Edirne’de gezilecek yerler

Edirne gezilecek yerler listesine başlamadan şunu söylemeliyim ki bu kent, İstanbul’a yakın ve nefes alınabilecek en güzel yerlerden biri. Genelde insanlara karşı yaptığımız bazı davranışların Edirne için de yapıldığını gözlemliyorum. “Edirne şurası ya gideriz bir ara, Edirne’ye sonra gideriz orası yakın, Edirne 2 adımlık yer ya onu sonraya bırakalım.” İnsanoğlu yakınında yer alan güzellikleri görecek kadar vizyon sahibi olana dek Edirne yalnız ve sadece onu fark edene güzellikler sunacak.

Türkiye’nin açık hava müzesi denilecek, altın üçgene sahip, mimari açıdan entelektüel seviyede boyut atlamış Edirne’de gezilecek yerlere başlayalım.


Edirne 5N1K

Edirne’ye nasıl gidilir?: Edirne’ye İstanbul’dan otobüs ile ulaşmak oldukça kolay. Araç kiralamak da bir seçenek olabilir. Eğer otobüs ile gidersen Edirne otogardan toplu taşıma ile merkeze gidebilirsin. Ya da taksiye binersin, 150 TL falan tutuyor. Bu arada toplu taşımada kredi kartı geçiyor.

Otobüs bileti ücreti: İstanbul-Edirne otobüs bileti fiyatı 350 TL.

Edirne’de ne yenir?: Edirne’deysen ciğer, badem ezmesi, köfte yemek; rakı ve boza içmek yazılı olmayan bir kuraldır. Edirne gastronomik açıdan muazzam bir şehir olmasa da adıyla özdeşleşmiş Edirne ciğerinin de olayı burada bir başka.

Edirne’den ne alınır?: Meyve şeklindeki kokulu sabun, süs çalı süpürgesi bu kente özgü hediyelik eşyalardan.

Edirne’de ne kadar kalınır?: Çoğu insan için Edirne 1 gece kalmalı olabilir ama bana sorarsan bu kenti gezmen için 4 gece kalman lazım.

Edirne’ye ne zaman gidilir?: Kışı sevmiyorsan bu ayları es geç, sıcakla aran yoksa yazın gitme. Gerçi kışın Bulgaristan’ın Yambol şehrinin geleneksel festivali Kukerlandia Festivali düzenleniyor. Belki ilgini çeker. Bunun dışında en ideal zaman ilkbahar ve sonbahar ayları. Haziranda lavantalar açıyor. Temmuzda ise Kırkpınar yağlı güreşleri var. Etkinlik insanı isen mayıs ayında gerçekleşen Hıdırellez zamanı gitmeyi de düşünebilirsin.

Edirne’ye kimle gidilir?: Cami ve müze gezmeyi sevmeyen biriyle Edirne’ye gitme derim. Sadece camileri ziyaret edeceğim dersen ailece bir gün için de idealdir. Ama tarihe meraklıyım, mimariyi severim dersen bu sevgiyi paylaşacağın bir yol arkadaşı bul ya da tek git.


Saraçlar Caddesi

Edirne gezilecek yerler

Edirne Çarşısı olarak da bilinen Saraçlar Caddesi, bir zamanlar burada bol saraç bulunduğu için bu ismi almış. Tabii zamanla saraçlar kalmamış. İstanbul’un İstiklal Caddesi konumunda bir cadde burası. Dükkanlar, restoranlar, kafeler burada bulunuyor. Edirne gezilecek yerler içerisine almanın farz olduğu bir yer kendisi. Ayrıca araç trafiğine kapalı olması da en şahane özelliği.

Selimiye Camii

Mimar Sinan’ın “Ustalık Eserim” dediği, II. Selim -nam-ı diğer Sarı Selim- tarafından yaptırılan Selimiye Camii tabii ki Edirne gezilecek yerler arasında naaambır vaaan oluyor. Mimar Sinan’ın ustalık eseri olarak adlandırdığı Selimiye Camii bu mahlası, Mimar Sinan’ın camiyi yaparken neredeyse 90 yaşında olmasından alıyor. Gerçekten ustalık eseri yani. Şu an UNESCO Dünya Miras Listesi’nde olan Selimiye Camii’yi gezmek inanılmaz bir duygu. Edirne’nin neresinde olursak olalım görüş açımızdan çıkmayan Selimiye Camii’ye bakıldığında dikkati ilk minarelerin kubbeye yakın oluşu çekiyor. Bu durum Mimar Sinan tarafından camiyi göğe doğru yükselirmiş gibi göstermek için bilhassa yapılmış.

Edirne gezilecek yerler

Her yer İznik çinileriyle kaplı. Çinilerin yanı sıra sedef, mermer, ahşap malzemeler de kullanılmış. Ayasofya’ya nazaran Selimiye Camii’nin kubbesi daha büyük olduğu için içerisi her zaman ferah. Mimar Sinan’ın kubbeyi o genişlikte yapabilmek için 13 bilinmeyenli bir denklemi matematiğin 4 ana işleminden farklı beşinci bir işlem oluşturarak çözdüğü söylenir.

Edirne gezilecek yerler

Tarihi gezilerin Nirvana’sı olan Selimiye Camii’nin bilinen en ünlü rivayeti ise lale motifi. Rivayete göre caminin bulunduğu arsanın sahibi aksi bir kadınmış ve Mimar Sinan bu ters lale motifi ile kadının aksiliğini sembolleştirmiş. Dünya üzerindeki en estetik mimari yapıların başında gelen Selimiye Camii nasıl olur da bunca yıldır ayakta kalabilmiş diye soran olursa onun da cevabı var: Mimar Sinan kullanacağı taşları araziye yerleştirmiş ve iki yıl taşları zeminde bekletmiş. Böylece taşların zemine iyice oturmasını sağlamış. Bu da yağış alan ve deprem bölgesi olan Edirne’de senelerdir çatlağı olmadan ve kayma sorunu yaşamadan günümüze kadar gelmesini sağlamış.

Edirne gezilecek yerler

Selimiye Camii’nin dışını özellikle akşam güneşi batarken görmenizi tavsiye ediyorum. Ben ilk kez dördüncü kez Edirne’ye gidişimde gördüm ki akşam güneşi batarken caminin renkleri inanılmaz bir hale bürünüyor. Bunu fotoğrafla anlatmam çok zor. Gidip görünüz.

Yemiş Kapanı Hanı

Edirne gezilecek yerler

Selimiye Camii’nin hemen yanında henüz tamamlanmamış bir kazı çalışma alanı var. Selimiye Camii’yi de kapsayan bu tarihi alanda Yemiş Kapanı Hanı gün yüzüne çıkmış. İlerleyen dönemlerde bölgenin arkeopark olması için çalışmalar sürüyor. Yemiş Kapanı Hanı, III. Murad döneminde yapılmış ve tahminen 100 odası bulunan bir hanmış.

Üç Şerefeli Camii

Aslında bu caminin önemi Selimiye Camii’nden geliyor. Çünkü kubbe ve minare yüksekliği, Mimar Sinan’a Selimiye Camii’yi yaparken ilhamı vermiş. Zaten Üç Şerefeli Camii’nin mimari da Mimar Sinan’ın ustası. Ondan etkilenmesi ve ilham alması gayet doğal. Camiye baktığınızda ilk dikkati çeken şey her minarenin sanki farklı caminin minaresi gibi oluşu. Çünkü hepsi birbirinden farklı. Diğer bir özelliği ise Osmanlı’nın ilk avlulu cami olması.

Eski Camii

Edirne gezilecek yerler arasına bolca dini yapı almak gerekiyor çünkü Edirne’yi güzel yapan da onlar oluyor. Mesela Eski Camii gibi… Dışında bulunan Arapça Allah yazısı ile dikkati çekiyor Eski Camii. İçeriye girdiğinizde ise mihrabın sağında bulunan ve Kâbe’den geldiği rivayet edilen Kâbe tası ilk uğrak nokta oluyor. Bir diğer önemli nokta ise cami iç duvarlarının beyaz olması ve üzerlerindeki hat sanatı.

Rüstem Paşa Kervansarayı

Eski Camii’nin hemen arkasındaki kervansaray yine bir Mimar Sinan eseri. Şu an otel olarak kullanılıyor. Kervansaraya bağlı dükkanlar sıra sıra dizili. Kalacak otel arayışınız varsa aklınızda bulunsun. Hem temiz hem de merkezi bir konumda Rüstem Paşa Kervansaray Otel.

Muradiye Camii ve Mevlevihane

Edirne gezilecek yerler

Sarayiçi Bölgesi’ne bakan, Edirne’nin kendine has dini yapılarından biri de Muradiye Camii. II.Murad tarafından tahminen 1436 yılında yaptırılan Muradiye Camii, Osmanlı sanatının en güzel örneklerinden biri olarak gösteriliyor. Caminin içine girdiğinizde mihrap ve duvarları kaplayan mavi-firuze renkli Türk çini sanatı örnekleri ile bunu görmüş olacaksınız.

Muradiye Camii’nden Selimiye Camii’nin en iyi manzarası görülüyor. Net. Bu yüzden Muradiye Camii’nin Edirne gezilecek yerler listesine alınası yerlerden biri olduğunu kesinlikle söylemeliyim ama mümkün olduğunca gündüz vakitlerinde notunu da iliştireyim. Zira ben akşam gittiğim için biraz Show Ana Haber malzemesi çıkartacak potansiyeli gördüm.

Sarayiçi Bölgesi

Edirne gezilecek yerler

Osmanlı Dönemi’nde Edirne Sarayı’nın bulunduğu Sarayiçi Bölgesi, Edirne’nin tarihi yerlerinden biri. Saraydan geriye mutfak, hamam, Adalet Kasrı gibi çok az kısımlar kalmışsa da, Topkapı Sarayı’ndan sonra Osmanlı’nın en büyük sarayı olan Edirne Sarayı’nın bulunduğu bu bölge görülmeye değer. 93 Harbi’nde Rusların Edirne’yi işgal edeceği haberi üzerine sarayın yakınında bulunan cephaneliğin patlatılması sonucu yıkılan saray, Tunca’nın batısında yaklaşık 3 milyon metrekarelik bir arazi üzerinde kuruluydu ve 5 ana meydan ile bu meydan içinde bulunan yapılardan oluşmaktaydı.Edirne gezilecek yerler

Bu ana meydanın içerisinde yer alan sarayın karşısında ise günümüzde Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı alan bulunmakta.

Kırkpınar Alanı

Edirne gezilecek yerler

İşte geldik meydaaaaaaaaaaneee… Ya şurada bir güreş izleyemedim kısmetse bir yazı da Kırkpınar güreşleri için gelecek ama şimdilik Edirne gezilecek yerler için önemli bir durak olarak bahsedelim. Geleneksel Türk yağlı güreş turnuvalarının düzenlendiği ünlü er meydanı Kırkpınar Alanı, üç gün boyunca er meydanında mücadelelere tanık oluyor. Bu mücadele sonrası pehlivanlar son gün yapılan finallerde kategoriye göre ödüllendiriliyor. Bu ödüller arasında en önemli derece, tabii ki başpehlivanlık.

Edirne gezilecek yerler

Başpehlivanlık olayı, birçok panayırda düzenlenen güreşler içinde yalnız Kırkpınar’da “baş”ı kazanan ve 3 kere galip gelen pehlivana veriliyor. Başpehlivan deyince akla ilk gelen Koca Yusuf ve pehlivanların büstleri de güreş alanının karşısında sergileniyor.

II.Beyazid Külliyesi – Sağlık Müzesi

Edirne gezilecek yerler

Sarayiçi’nden devam edince, birkaç dakika sonra ulaşılan müze ve külliye, Osmanlı Dönemi Edirne’sinin hastanesi. Tepesinde irili ufaklı kubbeleri ve oldukça geniş bir alana kurulu olan külliye bir film platosu gibi. Aynı zamanda sağlık müzesi olarak ziyarete açık külliyede vakti zamanında hastaların müzikle tedavi edildiğini görüyoruz. Diş için, göz için, kalp için ayrı müzik tedavileri yapılıyor. Bu yüzden müze içerisinde her odadan ayrı bir müzik sesi geliyor. Arabası olmayanlar Özdinç İş Merkezi’nin hemen önündeki duraklardan 3A minibüsüne binerek müzeye ulaşabilir.

*Müzede öğrencilere ücretsiz. Müzekart ise geçerli değil.

Karaağaç

Edirne gezilecek yerler

Edirne gezilecek yerler arasında yine tarihi bir durak olarak Karaağaç’ta Lozan Anıtı ve Müzesi, Trakya Üniversitesi Rektörlük Binası ve Kara Tren bulunuyor. Lozan Anıtı, Karaağaç’ın tekrar Türk topraklarına kazandırılmasını temsil ediyor. Türk siyasi tarihi için önemli bir anlamı bulunan anıtın hemen bitiminde Lozan Müzesi bulunuyor.

Karaağaç İstasyonu-Kara Tren

Edirne gezilecek yerler

Karaağaç’ta, Lozan Anıtı’nın hemen yanında bulunan istasyon, II.Abdülhamit tarafından yaptırılmış. İstanbul’daki Sirkeci Garı örnek olarak yapılmış gar binalarından birisi bu gar. Şark Ekspresi olarak da bilinen kara tren ise, Rumeli Demiryolu hattının en güzel istasyonlarından birinde bulunuyor. Türkiye ile Yunanistan sınırında bulunan bu tren 1950’lere kadar kullanılmış. Sonraki yıllarda yolun yarısı Yunanistan topraklarında kalınca, faal halindeki tren Uzunköprü’yü geçer, Karaağaç İstasyonu’nda bekletilir, sonra Yunan tarafına geçermiş.

Edirne gezilecek yerler

Trenin tarihte olduğu kadar edebiyatta da önemli bir yeri var. Bunlardan biri Ernest Hemingway’in 1. Dünya Savaşı’nda gazeteciyken Karaağaç İstasyonu’na gelip, burada kalması. İkinci önemli nokta ise, cinayet romanlarıyla ünlü Agatha Christie’nin Pera Palas’ta kaleme aldığı ünlü ‘Şark Ekspresi’nde Cinayet‘ adlı kitabını, Karaağaç sınırlarında bulunan bu trende yaptığı bir yolculuk sonrası hayata geçirmiş olması. Of yazarken heyecanlandım resmen.

Meriç ve Tunca Nehir ile Köprüleri

Edirne gezilecek yerler
Meriç Nehri ve Köprüsü

Yine Edirne gezilecek yerler arasında bir fenomen ile karşı karşıyayız. Yunanistan ve Bulgaristan sınırlarına yakın ve Türkiye Trakyası’nın 4. büyük kenti olan Edirne Tunca, Meriç, Arda ırmaklarının kesiştiği düzlükte kurulu. Bu yüzden kentin en önemli yeri nehir ve köprüleri. Edirne merkezden Emirgan-Karaağaç istikametinde gidildiğinde ilk önce Tunca, ardından Meriç nehirleri üzerinden geçiliyor. Tunca Nehri’nin başlangıcı Bulgaristan ve aynı zamanda Meriç’in kollarından birini oluşturuyor. Tunca Köprüsü, Sultanahmet Camii’yi de inşaa eden Mehmet Ağa tarafından yapılmış ve üzerinde kitabe köşkü bulunur.

Edirne gezilecek yerler

Meriç Nehri ise Tunca Nehri gibi Bulgaristan’dan doğar, Yunanistan ile sınırlarını belirler ve Ege Denizi’ne dökülür. Çirmen Savaşı’nın burada yapılması da tarihteki önemini göstermekte. Meriç, fotoğraf çekme davasına hep kalabalık. Üzerinde hem kitabe köşkü hem de köşk balkonu bulunuyor. Köşk balkonu da sürekli dolu zaten boş bulana aşk olsun. Edirne gezilecek yerler

Bu arada herkes bu köşkte ya kendini çekiyor, ya selfie derdinde ya da manzara. Ama benden söylemesi. Karşıya bakarken yukarıyı atlıyorsunuz. Çünkü köşkün en güzel tarafı tavanı.

Edirne Büyük Sinagogu

Edirne gezilecek yerler

Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ise üçüncü büyük sinagogu olarak biliniyor Edirne Büyük Sinagog’u. 1492’de Avrupa’daki baskılardan kaçarak Osmanlı’ya sığınan Seferad cemaatine kadar uzanan bir geçmişi var bu yapının. 1905 yılında çıkan yangında yanan Büyük Sinagog, II.Abdülhamit’in fermanıyla yeniden inşa ediliyor. Edirne gezilecek yerler

Günümüzde Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilip yeniden ibadete açılıyor.  Edirne gezilecek yerler arasında yine zirvede yer alan yapılardan biri Büyük Sinagog. Hemen arkasında ise Edirne’ye ait geleneksel sanatların yapıldığı Kültür Evi bulunuyor. Sinagog’a gelmişken burayı da ziyaret edebilirsiniz.

Edirne’de Nerede Ne Yenir?

Bu da soru değil ama yine de bilmeyenler için sağ baştan sayıyoruz. Ciğer, ciğer, ciğer. Ben sevmem ciğer miğer diyenler için de köfte veriyoruz.

Köfteci Osman

Edirne gezilecek yerlerEdirne ve köfte denilince ilk durak Köfteci Osman olur. Nam-ı diğer Park Köftecisi Osman. Edirne’de birçok şubesi var Köfteci Osman’ın. Benim gittiğim ilk şubesi olan meydandaki şube. Köfte ve piyaz olayına girmek için tek adres burası derim. Köfteci Osman, köfteleri kaburgadan yapar. Nereden geliyor bu köftenin lezzeti diye düşünmeyin diye cevabı vereyim istedim.

Niyazi Usta/Kemal Usta/Kazım Usta’da Ciğer

Edirne gezilecek yerler

Edirne’ye her gidişimde başka bir ciğercide ciğer yediğim için şunu söyleyebilirim ki arada çok da fark yok. Ya da ben ciğerden anlamıyorum. O yüzden şöyle demem daha doğru olur; ciğerin ince kesilmiş ve beklememiş yağda yapılmış olması benim için ciğeri güzel yapar. Formülüm bu olduğu için gittiğim tüm ciğer restoranlarından beğeni ile ayrıldım. Niyazi Usta’ya hafta için gittiğim için kuyruk beklemedim ama hafta sonu o kuyruk bitmez ve bana göre o kuyrukta da beklenmez. Niyazi Usta’nın ciğerleri çok incedir, kıtırdır. Bu yüzden bence de güzel ciğer yapmaktadır. Aydın Tava’ya gittiğim zaman biraz kalabalık bir gündü ve ciğer, Niyazi Usta’nınki kadar pişmemiş geldi. 

Niyazi Usta’nın iki yan dükkanındaki Kemal Usta’da iki kez ciğer yedim, ikisinde de masa donatılıp ciğerler ince ve kıtır geldi. Kemal Usta da iyi ciğer yapanlardan. Son olarak Kazım Usta’nın da ciğerlerinin kıtır kıtır ve ince olduğunu ve hatta Kazım Usta’nın ciğercilerin başı olduğunu da burada beyan ederim.

Emirgan Çay Bahçesi’nde Çay

Edirne gezilecek yerlerEdirne’deki Meriç manzaralı bu bölgeye Emirgan adı veriliyor. Yan yana birkaç cafe, çay bahçesi bulunuyor. Emirgan Çay Bahçesi, manzarası ile güzellerden biri. Meriç Köprüsü seyri ile bir çay içilir.

Lalezar Restoran’da Kahve

Edirne gezilecek yerlerEmirgan Çay Bahçesi’nden çıkıp devam ediyoruz ve Lalezar Restoran’a geliyoruz. Biraz daha restoran tarzı bu yerde çayın ardından kahve içiyoruz. Kahvenin sunumu pek güzel.

Kırkpınar Evi’nde Çay

Edirne gezilecek yerler

Edirne’de ara sokaklara daldığımda tesadüfen karşıma çıkan bu çay bahçesi ciddi manada Edirneli bir mekan olmuş. Neden mi?

Edirne gezilecek yerler

Adından da anlaşılacağı gibi çay bahçesinin bahçesinde Edirne’nin meşhur Kırkpınar pehlivanlarının büstleri yer alıyor. Çay bahçesi ağaçlarla çevrili olduğu için yazın da gidilip efil efil esen rüzgara ve pehlivanlara karşı çay içilesi olmuş. Ben Koca Yusuf’u yad ederek en demlisinden bir çay içiyorum…

Edirne’de Gece Hayatı

Nabzı 9/8’lik atan bir memleket için gece hayatının nasıl olabileceği konusunda herkesin ‘üj bej’ fikri vardır diye düşünüyorum. Eğer ruhunuz klarneti, kemanı ve kanunu seviyorsa o zaman Edirne’de 3K kuralına uyan efso mekanlar var. Hepsine tek tek gidemediğim için aşağıdaki mekanı öneriyorum.

Gazi Baba Meyhanesi

Edirne gezilecek yerler

Edirneli arkadaşım İrem‘in birçok önerisi içerisinde bana yakın gelen Gazi Baba Meyhanesi konusunda iç sesime teşekkür ediyorum. Cumartesi gecesi olmasına rağmen ve bizim de rezervasyonumuz olmamasına rağmen kırmayıp masa ayarlıyorlar. Müzik efsane. Bağır çağır değil, olması gerektiği gibi söylüyorlar. İçeride sigara içilmemesi de ayrı güzellik. Karnım tok ama gözüm aç. Mezeler ve ızgaralar enfes gözüküyor. Sonra arkalardan bir yazı dikkatimi çekiyor. Yakınlaşınca mekanı bir kez daha seviyorum. Edirne’deki mekanım artık burasıdır. Bana böyle mekanlarla gelin işte bunları övün.

Edirne gezilecek yerler

Gazi Baba Meyhanesi’nin hemen yanındaki Zindanaltı Meyhanesi de Edirne’nin güzel mekanlarından. Yine hafta sonları rezervasyonsuz sıkıntı yaşanılacağı unutulmasın. Daha salaş bir meyhane için Çalgılı Meyhane de önerilir. İçerisi yüzde doksan abiler olduğundan giremedim ama bence o meyhanede büyük potansiyel var. Meyhane dışında daha bar-pub tarzı düşünenlere Bands Bistro, Wagon, Queen, Fly Pub – Fly Lounge da akşamcıların notlarına düşülesi. Dediğim gibi ben buralara gidemedim ama gittikçe güncelleme vereceğim.

Edirne’den Ne Alınır?

Edirne’de turistik alışveriş gerek merkez, gerekse tarihi Alipaşa Çarşısı ve Bedesten‘de yapılıyor. Edirne’ye özgü yiyecek içecek ya da giyim-hediyelik eşya gibi olayların adresleri burası. Hiçbir şey almayacaksanız da bu iki yeri Edirne gezilecek yerler listesine alınız.Edirne gezilecek yerler

Edirnede’den ne alınır sorusuna gelecek olursak yöresel gurmelikte zirve için badem ezmesi, kavala kurabiyesi, hardaliye almamız şart. Bunlar için Edirne’de Keçecizade ve Arslanzade en meşhurları. Ezmecioğlu da vardı ama son gittiğimde kapandığını söylediler. Geriye kalan iki firma arasında Keçecizade’nin badem ezmesi, Arslanzade’nin kavala kurabiyesi iyi. Yemek dışında hediyelik eşya almak isteyenler için de aynalı süpürge ve kokulu meyve sabunları öneriyoruz. Zaten onları almayanın Edirne’ye gittiğini ispatlaması da çok güç.

Edirne’ye Ne Zaman Gidilir?

Yazın; Edirne’nin yazı Güneydoğu ile yarışır ve bu yüzden mayıstan sonrası benim için buraları unutma vaktidir. Tabii sıcağı seven varsa bu durum sorun değil. Yazın gitmenin tek iyi tarafı Kırkpınar Güreşleri’ne denk gelmek. Yağlı güreş takvimine bu linkten bakabilirsiniz. Güreşler temmuz ayı içerisinde gerçekleşiyor. Sırf bu yüzden gidemedim şu güreşleri izlemeye valla bu kez taşınabilir vantilatörümle gideceğim, ablanız kurban olsun size.

Kışın; Kış mevsiminin insan dövdüğü anlar yaşanıyor. Ocak ayında gittiğim vakit soğuktan gözlerimden akan yaşın akmadan donduğuna şahit oldum. Tabii yine de kışı yaza tercih ederim. Söz konusu bile olamaz. Kış insanı olarak da kışı kimseye yedirmem. Ayrıca 2018 şubatında Kukerlandia Festivali olacak. Diğer yıllar gerçekleşecek mi bilmiyoruz, göreceğiz.

Baharda; Geldik en güzel vakitler olan ilkbahar ve sonbahara. Özellikle ilkbaharda, nisan ve mayıs aylarında Kakava Şenlikleri, Bando ve Ciğer Festivali gibi yöresel etkinliklere denk gelmek mümkün. 2014’ün 26 Nisan’ında gittiğim Bando ve Ciğer Festivali’ne Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya’dan bando takımları gelmiş ve festivalin son günü meydanda ciğer pişirilmişti. Benim için bu tamam, daha fazla beklentim yok.

Edirne’de Nerede Kalınır?

Benim ilk tercihim Orduevi ya da Öğretmenevi olsa da gayet makul fiyatlara merkezde konaklama imkanı bulmak mümkün. Konaklamada seçme şansımın olmadığı bir seyahatim sırasında kaldığım Trakya City Hotel, biraz gürültülü olsa da merkezi konumda. Hemen yakınındaki bir Mimar Sinan eseri olan Kervansaray Otel de tercih edilebilir.

Edirne Gezilecek Yerler – Yakın Rotalar

Vaktim çok, farklı yerlere de gideyim diyenler Yunanistan ya da Bulgaristan’a gidebilir. Çünkü vizesi olana her yer Avrupa. Edirne’den Yunanistan’a nasıl gidilir, bu linkte. Yok şayet yurt içi gezmek niyetindeyseniz ve arabanız da yoksa Ece isimli otobüs firmasından biletimizi alıyoruz. ÇorluLüleburgaz-Babaeski-Havsa için 7 kişilik dolmuşlar kalkıyor buradan. Edirne-Çorlu arası biletler 20 tl ve yol yaklaşık 1.5 saat sürüyor. Servisler Rüstem Paşa Kervansarayı’nın tam karşısından kalkıyor ve otogara götürüyor. Servis konusunda dikkatli olunuz; muhakkak servis rezervasyonu yaptırınız ve saatinden erken kalktığı için erken gidiniz. Bahar aylarında son araba 21.00’da.

Balat Eminönü Arası İstanbul’un Yürüyüş Rotası

Eğer İstanbul’da yaşıyorsan muhtemelen İstanbul’u yaşamıyorsun demektir. Eğer şanslı azınlıkta isen, yani görebilme ve fark edebilme yeteneğini normal seviyenin üstüne çıkartabilmişsen, İstanbul’da yaşamaya başlamışsın demektir. Tebrik ederim. Şimdi hemen her gün kimi zaman vapurla, bazen otobüsle, bazen metrobüs ya da tramvayla etrafından bir şekilde geçtiğimiz yerlerin kendisine gitme zamanı. Kısacası İstanbul’u tanımak, anlamak ve sevmek zamanı.

Bu yazı İstanbul’un yürüyüş rotalarından sadece minik bir kısmı kapsıyor. Bu minik kısım süresince de devasa bir tarihe tanıklık ediyoruz.


Rota: Balat, Ayvansaray, Fener, Cibali, Eminönü

Ulaşım: Marmaray > T1 tramvayı > T5 tramvayı

Önemli not: Güzergah boyunca bazı kiliseler için özel izin gerekiyor. Bu kiliseleri ziyaret etmek için rehberli turlara katılım gösterebilirsin.


1. Gül Camii

Ayakapı’da yer alan Gül Camii bir Bizans yapısı. İstanbul’un camileri arasında bir inci gibi duruyor. Yapılış tarihi tam olarak bilinmeyen caminin adıyla da ilgili birçok rivayet var. Bu rivayetler arasında doğruluğa en yakını Theodosia ile ilgili olanı. Caminin adının gül olması, İsa ikonasının indirilişini önlemek isterken ölen Theodosia’yı betimliyor. İstanbul’un fethi sırasında Theodosia yortusu sebebiyle camiyi güller içinde bulan askerler camiye gül adını verince, günümüze de bu isimle geliyor.

Önemli not: Gül Camii yakın zamanda restorasyona gireceğinden bir süre kapalı olacak.

Konum Linki

2. Cibali Karakolu

İstanbul’un en kendine has sokaklarına sahip Ayakapı, her an şaşırtabiliyor. Buna alış. Önce Ayakapı kapısının yanında bir türbe görürsün. Bu türbe, Fatih Sultan Mehmed’in Sekbanbaşısı Abdurrahman Ağa’nın türbesidir. Sonra türbenin yanındaki bina karşılar seni. Bu bina ise Sultan 2.Mahmut döneminde yeniçeri karakolu olarak yaptırılan ve cumhuriyet sonrasına kadar karakol olarak kullanılan tarihi Cibali Karakolu’dur. Tarihindeki yeniçeriler ve silah deposu geçmişinin yanı sıra Türk Tiyatrosu’nun en kral oyunlarından biri olması da bu noktayı özel kılıyor.

Cibali Karakolu 2023 yılında müze oldu. İçinde tiyatro oyununa dair dökümanlar, oyundan bir sahne ve o sahnede harika bir Nejat Uygur heykeli var.

Giriş fiyatı: Ücretsiz

Saat bilgisi: 09.00-17.00

Konum Linki

3. Haliç Sanat

Osmanlı dönemine ait binaların restore edilmesiyle İstanbul Fener Evleri’ni kazandı, Haliç bölgesi de karizma. Zamanında ticaretle uğraşmış ailelerin evleri olan binalar İBB Miras’ın katkısıyla bugün varlığını yaşatmaya devam ediyor. Çağdaş sanat ile hayata dönen Fener Evleri, Haliç sanat konseptiyle farklı sanatçılara ev sahipliği yapıyor. Benim gittiğim zaman Tufan Baltalar’ın “Evsel Şeyler” sergisi vardı; ki bu denk geliş bana harika bir sanatçıyı da keşfettirmiş oldu.

Giriş fiyatı: Ücretsiz

Saat bilgisi: 09.00-17.00

Konum Linki

4. Aya Nikola Rum Ortodoks Kilisesi

Ayvansaray’dan Balat’a doğru geldiğimizde Balat’la Fener arasında, Haliç kıyısında yer alan bir kilise var. İsmi, kaldırımla aynı seviyede olduğu için yine önünden geçip giderken göremediklerimden muhtemelen. Aya Nikola, İstanbul’un en etkileyici ve farklı kiliselerinden biri. En belirgin özelliği ise iç kapısının üstünde yer alan kristallerle bezenmiş gemi maketi bulunması. Bu geminin içinde Hagios Nikolaos ile bir yaşlı, dört genç balıkçı bulunuyor. Kiliseyi farklı kılan özellik ise, adeta bir tünelden geçer gibi gidilen ve mahzeni andıran kısmı. Bu kısımda kilisenin yapıldığı yıldan kalma bir ibadethane bulunuyor.

Giriş bilgisi: Özel izin gerekiyor.

Konum Linki

5. Maraşlı Rum Okulu

Yunan tapınaklarını andıran görünümüyle dikkat çeken ama bulunduğu sokaktan geçmediğin sürece varlığından da haberdar olacağını sanmadığım Maraşlı Rum Okulu, Odessa’nın sayılı zenginlerinden Rum tüccar Grigoris Maraslis tarafından yaptırılıyor. Yapılış amacından hiç sapmamış ve halen ilkokul olarak faaliyet gösteren binanın yapımında ise trajikomik bir hikaye yatıyor. Maraslis Fener Rum Okulu kadar görkemli bir okul yaptırmak ister ve bu yapı için büyük bir para yatırır. Fakat kendisi sürekli İstanbul’da değildir ve okulu ancak bittiğinde görür. Görkemli Fener Rum Okulu’nun yanında sönük kalan yapıyı ‘bu mu yaptığınız okul’ diyerek beğenmez ve ne yaparsanız yapın ama adımı yazmayın diyerek posta koyar. Tabii artık iş işten geçmiştir, okul da bitmiştir. Bir süre kapalı kalan okul şimdi restorasyon sürecinde. Fakat yine de az sayıda öğrencisine eğitim vermeye devam ediyor.

Konum Linki

6. Fener Rum Patrikhanesi

Sıklıkla kırmızı bina olanını Fener Rum Patrikanesi sansak da aslında patrikhane aşağıdaki beyaz bina. Kanlı Kilise olarak adlandırılan bina ise kırmızı renkteki Fener Rum Lisesi. Constantinopolis Ekümenik Patrikhanesi olarak da bilinen Fener Rum Patrikanesi 6. yüzyıldan beri Ortodoksluğun merkezi kabul ediliyor. İstanbul Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi’ne bağlı olan bu binanın inşası 1836 yılında başlamış. Haliç’in hemen başladığı yerde -yani doldurulmadan önce aslında hemen deniz kenarına denk geliyor- tarihi deniz surlarında bulunan kilisede Bizans dönemine ait mozaikler ve kutsal emanetler görülebilir. Hatta içlerindeki 5. yüzyıldan kalan patrik tahtı, Hz. İsa’nın Kudüs’te kırbaçlandığı kabul edilen bir sütun ve üç azizeye ait tabutlar da kilisede bulunan değerli eşyalar arasında.

Giriş fiyatı: Ücretsiz

Saat bilgisi: 09.00-17.00

Konum Linki

7. Fener Rum Lisesi

İstanbul’da faaliyet gösteren çok az sayıda kalmış Rum eğitim kurumlarından biri olan Fener Rum Lisesi, 1881’de mimar Dimadis tarafından inşa edilmiş. Fener Rum Lisesi’nde okutulan dersler teolojik ağırlıklı, antik ve çağdaş felsefe, klasik filoloji ve edebiyattı. Ardından bu derslere klasik filoloji ve pedagoji eğitimi veren bölüm eklendi. Kuş bakışı görünümü bir kartalı andıran Fener Rum Lisesi’nin arsası, okul mezunu Moldovya Prensi Dimitri Kantemir’e ait.

Giriş bilgisi: Özel izin gerekiyor.

Konum Linki

8. Panayia Vlaherna Meryem Ana Ayazması

meryem-ana-ayazmasıBalat’a doğru giderken sağa dönüş gösteren Ayvansaray tabelasından içeriye girince karşına çıkacak Panayia Vlaherna Meryem Ana Ayazması’nı sen de muhtemelen ilk kez göreceksin. Zile basıyor, içeri giriyorum. Beni Natalie karşılıyor. Natalie kilisenin daimi çalışanı. Ama biz oraya gittiğimizde dolma sarıyordu o ayrı. İki lafın belini kırıyoruz, Natalie’yi pek seviyorum, ayrıca dolmalarda gözüm kalıyor. Kızım biz tarih için geldik dolma için değil diyorum ve başka bir görevli ile kilisenin içine giriyorum.

Ortadokslar su buldukları yerlere kilise yapar, bu yüzden ayazma olan her yerde su vardır ve orası Ortadokslara aittir. Bu cümleyi tek seferde ve ağır bir çekimde İlber Ortaylı edasıyla yazdım. Panayia Vlaherna Meryem Ana Ayazması’nın içinde 1500 yıllık aktif bir sarnıç var. Ve elbette buradan gelen suyun da kutsal olduğuna inanılıyor. Ayazmanın olduğu noktada lahit formunda bir mermer bulunuyor. Üzerinde Palindromik olarak Yunanca ”Sadece yüzünü değil, günahlarını da yıka” yazıyor. Bu cümleyi tersten okuduğumuzda da aynı anlama çıkıyor.

Şu an Ayvansaray’da bulunan Panayia Vlaherna Meryem Ana Ayazması aslında bundan yıllar yıllar önce Blakhernai Kilisesi olarak aynı yerde kuruluymuş. Fakat doğal afetler ve yangınlar yüzünden kilise yıkılmış ve 1960 yılında tekrar yapılmış. Kiliseyi geziyor, duamızı ediyor ardından tekrar Natalie’ye uğruyoruz. Aslen Antakyalı olan Natalie bize Antakya usulü kahve ve kurabiye ikram ediyor. 40 yıl hatrımızı da yanımıza alarak yola devam ediyoruz.

Giriş bilgisi: Özel izin gerekiyor.

Konum Linki

9. Özel Yuvakimyon Rum Kız Lisesi

Fener’de bulunan Yuvakimyon Lisesi, Fener Rum Lisesi ve Meryem Ana Kilisesi ile kesişim noktasında yer alıyor. Osmanlı döneminde inşa edilen bina bir dönem patriğin evi olarak kullanılmış. 1882’den 1988’e kadar da eğitim vermeye devam etmiş. Ekonomik açıdan dezavantajlı Osmanlı Rum ailelerin çocuklarının eğitim aldığı lise nadir de olsa şu an bienal zamanları açık olabiliyor.

Giriş bilgisi: Özel izin gerekiyor.

Konum Linki

10. Sveti Stefan Kilisesi

Aya Nikola Rum Ortodoks Kilisesi’nin hemen karşısında bulunan Sveti Stefan Kilisesi uzun yıllardır tadilatta olması nedeniyle gezilemiyordu. Bir Bulgar kilisesi olan Sveti Stefan Kilisesi nihayet ziyarete ve ibadete açıldı. Kilisenin bir diğer ismi Demir Kilise. Bu ismi almasındaki sebep ise yapımının tamamen demirden oluşması. Bulgar Eksarhlığı Ortodoks Kilisesi Vakfı Başkanı Vasil Liaze’nin söylediğine göre dünyada 3 tane demir kilise var. Bunlardan biri Arjantin’de, biri Avusturya’da, biri de Türkiye’de. Fakat hayatta kalan tek demir kilise olan ise sadece Türkiye’de. Sveti Stefan Kilisesi’nin ağırlığı 500 ton. Yapılırken de gemilerle taşınmış. Vidalarla denize sabitlenmiş. Denizin altında sabitlendiği noktada ise Brezilya menşeili olan ve suyun içinde yaşayan ağaçlar var. Kilisenin temele oturmasına bu ağaçlar sağlıyor.

Neogotik ve Neobarok etkilerinin görüldüğü Sveti Stefan Kilisesi, içeri ilk girilen andan itibaren gösterişiyle etkiliyor. İç yapıdaki etkileyici bölümlerin başında ise üst kat geliyor. Burada asıl amaç yapıyı gezmek iste hafta sonu gitmeyin önerisini yapayım. Özellikle üst kattaki vitray camların harika ışıklarını insan kalabalığından dolayı izlemek mümkün olmuyor. Sveti Stefan Kilisesi ile birlikte İstanbul’daki başka Bulgar kiliseleri de gezeyim eksik kalmasın dersen Feriköy’de Aziz Demetrius Kilisesi’ne de gidebilirsin.

Giriş fiyatı: Ücretsiz

Ziyaret bilgisi: Pazar günü 12.00’a kadar ayin düzenleniyor.

Konum Linki

11. Surp Hreşdagabed Ermeni Kilisesi

Burayı da İstanbul’un en sofistike kilisesi ilan ediyorum. Orijinal yapının yanmasıyla kilise mimar Melidon Ağa tarafından ahşap olarak yeniden yapılıyor. Fakat yeniden bir yangınla hasara uğrayan yapı II. Mahmut’un fermanıyla kargir olarak tekrar inşa ediliyor. Kilisedeki dikkat çeken unsurlardan biri Topkapı Sarayı’ndan getirildiği söylenen kapı. Ayrıca alt katta bulunan ayazmanın onarımında bulunan Surp Ardemios ve Surp Pepron isimli azizlerin relikleri de burada bulunuyor.

Giriş bilgisi: Özel izin gerekiyor.

Konum Linki

12. Ahi Çelebi Camii

ahi-çelebi-camii

Eminönü’nde bulunan ve genelde önünde otobüs beklediğimiz ya da bir şekilde geçtiğimiz Ahi Ahmed Çelebi Camii’yi önemli yapan 3 şey var. İlki, Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in maneviyatta sabah namazını kıldığı ve kıldırdığı camii olarak bilinmesi. İkincisi, Evliya Çelebi’nin ünlü seyahat rüyasını gördüğü cami olması. Üçüncüsü ise 1539 ve 1653’te çıkan yangınlardan sonra harap olmuş ve bu ikinci yangınından sonra Mimar Sinan tarafından tamir edilmesi.

Konum Linki

13. Bekri Mustafa Türbesibekri-mustafa

İstanbul Kanatlarımın Altında’yı izleyenler hatırlar Bekri Mustafa’yı. Hani Savaş Ay oynamıştı. Peki bunun onun türbesi olduğunu ve ona neden türbe yapıldığını biliyor musun? Bekri Mustafa, IV. Murad döneminde yaşamış; hazır cevap, nüktedan, aileden zengin ama kendini içkiye vermiş biri. IV. Murad’ın içki yasağı getirmesiyle şehri korku ve panik kaplamış, içki içen herkesin kellesi tez vurulmuş. Bu yasağa bir tek Bekri Mustafa uymuyormuş. Namı dilden dile yayılmış, içki içtiği padişaha kadar ulaşmış. İçkinin yasak olduğu ve fakat yaşadığı döneme ayyaşlığı ile damgasını vurmuş Bekri Mustafa, toplumun hoşgörüsü ile evliya lakabını kazanan isim de olmuştur aynı zamanda. İyi de ne alaka?

bekri-mustafa-241 yaşında ölen Bekri Mustafa, vasiyeti üzerine Eminönü’nde şimdiki Ahi Çelebi Camii’nin o zamanlar arka taraflarındaki meyhanelere yakın bir yere gömülmüş. Fakat gömüldüğü yıllarda orası bir deniz kenarı iken gel zaman İstanbul, açık bir otoparka dönüşmüş ve Haliç’in kıyı şeridinin bir kısmına otopark yapılmış. Lakin bir minik kulübe varmış otopark alanının içinde…İşte arabayı önüne koyduğumuz,  İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin arkasında; Tarih Vakfı’nın duvarına bitişik olan o kulübede ayyaş ama türbesi bulunan Bekri Mustafa yatmakta.

Konum Linki

14. Yeni Camii
yeni-cami

Yeni Camii, diğer ismiyle Valide Sultan Camii (Aksaray’daki camii de bu ismi taşımakta) 1597 yılında Safiye Sultan’ın emri ile yapılır. Bu yüzden de İstanbul’da Osmanlı ailesi tarafından yaptırılan büyük camilerin son örneğidir. Türk mimari örnekleri içinde yapımı en uzun süren cami olarak bilinir. Çokça kez mimar değişikliğine uğramış ve nihayetinde  IV. Mehmed zamanında bitirilebilmiştir. Onu gören herkes ne kadar heybetli durduğunu hemen fark eder. Çünkü mimarisinde ilk dikkati çeken şey Yeni Camii’nin heybetidir. Nedeni, kubbelerinin yüksek yapılması ve yan cephelerinin revaklı oluşu. Benzer bir mimariyi Mimar Sinan’ın Şehzade Camii ve Sedefkar Mimar Mehmed Ağa’nın Sultanahmet Camii kubbelerinde görürüz. Fakat Yeni Camii’deki fark, kubbenin piramidi andırır şekilde yükselmesidir ve bu ana kubbeyi dört fil ayağının taşımasıdır. Bu tarzıyla benzerlerinden ayrılır. Aslında Yeni Camii’nin merdivenlerinden direkt denize girilebilirdi. İstanbul eğer doldurulmuş olmasaydı. Çünkü Yeni Camii, yapıldığı ilk yıllarda deniz kenarına inşa edilmişti. Konum olarak ‘denize sıfır’ denilen o betimlemeye uyuyordu. Fakat denizler doldurulmaya başlanınca şimdiki görünümünü aldı. Yine de, her haliyle güzel elbette.

Konum Linki

15. Kantarcılar Caddesi

Eminönü’nden 567878 kere geçmiş olup da bu caddeye nasıl girmemiş olabilirim bilmiyorum. Olaylar tamamen internette kahve değirmeni almak isterken kendimi burada bulmamla gelişti. Kantarcılar Caddesi, her türlü zanaatin yer aldığı bir cadde. Demirci, bakırcı, çelikçi, şekerci…Offline hepsiburada.com yani öyle anlatayım. Ben de kahve değirmeni almak isteyince Tarihi Değirmenci Sözen’in yolunu tuttum. Hafta içi 18.00’a kadar açık olan Tarihi Değirmenci Sözen’de kahve değirmenleri 55 TL’den başlıyor. Dükkan pazarları kapalı. Kantarcılar Caddesi’ni dümdüz yürüyünce de Unkapanı’na varılıyor. Oradan da ver elini Tarihi Unkapanı Pilavcısı.

Konum Linki


Bu yazıyla ilgili olan diğer yazılar

Beyazıt Eminönü Arası İstanbul’un Yürüyüş Rotası

Sultanahmet Samatya Arası İstanbul’un Yürüyüş Rotası

İstanbul’un Türbeleri: Yahya Efendi Türbesi

İstanbul manzarası, kültürü, sokakları, renkleri ile ne kadar ünlüyse türbeleri ile de ayrı, dahası ayrıcalıklı bir yere sahip. Yedi tepeli şehrin daimi istirahatgahları olan türbeler hem inancın hem de kültürün yolculuğu oluyor. İstanbul’un türbeleri arasında en önemlilerinden biri olarak sayılan, benim de çok sevdiğim Yahya Efendi Türbesi’ni anlatmak istiyorum. Yahya Efendi Türbesi, nazarımca kendimi en yakın hissettiğim, ara ara kendimi orada otururken bulduğum özel bir yer. Eyüp Sultan Türbesi, Yuşa Hazretleri Tepesi, Aziz Mahmud Hüdayi Türbesi ile İstanbul’un 4 büyük türbesi arasında yer alan Yahya Efendi Türbesi’nin fazileti ve Yahya Efendi’nin nasıl biri olduğuna dair hazırsanız yolculuğa başlıyoruz…

Yahya Efendi Kimdir?

Yahya Efendi denildiğinde akla onunla eş zamanlı gelen isim Kanuni Sultan Süleyman olacaktır. Kanuni Sultan Süleyman’ın süt kardeşi olan Yahya Efendi devrin ileri gelen mutasavvıf, âlim ve şairidir. Beşiktaşlı Yahya Efendi Hazretleri, 1495’te Trabzon’da dünyaya gelmiş. Babası Sâmi Ömer Efendi Trabzon’da kadılık görevi yapmakta idi. O dönemde Sultan II. Bâyezîd’in oğlu Şehzade Selim (Yavuz) ise Trabzon’da sancak beyiydi. Yahya Efendi’nin doğumundan birkaç gün sonra Şehzade Selim’in oğlu Süleyman’ın dünyaya geldi. Süleyman’ın annesinin sütü yetmeyince, Yahya Efendi’nin annesi Afife Hatun, Süleyman’ı da emzirir ve Yahya Efendi ile Şehzade Süleyman böylece süt kardeşi olur.

Beşiktaşlı Yahya Efendi Hazretleri’nin zaman zaman Hızır Aleyhisselâm ile buluştuğu rivâyet edilir. Yahya Efendi Türbesi’nin bulunduğu yerin Mecmau‘l-Bahreyn (iki denizin buluştuğu yer) olarak adlandırılması da buradan kaynaklıdır.

Yahya Efendi ile Hızır Aleyhisselam’ın Karşılaşması

Yahya Efendi’nin Hızır ile buluşup görüştüğünü bilen Kanuni Sultan Süleyman, Yahya Efendi’den sürekli kendisini Hızır ile tanıştırmasını ister. Bir gün Yahya Efendi ve Kanuni, kayıkla Boğaz’da gezmeye çıkmışlar. Yahya Efendi yanında bir ahbabı ile gelip kayığa binmiş. Birlikte giderlerken, Yahya Efendi ahbabı ile sürekli dini sohbet etmiş. Durumdan sıkılan Kanuni ise sürekli elindeki değerli yüzüğü ile oynuyormuş. Şeytanın işi yok ya, yüzük birden elinden fırlayıp Marmara’nın serin sularına gömülmüş. Kanuni duruma sıkılmış ama padişah olduğu için de bir şey belli etmek istememiş. Yüzüğünün denize düşmesini adamın can sıkıcı konuşmalarına yormuş.

Adam sürekli olarak Kanuni’ye bakıyormuş…

Bir müddet gittikten sonra, o zat inmek istediğini bildirince, kayık kıyıya yanaşmış. O zat ineceği sırada denizden bir avuç su alıp Sultan’a uzatmış. Avucundaki suda, biraz önce denize düşürdüğü yüzük varmış.

Yahya Efendi hariç, kayıkta bulunan herkes çok hayrete düşmüşler.

Kanuni elini uzatıp yüzüğü alınca, adam birdenbire gözden kayboluvermiş.

Kanuni, Yahya Efendi’ye dönerek:

-Ağabey, neler oluyor?” diye sormuş.

-O gördüğünüz Hızır Aleyhisselam idi, cevabını vermiş Yahya Efendi.

Kanuni bunun üzerine:

-Bizi niye tanıştırmadınız? diye sorunca, Yahya Efendi şöyle cevap vermiş: “O size kendini anlattı, ama siz onu fark etmediniz. Zira Hızır Aleyhisselâm hazıra görünür. Eğer siz, onunla görüşecek vasıfları hâiz değilseniz, o kendisini sizden gizler!”

Yahya Efendi, denizciler için de önemli bir yere sahipti. Duası makbul olan bir zat olduğunu bilen denizciler ve balıkçılar, her gün sabah namazından sonra dergahın önüne teknelerle yanaşır ve ondan dua isterdi. Yahya Efendi duasını bitirdikten sonra eliyle denizi işaret eder ve “Eyyam ola” diye denizcileri uğurlardı. Bugün, günümüzde ‘iyi şanslar’ olsun anlamına gelen denizcilik terimi ‘heyamola’ kelimesi de işte bu ‘eyyam ola’ sözünden gelmiştir.

Yahya Efendi Türbesi Hakkında

Yahya Efendi Türbesi, Yahya Efendi Tekkesi’nin hemen yanında yer alıyor. 1571 yılında Mimar Sinan tarafından yapılıyor. Tek kubbeli bu yapı tekke, tevhithane ve medreseden oluşan bir külliyenin içinde bulunuyor. Yahya Efendi, 4 Mayıs 1571 yılında hakka kavuşunca 2. Selim tarafından hürmeten kabrinin üzerine türbe yaptırılıyor. Zamanla bakıma ihtiyaç duyan türbenin onarılmasında ise 2. Mahmud, Pertevniyal Valide Sultan, 2. Abdülhamid’in imzası bulunuyor. Günümüzdeki halini ise Pertevniyal Valide Sultan tarafından yaptırılan bakım onarım işleminden sonra alıyor.

Ahşap bir mimariye ve kalem işleri ile bezeli el işçiliğine sahip türbenin içerisindeki hazireye (mezara) birçok tarikat ehli, devlet ricali, ulema, hanedan ve saray mensubu şahıs 16. yüzyılın ikinci yarısından itibaren gömülmüştür. 19. yüzyıl zamanlarında ise Osmanlı Devleti’nin üst tabakasının mezarlığına, daha sonra da padişahın aile mezarlığına dönüşmüş.

Yahya Efendi Türbesi’nden Yahya Efendi’nin sandukasının dışında 11 tane daha sanduka bulunuyor. Türbe çevresinde yer alan kabirlerde ise Yahya Efendi’nin torunları, hanedan mensupları, şehzadeler, türbedarlar yatıyor. 2. Abdülhamid ve Adile Sultan’ın maiyeti ile Kanuni Sultan Süleyman’in kızı ve Yahya Efendi’nin manevi kızı “Tasasız” Raziye Sultan da buraya defnedilmiştir.

Yahya Efendi Türbesi’nde Sandukası Bulunanlar

  • Yahya Efendi
  • Yahya Efendi’nin annesi Afife Hatun
  • Yahya Efendi’nin büyük oğlu İbrahim Efendi
  • Yahya Efendi’nin küçük oğlu Şeyh Ali Efendi
  • Yahya Efendi’nin eşi Şerife Hatun
  • Derviş Ali Efendi
  • Kanuni Sultan Süleyman’in kızı ve Yahya Efendi’nin manevi kızı “Tasasız” Raziye Sultan
  • Şeyh Hasan Efendi
  • Şeyh Mehmet Nuri Şemseddin Efendi
  • II. Abdülhamid’in kızı Hatice Sultan
  • II. Abdülhamid’in oğlu Bedreddin Efendi

Yahya Efendi Türbesi’ne Nasıl Gidilir?

Yahya Efendi Türbesi İstanbul’un en merkezi konumlarından biri olan Beşiktaş’ta bulunuyor. Çırağan Sarayı’nın hemen karşısında yer aldığı için ulaşım olarak oldukça kolay bir noktada. Beşiktaş’a gelen vapur ya da motorlarla Beşiktaş İskelesi’nden yürüyebilir, otobüs ve dolmuş ile gelindiğinde yine iskele yönünden Çırağan’a doğru yürüyebilir ya da Ortaköy otobüsleri ile Yahya Efendi Türbesi’ne varılabilir. Beşiktaş İskelesi’ni baz alarak yüründüğünde 10 dakika kadar kısa bir sürede türbeye varılıyor.

Göbel Kokoreci Yemişimdir: Acil Olarak Göbel’i Gastronomi Durağı Yapın

Göbel ismini aşırı yiyicilerden sıklıkla duyar ama şimdi oraya mı gideceğiz bir kokoreç için derdim. Bu durum uzun yıllar değişmedi ve Balıkesirli olmama rağmen Göbel’e çok sonraları gidebildim. Bunda tabii ki yediğim ilk kokoreci beğenmeyip bu sevdayı üstelememem de etkiliydi. Ama gel gelelim Göbel kokoreci bu işe noktayı koydu. Bu ülke başta kokoreç olmak üzere et ve meze konusunda Göbel’i gastroturizm merkezleri arasına sokmazsa üzülürüm. Kırılırım. Kabullenemem.

Göbel mi, Göbel şey değil mi ya Joseph Goebbels! Var mı bu ismin bir alakası diye araştırmadım değil ama bir bağlantı bulamadım neyse ki. Konumuza geri dönecek olursak neden oturduğumuz yerden kalkıp Göbel’e kokoreç yemeye gidelim ki diyecekler için -eğer aralarında bir kokoreç gurmesi varsa sözüm meclisten dışarı- bazı nedenler var.

Göbel Neresi? Göbel’e Nasıl Gidilir?

Göbel, Balıkesir’de ve Susurluk’a bağlı. Göbel ile Susurluk arası 15 km. Göbel’e gitmek için ben bulunduğum yerden, Erdek’ten yola çıktım ve araba ile yaklaşık 60 km sonra Göbel’e varmış oldum. Arabasız gitseydim birden fazla aktarma yapacaktım bu yüzden araç, işi şanslı yapıyor. Göbel’e gidiş yolumda önce Manyas Kuş Cenneti’ne uğramak istedim. Eğer merak ediyorsanız Göbel ile Manyas Kuş Cenneti arası yaklaşık 1 saat sürüyor. Göç zamanı gidilince çok daha iyi olacağın eminim ama ben gittiğimde kuşlar oturmuş ve içerideki müze kapalı olduğu için o alanı gezememiştim.

İstanbul’dan Göbel’e gelmek için Bandırma İdo Feribotlarını kullanacaklar Susurluk istikametine doğru gidecek ve Manyas Kuş Cennetini geçtikten sonraki birkaç km ileride sağdaki Göbel tabelasına doğru yönelecek.

Göbel Kokoreci Nerede Yenir? Göbel Kokorecinin Olayı Ne?

Göbel kokoreci yemek için gitmeden araştırdığım sonuçlar neticesinde yolun beni Gizli Bahçe’ye götürmesinden başka şansı yoktu. Göbel’e hoş geldiniz tabelasından içeriye girince 200 metre ileride, sağda yer alan Gizli Bahçe adı gibi bir yer. Kocaman bahçesinde, kamelyalar içerisinde sizinle ilgilenen çalışan menüsüz tak tak sayıyor yiyecekleri. 40 kadar meze çeşidi var ve burası bir et cenneti olsa da masadan kalkarken bir gün de sadece meze yemeye geliriz diyeceğinize eminim.

Balıkesir’in kuzuları meşhurdur bunu Hannibal’lar (asdafafa gönderme yaptım inceden) iyi bilir. O yüzden her şeyden önce göklerden gelen bir karar gibi etlerden gelen bir kalite var. Yine bu bölgede iyi et yapanların özgeçmişlerinde Göbel mezbahasında çalışmak varsa bu bir artı olarak nitelendiriliyor. Bu tabloya göre Gizli Bahçe’de kokoreç ile birlikte et söylemek de adetten haliyle.

Kokoreç fiyatı 25 tl olan Gizli Bahçe, iyi yemek yiyip uygun fiyatlar görebileceğiniz bir yer. Bu arada sadece yemekler değil, çalışanlar da çok kıyak insanlar. Çayları dağıtan Ahmet abi ve kod adı Pusat mesela… Böyle hizmette iletişimin önemini bilen ekipleri bulmak da başarı.

Bir Şeyleri Kiralama İsteği Hiç Bu Kadar Popi Olmamıştı

Tatilde kiralama kavramı herhalde var olduğu zamandan bu yana geldiği noktaya kendisi de şaşırıyordur. Normalleşme süreci başlasa da hala yayılma hızı güçlü olan Covid-19 nedeniyle tam da normal olamıyoruz. Her şey normalmiş gibi davranmamak da fayda olduğunun bilincinde olarak, e bir yandan evde olmaktan ve kısıtlanmaktan sıkılan bünyelere de hak vererek izole davranışlar sergilenmesi bir derece makul gibi. Maske ve sosyal mesafe hayatımızın vazgeçilmezi olmuşken dip dibe olmadan, kimlerle temas etmiş bilmediğimiz birileri ile yakınlaşmadan -ki bu tanıdığımız biri hatta en yakın arkadaşımız dahi olabilir- kısaca sosyalleşmeden sağdan sağdan tatile çıkacaksanız çıkın. Sahillerde öyle lütfen yan yana havlu atıp güneşlenmeyin, denizlerde dip dibe yüzmeyin, hele maskesiz hapşırma öksürme falan bunlar yürek yeme hareketleri bunlara dikkat edin. Kendi kompakt çevreniz içerisinde teması azaltarak yapabileceğiniz tatiller belki iyi gelecektir size az da olsa bu yüzden bu senenin gözde tatil alternatifi bir şeyleri kiralama modelini düşünebilirsiniz. Çünkü şu an bir yerlerde hiç bilmediğim birileri bir şeyler kiralıyor. Villa kiralama, tekne kiralama, araç kiralama, karavan kiralama, çadır kiralama, efendime söyleyeyim ada kiralama gibi kiralama seçenekleri hiç olmadığı kadar ünlendi bu sene. Belki bu yukarıdaki izoleliğe sahipseniz, kimseye zararınız olmadan siz de bir şeyler kiralayıp azıcık nefes alabilirsiniz.

Tekne Kiralama

Bu yazının ilk kiralaması tekne olmak zorunda çünkü benim için tüm kiralıklar kiralık ama tekne tapulu bir seçenektir. Bir tatilde, hele hele yaz tatilinde bir şeyler kiralanacaksa bence diğerleri benim için bir seçenek değil ama yine de kendimi ikna etmeye çalışacağım. Tekne kiralama seçeneği pandemi sonrası, üstelik yaz da başlamışken çok popüler oldu. Sosyal medyada bol bol tekne kiralama reklamı görmemiz bu yüzden. Tekne kiralama modeli ile tatil şu aralar çok talep alıyor ve bunda kendisinin vazgeçilmez bir tavrı olması büyük etken. Çünkü izole, çünkü teması minimum, çünkü dört taraf deniz, çünkü ne makyaj yapmanıza gerek var ne her gün başka kıyafet giymeye, çünkü doğal, çünkü serin. Bir tekne yaşantısı için sonsuz çünküler kurabilirim şu anda. O yüzden deniz insanıysanız sizin de tekne kiralamak bu yazın tatil düşünceniz olabilir. Ege ve Akdeniz, tekne tatili için iki ideal yer. Özellikle 4 günden 7 güne kadar olan dilimlerde muazzam koylara demir atma şansınız var. Eğer aynı yerde ve sürekli denizde olmaktan sıkılmam derseniz süreyi daha uzun da tutabilirsiniz. Tekne kiralamak için kiralayacağınız şirket ve yola kiminle çıkacağınız gibi iki mühim konu var. Bir deniz insanı olarak hayatım boyunca yaz tatillerimde tekne kiraladım. En iyi tekne arkadaşımın teknesidir dedim ama yazıklar olsun öyle bir arkadaşım yok işte. Tekne kiralamak için az önceki iki önemli husus neden önemli kısaca açıklayalım. Güvenilir bir tekne kiralama şirketi sizi her şeyiyle bilgilendirir ve hangi gün hangi koyda yüzeceksiniz, teknede nasıl davranmalısınız, hangi gün ne yemek var gibi birçok detayı size söyler. İkinci önemli konu ise teknedeki ortamınız. Size başına bir olay gelmiş kardeşiniz olarak teknede olacağınız kişileri seçerken seçici davranmanız gerektiğine kulak verin. Hele ki şu dönemde zaten tekneyi doldurmak için birilerini çağırmak yerine birileri ile temas etmemiş kişileri seçin ama bu kişiler de alakasız olmasın tabii. Anlaşamadığınız, kafa yapısı hatta tatil tarzı uymayan yol arkadaşları gerçekten çekilmiyor. Teknesine göre değişmekle birlikte en fazla 5 kişi bir tekne için idealdir. Biraz fazla para verin rahat edin benden demesi.

Villa Kiralama

Bu benim hayatımda hiç yapmadığım bir şey çünkü çok kişi toplaşıp bir villaya kapanma fikri bana hiç yakın değil. Gerçi burada villanın konumuna göre işler değişir. Eğer denize yakın bir villa kiralayacaksam bir derece bu seçeneğe sıcak bakabilirim. Ya da villa da kendine özel alan olabilecekse (iki dakika kafa dinlemek isterken bir odadan biri çıkmayacaksa) daha makul olabilir. Türkiye’de muhteşem villalar var ve elbette bütçeye göre villa tipleri de değişir ama ben gidip en pahalısını beğeneceğim için bu skalada yanan ben olurum. Yine de ailece, akrabalarca, yine temas etmediğini bildiğiniz evde kalmış arkadaşlarınızla (her anlamda) villa kiralayarak bu senenin tatilini böyle kendi izole dünyanızda gerçekleştirebilirsiniz ki villa kiralama seçeneği de tıpkı tekne kiralama gibi geçen senelere göre artış göstermekte. Villa kiralamak için yine teknede olduğu gibi güvenilir adresler ve referanslara bakmanızda fayda var.

Karavan Kiralama

İşte bu da olmadı yani biri de demiyor ki Gizem gel karavan kiralayalım. 2,3 hadi en fazla 4 kişi ile bir karavan kiralamak ve Ege kıyılarını gezmek güzel olurdu be. Yani 54 odalı lüks villalara sığamadım da teknenin kamarasına karavanın odasına sığdım o da ayrı. Hoş ben araba yolculuğunu sevmiyorum ama karavan bu duygunun ötesinde biraz. Karavan kiralama belki rahatına çok düşkünler için seçenek olmayabilir. Sürekli ufak bir alanda kalmak ve sürekli yer değiştirmek bana göre değil diyenler de olabilir. Benim gibi araba yolculuğunu sevmeyen birileri de olabilir ama eminim karavanın keyfi bir araba yolculuğundan çok daha fazlası. He, cefası da vardır mutlaka ama yine de yolculuğu seven herkesin sevebileceğini düşünüyorum. Tek şoförle yola çıkacak ekipteki o tek şoför hariç asdfafg.

Çadır Kiralama

Uygun fiyatlı olması, birçok kamp alanının bulunması çadır seçeneğini oldum olası cazip kılmıştır memlekette. İstanbul’a yakın yerler genelde hafta sonu şehirden kaçanların çadır rotası oluyor. Mesela İstanbul’a yakın, Keşan’ın İtalyan Koyu buna çok iyi bir örnek. Sadece macera ya da doğa severlere değil aslında birçok segmente hitap ediyor. Bu sene de çadır kiralama ve daha lüks, tıpkı otel odası gibi olan glamping campingler artış gösteriyor. Ben klasik çadırlarda değil de şu glamping campinglerde kalmayı isterim ne yalan söyleyeyim.

Araç Kiralama

Hiç olmadığın kadar popi yaptın be araç kiralama, sana da helal olsun. Nasıl ama araç kiralama şeklim, ben kiralayacaksam işte böyle kiralarım. Keşke araç kiralama şirketim olaydı demedim değil bu dönem. Toplu taşıma kullanamadığımız, kullanmaya çekindiğimiz böylesi bir dönemde ben nasıl araç kiralama şirketi sahibesi değilim buna anlam veremiyorum. Evden çalışan, ofise gitmek zorunda olan, arabası olmayan çoğu kişi araç kiralama seçeneğini düşünüyor ve daha güvenli bir yolculuk yapıyor. Eğer araç kiralamak istiyorsanız bilindik markalara güvenip dezenfekte işlemlerinden geçip geçmediğine bakabilirsiniz.

Bisiklet Kiralama

Büyük şehirlerde, özellikle İstanbul’un sahil kısmında bisiklet kiralayarak bir yerlere giden çok insan gördüm. Eğer alakasız ofis lokasyonu yoksa ofise gitmek zorunda olanlar arasında bisiklet kiralayarak gitmeyi tercih edenler oldu. Her zaman görmek istediğimiz manzaralar olsa da pandemi döneminde bisikletin hak ettiği değeri daha çok görmesi sevindirici. Daha bireysel, çevre dostu ve sportmen bir ulaşım aracı olması kendisini sempatik yapmakla birlikte tatil yerlerinde de bisikleti olmayan çoğu insan saati 10 TL’den başlayan (benim olduğum yerde saati 10 TL, diğer saatler 5 TL) bisiklet kiralayarak tüm gün dilediği yere gidiyor.

HES KODU ALMAK, NE ZAMAN ALMAK VE NERELERDE KULLANMAK KONUSUNA DAİR

HES kodu uygulaması koronavirüs sonrası gündeme geldi ve seyahatler için şart oldu. Android ve IOS telefonlarda Hayat Eve Sığar uygulaması ile alınabildiği gibi SMS ile de alınabilen HES kodu nasıl alınır sorusundan ziyade, nerelerde gereklidir sorusu daha çok sorulur oldu. Seyahat yasakları kalktıktan sonra ben de HES kodu aldım. İstanbul’dan şahsi aracımla seyahat ederken elimde dursun diye aldım dersem daha doğru olur. Özellikle uçak ve otobüs seyahati için lazım olan HES kodu sadece Türk firmalarını mı ilgilendiriyor yoksa global markalar için de geçerli mi bu konu arada kalmış gibi.

HES KODU NASIL ALINIR?

Hayat Eve Sığar mobil uygulamasını telefonunuza indiriyor ve HES kodu işlemlerinden kolayca kodu alabiliyorsunuz. Ya da aralarında boşluk olacak şekilde HES, T.C. kimlik numaranız, kimlik seri numaranızın son 4 rakamı ve HES kodunuz için geçerli olması gereken gün sayısını (1 yıl süreyle almak isterseniz süre belirtmeyebilirsiniz) yazıp (Örnek: HES 12345678901 5376 10) 2023’e SMS gönderip de alabilirsiniz.

NEDEN HES KODU ALIYORUZ?

Koronavirüsün yayılmasını engellemek için bir tür bariyer görevi görüyor bu kod. Salgına yakalanmış ve teması bulunan yolcular uçağa ya da otobüse kabul edilmiyor ve seyahatleri öncesi bilgilendiriliyor.

HES KODU NERELERDE ZORUNLU?

Uçakla seyahat edecekler; HES kodu tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için yurt içi uçuşlar ve Türkiye çıkışlı yurt dışı uçuşlar için zorunlu. Fakat burada bilinmeyen mevzu yurt dışı uçuşlarda sadece yerli markalarda mı bu kodun alınacağı. Yoksa global markalarda da kodu almak gerekiyor mu? Global markaların bundan haberi var mı? Eğer konuyu bilen varsa yorum bırakırsa sevaba girecektir.

HES kodlarının kontrolü uçuşa 24 saat kala yapılıyor ve Sağlık Bakanlığınca seyahatine onay verilmeyen yolcular uçuşa kabul edilmiyor.

HES kodu dış hat bağlantılı iç hat uçuşlarda zorunlu değil.

Otobüsle seyahat edecekler; Uçaklarda olduğu gibi otobüs firmalarında da HES kodu uygulaması zorunlu.

Tren ve feribot ile seyahat edecekler; Uçaklarda ve otobüslerde bu uygulamanın daha net olarak uygulandığını gözlemlediğim. Her ne kadar koronavirüs sürecinde tren yolculuğu yapmamış olsam da bir kez gemi yolculuğu yaptım ve onda HES kodu sorulmadı. Belki İDO feribotlarında soruluyordur ama adalar feribotlarında yaptığım yolculukta bu kodu ibraz etmem istenmedi.

HES KODUNUN SÜRESİ VAR MI?

HES kodu belirli bir süre boyunca geçerli ya da süresiz olabiliyor. Ben süresiz olarak aldım ve o süresiz de zaten 1 yıl geçerli oluyor. HES kodunun son seyahat bitiş tarihinden itibaren en az 7 gün daha geçerli olması gerekiyor.

Bebekler için HES koduna ihtiyaç yok ( 2. yaşına girmemiş şartı bulunuyor)

HES KODU BİTERSE YENİSİ NE ZAMAN ALINIR?

HES’i aldık ve süresi bitti. O zaman tekrar HES alabilir miyim sorusunun cevabı evet. Aynı işlemleri tekrar yaparak kodu alabiliyoruz.

Hıdırellez Nedir? Hıdırellez ve Hızır ile İlyas’ın Hikayesi

Geldi çattı yine Hıdırellez zamanı. Bu sene ateşlerden atlayamayacağız, deniz kenarına gidip dileğimizi suya bırakamayacağız ve en güzel Edirne’de Ahırkapı’da göbekleri atamayacağız. Ama korona var diye dileğimizden de olacak değiliz. Hıdırellez 2020 için belki güzellikler getirir, bize bir minnoşluk yapar ve dileklerimizi yerine getirir. Tıpkı 2017 senesindeki dileğimin bir hafta sonrası gerçekleşmesi gibi.

Hıdırellez Nedir?

Yazın gelişini simgeleyen Hıdrellez (Hıdrellez) bize ağaçları, meyveleri, ısınan havayı ve yeşeren umutları getirmeyi temsil eder. Hıdırellez nedir sorusunun cevabını kısa olarak vermek biraz zor olsa da hikayeleri ve ritüelleri ile başlı başına bir gelenek olduğu için sade ama çok da kısa olmadan anlatmayı seçiyorum.

Hıdırellez, Hızır ve İlyas’ın yeryüzünde buluştukları gün olarak bilinir. Bu yüzden, kutsallığı adına birçok şehirde benzer kutlamalarla kutlanır bu özel gün. Orta Asya, Ortadoğu ve Anadolu’da kutlanan baharı karşılama bayramı olarak bilinen Hıdırellez’de dilek dilemenin sebebi ise darda kalanların yardımcısı olduğu düşünülen Hızır ile denizlerin hakimi olduğuna inanılan İlyas’ın yeryüzünde buluştuklarına dair o inanç. Gregoryen takvimine yani Miladi takvime göre 6 Mayıs, Rumi takvim olarak da bilinen Jülyen takvimine göre 23 Nisan Hıdırellez günü olarak biliniyor. 6 Mayıs’tan başlayıp 4 Kasım’a kadar olan süre Hızır Günleri adıyla yaz mevsimini, 8 Kasım’dan 5 Mayıs’a kadar olan süre ise Kasım Günleri adıyla kış mevsimini oluşturuyor. Bu yüzden 5 Mayıs günü gecesi kış mevsiminin bitip sıcak yaz günlerinin başladığı anlamına geliyor. Biz de memleketçe Hıdrellez’i 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece kutluyoruz. Hıdırellez ayrıca Hristiyanlarda baharın ve doğanın uyanmasının ilk günü olarak kabul ediliyor.

Hıdırellez Ne Zaman Kutlanır?

Hıdırellez 2020 yılında 5 Mayıs Salı akşamı başlayacak, 6 mayıs Çarşamba ikindi ezanında bitecek.

Hıdırellez’de Neden Gül Ağacına Dilek Dilenir?

Gül ağacı bereket getirir inancı ile Hıdırellez zamanı dilekler gül ağacının dibine gömülür ya da konur ya da bağlanır. Genel olarak gül ağacının dibine para konur ama bu sizin hayattan ne beklediğinize göre de değişir elbette. Ama yine de dileğiniz ne olursa olsun adettendir diyerek gülün dibine bir lira bırakabilirsiniz. Hızır ve İlyas kelimelerinin birleştirilmesi sonunda ortaya çıkan Hıdırellez, bu ritüelin ışığında tüm Anadolu, Kırım ve Azerbaycan ile Orta Doğu ve Balkan ülkelerinde bir bayram olarak kutlanır. Bende gül ağacı yok olmaz mı diyen olursa bu konu sanırım tartışmaya açık değil. Gül ağacı şart. Ama niyet de önemli. Kırmızı bir şeylerin içine dileğinizi koymayı da deneyebilirsiniz.

Hıdırellez’de Neden Ateş Üstünden Atlanır?

Hıdırellez demek ateşin üzerinden atlamak demek. Çocukken mahallede ateş yakar üzerinden atlardık. Büyüdük, aynı şeylere devam ediyoruz ama bu sene hep birlikte toplanıp ateşten atlamak ne yazık ki mümkün olmuyor. Peki neden Hıdırellez’de ateş yakıp üzerinden atlıyoruz. Aslında bu da bir tür dilek dileme yöntemi. Ateş üzerinden atlayarak hastalıklardan ve nazardan korunduğuna inanıldığı için bu gelenek böyle süregelmiş. Belki de ihtiyacımız olan tam da budur.

Hıdırellez’de Nasıl Dilek Dilenir?

Hemen yukarıda da dediğim gibi bir adet gül ağacına ihtiyaç var Hıdırellez dileğini yerine getirmek için. Hıdrellez gecesi Hızır’ın uğradığı yerlere, yani dışarıda açık alanlara dileğimizi koyuyoruz. Kimi zaman yemek, para kesesi gibi şeyler de konuyor. İsteyen dileğini bir kağıda çizebilir (ev ya da araba gibi), isteyen sadece para koyabilir ve tüm dileklerini Hıdırellez gecesi gül ağacının altına koyar ya da dalına asar. Ateş üzerinden atlama da gül ağacı ritüeli gibi dilek dilemek için yapılır. Dileğiniz yerine geldiğinde ise dileğinizi astığınız ya da koyduğunuz yerden alıp denize atmanız gerekiyor.

Hızır ile İlyas’ın Hikayesi

Bileniniz vardır ama Hıdırellez’in iki önemli ismini ayrıca anlatmak gerekir. Hızır ile İlyas’ı. Hikaye şöyle: Hızır peygamber Allah’ın kendisine verdiği güçlerle ona yüklenen görevleri yerine getirmek için dünyayı dolaşmaya başlar. İlyas Peygamber de bu yolcuklardan birine katılmayı istediğini dile getirir. Hızır Peygamber, İlyas Peygamber’e döner ve ona şöyle der; “Bu yolculuğu yapamazsın. Benim Allah’ın bana verdiği bazı görevleri yapmam şart. Oysa sen bunlara vakıf değilsin. Beni meşgul eder soru sorarsın. Ne yazık ki bununla mükellef değilim.” Bu sözün üzerine İlyas Peygamber, Hızır Peygamber’in isteklerini yerine getireceğine dair söz verir ve soru sormayacağını söyler. Yolculuğa çıkan Hızır ile İlyas peygamber bir su kenarına gelir. Karşıya geçmeleri gerekmektedir ve sandalcıyı görürler. Fakat ona verecekleri paraları yoktur. Karşıya geçmek istediklerini sandalcıya söylerler ve bunun üzerine sandalcı parasız bir şekilde onları karşıya geçirir.

Sandalcının iki oğlu ve bir karısı vardır. Kadın, kocasına Hızır ile İlyas peygamberi parasız karşıya geçirmemesi gerektiğini söyler fakat adam iki oğluyla birlikte Hızır ile İlyas’ı karşıya geçirir. Hava karardığı için kendileri de Hızır ile İlyas ile birlikte kalarak yemeklerini paylaşırlar.

Hızır Peygamber , gece yarısı İlyas Peygamber’i uyandırarak gideceklerini söyler. Kayığın içine girer ve kaya parçasına delik açar. Yollarına devam ederken İlyas Peygamber, neden bizi parasız karşıya geçiren ve iyilik eden insanlara sen teknesine zarar vererek kötülük yaptın diyerek soru sorar. Bu soru üzerine Hızır Peygamber, soru sormaması gerektiğini hatırlatır İlyas Peygamber’e.

Yollarına devam eden Hızır ile İlyas’ın ormandan geçerken peşlerine silahlı insanlar takılır. Hızır ile İlyas, silahlı adamlardan kaçarken bir köye gelirler. Fakat köylüler onlara taş atar ve gelmelerini istemez. Hızır ile İlyas da köyün etrafından dolaşarak örülmüş taşların üzeriden geçerek ilerler. Lakin taşlar yıkılmak üzeredir. Bunun üzerine Hızır Peygamber taşı onarmaya başlar. İlyas Peygamber, kendilerine taş atan köylülere neden iyilik yaptıklarına şaşırsa da o da Hızır Peygamber’e yardım eder. Ve evet, soru sormaz:)

Yollarına devam ettiklerinde geldikleri yerde göçebe bir halk ile karşılaşırlar. Herkes kendilerine iyi davranır. İlyas Peygamber’in dikkatini bir çocuk çeker. Çocuk çok güzeldir ve herkes ona prens gibi davranmaktadır. Etrafına bu yüzden emirler yağdırır durur. Hızır Peygamber, çocuğa doğru ilerler ve bir tokat atar. İlyas peygamber, bunun üzerine dayanamaz ve ona; “Ey Hızır seninle yollarımız ayrılıyor. Ne yaptığını anlamıyorum. İyilik yapan adamın kayığını deldin. Bize taş atan köylülere yardım ettin. Bize iyi davranan bu insanların çocuğuna tokat attın.” Hızır peygamber başını sallar ve şöyle der;

“Kayığın dibini deldim çünkü nehrin yukarısında savaş başlamıştı. Kralın askerleri etrafı gezerek savaşta kullanılabilecek her şeye el koyuyordu. Bizden ayrıldıktan sonra sandalcının oraya geleceklerdi ve sandalı alacaklardı. Onlar almasın diye dibini deldim. Nasılsa adam iki günde onu tamir edebilirdi. Taş atan köylülerin köyünde iki yetim çocuk vardı. Babaları, başlarına bir şey gelmesin diye çocukları taşların altına saklamıştı. Eğer taş yıkılsaydı çocukları kurtaramazdık. Bir de güzel çocuk var. Herkes ona köle gibi hizmet ediyordu. Bu yüzden çocuk büyünce zalim birine dönecek ve zulmedecekti. Kötü bir insan olmaması için ona tokat atmak zorundaydım”

Gittikleri yere iyilik, bolluk, bereket getiren Hızır ile İlyas’ın hikayesi bugün de devam ediyor. Belki dileğimizin olduğu yere gelirler diye her yıl 6 Mayıs’ta dileklerimizi onlarla buluşturuyoruz. Hızır gibi yetişsinler diye:)

Ben daha önce ufak çaplı dileklerimi inanış bu ya Hıdırellez’deki dileklerimle gerçekleştirdim. Genelde maddi olmayan dileklerim bir şekilde oldu. En son 2017 senesinde Ahırkapı Hıdırellez Şenlikleri‘nde muhteşem bir kalabalıkta kutladığım Hıdırellez’de Amerika’ya, Hamdi Ulukaya Girişimi’ne seçilmeyi dilemiştim.

Seyahat İzin Belgesi Nasıl Alınır?: E-Devlet Fotoğraflı Anlatım

Korona virüs önlemleri için bir süredir uygulanmakta olan seyahat izin belgesi nasıl alınır sorusu ve hangi şartlarda kimlere veriliyor araştırmaları sıkça yapılıyor. Planlı ya da acil olan seyahatler için belirli kriterlere sahip olanların alabildiği seyahat izin belgesi şehirler arası yolculuk yapması gerekenlerin bilmesi gereken bir süreç. Eğer bu zamana kadar seyahat izin belgesi ihtiyacınız olmadıysa da yine de her an mücbir sebeplerden dolayı bir yere gitmeniz gerekebilir. Seyahat izni nasıl alınır ve seyahat izin belgesi kimlere verilir gelin birlikte öğrenelim.

*Sağlıkla kalın, evde kalın.

Seyahat izin belgesi nedir?

Koronavirüs nedeniyle evde izolasyon döneminin başladığı tüm dünyada Türkiye’de de çeşitli önlemler alındı. Bunların başında ise dolaşım kısıtlaması ve şehirler arası kısıtlamaları geliyor. Yine de bazı sebeplerden ötürü seyahat etmek zorunda kalanlar için seyahat izni alınarak seyahat etmek mümkün. Dediğim gibi seyahat etmek için geçerli sebepleriniz olmalı. Bu yüzden, şehir dışına çıkma izni olarak da adlandırılan seyahat belgesi için bu şartları sağlayıp sağlamadığınızı kontrol etmelisiniz.

Seyahat izin belgesini kimler alabilir?

Seyahat etmeniz gerekiyorsa karşılanması gereken bazı şartlar var ve bu şartların neler olduğu e-devlet üzerinden görülebiliyor. 3 günü bulan onay sürecinden sonra şartları yerine getiriyor olmanız halinde, bulunduğunuz ilin valiliği ve kaymakamlığı tarafından değerlendirilerek seyahat izin belgesini alabiliyorsunuz. İzin belgesi için gereken şartlar ise şöyle;

  • Birinci dereceden akrabası vefat etmiş ya da ağır hastalığı olan vatandaşlar.
  • Tedavi nedeniyle doktor kararı ile sevki verilmiş vatandaşlar.
  • Son 15 gün içinde gelmiş olduğu yerde kalacak yeri bulunmayan vatandaşlar.
  • Askerlik ve terhis için seyahat etmesi gereken vatandaşlar.

Seyahat izin belgesi nasıl alınır?

Seyahat izin belgesi almak için yapmanız gereken tüm işlemler e-devlet üzerinden gerçekleştiriliyor. Eğer özel aracınızla ya da otobüsle şehir dışına çıkmanız gerekiyorsa e-devlet üzerinden belirtilen şartları sağlamanız takdirde seyahat izin belgesi alabiliyorsunuz.

Seyahat belgesi e-devlet sorgulama ekranı (E-devletten seyahat izni nasıl alınır?)

E-devlet üzerinden başvurunuzu yapmanız için geçerli bir e-devlet şifrenizin olması gerekiyor. Eğer şifreniz var ve unuttuysanız, telefonunuzu daha önce tanımladıysanız PTT’ye gitmeden şifre alabilirsiniz. Telefon tanımlamamış ve şifrenizi unutmuş ya da hiç şifre almamışsanız size en yakın PTT şubesinden e-devlet şifresi alabilirsiniz. Elbette maske ve sosyal mesafe kurallarına uyarak.

Şimdi aşama aşama ve fotoğraflarla e-devlet üzerinden seyahat izin belgesi nasıl alınır bakalım.

  1. https://www.turkiye.gov.tr/ linkine tıklayarak aşağıdaki ekrana ulaşın ve giriş yap butonuna tıklayarak kullanıcı adınız ile şifrenizi girerek giriş yapın.

2. Giriş yaptıktan sonra çıkacak ekranda yer alan arama kısmına ‘seyahat izin belgesi’ yazarak çıkan E-başvuru (İçişleri Bakanlığı) yazısına tıklayın ve kolayca ulaşmak istediğiniz ekrana ulaşın.

3. Sağ üstte yer alan yeni başvuru butonuna tıklayın. Bundan sonra karşınıza gelecek ekranda seyahat izni için gerekli aşamalara geçmiş olacağız.

4. Yeni başvuru butonuna bastıktan sonra karşınıza gelecek ekranda başvuru türünü Seyahat İzin İşlemleri, belge türünü ise aşağıda görülen 2 seçenekten size uygun olanı seçerek devam et butonuna basın. (Eğer 30 büyük şehre ve Zonguldak’a otobüsle gitmek istiyorsanız ne yazık ki buradan izin verilmediğini belirteyim).

5. Başvuru ve belge türünü seçtikten sonra yine aynı ekranda karşınıza çıkacak bulunduğunuz il seçimini de işaretleyerek bu aşamayı tamamlayın.

6. Son aşamaya gelinen ekranda ikamet bilgileri, kişisel bilgiler gibi detaylar yer alacak. Bu ekranda sizin doldurmanız ve seçmeniz gereken yer Başvurulacak Taşra Teşkilatı. Burada bulunduğunuz ilçenin kaymakamlığını seçiyorsunuz. Konu kısmına ise Özel Araçla Seyahat İzin Belgesi Hakkında yazıyorsunuz. Standart Başvuru Metni yazan kısımda ise metin içerisinde yazılan istekleri eksiksiz bir şekilde yazıyorsunuz.

Yine aynı ekranın aşağı kısmında Dosya Ekleme bölümü yer alıyor. Burada sizde var olan belgeleri ekleyebiliyorsunuz. Örneğin cenaze ile ilgili belgeler ya da doktor raporunuz gibi. Başvuru Belgeniz yazan kısım için bu belgeleri dosya ekleyin butonuna tıklayarak yüklüyorsunuz.

Aynı ekranın aşağısında, yine size ait kişisel bilgilerin olduğu bir alan yer alıyor. Detay Bilgi Listesi olarak adlandırılan bu kısımda da yine bilgilerinizi eksiksiz ve doğru bir şekilde girmeniz gerekiyor.

Yine aynı ekranda son olarak Başvuru Onayı kısmını kabul edip Evet diyor ve Başvur butonuna basıyorsunuz.

7. Başvurunuzu tamamlamış oldunuz. Seyahat izninize dair sonu. telefonunuza SMS ile gelecek. Belgeyi teslim almak için ise kimliğiniz ile birlikte başvurduğunuz kaymakamlığa giderek teslim alabiliyorsunuz. Korona önlemleri arasında yer alan ve tesisleri ilgilendiren korona sertifikası nasıl alınır yazısına da linkten ulaşabilirsiniz.

Sanatseverler İçin: Evdeyken Takip Edilmesi Gereken Adresler

Sanatseverler için evde kalırken de sanat etkinliklerinden uzak kalmak söz konusu değil. Evde kaldığımız korona günlerinde dünyaca ünlü tiyatrolar ve ülkemiz tiyatroları bazı oyunlarını erişime açtı. Online izleyebileceğimiz birçok tiyatro, opera, konser gibi kültür-sanat etkinliklerine ulaşmak şu an bir tık ötemizde. Hatta bilet bulamadığımız, ya da bilet fiyatları yüksek olan oyunları dahi şu an ücretsiz izleyebiliyoruz. Bunun yanında online olarak konserler verilmeye başlandı ve müzeler başta olmak üzere bazı ören yerleri bile online olarak gezilebiliyor. Bu tablodan baktığımızda korona virüsünün iyi taraflarından biri de sanırım evde kaldığımızda her zamankinden çok daha fazla kültürle ve sanatla iç içe olabilme imkanı bulmamız oldu. Sanatseverler için takip edilecek o kadar çok site var ki, ben sadece bu yazıda düzenli olarak takip ettiğim sitelere yer verdim. Elbette yerinde ve birebir izlemek kadar güzel olmasa da evdeyken dünyanın her yerindeki oyunları izleyebiliyoruz. Bence bu muhteşem ve ne diyeceğim, bunu hep yapsanıza!

Sanatseverler İçin Kültür-Sanat Linkleri

Aslında sanatseverler olarak genellemek belki doğru olmasa da özel bir ilgilisi olmayanlar için anlam ifade edip edemeyeceğini bilmediğim için bu tanımı kullandım. Fakat diyoruz ya, normaller dışında yeni normaller içindeyiz. Belki de yeni ilgiler keşfetmek için tam zamanıdır.

Bolşoy Tiyatrosu

Moskova‘nın sembollerinden, dünyaca ünlü gösterimlerin yegane evi Bolşoy Tiyatrosu, ünlü performansların erişime açıldığı ilk yerlerden biriydi. Kuğu Gölü Balesi ile başlayan gösterimler belirli günlerde hala devam ediyor. Resmi adıyla Bolshoi Theatre‘in YouTube hesabında izlenebilen oyunları kaçırmamak için linke tıklayın. Önümüzdeki oyunlar, paylaşılan takvime göre ise şöyle:

  • 3 Mayıs 19.00 – Светлый ручей (The Bright Stream)
  • 7 Mayıs 19.00 Don Kişot
  • 11 Mayıs 19.00 Садко (Sadko).

Dostlar Tiyatrosu ve Genco Erkal

Genco Erkal, Dostlar Tiyatrosu’nda sahnelediği oyunlarını erişime açacağını ilk kez Twitter hesabından duyurmuştu. Ve haberini verdiği ilk oyun olan Marx’ın Dönüşü 300 bini aşkın görüntülenmeye ulaştı. Ardından Sivas 93 ve Yalınayak Soktares oyunları da Genco Erkal YouTube hesabında paylaşıldı. Genco Erkal sevenler (ki bence sevin, iyi gelir) için muhteşem oyunlar devam edeceğe benziyor.

Ortaoyuncular ve Ferhan Şensoy

Ferhan Şensoy ve Spotify deseler inanmazdım ama gerçekten usta Spotify’da. Perdemizi kapattık ama sesimizi kısmadık diyen Ortaoyuncular, kolları sıvamış ve Ferhan Şensoy’u Ortaoyuncular Spotify hesabında podcast’lerle buluşturmuş. Twitter hesaplarından da duyurdukları podcast’ler için saat 16.00’a kadar sorulan sorulara Ferhan Şensoy yanıt veriyor. Yüreği olan soru sorsun ama bilsin ki azar yerse orada gül biter 🙂

Sunay Akın İle Mahya Işıkları

Bakın bakın ne anlatıcam diyerek söze başlamazsam olmaz çünkü söz konusu Sunay Akın. Petrol Ofisi katkıları ile her gün saat 18.00’de Petrol Ofisi YouTube hesabından yayınlanan Mahya Işıkları, iyi hissettiren hikayeler ve Sunay Akın’ın canısı modunda anlattığı o vurguları ile gerçekten iyi geliyor. Edebiyat ve hikaye kurgulamayı sevenler için…

Cirque Du Soleil

Dünyaca ünlü sanat topluluğu Cirque du Soleil gösterileri 400 dolardan yüksek fiyatlara çıkan biletlere sahip. Las Vegas’taki Bellagio Hotel’in ev sahipliği yaptığı bu efsane gösterime gidecek kişi sayısı da haliyle çok olmuyor. Evde kal döneminde şanssızlığımızı olumlu düşünürsek şansa nasıl dönüştürürüz diyen olursa işte karşınızda Cirque du Soleil’in ücretsiz gösterimi.

Şehir Tiyatroları

İBB, mayıs ayı boyunca pazar günleri 15:00’te Şehir Tiyatroları YouTube hesabı üzerinden en sevilen 5 oyunu erişime açacaklarını duyurdu. En sevilen oyunların ilki Aşk-ı Memnu oldu. YouTube hesabından şu an izlenebilen oyunun ardından gelecek diğer oyunlar ise şöyle;

  • Pembe Konağın Gelinleri – 10 Mayıs 2020 Pazar
  • Yedi Kocalı Hürmüz – 17 Mayıs 2020 Pazar
  • İstanbul Efendisi – 24 Mayıs 2020 Pazar
  • Surname 2010 – 31 Mayıs 2020 Pazar

Nilüfer Kent Tiyatrosu

Bursa’nın kültür-sanat evreni Nilüfer Kent Tiyatrosu da online oyunlarıyla takip edilecek adreslerden biri. Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu YouTube hesabından yayınlanan oyunları takip edebilirsiniz.

Evde, home office çalışma dışında yaptığım en büyük aktivitem gidemediğim tüm oyunları izlemek oluyor. Normale dönüşlerin başladığı ilk günlerde ne zaman bir tiyatro oyunu sahnelenecek, ilk işim gitmek olacak.

Korona Sertifikası Nedir? Korona Sertifikalı Oteller Ne Anlama Geliyor?

2020 ile birlikte hayatımız öylesine değişti ki tatillerin bile korona sertifikası ile yapılmasına karar verildi. Korona ya da COVID-19 ile birlikte hayatımıza birçok yeni tabir girdi. Yeni normal, evde izolasyon gibi 2020’nin bize getirdiklerinde bir de korona sertifikası var. Pandemi ilan edilen, yani salgın haline gelen yeni tip koronavirüsü kapsamında artık tatillerimiz korona sertifikası sınırlarında yapılacak. Korona sertifikasının bireysel olarak tatilcilere neler getireceği ve turizm sektöründe otellerin nasıl bir uygulamaya geçeceği de yavaştan belli oldu. Evde kala kala tatil hayaliyle yanıp tutuştuğumuz şu günlerde önce korona sertifikası nedir anlamak, biraz bu yeni uygulamaya alışmak ve sonrasında otellerin korona sertifikasında hangi önlemleri alacağını anlatmak gerek.

Korona Sertifikası Nedir?

Tatilde belirli standartlarla çevrili ‘yeni normal’ hayatın koronasız alanları başlıkta yer alan korona sertifikası ile belirlenecek. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, korona sonrası turizmde yeni önlemlere gidildiğini geçtiğimiz gün açıklamıştı. Turizm tesislerinde ve işletmelerinde ‘sertifikasyon’ uygulamasına başlayacaklarını söyleyen Ersoy, korona sertifikası alan tesislerin de ‘öncelikli’ olacağını belirtmişti. Yani tatile çıkmak için her zamanki gibi otel rezervasyonu yapmak için belirlediğimiz kriterler arasına ‘korona sertifika’sına sahip olmak da olacak. Zaten açıklamaya göre hem sertifikasız otellerde misafir ağırlamak zor olacak hem de insanlar da muhtemelen önceliği sertifikaya sahip olan otellere verecek.

Otellerin Korona Sertifikalı Olması İçin Hangi Standartları Yerine Getirmesi Gerekiyor?

Korona sertifikası uluslararası geçerliliği sahip bir sertifikasyon olacak. Oteller, ulaşım araları ve yolcular olarak 3 aşamada gerçekleştirilen turizm ayağında ayrı önlemler alınacak.

  • Personel Eğitimi: Hem otellere hem de ulaşım firmalarında çalışan personellere eğitim verilmesi planlanıyor. Pandemi eğitimi alan personellerin hijyen ve mesafe kurallarına dikkat etmeleri önceliklendiriliyor.
  • Personel Bağışıklık Belgesi: Tatilde korona önlemlerinde ulaşımda ve tesislerde (otel, restoran vs.) görevli personellerin bağışıklık belgesinin olacağı söyleniyor.
  • Mekan İçlerinin Mesafeli Düzenlenmesi: Tüm mekanlardaki oturma ve bulunma düzeni de yeniden şekillenecek. Plajdaki şezlonglardan yemek alanlarına kadar tüm iç mekan düzenlemesi, mesafe standartlarına göre yapılacak.
  • Malzeme ve Hijyen: Alan sterilizasyonu da korona sertifikası kapsamında dikkat edilecek hususlardan. Kullanılan malzemelerin temizliği, güvenirliği ve sterilizasyonu kesintisiz bir şekilde sağlanacak. Ayrıca tesis içlerinde ozon ve ULV makineleri ile dezenfeksiyon malzemelerinin de bulunması gerekiyor.
  • Ortak Alan Düzenlemesi: Mesafe standartları gereği tüm ortak alanlar da yeniden düzenlenecek. Her şey dahil sistemi gibi kalabalık olan tüm uygulamalar bu düzende yer almayacak.
  • Standartların Uygulanması: 30 gün kuralı, mesafe, termal kontrol sistemleri ve 30 gün kuralı standartlar olacak belirlenecek.
  • Misafirlerde 14 Kuralı: Sertifikalı otellerin kabul edeceği misafirlerin de bazı koşulları yerine getirmesi gerekiyor. Misafirlerin son 14 gün içerisinde bulunduğu ülkelerin kaydının tutulması da bu şartların ilki. Ayrıca tüm misafirlerin ateşleri termal kamera ile ölçülecek.
  • Sağlık Çalışanı Bulundurulması: Tesislerde sağlık bakanlığınca görevlendirilen sağlık çalışanları da belirlenen standartlar arasında.

Korona Sertifikası Ne Zaman Geçerli Olmaya Başlayacak?

Oteller için bakıldığında yaz sezonu tatili için şimdiden rezervasyonlar alınmaya başlanmıştı bile. Ama normaller dışında yaşadığımız şu dönemlerde tatile çıkabilecek miyiz sorularını da kendimize soruyor ve planları erteleme yoluna gidiyoruz. Beri yandan evde kalmanın verdiği sıkkınlık da tatil hayalleri kurduruyor cümleten. Yapılan açıklamalara göre sertifikalı tatilin başlaması da herkese ‘acaba’ dedirtmedi değil. Bu yüzden oteller mayıs sonuna kadar bu sertifikayı alacak gibi hareket ediliyor. Türkiye için turizmde yepisyeni bir dönem hayırlı olsun diyorum.

Korona sertifikası sisteminin hayata geçirilmesi bir yana tatile çıkmak isteyen ama soru işaretlerini gideremeyen de çok insan olduğunu düşünüyorum. Sertifika alınca oteller pahalanacak mı, uçak biletleri artacak mı, gerçekten hijyenik olduğundan emin olabilecek miyim gibi sorular ile tatil bu sene var mı yok mu kısmet diyorum.

Oktoberfest Datça 2019: Datça’nın Eğlenceli Ruhu

Hatırlarsanız güzeller güzeli Datça Badem Çiçeği Festivali‘ne gitmiş ve Datça’ya hayran kalmıştım. Hatta tam olarak kendisi Serdar Ortaç’ın da dediği gibi ilk günden bebeğim olmuştu. Datça, koyları ve mis gibi havasıyla burada yaşanır dediğim nadir yerlerden biri. İşte, buyurun gene bir kez daha gördük ki bir şair, bir ressam nerede yaşıyorsa orada yanılma payı olmuyor. Kendi güzelliği yetmiyormuş gibi üzerine bir de festivaller düzenleyen Datça’da Oktoberfest Datça da düzenleniyor. Ne yani! Göç mü istiyorsunuz? Bunu siz istediniz Datçalılar.

Oktoberfest Datça, 11-12 Ekim’de, Kargı Koyu’nda yer alan Kargilos Hotel & Beach’te düzenlenecek. Malumunuz, Almanya’nın Münih şehrinde her sene düzenlenen ve dünyanın en büyük halk şenliği kabul edilen bira festivali Oktoberfest, bir çok farklı ülkede de eş zamanlı düzenlenen etkinlikler ile büyük bir coşku ile kutlanıyor. İlk kez 2016 yılında gerçekleşen Oktoberfest Datça’ya olan ilgi de her geçen yıl artıyor.

Oktoberfest Datça‘da yine Atalays’ Events imzası var ki, Datça’da festival konusunda çok iyi işler yapan bir imza oluyor kendileri. Ekim ayının güzelliğini Datça’da festivalle geçirmek için 11-12 Ekim’i not edin takvimlere. Sonra gelsin canlı müzik ve DJ performansları, bira oyunları, workshoplar, gitsin tadım etkinlikleri ve festival hatırları.

Oktoberfest Hakkında
Oktoberfest, yani ‘Ekim Festivali’, Almanya’nın Münih kentinde her yıl Eylül ayının son günleri ve Ekim ayının ilk günlerini kapsayacak şekilde 2 hafta süren bir festivaldir. Her yıl yaklaşık 6 milyon kişinin katıldığı festival, dünyanın en büyük halk şenliğidir. Günümüzde ‘Bira ‘Festivali’ olarak tanınan Oktoberfest, aslında ilk olarak 1810 yılında Bavyera prensi Ludwig ile prenses Therese’nin evlilik töreni şerefine düzenlenmiş. Düğün merasiminin anısına gerçekleşen kutlamalar her geçen yıl büyümüş ve sonuçta bugünkü halini almış. Festivalin en önemli özelliği biradır ve her sene festival kutlaması, Münih Belediye Başkanının büyük bir ahşap bira fıçısına çeşme çakması töreni ile başlar.

Oktoberfest Datça için maili de buraya bıraktım: oktoberfestdatca@gmail.com

İtalyan Koyu: Koylar Halkındır, Halk Da Koylara Sahip Çıksındır

İtalyan Koyu yazısı için neden böyle bir başlık attığımı yazının ilerleyen cümlelerinde açıklayacağım. Öncelikle bir başka konu var, ona değineyim. Yıllardır seyahat özgürlüktür dedik, ucuza seyahat mümkündür dedik, parasız seyahat onu bilemeyiz o nasıl mümkündür ama ucuzu vardır dedik, dedik de geldiğimiz nokta yurt dışı çıkış harcı 15 TL’den 50 TL’ye çıktı, köprülerden geçmek bir uçak bileti etti, uçak biletleri gidiş dönüş bir maaşa yaklaştı… N’oldu şimdi, nerede gezecek bu millet?

Ama işte gezmek tutku olunca, nolursa olsun yola çıkıyoruz. He, hayatımızdan feragat ederek. Belki hiç kıyafet almayarak, 3 hafta sonu dışarı çıkmayarak. Seyahat edebilmek için kemerleri kısıp, hayatımızdan ödün vermek zorunda kalmış olmamız ne kadar hazin bir durum ise yola çıkınca biraz olsun geliyoruz kendimize. Çünkü seyahat etmeyi seviyoruz, koşullar her ne ise. Hal böyle olunca yaşadığımız şehre, İstanbul’a yakın yerlere daha sık gider olduk. Seyahat maliyetini bölüşmek için de Yoldakimvar adında bir Whatsapp gurubu kurduk. Bir yere giderken gruba yazıyoruz, kim müsaitse geliyor, masrafları bölüşüyoruz. Şu hayatı, ekonomik ve eğlenceli bir hayata evirmek adına yaptığımız eylemlerden biri olarak hem Whatsapp’ta hem de Instagram’da devam ediyor hayatına (Instagram hesabı da burada ). Geçtiğimiz hafta da İstanbul’a yakın gidilecek yerler arasında bulunan Erikli’yi gözümüze kestirdik. Yaz sezonu boyunca böyle yakın ve güzel denizli yerleri yakalamaya çalışacağız. Bu gezide Osman, Nihan ve ben çıkıyoruz yola. Hedef, Keşan/Erikli’deki İtalyan Koyu ile Mecidiye.

İtalyan Koyu

İtalyan Koyu’na Nasıl Gidilir?

İstanbul, Avrupa Yakası’ndan 3-3.5 saat arası süren bir yolculuk ile hakikaten muhteşem bir denize ulaştık. İtalyan Koyu, daha çok kamp severlerin listesinde bir yer. Bakir ve çadır atmalık bir koy burası. İtalyan Koyu‘na gitmek için İstanbul-Keşan istikametini takip ederek Erikli-Mecidiye Sahili ayrımına sapmadan direkt devam ediyoruz. Burada iki yol var aslında biz biraz daha uğraştırıcı yola girdik. Girdiğimiz yol bizi Uzunkum’a çıkarttı önce. Yeri gelmişken Uzunkum da bir tercih olabilir. İtalyan Koyu ile yan yana, güzel bir yer. 10 lira giriş ücreti ve 10 lira şemsiye-şezlong ile yine güzel bir deniz bulunabiliyor. İtalyan Koyu için Uzunkum’dan devam edip yukarıdan aşağıya inmek suretiyle yola devam ediyoruz. Bu yol aslında 2 dakikalık bir yol ama arabayı biraz hırpalıyor. Bu nedenle yukarıda belirttiğim sahil ayrımına sapmadan devam etmek mantıklı.

Yolculuk Maliyeti: Gidiş dönüş 195 TL (otoban dahil) tuttu. Bu miktarı da 3’e böldük. Kişi başı 65 TL.

İtalyan Koyu

İtalyan Koyu (Kale Koyu)

Ne alaka koyun adı İtalyan diye düşünürken aslında burada yer alan bir kaleden dolayı bu koyun adının Kale Koyu olduğunu okuduk. Kaleden pek eser kalmamış gerçi ya da biz göremedik. Sonra İtalyan lakabının nereden geldiğini öğrendik. Bu koy bir zamanlar NATO’nun tatbikat ve İtalyan askerlerinin çıkartma yaptığı yermiş. Bu adı da havalı olduğu için öyle kullanır olmuşuz. İtalyan Koyu, bakir bir koy. Tuvalet, duş gibi şeyler bulunmuyor. Gelirken mutlaka içecek ve yiyecek alın. Uzunkum ve İbrice ya da Mecidiye sahilinde tesis bulunuyor ama İtalyan Koyu için tam teşekküllü gelinmesi şart. Yine de Trakyalı girişimci abiler 2 TL’ye minik ve tepesi bir kabin kondurmuşlar oraya, oldukça nü bir kabin kendisi. Bir de su ve atıştırmalık şeylerin tezgahı var. Günlük 10 liraya şemsiye ve şezlong da veriyorlar. Eşya taşıyamam diyenler en azından yiyecek-içecek işlerini hallederek gelebilir.

İtalyan Koyu

Denize doğru akan bir dere, Türkiye’nin en güzel denizlerinden biri ile buluşuyor. İtalyan Koyu‘nun denizi efsane. Benim için en iyi denizler listesinde şu an ilk 5’te. Tebrikler İtalyan Koyu. Ama işte yine döndük dolaştık geldik şu noktaya: MANGAL. Arkadaşlar, yurt içinden ve Almanya’dan gelen arkadaşlar NEDEN? Neden ben denize girerken sizin denizin tam dibinde yellediğiniz mangal kömürü ile yanmak zorundayım ben beyaz tenli biriyim ve yanmak istesem Eda Taşpınar kremi alırım. Mangal bir yanda, plastik çöpler bir yanda… Biz doğayı sevmeyi niye bu kadar beceremiyoruz? Uzun süre bu görüntüye ve kokuya tahammül edemeyeceğim için güzelim denizi bırakıp Mecidiye’ye devam ediyorum. Biz doğayı sevsek, şu an ne Salda Gölü’ne millet bahçesi yapılır, ne Kaz Dağları’nda altın aranır. Sözde değil özde sevmek mesele. Şu denize karşı kömür yakmaya vicdan el vermemeli.

Bir not: İtalyan Koyu’nda çok kara sinek var. Ona göre yanınıza sinek ilacı almanız tavsiye olunur. O kadar çöpe ilaç dayanırsa tabii.

İtalyan Koyu

Mecidiye

İtalyan Koyu’nda uzun süreli kalacak teçhizatımız yoktu ama daha önemlisi yukarıda bahsettiğim nedenlerdi. Edirne’nin Keşan ilçesinde küçük bir belde olan Mecidiye de Saros Körfezi’nin güzelliğine sahip. Keşan’a 28 kilometre uzaklıkta Mecidiye, Rus-Türk Savaşının Müslüman mültecileri tarafından kurulmuş. Yaz olduğu için deniz odaklı bir gün organize ettiğimiz için Mecidiye gezilecek yerlere pek hakim değilim ama hafta sonu Mecidiye sahili hafta sonu iğne atsan yere düşmez bir halde olduğu konusunda netiz. Bu yüzden Mecidiye Askeri Kampı’na girerek bu günü muhteşem bir denizle ve gün batımı ile sonlandırıyorum.

İtalyan Koyu

Günübirlik Erikli Maliyeti: 65 yol + 55 yeme-içme + 50 eve alışveriş 170 TL.

Bu rotalar da ilginizi çekebilir;

*Edirne gezilecek yerler ile deniz tatilini kültür gezisiyle birleştirebilirsiniz.

*Edirne’de ne yenir ne içilir? Bakın burası çok önemli!