Tiran’a çok yakın konumda olması sebebiyle hızlıca Durres gezilecek yerler aramasını yapıp, tarihi ve konumu için bu kente gidilir diyorum. Arnavutluk’ta olunca insan çok fazla büyük beklentilere de girmemeyi öğreniyor. Fakat Tiran’dan yaklaşık 33 kilometre (yarım saat) uzaklıktaki bu sahil kentine gitmek, Tiran’dayken yapılacak mantıklı bir hareket. Durres bir günde komple gezilecek kadar küçük olsa da memleket memlekettir inancına sadık kalarak yola koyuluyorum. Dönüşte ‘Tekirdağ sahili buraya bin basar’ cümlesini geleneksel hale getireceğim o ayrı. Tiran gezilecek yerler için detaylar mavi tıkta.
Durrësi (Dıraç) Neresi?
Arnavutluk’un Adriyatik’e açılan kapısı olan Durres, ülkenin en büyük ikinci şehri. Adriyatik’e açılan diyorsam ciddiyim, bu kentin sahilinin hemen karşısında İtalya bulunuyor. Bari ve Birindisi’yi naklen canlı yayınla, şehrin sahillerinden görmek mümkün. Zaten toplu taşıma sistemi gibi İtalya’ya giden vapurlar mevcut. İtalya’ya uçak bileti pahalı olduğunda Durres üzerinden İtalya’ya gitmek belki de mantıklı olabilir. Ben bunu uygun bir zamanda deneyebilirim gibi duruyorum.
Şehirde zamanında Osmanlı İmparatorluğu varlığını sürdürmüş. Türkçe olan Dıraç ismi de kentin diğer bir adı. Günümüzde kullanılan ismi, e’sinin üzerinde iki nokta olan Durrësi. E’nin üzerindeki iki nokta Epidamnus’u simgeliyor. Corinth ve Corcyra (Mora Savaşları) anlamına gel üst üste işaretleriyle 627 M.Ö. yılında kurulan Arnavutluk’un en eski kenti, zamanla önemli bir liman ve tren yolu oluyor.
Tiran’dan Durres’e Nasıl Gidilir?
Tiran’a yarım saat uzaklıktaki Durres’e gitmek için önce merkezden ya da Tiran’ın herhangi bir yerinden Dogana‘nın oradan geçen otobüslere binilmesi lazım. Otobüsün üzerinde Dogana yazmıyor, bu yüzden şoföre sorarak o otobüsün Dogana’dan geçtiğini öğreniyorum. Dogana ile Tiran arası yaklaşık 20 dakika. Tiran’da otobüslerin bir durağı olmadığı için otobüsün içindeki elemana ‘Dogana’ya gelince haber ver’ şeklinde bir alarm muamelesi yapıyorum. Arkadaş haber verince de otobüsten iniyoruz. Karşımızda bildiğiniz Ankara Kızılay Meydanı duruyor.
Bu kavşak Arnavutluk’un bayrağında da bulunan Kartal sembolünün olduğu ve akla hemen Kızılay Meydanı’nı getiren bir yer. İşlev olarak da İstanbul’un eski Topkapı’sı muamelesini görüyor. Derme çatma bir otogarı mevcut. Tiran’a yakın birçok yere, yol kenarında bağıran ve yolcu arayan çalışanlara sorarak araç bulabiliyorsunuz. Duras Duras diye bağıran ilk abiyi gözüm tutmayınca daha çakal olduğuna inandığım bir başka abiyi seçiyorum. Abi kenarda bekleyin işareti yapıyor, 5 dakika daha bağırıp yolcu arıyor, sonra beni takip edin diyerek bizi minibüse götürüyor. Minibüs güzel ve ayakta yolcu serbest.
Tiran’dan Dogana otobüsleri 40 Leka, Dogana’dan Durres minibüsü 150 Leka.
Durres’e Ne Zaman Gidilir?
Yazın; Durres bir deniz kenti. Plajları, sahili var ve haliyle kendisi yazlık bir yer oluyor. Yerel halkın söylediğine göre denizi çok güzelmiş fakat ben aralık ayında gittiğimde inanılmaz yosun yoğunluğu ve dev gibi kestaneler gördüm. Denizin kestaneli olabileceği fikrine kapıldım ama araştırdığımda suyun temizliği konusunda olumlu yorumlar da okudum. Yazın giderseniz Durres’te birkaç gün takılır, oradan da ver elini İtalya yaparsınız. Gayet uygun fiyata birden fazla ülke ve şehir görmüş olursunuz. Bu bakımdan burayı bir geçiş noktası kabul edebilir ve yazın gidilecek yerler rotasına alabilirsiniz.
Kışın; Aralık ayında gittiğim Durres’te haliyle yapılacak bir şey de yoktu. Muhtemelen yazın da denize girmek ve İtalya’ya gitmek dışında Durres’de yapılacak bir şey yok. Tiran’a kıyaslarsak burada hava oldukça ılık. Aralık da bile gayet ılık bir havası vardı. Kış aylarında Durres’e ancak Arnavutluk’ta bir yerdeyseniz veya Tiran’a yakın nasılsa diye gidilebilir olduğunu söyleyebilirim.
Bahar; Yaz ile birlikte Durres’e gidilecek bir başka mevsim de bahar ayları. Özellikle sonbahar, Durres gezilecek yerleri rahat rahat gezmek için ideal olabilir. Ayrıca eylül ayında düzenlenen Durres Film Festivali ile kent biraz olsa da hareketleniyor. Alternafi bir başka bahar festivali olan Avrupa ve Akdeniz Genç Sanatçılar Bienali de 4-9 Mayıs 2017’de hem Tiran hem de Durres’de yapılacak.
Durres Gezilecek Yerler
Durres gezilecek yerler için tek bir gün yeterli. Tıpkı Tekirdağ, Silivri sahilini andıran -ki bence bizim sahillerimizin gelişmemişi- sahilinde turlayıp, birkaç tarihi noktayı da gördükten sonra geziyi tamamlıyorsunuz. Fakat küçük olmasına rağmen, gezilecek tarihi önem taşıyan yerleri Tiran’dan fazla.
Fatih Camii: Tiran’dan bindiğim minibüsten iner inmez hiçbir yere sapmadan dümdüz yürüyorum. 10 dakika sonra, Osmanlı’dan kalma bir caminin bulunduğu meydana geliyorum. Bu camii, adını Fatih Sultan Mehmet’ten alan Fatih Camii.
Palmiyeli Yol: İzmir’e benzettiğim palmiyeli yol, Durres’in en güzel yeri. Sağlı sollu palmiye ağaçları, kafeleri, dükkanları ile tam bir sahil kasabası yolu burası. Muhtemelen Durres’in en güzel caddesi olan bu yolun yazın daha eğlenceli olacağı aşikar.
Amfitiyatro: Balkanlar’ın en büyük Roma amfitiyatrosu, Durres gezilecek yerleri sıralamasının bir numarası olmalı. Fakat şehir merkezinde yer alan bu amfitiyatro gerçek bir harabeye dönüşmüş. Tabelasındaki yazılar silinmiş, herhangi bir bilgi okumak mümkün değil. Araştırınca öğreniyorum ki bu yapı, M.S. 2 yüzyılda İmparator Trajan döneminde yapılmış. 20.000 kişi kapasiteli bu yapıya benzer başka bir yapı Arnavutluk’taki hiçbir şehirde yok. Dünya Mirası adayını olduğunu öğrendiğim bu amfitiyatroya belediye sahip çıksın çağrısı yapıyorum buradan.
Venedik Kulesi: 15. yüzyılda Venedik’in bir parçası olan Durres’te inşa edilmiş Yedikule Zindanları’na benzer bir yapı olan Venedik Kulesi, kentin sahil şeridini boylu boyunca kaplıyor. Geçirdiği depremler sonucu bir kısmı kalsa da yine de kente orijinallik katan büyük bir kısmı duruyor. Durres gezilecek yerler listesine ancak görülecek bir yer olarak girer çünkü burayı Yedikule’yi gezdiğimiz gibi gezemiyoruz.
Sahil: Durres tam bir sahil kenti bu yüzden Durres gezilecek yerlerinin başında bir uçtan bir uca sahil şeridi geliyor. Aralık ayında gittiğim için sahil kabalık değildi ve yemek yenecek yer yok denilecek kadardı. Tıpkı Türkiye’deki gibi çoluğu çocuğu alıp güzel havada sahile kendini atan Durres halkı, gördüğüm kadarıyla ya sahilin ortasındaki çay bahçelerinde oturuyor ya da neredeyse bizim atari dönemimizden kalma makinalarda oyun oynuyor.Tiran’da da beni şaşkınlığa uğratan çirkin ve alakasız binalar, güzelim Durres kentini de çirkinleştirmiş. Arnavutluk’ta bu evleri hangi inşaat firması yapıyor bilmiyorum ama ülkenin genelinde fena halde kafaya takılacak ve huzursuz edecek binalar var. Ben yüksek bina sevmeyen biri olarak Tiran’da kalacağım oteli de bu binalar yüzünden gittim alakasız bir köyde ayarladım ama bu binalarda kalmaktansa köyde kalmayı yeğlerim.
Küçük bir kent olması burada heykel bulunmaması anlamına gelmiyor. Gördüğüm kadarıyla sahil hattında altı tane heykel vardı. Denizin ortasında bir adacık gibi duran, kısmen marinaya benzeyen ama alakası da olmayan ve sanırım Durres’in en ciks mekanı olan yere doğru devam ediyorum. İçeride bir iki dükkan, bir iki de restoran dışında bir şey yok. Denize doğru uzanan bir yürüyüş yolu bulunuyor. Millet burada yürüyüp, fotoğraf çekiliyor. Olayı bu.
Durres’in denizinin yosunlu ve kestaneli olduğunu yukarıda belirtmiştim. Bunu bilen çılgın birkaç ufaklık yosunları lif lif ayırmış ve anlam yüklemeye çalıştığım bir oyun oynuyorlardı. Arnavutça’da ‘merhaba’, Türkçe ile aynı anlamda olduğu için ilk hamlede mutlu yüzleri yakalayarak oyuna biz de dahil olduk. Çocuklarla anlaşmamızı merhaba’da bitirdiğimizde anneleri geldi ve iyi niyet elçisi görevini üstlendi. Böylece bu yosun dolu hikayemiz, Arnavutluk’un en güzel hikayesi olarak hatıralarımıza kazındı.
Albanian College Durres ve Aleksandër Moisiu Üniversitesi: Durres’i turlarken karşımıza çıkan binalardan bazılarını beğenince, bu işte bir terslik var dedik. Sonra baktık ki lise ve üniversite binaları, kentin geneline yayılan binalar gibi Allah’lık değil. Gözümüz, gönlümüz açıldı çok şükür.
Durres gezilecek yerler arasında Arkeoloji Müzesi ve aktör Alexander Moissi’nin Müze Evi de bulunuyor lakin küçük dediğim, hemen biter dediğim Durres’te çocuklarla oyun derken dönmem gerektiği için bu müzelere gidemedim. Dini yapılardan Shen Lucıa Katolik Kilisesi ve Shen Gjergji Ortodoks Kilisesi de Durres’te görülecek yapılardan. Durres’te kısa bir süre vakit geçirince, günü sadece tek bir kahve ile geçirdim. Ama Durres’te insana Küba’yı yaşatan bir mekanı da böyle keşfettim. İşte Durres’in dünyaya Havana’ya selam çakan armağanı.