Gölyazı son zamanlarda Türkiye’nin en gözde destinasyonlarından biri olmuş durumda. Bazen düşünüyorum, ülkedeki onlarca keşfedilecek yeri keşfetmiyorken ne yapıyorduk? Telefon yokken ne yapıyorduk sorusundan çok daha cevabının bulunamadığı bir soru bence.
Güneşi Beklerken dizisine ve Derviş Zaim’in ‘Balık’ filmine dekor olan Gölyazı hakkında söylenenlerde doğruluk payının olduğu tek gerçeğe inanırım, o da ‘şekerim kuş bakışı baktığında adeta İtalya, sanki bir Yunan köyü‘ olduğu. İlaveten tepeden bakıldığında bir de gitara benzemektedir.
Balıkesir’in envai çeşit beldesinde yaşamış biri olarak bolca Bursa’ya gitmiş ve fakat Gölyazı’ya bir türlü gitmeyi aklıma getirmemiştim. “Hafta sonu gezilecek yerler, İstanbul’a yakın yerler” Google sualleriyle Gölyazı’ya gitmiş olmam da benim ayıbımdır.
Gölyazı’yı Çevreleyen Ulubat Gölü’nün Hikayesi
Yıllar yıllar önce Odryes Çayı Bandırma’dan denize dökülür ve bu çayın bulunduğu yerde Melde Krallığı, günümüzde Ulubat Gölü olarak bildiğimiz yerde ise Apollonia Kralı yaşarmış. Günlerden bir gün Melde Kralı, Apollonia Kralı’nın kızını oğluna ister fakat Apollonia Baba’nın kızı Melde’nin oğluna varmak istemez. Apollonia, bir baba olarak olası bir kaçırma ihtimaline karşı kızını korumalıdır ve bu yüzden bir tepenin üzerine saray yaptırıp kızını burada saklar. Bunu duyan Melde Kralı duruma sinirlenir ve Odryes Çayı’nın yolunu değiştirerek bütün Apollonia’nın sular altında kalmasına neden olur. Apollonia Baba’nın kızını kapattığı o tepe ise sularla çevrili bir ada olarak kalır ve günümüzün Ulubat Gölü meydana gelir. Bir hazin öykü daha efsanelerde yerini böylece alır…
Bütün Sokakların Göle Baktığı Belde: Gölyazı
Tüm sokaklar birbirini dik kesiyor Gölyazı’da. Ve hepsinin de yüzü göle dönük. Arnavut kaldırımlı sokaklarda karşılıklı bakışan iki katlı rum evlerinin pencere önlerinde sümbül saksıları, eski yağ tenekeleri görülüyor. Sonrasında ise yeni çağın en vazgeçilmez ev süsü çanak antenler baş gösteriyor.
Gölyazı’ya Nasıl Gidilir?
Gölyazı, Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı. Ulubat Gölü içerisinde bir kara parçasında yer alan ve anakaraya bir köprüyle bağlanan Gölyazı’ya gitmek için 3 alternatif var.
– Araba ile: Gölyazı’ya arabayla gidiyorsanız Yalova İskelesi’nden Bursa’ya doğru gidip, buradan İzmir yoluna sapmanız gerekiyor. Uluabat Gölü gözüktükten 5 km sonra karşınıza çıkacak Gölyazı tabelasının olduğu yola giriyor ve yaklaşık 1o dakika giderek Gölyazı’ya ulaşıyorsunuz.
– Otobüs ile: Eğer Gölyazı’ya otobüs ile gidecekseniz önce Bursa otobüsleriyle otogardan Nilüfer’e gelecek, oradan da dolmuşla Küçük Sanayi’ye geleceksiniz. Küçük Sanayi’den kalkan 5G otobüsleriyle Gölyazı’ya ulaşabilirsiniz. Bursa Merkez’den Demirpaşa İstasyonu’na gelip 2 no’lu metroya binerek de Küçük Sanayi durağında inebilirsiniz.
– Denizotobüsü ile: İstanbul Kabataş’tan kalkan Budo ile Bursa Mudanya’ya ya da İstanbul Yenikapı’dan kalkan İDO ile Bursa Mudanya’ya gelerek, Bursa merkeze devam edip belediye yukarıdaki güzergahları kullanarak otobüsleri ile Gölyazı’ya ulaşmak mümkün.
Gölyazı Gezilecek Yerler
Gölyazı ufak bir yer olduğu için bir günde rahatça gezilebiliyor. Gölyazı’ya girdiğiniz andan itibaren o her zaman fotoğraflarda gördüğümüz kayıklar gözükecek sağ tarafınızda. Sonra da hemen girişteki kilise ve Gölyazı Evi selamlayacak.
- Gölyazı Aziz Panteleimon Kilisesi ve Gölyazı Evi: Anadolu Rum Ortodoks kilise örneklerinden olan Aziz Panteleimon Kilisesi, Beşiktaş ile aynı kuruluş yılına sahip, 1903’e. Mübadele dönemine kadar ibadet yeri olarak kullanılmış ardından çokça hasar görmüş ve en sonunda Nilüfer Belediyesi tarafından restorasyonu yapılarak kültür evi olarak hizmete açılmış. Hemen yanındaki Gölyazı Kültür Evi de edebiyat dünyasına bir kültür evi olarak hizmet veriyor.
- Ağlayan Çınar: Gölyazı’nın diğer göz bebeği ise köprü yanındaki Ağlayan Çınar’ı. 730 yıllık bir çınar ağacı olan Ağlayan Çınar, yana yatık. 730 yıllık koca bir yük taşıyarak yana yatmış bu ulu ağaç, hayata karşı direniyor. Önce bu ağaca neden ‘ağlayan çınar’ dediklerinden bahsedelim. Benim bildiğim 4 rivayet var.
– Birincisi: Vatan uğruna canını veren askerlerin üzüntüsüyle gövdesini eğmiş ve şehitlerimize ağlıyor olması.
– İkincisi: Ağacın yapraklarından değil, dallarından su akması. O da yalnızca bazı dallarından ve geceleri kırmızı olması suretiyle. Bu yüzden ağacın hemen altında bir beyaz mermer bulunuyor. Kırmızı su damlacıkları net olarak görülebilsin diye.
– Üçüncüsü: Ağlayan Çınar’ın meczup dedikleri yakın bir arkadaşı varmış. Bir gün kendisiyle dalga geçilen bu meczup ağaca çıkmış ve düşüp ölmüş. Ağlayan Çınar da o gün bugündür yakın arkadaşı için ağlarmış.
– Dördüncüsü: Mübadele döneminde biri Rum diğeri Türk iki aşık varmış. Eleni ile Mehmet. Bunca yıllık kültür dostluğu bir anda düşmanlığa dönüşünce Eleni’yi bırakmak istemeyen Mehmet, Eleni’nin abisi tarafından bıçaklanır. Durumu öğrenen Eleni Mehmet’in bıçaklandığını öğrenir ve yanına gelir. Mehmet’in bir çınar ağacı altında öldüğünü gören Eleni, aynı çınar ağacının altında canına kıyar. İşte o çınar da iki aşığa ağlayan ‘Ağlayan Çınar’dır.
Bu 4 rivayetten hangisine inanmak isterseniz bilemem ama Çatalca‘da gördüğüm 1000 yıllık ağaçtan sonra etkilendiğim bir diğer ağaç da Ağlayan Çınar oldu. Ağaç işte, nasıl sevmeyesin ki.
- Sokaklar: Rum evleri, arnavut kaldırımlı taş sokakları, mahalle bakkalları, hemen her direkte ve çatıda tünemiş leylekleri, taş köprüsü üzerinden görülen manzarası ile Gölyazı özellikle fotoğrafçılar için ideal mekan ve adeta bir set ortamı. Bu yüzden bol bol yürüyüş yapıp, ara yollara sapıp fotoğraf çekin. Özellikle de güneşin batışını kaçırmayın. Ve yürüyüşler sırasında hemen her evde, iş yerlerinde asılı Atatürk posterleri ile Gölyazı’nın ne kadar Atatürkçü olduğunu görün. İyi gelir…
Neler Yenir?
- Turna Balığı: Bu gölün en önemli yiyeceği, geçim kaynağının balıkçılık olması sebebiyle balık. Yöresel balıkları ise turna balığı. Göl balığı yemediğim için tatma şansım olmadı ama siz buralarda turna balığı yemek isterseniz adresiniz Apolyont Restaurant‘ı olsun. Diğer alternatif ise Gülgören Restoran.
- Gözleme: Gölyazı’nın taş köprüsünün hemen başındaki ve köprüyü geçtikten sonra sıra sıra dizili gözlemeci ablalardan bir gözleme alın. Naçizane tavsiyem patatesli patlıcanlı gözlemeleri.
- Gölyazı Kahvaltısı: Gelin çay için diye arkamızdan koşuşturan bir abiyle karşılaşıyoruz. Ayak üstü sohbet ediyoruz ve öğreniyoruz ki eski bir hamamı kafeye dönüştürmüşler. Kahvaltılarını çok övdüler, gitme şansımız olmadı ama bahsedeceğimin ve bir sonraki gelişimde uğrayacağımın sözünü verdim. Mekanlarının ismi Hamam Cafe.
Her ne kadar katliam çıkartacak boyutlarda sinek saldırısına maruz bıraksa da Gölyazı doğal fotoğraf ortamı olmasıyla, güzel sokaklarıyla, leylekleriyle ve en güzeli böyle Atatürkçü insanlarıyla arada bir gidilesi, gezilip görülesi bir yer. Tabii gözlemeci Ferhan Abla’dan gözleme yemeden de dönülmeyesi…
Amasra’yı Güzel Yapan 10 Şey – Dijital Seyahatname
Temmuz 27, 2015 at 11:06 am[…] olan bu ağacın yaşının ise 300-350 olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye’de ‘Ağlayan Ağaç‘ olarak bilinen diğer bir ağaç ise Gölyazı’da […]
Dijital Seyahatname
Aralık 22, 2016 at 12:23 pm[…] Bursa’yı kestiriyoruz. Bursa rotamızın incisi Misi Köyü oluyor, beraberinde bir de Gölyazı yaparak Bursa şehir merkezi ile sonlandırıyoruz […]
Tirilye: Hayata Doğuştan Film Seti Olarak Gelmiş Bir Bursalı
Mart 15, 2017 at 12:42 pm[…] Gölyazı Gezi Rehberi […]