat Kulesi, üçüncüsü ise Ayasofya Kilisesi. İskeçe’de Osmanlı’dan kalma iki saat kulesi bulunsa da biri tamamen yıkıldığı için meydanda bulunan saat kulesi tek kalmış. 1870 yılında İskeçe’nin önemli ailelerinden biri olan Hacı Emin Ağa tarafından yaptırılan ve İskeçe halkına armağan edilen saat kulesi, ön tarafındaki kitabe yıkılmış olsa da bugün hala ayakta. İskeçe Karnavalı’nda cumartesi gecesi yapılan sokak partisi Saat Kulesi’nin önünde gerçekleşiyor.

İskeçe Karnavalı

Meydandan ilerlediğimizde kırmızı rengiyle ve süslemeleriyle gayet ihtişamlı duran bir kilise ile karşılaşıyoruz. Adının Ayasofya olduğunu öğrendiğimiz kiliseyi, kapalı olduğu için gezip göremedik. Müze gezmek isteyenler için şehrin müzeleri ise şöyle: İskeçe Folklor Müzesi, Eski Şehir Müzesi, Geleneksel Kıyafetler Müzesi ve İskeçe Müzesi.

İskeçe’de Ne Yenir?

İskeçe’de karnaval süresi boyunca birçok cafe ve restoranda oturacak yer bulunamayacağını hesaba katıyor ve aşağıdaki planı oluşturuyoruz.

Kahvaltı: Dedeağaç’ta kaldığımız için ilk gün kahvaltıyı burada yapıyoruz. Daha doğrusu yapmak için kahvaltıcı arıyoruz, bulamıyoruz. Bu yüzden Demokritos Caddesi’nde güzel börek yapan Delicious adlı mekana oturuyoruz. Böreklerin ve kahvelerin fiyatları yaklaşık 1.5 ile 2 euro arasında.

İskeçe Karnavalı

İkinci gün ise hem pazar hem karnaval olduğu için çoğu yer sabah kapalı. Biz de kahvaltıyı bu kez İskeçe’de yapmaya karar veriyoruz. Bu seferki mekanımız Fratelli. İnanılmaz güzel feta peynirli devasa poğaçalar ve kahveler yapıyorlar. Ayrıca süpersonik wi-fi hizmeti, temiz tuvalet ve karnaval seyirli üst katı da cabası.

Kahve: Dedeağaç’taki uğradığımız  Coffee Island, Yunanistan’ın güzel kahve yaptığının bir ispatı. Burada da fiyatlar 2 euroyu geçmiyor.

İskeçe Karnavalı

Akşam Yemeği: İskeçe’nin gurmeler gurmesi restoranı Keçili (Plima) Restaurant. İskeçe’nin dışında yer alan Keçili Köyü’nde gizlenmiş restorana gitmek için Rize’deki Şenyuva Köprüsü, ya da Monstar Köprüsü gibi taş ve eski bir köprüden geçiyor ve Keçili Köyü’ne varmadan sağa sapıyoruz.

İskeçe KarnavalıYalnızca araba ulaşımının olduğu bu restorana giderken nasılsa kimse bilmiyordur, kim gelecek buraya demeyin. İnsanlık gerçekten gurme olmuş. İçeride oturacak yer yoktu resmen. Biz kendimize bir yer bulduk ve ok yaydan çıktı.

İskeçe Karnavalı

Bu masada kaşarlı mantar, greek salad, caciki, kabak kızartma, süzme yoğurt, soda, Yunan milli birası mythos, Yunanistan’ın meşhur soğuk çayı Tuvunu ve restoranın asıl olayı olan 3 kişilik karışık et tabağı bulunuyor. Ve bu kadar şey 52 euro tutuyor. Ama benim gözüm hala o ciğer sarmada.

Nasıl Gidilir?: İskeçe’ye yaklaşık 16 km uzaklıkta bir dağ köyü olan Keçili Köyü için Ahiriyan Mahallesi’nin yukarısından sağa dönüp 8 km gittikten sonra tekrar sağa giriyorsunuz.

Tatlı: Az yediğimiz için üstüne bir de tatlı yiyelim diyor ve meşhur Papaparaskeva Pastanesi’ne gidiyoruz. Yol arkadaşım Çok Gezen Adam Osman’dan öğrendiğim kadarıyla Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit de buradan karyoka alırmış. Bridget Bardot, Fenerbahçeli Cemil bile bu listede olabilir.
İskeçe Karnavalı

Karyoka ne diyenler için bir tür çikolatalı tatlı olarak tarif edebiliriz kendisini. Dışı çikolata kaplı içi de bisküvi, fındık, ceviz, marşmelov gibi içeriklerde oluyor. Kilosu 17 euro olan karyokalar bana fazla tatlı geldi. İskeçe Karnavalı epey Türk akınına uğradığı için akşam üstüne doğru dönmenizi tavsiye ederim. Biz erken çıktık daha kalsa mıydık derken İskeçe’de başlayan şehir içi trafiğini görerek ilk şoku yaşadık.

İskeçe Karnavalı

İkinci şoku da İpsala Sınır Kapısı’na çok az kala yaşadık çünkü sınıra 2 saatte gelebildik. Araç ve otobüs girişleri farklı olsa da canım halkımız her yerde kendini gösterir, itina ile araya kaynak yapmaya çalışır. Bu konuda da dişe diş kana kan tavrımızdan ödün vermeyiz.

İskeçe KarnavalıTürkiye ve özellikle Marmara Bölgesi’ne olan yakınlığı, uygun fiyatlı oluşu ve yabancılık çekmenizin çok çok düşük olduğu İskeçe’ye, İskeçe Karnavalı zamanında gidiniz canım. Küçücük yerde bu kadar genç nüfusun olmasına, genç olmalarına rağmen bence gayet eğlenmeyi bilen insanlar oluşuna şaşırın. Ekstra bir şaşırmayı da hem bu kadar kalabalığın güvenlik tedbiri alınmamasına yapın. Bu yüzden karnaval boyunca panikatak halindeydik ama olacaksa eğlenerek olsun koy vermişliğini yaşadık.

Bir dost: İskeçe Karnavalı dışında bir de Eylül başında gerçekleşen Eski Kasaba Festivali’ni notlarınız arasına alın.

İskeçe Karnavalı Videoları

Samatya’nın Yunanistan’daki Kardeş Şehri: Agiasos

Ayvalık’ın tam karşı adası olan Midilli Adası (Lesvos) seyahati sırasında tanıştım Agiasos’la. Midilli’den, uzolarıyla ünlü Plomari’ye gitmek niyetiyle yola çıkarken son anda otel görevlileri ‘orada ne işiniz var Agiasos‘a gidin’ dediği için ben de rotayı Agiasos’a çevirdim.  Aman da ne güzel eyledim.

Midilli’den Agiasos’a Nasıl Gidilir?

Agiasos’a (okunuşuyla Ayasos) gitmek için daha önce Petra yazısında bahsettiğim otobüs duraklarına gitmem gerekti.  Tekrar hatırlatayım, otobüsler Midilli sahil yolu boyunca ilerlediğinizde karşınıza çıkacak dört yol ağzının tam karşı sokağında, parkla karşı karşıya olan gardan kalkıyor. Agiasos gidiş ve dönüş saatleri 2 seçenekte. Ekim ayı içerisinde sabah 10.00 ve 14.00’te otobüs vardı.  14.00 otobüsü Agiasos’tan 17.00’da dönüyordu. Bu süre Agiasos’u gezmek için yeterli oluyor.

5.80 euroya gidiş dönüş Agiasos biletlerimi aldım ve yola çıktım.

Midilli-Agiasos yolu yine tipik dağları aştığım bir yoldu ve 45-50 dakika sürdü. Agiasos tam bir köy. Adımımı attığım andan itibaren sanki hep yollarından geçiyormuşum gibi bir his uyandırdı bende. Biraz da Samatya-Cankurtaran havası aldım burada.

IMG_2247

Agiasos, dumanı tüten rengarenk evleriyle Yunanistan’ın en güzel dağ köylerinden biri bence. Özünü korumuş, mahalle ve köy geleneğini yaşatmış bir yer. Buradayken müthiş fotoğraflar yakabiliyorsunuz. Ben bazı zamanlar esnafla muhabbet etmekten fotoğraf çekmeyi unutuyorum. Yaşlandım galiba!

Agiasos’tayken gördüğüm yapılardan biri kilise oldu. Kilise gezmeyi sevmeyen biri olarak burası öylesine gizemliydi ki onu fotoğraflamak diğer kiliselerden daha çekici geldi.

IMG_2252

Kilisenin gizeminin en büyük nedeni de kuşkusuz yeşillikler arasında saklanıyor oluşuydu.  Agiasos’un gizemli bahçesindeki bu kiliseye ayin yapıldığı için girme şansım olmadı ama dışarıdan fotoğraflarını çekmek bile güzeldi. Bunun dışında Agiasos’ta Saat Kulesi ve Church Courtyard denilen kilisenin bulunduğu alanda da ayin olduğu için fazla oyalanamadım.

IMG_2272

Agiasos’tayken zamanım kısıtlı olduğu için pek fazla yeme-içme şansım da olmadı. Ama soluklandığım an kendime bir yoğurt sever olarak buraların en çok sevdiğim yanı olan ballı yoğurttan söyledim.

2013-10-18 16.08.32

Bu yoğurtla bal karıştırmanın aslında bir olayı yok. Bu gelenek buralara nasıl geldi ayrı bir merak konusu? Fakat işin lezzetini veren kesinlikle yoğurtların güzelliği. Bildiğiniz köy yoğurdu lezzeti yani. Ballı yoğurdun fiyatı 2.80 Euro.

Bir yoğurtla doyamayacağım için Agiasos’un kendisi gibi şirin bir kafesi olan Theofilon’s Cafe‘ye oturdum.

2013-10-18 16.14.53

Fotoğraftan anlayacağınız üzere, kafe de tıpkı Agiasos gibi rengarenk ve cıvıl cıvıl. Menüler yine bizler için düşünülmüş, yani Türkçe. Masada ev yapımı poğaça yazısını gördükten sonra artık sipariş vaktinin geldiğini anladım. Ve peynirli ev poğaçası sipariş ettim.
2013-10-18 16.28.35Tabii ben poğaça denilince bizdeki gibi ufak bir şey bekliyordum ama onun yerine karşıma yarım ekmek geldi. Bir peynirli bir de yeşil zeytinli poğaça yedim ve bence peynirli olanı zeytinliye göre çok daha güzeldi. İçerisinde latodiri peyniri ve soğan var. Fiyatı 2.50 Euro.

Ve son olarak yine peynir sevdasına düştüm. Agiasos’ta gördüğüm tatlı bir teyzeden peynir aldım. Tek tek peynirlerin tadına baktırdı, her şeyden ikram etti. İşte gerçek esnaf diyerek buradan peynir almaya karar verdim.

IMG_2295

IMG_2294

Fiyatlar gayet makul. Buradan Ladotiri gibi meşhur peynirlerden alabilirsiniz. Artık Midilli’ye dönüş vakti geldi. Agiasos’un, görülmesi gereken yerlerden biri olduğu bu blogdan seyahat tarihine not düşüldü.

Midilli Adası’ndaki Muhteşem Köyler

-Sitipsi-Pelopi-Kapi-Arisvi-Kalloni-Skala Kallonis-Mantamados-Skala Sykamineas-

Petra‘yı gezdik, Molivos‘ta dolandık. Şimdi de Midilli’nin güzel köylerine geldi sıra. Bu başlık altında anlatmam gereken en güzel şey Skala Sykamineas. Ama onun öncesinde diğer yerler hakkında kısaca bilgi vereyim.  Stipsi, Pelopi, Kapi, Arisvi tabelaya merhaba dememle elveda demem  arasında geçen 3 dakikayla sınırlı. Buralarda görünebilecek çok fazla şey yok. Şirin Yunan köyleri ve güzel köylerin güzel insanlarını selamlamak, köy havası solumak için görebileceğiniz yerlerden birkaçı. Kalloni ve Skala Kallonis ise diğer köylere göre biraz daha büyük fakat yine çok fazla gezilecek alternatife sahip değil. Aynı isimli peyniriyle meşhur olan Mantamados da ufak ama peynir alışverişi için ideal bir yer. Ladotiri, kefalaki, gravyer, feta ve daha fazlası için Mantamados’tan alışveriş yapabilirsiniz.

2013-10-16 12.27.59

Skala Sykamineas’a gelince, burası Lesvos’un en sevdiğim yerlerinden biri oldu. Tam bir balıkçı kasabası. Balığı, denizi ve gemileri çok seven biri için kutsal bir mekan diyebilirim.  Hatta bu kutsallık buranın balıkçılarınca da kanıtlanmış. Skala Sykamineas’taki kilise, balıkçıların uğurlu kilisesi sayılır, rivayete göre bu kilise balıkçılara uğur getirir ve onların açık denizden geri dönmelerine yardım edermiş.

IMG_2067

IMG_2084

2013-10-16 14.53.11

IMG_2123

Skala Sykamineas gezimde hava yağacağa benziyordu ve bir anda başlayan sağanakla kendimi Anemoessa Restroran’a attım.  Yine tüm restoran Türk’tü. Herkesin yağmur altında şarap balık yaptıkları romantik ortamı kendime bol sarımsaklı bir caciki söyleyerek bozmuş olsam da caciki çok güzeldi. Yanına da ladotiri peyniri söyledim. Bu ikiliye caciki 2.80 Euro, peynir 3 Euro ödedim.

2013-10-16 14.15.43

2013-10-16 14.10.52

Caciki dedikleri şey bizim cacığın susuz versiyonu. Yoğun sarımsak kullanarak yapıyorlar cacikiyi ve yanında mısır unu ekmeği geliyor. Ben cacikiyi çok sevdim. Sulu halinden daha güzel olmuş bence.

2013-10-16 14.19.51

Arkadaş ise kendisine gözleme söyledi ama bu bildiğin çiğ börek çıktı dostum.

Skala Sykamineas hediyelik eşyalar açısından biraz pahalı. Yalnız farklı şeyler satılıyor. Özellikle takılar gerçekten çok güzeldi ama dediğim gibi pahalıydı. Skala Sykamineas ayrıca fotoğraf çekmek için de çok güzel bir yer. Fotoğraflarınızın baş kahramanı ise buraların vatandaşı papağan oluyor. Bir de kahvelerin üstünde falan da var bu papağan, hikayesi ne hala öğrenebilmiş değilim.

midilli

İmkanınız varsa bu köyleri bol bol gezin derim. Türk-Yunan kimliğinin ne kadar benzediğini, balıkçı kasabalarının aynı biz olduğunu, yemeklerini ve peynirlerini evde yiyormuş gibi hissetmeyi bu köylerde yaşamak çok daha farklı bir şey, bunu gezince anlıyor insan.

Yunanistan’ın Alternatif Yaz Rotası: Molivos

Ayvalık’ın tam karşısında, asıl adı Lesvos olan Midilli Adası’nın şahane bir köyü Molivos. Yunanistan’ın bilindik adalarının yanı sıra, alternatif bir yaz rotası aslında. Üstelik çok daha uygun fiyatlara gidilebilen Molivos’a, Midilli’deki ilk durağım olan Petra‘da kaldığım sırada günübirlik gittim.  Burası, Lesvos’un en çok turist akınına uğrayan yazlık köyü. Orijinal adı Mithimna olarak geçiyor, tabelalara bakıp nerede bu Molivos diye arayıp durmamanız için aklınızda bulunsun.

Molivos, Petra’ya 10 dakika uzaklıkta. Midilli’den direkt Molivos’a geliyorsanız da yaklaşık 1 saat sürüyor. Petra’dan daha hareketli ve yeme-içme-hediyelik eşya açısından daha geniş seçeneklere sahip. Burada görmeniz gereken yerlerin başında Eski Çarşı ve Molivos Kalesi geliyor.

IMG_2037

Molivos Kalesi’ne gitmek biraz zahmetli. Nefesine güvenen çıksın görsün. Tepeden Molivos manzarasına bakmak, o güzel yoldan yürümek ve kaleyi görmek için yorucu ama güzel bir yolculuk sizi bekliyor. Kaleyi gezmenin fiyatı 2 Euro.

IMG_1950

Molivos Manzarası

IMG_1985

Molivos Kalesi’ne Bakış

Kale fethimin ardından yorgunluğumu atmam için yapacak tek şeyim vardı Greek coffee içmek. Türküz, çaysız ve Türk kahvesiz başımıza ağrılar girer. Greek coffee dedikleri şey de bildiğimiz Türk kahvesi zaten. Ortası var şekerlisi var. Aşağı yukarı her yerde fiyatları aynı. Gittiğiniz mekana göre 1.50 ile 2.80 Euro arasında gidip geliyor fiyatlar. Ben Molivos’ta La Grand Blue’da içtiğim kahveye 1.50 Euro ödedim.

Yemek

Molivos’taki ilk gecemde yemek yediğim yer The Octopus oldu. Adı üzerinde burada ahtapot yenir. Açlıktan ve deniz ürünleri sevgim yüzünden resmen yemeklerin fotoğrafını çekmediğimi yedikten sonra idrak ettim. Ama size şunu söylemeliyim ki burada sirke soslu ahtapot ve kabak kızartma yemeden dönmeyin. Vallahi dönmeyin ya, lütfen yiyip gelin. Lesvos’ta yediğim en lezzetli şeylerden ikisi bu arkadaşlardı. Bir de tekir söyledim yanına. Bunların hepsine 15 Euro ödedim.  Karnım doydu. Devam edebiliriz.

Molivos’ta ikinci yemek maceram, feribotta tanıştığımız güzel insanların davetiyle gittiğim Triena Hotel’de oldu. O gece Yunan gecesiydi ve restoranda Yunan müzikleri çalan bir ekip vardı. Buzuki eşliğinde kendime normalde aklıma bile gelmeyecek musakka sipariş ettim. Ve kesinlikle musakka çok güzel bir şey.

2013-10-16 21.19.02

Yunanlılar musakkayı bizden farklı olarak güveçte yapıyor ve içine dana kıyma, kabak, patates üzerine de başamel sos ve ladotiri peyniri koyuyorlar. Gerçekten inanılmaz lezzetli bir yemekti. Sanki yağı biraz fazlaydı ama musakkayı lezzetli yapan da biraz yağlı olması. Eğer çok aç değilseniz 2 kişi bir musakkaya girişin derim zira aç doyuran bir şey kendisi. Fiyatı 9 Euro.

2013-10-16 21.08.49

Musakka dışında sarımsaklı patates aldım fakat beğenmedim. Sarımsak genel olarak Avrupa’da çokça kullanılan bir şey. Yemeklerde sarımsak başrol denilenilir. Ama yediğim patatesler hem çok iyi pişmemişti hem de haddinden fazla sarımsaklıydı. O yüzden fotoğrafını ceza olarak ufak ekliyorum bu pattizlerin. Fiyatı 2.50 Euro.

2013-10-16 21.19.13

Böyle yerlerde pizza yemek aklıma en son gelecek şey ama lazım olur diye arkadaşın pizzasını sizlere paslıyorum. Söylediğine göre el açması ve iyi pişmiş bir pizzaymış kendisi.

Yunanistan’a gitme planları yapanlar için hem ekonomik hem de güzel bir bahar&yaz rotası Molivos.

 

Günübirlik Kavala Gezi Rehberi

Selanik turlarının ekürisi, Osmanlı’nın Balkanlar’daki en önemli merkezlerinden ve Mehmet Ali Paşa’yla özdeşleşen, Yunanistan’ın Makedonya Bölgesi’ndeki Kavala yollarındayım şimdi de. Hemen karşı adam Thasos. Yani, Taşöz. Kavala’dan deniz yoluyla Taşöz’e ulaşılabiliyor. Sadece buraya değil Limnos, Chios, Samos, Rhodes, Kymi, Agios Konstantinos, Piraeus,  Patmos, Leros, Kalymnos, Kos, Mytilini ve Samothrace gibi birçok yere buradan gemi ile ulaşmak mümkün.

Neapolis antik kentinin devamı olan Kavala, beni çok güzel bir hava ve denizle karşılıyor.

Yunan alfabesi yardımı için Kavala’nın orjinal yazılışı: Καβάλα 

kavala

Kavala’ya Ne Zaman Gidilir?

Kavala’ya Aralık ayının sonunda gittim ve hava günlük güneşlikti. Zaten sanıyorum ki buralar çok soğuk olmuyor. Ya da ben soğuğu sevdiğim için bana normal geliyor. Ama yine de hava anlayışı benden çok farklı olanlara bile Kavala’nın şu havası gayet normal gelecektir.

Kavala’ya Nasıl Gidilir?

Selanik Yazısı‘nı okuduysak yola Kavala ile devam ediyoruz.

Kavala’ya gitmek için, Selanik’e giden otobüs firmalarını kullanabilir ya da araçla Edirne üzerinden Kavala’ya ulaşabilirsiniz. Eğer uçak ile gitmek istiyorsanız Kavala’ya 20 kilometre uzaklıktaki Büyük İskender Havalimanı‘na inip havalimanından kalkan otobüs ve bot seferleriyle Kavala’ya gidebilirsiniz.

Kavala’yla ilk göz göze geldiğimiz yer, buraya tepeden baktığım yerde oluyor.

kavala

Kavala’da gezilecek Yerler

Kavala Kalesi: Kavala’da iner inmez, Kavala Kalesi’ne çıkıyorum. Burası Panagia Tepesi’ndeki Bizans kalesi. Pazar günü Kavala’da olduğum için haliyle çoğu yer kapalı. Kavala, bir liman kenti olduğu için burayı daha ziyade sayfiye bir yer olarak düşünün. Bu yüzdendir ki buraya geldiyseniz sabah uyuyun, gece çıkın. Çünkü Kavala da tıpkı Selanik gibi gece hayatını doyasıya yaşayan bir yer.

Kavala’ya deniz tatili için gelmeyi düşünüyorsanız, denizi temiz ve kumsal. Yalnız benim gördüğüm sahil, yolun tam yanında olduğu için çok da güzel değildi. Belki daha gizli, kuytuda kalmış koylar ve sahiller vardır Kavala’da.

Kavala’nın merkezi caddesi, alışveriş dükkanlarının bulunduğu yer Belediye Binası’nın tam arkasında kalan yerde bulunuyor. Pazar günü olduğu için tüm dükkanların kapalı olması sebebiyle bu caddede oyalanmıyorum.

kavala

Kavala’nın sahil kısmındaki meydanında noel için ufak tefek kulübeler kuruluyordu. Bazısı açık bazısı kapalı olan bu kulübelerin açık olanlarında takılar ve şekerler satılıyor. Bunun dışında sokaklarda öyle noel hazırlıkları, süsler püsler yok. Bizim sokaklarımız daha ışıl ışıl kalıyor Kavala’nın noel sokaklarının yanında.

kavala

Daha sonra Dedeağaç, yani Alexandroupoli’de de göreceğim bu yelkenliler çok hoşuma gitti. Akşam olduğunda ışıkları yanıyor ve çok güzel bir manzara yaratıyor. Bu meydanda gördüğüm güzel şeylerden biri de açık hava buz pateni alanı. Çocuklar, gençler negzel paten kayıyor. Paten alanının olduğu bu yerde ayrıca çok da güzel müzikler çalıyor. Bir yerlerden kahve kapıp gelin buradaki banklarda oturun. Alın size bedava eğlence.

kavala

Kavala’da gezmeye vakit bulamadığım ama size gezmeniz için önerebileceğim bir yer de, arkanızı sahile döndüğünüzde caddede gördüğünüz bizim Unkapanı’ndaki kemerleri andıran kemerler olacak. Burayı gezerken kemerleri geçin ve biraz yürüyün. Bahsettiğim yol kenarındaki denize girilen sahil kısmından Kavala’nın panoramik manzarasını göreceksiniz. Tıpkı İtalya’yı andıran bu manzarayı görmeden gelmeyin derim. Eğer turla gittiyseniz, tur sizi buradan geçirecek ama fotoğraf çekmeye imkan bulamayacaksınız.

Tekrar limana doğru indiğimde, limanın sağ tarafına doğru bize hiç de olmayan bir tabelayla karşılaşıyorum. Ne mi? İşte şu;

kavala

#direnistanbul

Kavala’da görebileceğiniz tarihi yerler şöyle;

* Su kemerleri

* Merkezde bulunan Arkeoloji Müzesi

* Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın Evi

* İmaret

Kavala Yemekleri?

Pazar olması sebebiyle alışveriş yerlerinin kapalı olduğu Kavala’da restoranlar ve kafeler açık. Kavala’da merakla kavala kurabiyesi satan yerler neresi diye düşünüyorsanız valla ben hiç görmedim. Kurabiye yerine bol bol börek gördüm. Neredeyse her sokakta yan yana birkaç dükkan börekçi var Kavala’da. Yemesem de lezzetli göründüklerini söyleyebilirim.

Selanik’te de adım başı karşıma çıkan Mikel Coffee, Kavala’da da var. Hep kalabalık olan bu kafe, Kavala’da sahile yakın bir konumda. Gidin, oturun Kavala’da bir kahve keyfi yapın.

Orea Mitilini (Η Ωραία Μυτιλήνη)

orea-kavala Kavala’da yemek yediğim tek yer liman tarafında, otobüs duraklarının olduğu yerde oldu. Burası Türkçe’yi çok iyi konuşan bir abinin ilgilendiği ve turların sıklıkla yemek için misafirleri getirdiği yer. Burada yediğim peynirli patlıcan, musakka ve kalamar üçlüsünden üçünü de beğendiğimi söyleyemem. Peynirli patlıcanın salata gibi gelmesini ummuyordum. Patlıcanı közleyip zeytinyağında ve bir salata tarzında getirdiler. Patlıcanın fiyatı 6 euroydu.

kavala-orea

Daha önce Molivos’ta yediğim ve bayıldığım musakka, burada beni hayal kırıklığına uğrattı. Tadı fena değil ama asla Molivos’taki musakkanın yanından geçemez. Musakka fiyatı 6 euro. Bu arada kullanılan kıyma, dana kıyma.

kavala-orea
Yunanistan’da kalamarlar, bizim bildiğimiz dilim dilim ve taratorla gelmiyor. Tarator isterseniz ekstra 3 euro verip almanız gerekiyor.  Fazla lastik gibi, ve eşek kalamarı diye tabir ettiğimiz halde gelen kalamarın fiyatı 8 euro.

kavala-orea

Nikiforos

nikiforos-kavala Kavala sahilinde bulunan bu kafe, önce beni yanındaki merdivenlerle kendine çekti. Rengarenk merdivenleri görünce elbette Fındıklı ve sonrasında rengarenk boyanan merdivenlerimiz aklıma geldi.

nikiforos-kavala

Kafenin içi de oldukça şirin. Kafe dediğin böyle olur abi dedirtiyor insana. Burada kendime bir frappe söyledim.Yunanistan’daysak frappe içmemek olmaz. Frappe’nin fiyatı 4 euro.

nikiforos-kavala

Kavala’dan dönerken yol üzerinde bir yerde duruyoruz. Burası Kavala kurabiyesi alacağımız yer. Her hafta bir Türk kafilesi geldiği için artık burası işi kapmış. Yılbaşı münasebetiyle içerisi çok güzel süslenmişti.

kavala

Burası demin de dediğim gibi işi kapmış, çünkü içerde demleme çay bile var. Çayla beraber herkese kurabiye ikram ediyorlar. Kurabiye dışında sakız reçeli, uzo gibi yöresel lezzetler de bulabiliyorsunuz. Buradan kurabiye almak istiyorsanız fiyatı 5 euro.

kavala
Kavala’dan dönerken İskece’ye (Xanthi), Gümülcine’ye (Komotini) ve Dedeağaç’a (Alexandroupoli) uğruyoruz. Buraları turla gitmemizden ötürü arabadan inmeden görüyoruz. İskece’yi arabadan gördüğüm kadarıyla pek sevemesem de Komotini ve Alexandroupoli için aynı şeyleri söyleyemem. Bir dahaki sefere muhakkak bu ikiliye gitmeyi düşünüyorum. Komotini, sokaklarındaki grafitiler sebebiyle benden ilk bakışta yüksek puanlar toplamayı başardı;

DSC06397

DSC06398

Komotini’den devam ettiğimizde bir sonraki durak olan Dedeağaç’ta kısa bir mola veriyoruz. Bu moladan aktarabileceklerim;

  • Limandaki Noa, gençlerin toplaştığı ve pazarları da açık olan bir mekan. Dımtıs dımtıs stayla.
  • Liman karşısında bir tatlıcı var, tatlıları güzel. Yolda yemek için kendime buradan bir tatlı aldım hemen. Frambuazlı cheesecake, fiyatı 2 euro.
  • Limanın sağında kalan fener, özellikle gün batımında muazzam fotoğraflık. Ben çekemedim, siz çekin.

İşte böyle canlar, dediğim gibi öylesine değil şöyle iki üç günlük Komotini&Alexandroupoli gezmesi yapmam şart. Ve son bir şey, tüm bu mutlu tablo içinde yürek sızlatan, sevdanın son vuruşunu yapan Kavala çıkışındaki KKTC kısmı kanlar içinde resmedilmiş “don’t forget cyprus” tabelası oldu. Fotoğrafını dahi çekmek istemediğim bu tabelanın ve dahi misallerinin artık bir son bulması dileğiyle. Elbette her ulus için…

Bir başka seferde görüşmek dileğiyle. Yolunuz daim olsun:)

Miras Gibi: Selanik

Ömrümüzden bir yıl daha geçerken, insan hayatta en çok neyle mutlu olur ve ömrünü en güzel nasıl yaşar sorularının cevabı yine yollara çıktı. İşte 2013’ün bitmesine iki gün kala, her Türk’ün hayatta bir kere görmesi gerektiğine inandığım, Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu yer, İzmir timsali, 7 tepeli Selanik  izlenimleri. Üstelik noel arifesinde…

Yunan alfabesi yardımı için Selanik’in orjinal yazılışı: Θεσσαλονίκη

selanik

Yılbaşı Yaklaşırken Selanik

Selanik’e Aralık ayının sonunda gittim. Selanik’in sahili olduğu kadar havası da İzmir’e benziyor zira burada çok fazla kış yaşanmıyor. Öyle ki Aralık sonu olmasına rağmen hava günlük güneşlikti. Ayrıca akşamları da o kadar soğuk değildi.

 Selanik’e Nasıl Gidilir?

Selanik, Türkiye’ye çok yakın bir konumda ve Metro, Ulusoy gibi otobüs firmaları ile birlikte ETS Tur, Jolly Tur gibi firmaların da hafta sonu turları bulunuyor.

Yolculuk yaklaşık 10 saat sürdü.İpsala Sınır Kapısı’ndan geçerek Selanik’e doğru gideceğiz. Sınır kapısında çok fazla beklemedik. Saat 04.00 gibi sınırdan geçmemizin de buna katkısı olabilir. İpsala Sınır Kapısı’ndan çıkış mührü için otobüsten indik. Bir de dönerken Yunan sınırına geldiğimizde arabadan ineceğiz.

Meriç Nehri iki ülkenin sınırı. Sınırdan geçerken bir tarafta Türk, bir tarafta Yunan bayrakları dalgalanıyor. Değişik bir his bu.

Capsis Otel

capsis-otel

Selanik, binaları sebebiyle güzel bir şehirleşmeye mevcut değil. En güzel evler Türk mahallesinde kalmış. Bunun dışında, özellikle şehir merkezindeki yapılaşma adeta bir Yenibosna.

selanik

Capsis Hotel, hizmet ve konum açısından değerlendirildiğinde gayet iyi bir seviyede.  Selanik’in önemli caddelerinden biri olan Egnatia Caddesi’nde. Ve diğer önemli caddelerle şehir merkezine yürüyerek 5-10 dakika. Üç kişilik odada üç ayrı yatak var. Otel eski bir otel ama daha sonra yenilenmiş. Bu yüzden dışarıdaki manzaraya aldanıp içi de mi böyle diye düşünmeyin. Otelden çıkıp karşıya geçip sağa doğru gittiğinizde Çin mahallesine varıyorsunuz. Adeta bir Merter havasında olan bu mahallede Çinliler konfeksiyon mağazaları açmış seri üretim yapıyor.  Otelden çıktığınızda sola dönüp devam etmelisiniz. Bu yol zaten sizi bir çok merkezi noktaya bağlayacak.

Kahvaltı konusuna gelince, kahvaltısı fena değil. Yunanistan’da diğer Avrupa ülkelerine göre kahvaltı kültürü daha çok gelişmiş. Gelişmiş dediğim bize daha yakın yani. Peynir, zeytin, salatalık, domates, reçel bulabiliyorsunuz. Demleme çay tabii ki yok.

Selanik’te Görülecek Yerler

Adını Büyük İskender’den alan Selanik, yani Thessaloniki aynı zamanda Büyük İskender’in kızının adı. Şehrin adını Selanik olarak söylediğinizde Thessaloniki olarak düzeltiyorlar. Bu konuda epeyce hassaslar. Tarih boyunca eğlence ve tarihi bir konumda olan Selanik, bu özelliğini aynen korumakta.

Kastra, Bizans Surları: Otele uğramadan, hiç uyumadan, sabahın köründe kendimi Selanik Kalesi’nde yani Bizans kalesi surlarında buldum. Adeta İstanbul’un Yedikule’si.

selanik-kastra

Kalenin olduğu bu bölgede kaleden çok arka taraftaki mahalleleri gezmek gerekiyor. Kale çevresindeki mahalleler gerçekten fotoğraflık bir bölge ve evler bahsettiğim kötü şehirleşmeden uzak, eski köy evleri. Kimi Rum, kimi Osmanlı mimarisinden kalmış bu evlerin olduğu mahallerde gezmek için de vakit bulunuz.

selanik-kastra

Kalenin tam karşısında iki üç tane hediyelik eşya satan dükkan var. Bunlardan ilki az buçuk Türkçe bilen bir amca. Eğer magnet alacaksanız bu amcadan magnet alın. Diğer yerlerde 1.50-3 euro arasında değişen magnetler burada 1 euro. Fakat diğer şeylerden almanıza gerek yok, onları daha ucuza alacağınız yerleri söyleyeceğim.

Ayia Dimitri Kilisesiaziz-dimitri-kilisesi-selanikSelanik Kalesi’nden aşağı inip Aziz Dimitri Kilisesi’ne varıyorum. Kilise aynı isimli caddede bulunuyor. Yine aynı caddede Türk Konsolosluğu ve Atatürk’ün Evi de bulunmakta.

Kilise, bazilika, müze gezmeyi sevmiyorum bu yüzden kilisenin karşısındaki Lavazza Cafe’de oturup gezinin bitmesini bekliyorum. Ama yine de dayanamayıp içeri girip fotoğraf çekiyorum elbet. Çünkü burası Selanik’in en büyük, Yunanistan’ın ise ikinci büyük kilisesi.

aziz-dimitri-kilisesi-selanik

Aziz Dimitrios, anlatılanlara göre Hristiyanlık için canından olan biri. Daha dini inanç olarak Hristiyanlık yayılmamışken halkı Hristiyanlığa davet eden ve bu uğurda canını veren Aziz Dimitrios,  bu yüzden önemli bir konumda. Mezarı da bu kilisede bulunuyor Aziz Dimitrios’un. Ve yine anlatılanlara göre mezarından gelen sıvının kemiklere iyi geldiği söyleniyor. Kilisenin içini gezerken halılar dikkatimi çekiyor benim. Bildiğimiz bizim halılar çünkü. Osmanlı’dan etkilendikleri ve bu motifleri beğendikleri için kilisede bu halıların olduğunu öğreniyorum.

aziz-dimitri-kilisesi-selanik

 Daha önce böylesi devasa bir mumla karşılaşmadığım için fotoğrafını çekiyorum. Mumlar kadar farklı olan bir diğer şey ise insanların ibadet tarzı. Buraya gelen insanlar dua ettikten sonra duvarlardaki sembolleri öpüyor.

aziz-dimitri-kilisesi-selanik

Roma Hamamıroma-hamamı-selanikAziz Dimitrios Kilise’sinin alt katında yer alan Roma Hamamı görülmeye değer bir diğer tarihi yapı. Ben bu yer altı yapılarını dolaşmayı bayağı seviyorum galiba. Çünkü hem çok egzotik hem de serin.

Atatürk’ün Evi

atatürkün-evi

 Kiliseden çıkıp aynı cadde üzerindeki Atatürk’ün Evi’ne gidiyorum. Dediğim gibi Türk Konsolosluğu da burada bulunuyor. Sokakta polis bulunan tek yer de burası. Bu arada evi gezmek ücretsiz. Atatürk’ün Evi, Selanik’e gelen her Türk’ün Selanik’e gelme amaçlarının başında yer alıyordur muhtemelen. Benim de öyleydi. Müthiş bir heyecan duyuyordum burayı görmek için. Ki zaten nasıl heyecanlanmam. Atatürk’ün doğduğu evi görmekten bahsediyorum.

atatürkün-evi

Evi görmeye ilk katından başlıyorum. Bu katta Atatürk’ün çocukluğu, ailesi ve öğrencilik hayatına dair bilgilerin olduğu tablolar,  girişin sol kısmında ise mutfak bulunuyor. Atatürk’ün hayatından kesitleri yayınlayan bir de slayt dönüyor. İkinci kata çıktığımda ise artık duvardaki tablolarda Atatürk’ün siyasi hayatının anlatıldığını görüyorum. Bu katta ise evin banyosu ve gören herkesin göz yaşlarını tutamadığı Atatürk’ün bal mumundan heykeli yer alıyor.

atatürkün-evi

Evet, bu kadar canlı, bu kadar gerçeğe yakın bir heykel beklemiyordum. Gördüğümde hemen ağlayacağımı da tahmin etmiyordum. Bu yüzden oda kalabalıkken içeri girmedim. Diğer odalarda dolaştım. Odaya, herkes oradan çıktıktan sonra girdim. Artık rahattım. Ve baş başaydım.

Atatürk’ün Evi’ne gitmeden önce hayalimde onun yattığı yatağı,  yemek yediği tabakları, giydiği pijamaları, çocukken okuduğu kitapları görmek vardı. Ama ne yazık ki bunların hiçbirini göremedim. Çünkü Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım, bu evden çıktıktan sonra evde birçok kişi oturmuş. Bu yüzden Atatürk’e dair hiçbir eşya evde mevcut değil. Eski halinde evde eşyalar varmış ama yeni düzenlemeyle artık onlar da yok.

atatürkün-evi

Ev için söyleyeceğim bir diğer şey ise, evin yeni düzenlemeyle beraber çok fazla müze gibi duruyor olması. Duvarlarda sadece tablolar var. Bunun dışında temsili bir mutfak ve banyo. Evi gezerken görmekten mutlu olduğum tek şey heykel oldu. Evden çıktıktan sonra dışarıda bir ağaç selamlıyor beni. Bu ağaç Atatürk’ün çocukluğundan kalma bir ağaçmış. En yakın arkadaşları, sırdaşları ağaç olanlara gelsin bu fotoğraf.

atatürkün-evi

Beyaz Kule

beyaz-kule-selanik Selanik’in simgesi, her ne kadar rengi beyaz olmasa da adı Beyaz Kule olan bu yapı sahil şeridi boyunca her yerden görünüyor. Kulenin önemi elbette Osmanlı Dönemi’nde inşaa edilmiş olması. Adının beyaz olması ise, Balkan savaşlarından sonra şehrin Yunanistan’a geçmesi üzerine  kulenin beyaza boyanmış olmasından geliyor. Kulenin içi ise ziyarete açık.

Diğer önemli yapıları da sıralayacak olursak;

* Yeni Hamam
* Bey Hamamı
* Hamza Bey Camii
* Alaca İmaret Camii
* Aya Sofya Kilisesi
* Arxaia Agora (Eski Agora)

Aristoteles Meydanı aristoteles-meydanıSelanik’in merkezi ve meşhur meydanı Aristoteles. Aynı isimli bir de üniversiteye sahip Selanik’i gezmeye bu meydanla başlıyorum. Yıl başına iki gün kala meydan cıvıl cıvıl ve rengarenk. Çocuklar ve de ruhu çocuk kalanlar için ufak kulübeler yapılmış. Bu kulübelerde noel babayla fotoğraf çektirebilir, kurabiye ve resim atölyelerine katılabilirsiniz. Ayrıca meydanda eskiden mahallelerde kurulan atlı karıncadan vardı. Yazları gelip kışları giden o atlı karıncalar.

selanik

Yunanistan’ın kültürü bizimle gerçekten aynı. Öyle ki Aristoteles Meydan’ında mıyım Eminönü’nde miyim belli değil.Sokakta martılara yem atan var. Simitçi, sahlepçi, kestaneci var. Yılbaşı çekilişi satan piyangocu esnaf bile var. Meydan, akşamları da hareketli. Sabah meydanda gördüğüm çoğu şey akşam olunca ışıl ışıl oluyor.

aristotales-meydanı

Bu meydan üzerinde oturup soluklanabileceğiniz çok güzel yerler var. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Selanik tam bir pastane cenneti. Pastane ve fırınlara düşkün biriyseniz euroları burada bırakacaksınız demektir. Üstelik delice lezzetli şeyler bunlar.

Agora Modiano

20131228_123157  Atistoteles Meydanı üzerinde sol tarafta kalan Agora Modiano adeta ve adeta Mısır Çarşısı. Burası yarı kapalı bir çarşı ve içerde balıkçı, kasap, şarküteri, hediyelik eşya dükkanları var.

agora-modiano

Agora Modiano, Selanik’te sevdiğim yerlerden biri oldu. Biraz Eminönü, biraz Nevizade, biraz Kadıköy balık pazarı havası var burada. Sadece alışveriş için değil bir şeyler yiyip içmek için de tercih edilebilecek bir yer Agora Modiano. Çünkü içeride meyhaneler mevcut. Mirovolos Smirni (Hoş Kokulu İzmir), To Meteoro Vima tis Garidas (Karidesin Geciken Adımı) önereceğim lezzetli mezeleri olan iki mekan. Ayrıca burada hediyelik eşyaları daha uyguna bulabiliyorsunuz.

Egnatia Caddesi: Roma’dan İstanbul’a uzanan en önemli ticaret yolu olarak yapılan bu cadde hala ticaretin en önemli yeri konumunda. Belki o yüzden biraz Mahmutpaşa havası var burada. Bu cadde üzerindeki dükkanlar turistik değil. Cadde üzerindeki önemli tarihi yapı ise Hamza Bey Camii. Dediğim gibi otel bu cadde üzerinde. Ve bu cadde merkeze oldukça yakın.

Ermou Caddesi: Sanırım Yunanistan’ın her yerinde bir Ermou Caddesi var. Bu cadde daha önce nerede karşıma çıkmıştı? Evet, Midilli‘de. Ermou Caddesi de Yunanistan’ın merkez caddelerinden biri. Cadde üzerinde dükkanlar ve yemek yerleri mevcut.

Tsimiski Caddesi: Selanik’in alışveriş caddesi burası. Bağdat Caddesi, Nişantaşı stayla. Zara, Bershka, Accessories gibi birçok tanıdık mağaza bulunuyor. Ayrıca kaliteli ve güzel yemek yerleri de bu cadde üzerinde.

Nikis Ave Caddesi: Tsimiski Caddesi’nden sahile doğru indiğinizde sıra sıra cafelerin yer aldığı yer burası.

Selanik’in Cafeleri, Pastaneleri ve Restoranları

Terkenlis Pastanesi‘nin Paskalyaları

terkenlis-pastanesiAristoteles Meydanı’nın sağında kalan Terkenlis Pastanesi, Selanik’in en meşhur pastanesi. Eğer bir şeyler almak istiyorsanız kasadaki kuyruğu görünce vazgeçmeyi düşünebilirsiniz. Bunu yapmayın. Kuyruk da olsa bekleyin. Paskalyayı çok seven biri olarak buranın paskalyalarının ne denli güzel olduğunu öğrenmiştim. Ama pastanenin nerede olduğunu hiç araştırmadım. Ve size şunu söyleyebilirim ki, burayı meydandaki çörek kokusunu takip ederek buldum. Pastaneden almanızı muhakkak tavsiye edeceğim şey elbette paskalya. İki çeşit paskalya var. Biri bildiğimiz tipte diğeri yuvarlak ekmek gibi duran tipte. Ben bilindik tipte olan paskalyadan aldım. Üstelik de 3 tane. Paskalyaların tanesi 6.30 euro. Sıcacık ve inanılmaz lezzetli paskalyalar ve diğer tatlılar ile Terkenlis, nazarımda Selanik’e tekrar gitme sebebi.

Cookie Man’in Çikolatalı Kurabiyeleri

cookie-man-selanik

 Ayasofya’nın karşısındaki bu pastaneden sıcak sıcak çikolatalı kurabiyelere denk geldiğinizde alın derim ben. 5 kurabiye 4 euro.

Plaisir‘in Çikolatalarıplaisir-selanikAristoteles Meydanı’ndaki bu cafe Türkçe menüsü olan ve içerisi masal diyarı gibi olan şirin bir dükkan. Sanırım o gün noel yemeği falan vardı, bayağı eş dost çoluk çocuk toplaşmış kalabalık masalarda sohbet muhabbet halindelerdi. Burada kendime greek coffee söyledim. Greek coffee bildiğimiz Türk kahvesi. Kahvenin yanında kurabiye ikram geldi. Greek coffee fiyatı 3 euro.

Selanik gece yaşayan bir şehir. Burada gece geç başlayıp geç bitiyor. Saat dokuzdan önce çoğu mekan bomboş. Kafeler  ve  fast food yerleri dışındaki mekanlara dokuzdan sonra geliyor insanlar. Bu mekanlar ise tahmin edebileceğiniz gibi meyhane ve barlar. Bu arada Yunanistan’da taverna lafı her lokanta için kullanılır. Yani taverna bizim bildiğimiz anlamıyla sazlı sözlü yer demek değil.  Selanik gece hayatı, meyhane ya da bar tarzlarında. Dileyen meyhaneye gidip buzuki, gitar, klarnet dinliyor dileyen ise daha lüks ve clup mekanlara akıyor. Gece hayatı için en harika yer ise Zythos28 dünya ülkesinin birasını üstelik bunun 8, 9 tanesini draft halinde bulabileceğiniz bir yer. Ve oldukça ucuz.

Benim bir gecem olduğu için bunu Selanik’in meyhanelerinin toplandığı Ladadika Bölgesi‘ne giderek bir meyhanede geçiriyorum. Ama aklımda Yunan clupları kalmış durumda. Yeri gelmişken kısa bir Ladadika tarifi vermem gerekirse: Tsimiski Caddesi’nin sonunda, limanın arkasında bir bölge olan Ladadika, büyük ve beyaz Alpha Bank’ı sağınıza aldığınızda karşınızda kalıyor.

1901 Restoran’ın Mezeleri

20131228_204723

Selanik’te iyi yemek ve buzuki eşliğinde Yunan müzikleri dinlemek için gittiğim yer 1901 Restoran oldu. Akşam üstü gelip rezervasyon yaptırmanız iyi olur.  Ve rezervasyonunuzu giriş kattan yaptırın. Üst katı olan bir mekan olduğu için gürültüden aşağıdaki müziği duyamıyorsunuz. Daha önce Yunan yemeklerinden bir çoğunu tattığım için artık ufak tefek mezeliklerle içecek söylüyorum kendime. Burada da farklı bir peynir söyledim masaya. Bu peynir, sarı peynir olarak bilinen ve tadı isli olan metsovo peyniri. Çerkez peynirini andıran bir peynir bu.

1901-restoran-selanik

İs tadı olan peynirler çoğunlukla şarap yanında tavsiye edilen peynirlerdir. Ben de bu peynirlerin yanına iki farklı şarap söyledim. İlki Yunanistan’ın meşhur sarı şarabı Malamatina, diğeri ise Kehribari.

1901-restoran-selanik

1901-restoran-selanik

2 peynir, 2 şarap, bir cola ve bir cacikiye toplam 24 euro ödedim. Hesabın ardından masaya revaniye benzeyen bir tatlı gönderdiler. Restoran, Selanik’in iyilerinden. Tavsiye olunur.

Selanik’te Nereden Alışveriş Yapılır?

Gittiğim yerlerde alışveriş yapmam. Sadece hatıra olsun diye ufak tefek şeyler alırım ya da tadını çok sevdiğim yiyeceklerden eve getiririm. Ama asla orada yediğim tadı alamam o başka. Selanik’te alışveriş için çok çeşitli yerler var. Bunlardan biri daha önce söylediğim gibi Tsimiski Caddesi. Ayrıca Selanik’te iki avm var. Bu avm’ler kapıları açık avm’ler . Yani bildiğimiz avm binası gibi değil.

selanik

Giyim dışında hediyelik eşyalar için Agora Modiano ve Kapani Çarşısı’nı da ziyaret edebilirsiniz.  Sembolik hediyeliklerden en güzeli, Selanik’teki dükkanlarda gördüğüm heykeller oldu.

selanik

Ya da yeni yıla pür-i pak girelim diye sabun da alabilirsiniz ama bu sabunların her biri bir tanrıya ait ve üzerlerinde hangi tanrı varsa onun magneti var;

selanik

Tabii buralara kadar gelmişken uzo almamak da olmaz. Aşağı yukarı hemen her yerde fiyatlar aynı, elbette markasına göre. Söz uzoya gelmişken Selanik’te çok fazla Barbaranni markalı uzoya rastlamadım. Hele ki uzonun bence şahı olan Barbaranni Afrodit’e hiç rastlamadım. Bu uzoların hası gerçekten Midilli’de.

20131229_131433

Midilli’de Bir Deniz Köyü: Petra

Bu Kurban Bayram’ı Yunanistan’ın Lesvos Adası’ndaydım. Her Ayvalık’a gidişimde bizim kıyılardan bakar dururdum Lesvos’un kıyılarına. Yani bizlerce bilinen ismiyle Midilli’ye. Şimdi ben yurt dışına mı gittim? Bence hayır. Dili farklı, dini farklı. Ama insanlar söz konusuysa Yunanlı ve Türk apaynı. Zaten Lesvos’ta Yunanlıdan çok Türk olduğu için kendimi yurt dışında hissetmeme imkan da yoktu. Artık merak ettiğim karşı kıyılara ayak basma zamanı gelmişti.

Yunan alfabesi yardımı için Petra’nın orjinal yazılışı: Πέτρα 

IMG_2164

Ekim’de Midilli Adası 

Lesvos’a Ekim ayında gittim. Bence Lesvos için en ideal ay Ekim ya da Mayıs. Ne çok sıcak ne de rüzgarlı. Bir gün yağmur ve rüzgara yakalandım ama bu durum gezmemi kısıtlamadı.  Hatta daha iyi oldu çünkü yine güneşin kendini az göstermesiyle ben Yunanlı bir gök kuşağı ile tanıştım. Bunun dışında Lesvos’ta gideceğim ilk durak olan Petra, diğer yerlere göre biraz daha serin.

2013-10-17 09.05.10

Petra’ya Nasıl Gidilir?

Ayvalık’tan Turyol‘un feribotlarıyla 1 saat 45 dakika gibi bir sürede Lesvos’a geçtim.  Turyol dışında bir de Jale Tur var adaya geçişi sağlayan. Ben Turyol’u tercih ettim. Turyol-Lesvos feribot fiyatları gidiş dönüş 27 Euro. Buna yurt dışı çıkış harcı 15 TL ve İstanbul-Ayvalık otobüs fiyatı 45 TL’yi de eklediğimde Lesvos yolculuğumun yol parası toplam 134 TL tutuyor.

Lesvos feribotları bildiğiniz Eminönü-Üsküdar feribotları. Sabah 9.30 ve akşam 18.30 olarak iki sefer yapıyor. Feribotlar arabalı ve arabasız seçeneklerine sahip ama arabalı dedikleri 10 araba ya alır ya almaz. Hafta sonları Lesvos’tan 18.30 dönüşlerinin epeyce kalabalık olduğunu söylemek isterim. Dönecekseniz sabah feribotunu tercih edin.

Ayvalık’tan feribot girişleri rahat. Kurban Bayramı’nda gitmiş olmama rağmen beklemeden feribota bindim. Feribot yolculuğunun en iyi tarafı deniz havası almanın yanı sıra valize bol bol su koyabilme özgürlüğüm oldu. Giderken yanınıza bolca su alırsanız su parasından yırtarsınız.

Ben Lesvos’a giderken normal vize aldım, ama bir de kapı vizesi olayı var. Yalnız eğer ülkeye kapı vizesi alarak giriş yapacaksanız, ayrı bir yerde işlemleriniz yapılacak ve normal vize sahiplerine göre bekleme süreniz daha uzun olacaktır.

Midilli’ye hoş geldim, ilk durağım Petra.

Midilli’den Petra’ya Nasıl Gidilir?

Midilli’den Petra’ya nasıl gidileceğini çok araştırdım, sordum soruşturdum. Herkes araba kiralamam gerektiğini toplu taşımanın olmadığını söyledi. Ama artık ben varım dostlar, ben bu konuya açıklık getiriyorum.

Midilli’den Petra’ya gidebilmek için araba kiralamadım. Otobüse bindim. Nasıl mı? Öncelikle feribottan indikten sonra sahil boyunca yürüdüm. 7-8 dakika yürüdükten sonra bir otobüs durağı gördüm. Ama Petra otobüsleri buradan kalkmıyor. Aynen yürümeye devam ettim. 7-8 dakika daha yürüdüm ve dört yol ağzına geldim. Buradan karşıya geçtim, sağımda bir park vardı. İşte bu parkın karşısındaki otobüs durağından Petra, Molivos, Kalloni otobüsleri kalkıyor. (İsteyene yol tarifi için sonsuz yardım destek paketi parantezin içindedir.)

Petra otobüsleri iki saatte bir kalkıyor ve Midilli-Petra arası yaklaşık 1 saat sürüyor. Fiyatı ise tek gidiş = 6,40 Euro. Yollar sen de Karadeniz’den hallice ben diyeyim Kapıdağ Yarımadası gibi dolambaçlı. Bu yüzden aşırı hassas mideniz varsa yollara alışmalısınız.

Bu arada Petra için Kalloni’den aktarma yapacaksanız. Otobüsün durduğu yeri son durak sanıp afallamayın.

Petra’da Konaklama

Studio Niki

IMG_2177Petra’da kaldığım otel için son derece doğru bir seçim yaptığımı düşünüyorum. Çünkü Niki tatlı mı tatlı bir kadın. Zaten oteli bulurken internetten yaptığım araştırmalarda Niki’den ve hazırladığı kahvaltılardan övgüyle bahsediyorlardı. Haklılarmış.

Otelde 3 gece kaldım ve 3 gece içinde 3 oda değiştirdim. Nedenine gelirsek. İlk kaldığım oda, otelin giriş katında soldaki 3 numaralı odaydı. Fakat bu odada garip bir koku vardı ve Niki odamı değiştirme isteğimi geri çevirmedi. Yeni odam 3 numaralı odanın tam karşısındaki suit odaydı ve kokmuyordu ama ertesi gün buranın sahipleri gelecekti. Üçüncü oda ise hemen kahvaltı yapılan alana açılan oda olmuştu.

IMG_2178

Otel deniz kenarında ve Petra’yı gezebileceğiniz çoğu yere yakın. Zaten Petra bir sahil kasabası ve gezilecek her yeri yürüyerek tamamlayabiliyorsunuz. Araba kiraladıysanız otelin önünde araba park edebileceğiniz yerler bolca mevcut. Otel odasındaki televizyonlarda Yunanca Türk dizilerine rastlayınca şaşırmayınız. Aynı gün içerisinde hem Öyle Bir Geçer Zamanki hem de Fatmagül’ün Suçu Ne’yi verdi Yunan televizyonları. Evet, ben de oturdum izledim. Normalde evde olsa izlemem ama insan özlüyor be. 5 gün de olsa!

midilli-petra

Şu herkesin methettiği sabah kahvaltısına gelince, bence bu kahvaltıları bu kadar popüler yapan Niki’nin ve yanında çalışan yardımcısının bu işi gerçekten severek yapıyor oluşları. Zaten otelde kaldığınızda bana hak vereceksiniz. Kahvaltı için saat sınırlaması yok, öyle ki Niki ‘gençsiniz, uyandığınızda hazırlarım’ diyerek bizden puanları bol bol topladı. Tabii en önemlisi kahvaltıda çay ve ıspanaklı börek vardı.

2013-10-16 10.16.38

Petra’yı gezmek için yürümeniz yeter. Fakat Petra bölgesindeki diğer yerleri görebilmek için bu kez gerçekten araba kiralamanız gerekiyor. Ben de bir şehirde en son yapmak isteyeceğim şeyi, araba kiralamayı mecburen yapmak zorunda kalıyorum.  Araba kiralama mevzusunu yazımın devamında anlatacağım. Şimdi Petra’da neler yapılır bunları konuşalım.

Petra’da Gezilecek Yerler?

Petra şirin bir sahil kasabası. Belki de bu yüzden ben burayı çok sevdim. Balıkesir’in sevimli koylarını andıran ve bize çok yabancı olmayan bir yer.  Denize girmek için geliyorsanız Petra’nın denizi oldukça güzel. Bodrum’un denizine benziyor. Soğuk ama akvaryum gibi. Sahili kumsal. Deniz tatili için geliyorsanız zaten iki favori yer söylenecek size: Molivos ve Petra. Molivos, Petra’ya göre biraz daha sıcak kalıyor çünkü Petra diğer yerlere nazaran biraz daha rüzgarlı bir bölge.

Petra’da görülebilecek yerler doğal güzellikler dışında sayılı. Ben ilk önce Petra’nın tepesinde bulunan kiliseye yürüyerek çıktım ve tüm Petra’ya bu tepeden baktım.

2013-10-15 17.27.19

Tepede oturup manzarayı izledim, kiliseyi ücretsiz gezdim. Sonra yürüyerek aşağı indim ve Petra keşfine devam ettim. Petra arnavut kaldırımlı, taş evli eski bir köy. Bozulmamış, çok kalabalık olmayan, birkaç dükkan, restoran ve kafeye sahip kafa dinlemelik bir yer.

IMG_2151

IMG_2160 IMG_2162

IMG_2172
Petra sahili. Niki’nin oteli sağdaki belli belirsiz sarılı pembeli binaların orda

Petra Yemekleri 

To Kalderimi

Yunanlılar, masaya oturur oturmaz sipariş vermeseniz de size su getiriyorlar. Bu sular muhtemelen çeşmeden tabii ama yine de oturur oturmaz masaya su geliyor olması çok hoş. İlk sefer acaba yanlış mı oldu masaları mı karıştırdılar olduysam da bu olay Yunanistan’nın yemek kültürü olarak kayıtlara geçti. Sudan para alıyorlar mı diye de düşünmeden de edemedim elbette. Almıyorlar herhalde adisyonda hiç görmedim. Bu arada bir diğer şaşırdığım konu ise mönülerin tamamen Türkçe bölümlerinin olması. Bildiğin bizim için mönü yapmışlar adamlar. Zaten her yerde Türkçe yazılara rastlayacaksınız. Bu da komşuluğun en güzel yanlarından biri işte.

Tavuklu gyros

2013-10-14 16.21.21To Kalderimi de tavuklu gyros yani bildiğimiz pita (bildiğimiz pita ama Meksikalıyız çünkü), kızartılmış peynir yedim ve Yunanistan’ın meşhur birası Mythos’tan içtim. Bu 3’lüye toplam 5 Euro ödedim.

Mythos

2013-10-14 16.15.24

Lesvos’ta bolca peynir yiyeceksiniz. Peynirler genelde una bulanıp kızartılıyor ve üzerine limon sıkılarak yeniyor.

2013-10-14 16.19.26

Genel olarak tüm Lesvos kahve tüketen insanlardan oluşuyor. En çok da Greek Coffee ve frappe içiyorlar. Petra’da denize karşı frappe keyfi yapmak için en ideal yer ise bence Lemon Cafe. Frappe fiyatı 2.80 Euro. Bunun dışında Women’s Cooperative of Petra da yeme-içme için güzel bir yer. Geriye çok da fazla alternatifiniz kalmıyor Petra’da.

IMG_1936
Lemon Cafe’de gün batımı ve frappe

Petra’ya Yakın Yerler

Petra’dan diğer yerlere gidebilmek için artık araba kiralama vakti geldi. Homerus adlı firmadan araba kiraladık. Günlük araba kiralama fiyatı 30 Euro.  Çoğu muadiline göre bu fiyat oldukça iyi. Sabah isteğimiz üzerine Niki’nin otelinin önüne, yukarıdaki gök kuşağının önündeki sarı civcivi getirdiler, biz ise arabayı Midilli’de teslim ettik. Farklı yerden alıp, farklı yere bırakmak konusunda endişeniz olmasın yani. Yunanistan’da benzin fiyatları ise bizden hallice. Günlük 15 Euro’luk benzin sizi idare eder.Unutmadan, yolda lastiğimiz patladı ve lastiği değiştirmek için firmayı aradık. Kısa sürede geldiler ve 30 euroya lastiği değiştirdiler. Bu da benim içime ayrıca oturdu ama kader diyerek yoluma devam ettim.

Molivos: Petra’ya 10 dakika uzaklıkta

Yakın Köyler: Sitipsi-Pelopi-Kapi-Arisvi-Kalloni-Skala Kallonis-Mantamados-Skala Sykamineas-

 Petra, Lesvos’un gördüğüm birçok noktası içerisinde en güzel yerlerden biri oldu. Sessiz, sakin sahil kasabalarından hoşlanan, alırım elime çayımı kahvemi otururum deniz kenarında kafamı dinlerim diyenlere denizi soğuk ama berrak olan güzel Petra yaz ve bahar ayları için ideal bir kaçış noktası.

IMG_2165

Ardımda mavinin türlü tonunu geride bırakarak Petra’ya güle güle, Midilli‘ye merhaba demek için yola çıkıyorum.