5 Maddede Balıkçılar ve Hüzünler Diyarı Sinop Gezisi

İstanbul’da Çengelköy neyse, Karadeniz’de de Sinop öyle. Yani çok içten, mahalle gibi; samimi. Bir tek Fiko’su eksik.

SİNOP 

1) Sinop’u gezerken Sinop’un ruhunu daha iyi hissetmek için Sinop’a dair şarkılar dinleyin, bazı şeyleri bilin: Yazıyı yazmaya başlarken girizgâhı başkaydı, yazarken Aldırma Gönül‘ü dinleyince değişti. Öyle bir şarkı yani. İnsanı ters düz eder. Sinop’u gezerken mola verin de kulaklıkla bu şarkıyı dinleyin. Birlikte dinleyelim hatta:

Sinop’a girdiğim an Diyojen’i gördüm. Hani şu fıçıda yaşayan ve elinde feneriyle tasından başka hiçbir şeyi olmayan Diyojen. Bir gün elleriyle su içen bir çocuk gördüğünde tasını da artık kullanmayan Diyojen. Medeniyeti reddeden, sofizmin temel taşlarından olan, ‘bir isteğin var mı?’ diye soran Büyük İskender‘e “gölge etme başka ihsan istemem” diyen Diyojen…

sinop

Sonra öğreniyorum ki adını bir Amazon kraliçesinden alıyormuş Sinop. Bazı rivayetlere göre adını Sinope adlı bir Amazon kraliçesinden, bazı rivayetlere göre de Irmak Tanrısı Asopos’un su perisi kızları Sinope’den almış. Sonra Diyojen’den, Sinope’den tutmuş taaa Sabahattin Ali‘ye kadar gelmiş bu memleketin kültürü, tarihi. Denizleri işitmiş Aldırma Gönül’ü, gecelerine söylemişler Leylim Ley’i… Bu yüzden belki de farklı bir yer Sinop. Birden fazla kez görülmeli memleketlerden.

sinop

2) Sinop’a hangi aylarda gidilmesi gerektiğini öğrenin: Ağustos ayında gittim Sinop’a. Sinop yaz da olsa yer yer sert rüzgarlara sahip bir yer. Bu yüzden kışları değil ama yazları da değil baharları gidilmeli.

3) Sinop’ta ‘benim buraları görmem lazım’larınızı listeleyin: 

       a) Tarihi Sinop Cezaevi: Nam-ı diğer “Anadolu’nun Alkatraz’ı.” Sinop denilince o, o anılınca Sinop akla gelir. Aldırma Gönül’ü tam bu noktada dinleyebilirsiniz.

sinop_cezaevi

Sinop Cezaevi, önünde poz verilip sürekli deklanşöre basılıp durulması gereken noktalardan değil. Şu an bir müze haline geldiyse de ve turizm açısından önemli bir yer olsa da koğuşlarda, hücrelerde ve sairelerinde poz vermeyin. Orayı yaşayın, orayı anlayın, tarihini okuyun, mümkün olmasa da o acıyı hissetmeye çalışın. Oraya boşuna Anadolu’nun Alkatraz’ı dememişler. Çünkü 3 tarafı denizle çevrilidir ve bir iç kale içinde yer alır. Burada mahkum olmak ağırdır çünkü üç tarafı denizle çevrili kaleden bir yapının ne kadar rutubetli olacağını varın siz düşünün. Bu yüzden buranın rutubetini yiyenin er ya da geç hastalanacağı açıktır. E kaçmak isterseniz de Karadeniz’in hırçın sularında akıbetiniz ne olur bilinmez. Kale zamanındayken de cezaevi olarak kullanılan Sinop Cezaevi’nin çetin bir cezaevi oluşunu Evliya Çelebi‘den de okuyabilirsiniz:

Büyük ve korkunç bir kaledir. 300 demir kapısı, dev gibi gardiyanları, kolları demir parmaklıklara bağlı ve her birinin bıyığından 10 adam asılır nice azılı mahkumları vardır. Burçlarında gardiyanlar ejderha gibi dolaşır. Tanrı korusun, oradan mahkûm kaçırtmak değil, kuş bile uçurtmazlar.

sinop_cezaevi

Cezaevi 3 kısımdan oluşuyor. Her avlu arasında yüksek duvarlar örülü. İçeride bir de sonradan yapılmış ek bina var. Burası da çocuk hapishanesi olarak kullanılmış. 3 kısımdan oluşan cezaevinin 3.kısmında ‘Karadağ‘ olarak adlandırılan hücreler yer alıyor. İçeri girin. Soğuğu, karanlığı hissedin. Hücrelerde yatan mahkumların iyi geçinmek zorunda olduğu fareleri düşünün. Eğer mahkumlar, farelerle iyi geçinmez, yemeğini onlarla paylaşmazsa aç farelerin ne yapacağını tahmin edin.

sinop_cezaevi

Sinop Cezaevi gerçekten etkileyici bir yer. Tarihi yapıları gezerken çok fazla heyecan duyan biri değilim. Çoğu zaman müze gezmeyi de istemem ama burası farklı bir yer. En çok merak ettiğim yer ise elbette Sabahattin Ali‘nin koğuşu idi.

sinop_cezaevi

Cezaevini gezerken burada çekilmiş film ve dizileri hatırlıyor insan. Zaten kapıda da yazıyor, hatırlamasan da okursun. Parmaklıklar Ardında‘nın çekildiği koğuş aynen korunmuş. Dekorlar olduğu gibi duruyor. Ama benim aklıma derhal ve anında Ferhan Usta’nın Pardon‘u geldi. Ve de şu replik: Muzo, sen beni nerden tanımıyorsun?

Burada çekilmiş dizi ve filmlerin dışında, yatan ünlülerin de isimleri yer alıyor kapılarda. Sabahattin Ali, Refik Halit Karay, Burhan Felek ve birçok isim Sinop Cezaevi’nde yatmış. Sinop Cezaevi’ne nasıl giderim, nasıl ederim dersen ulaşım şehir merkezinden gayet kolay. Sahil kısmından kale boyu yürüyorum, kale beni cezaevine çıkartıyor. Sinop Cezaevi girişi 5 TL. Ama benim İş Bankası Maxsimum kartım var, Müzekart yerine geçerli bu kartımı laaps diye gösterdim, girdim içeri. Cezaevinin hemen girişinden ise mahkumların elleriyle yaptığı bileklik, anahtarlık, süs eşyası gibi hediyeliklerin satıldığı dükkandan birer hatıra aldım. Burada satılan her ürünün parası mahkumlara gidiyor. O değil de, cezaevinde yapılan bileklik ve anahtarlıklar neden bu kadar güzel olur?

      b) Hamsilos Koyu: Buraya fyord diyen var. Yok efendim ne fyordu diyen de var. Fyord mu bilmem ama Türkiye’nin gerçekten müthiş yerlerinden biri Hamsilos. Adeta Akdeniz koyları gibi. Akliman tabelasından içeri girip koya varabilirsiniz. Havaalanı yolundan giderken karşılaşacağınız Hamsilos’ta eğer mevsimlerden yazsa düşünmeden suya dalınız. Ben olayı idrak edemeyip hayran hayran etrafa bakarken fotoğraf çekmemişim. Şöyle bir örnek vereyim konuyla ilgili Atlas Dergisi’nden.

sinop_hamsilos

4) Sinop’un kendine özgü yemeklerini araştırın, Sinop’a gitmişken bunları bence ‘yiyin’:

    a) Nokul: Sinop’a özgü bir tür börek Nokul. Kıymalı, fındıklı, sakızlı, tahinli gibi türleri olan nokulun Sinop’ta en çok tercih edilen versiyonu üzümlü. Tip olarak tahinli çöreğe benzeyen nokulu ben sevdim. Birçok yerde nokul bulabilirsiniz, hemen her lokanta bunu güzel yapıyor.

sinop_nokul

    b) Mantı: Mantı sevmeyen biri olarak Sinop’a gelip mantısını yememezlik etmedim. Bizim sülalede kulak adı verilen bir mantı yapılır. Normal mantı gibi hamur olmaz. Sulu değildir. Ufak ufaktır ve hafif kavrulmuştur. Sinop mantısına da kulak deniyor Sinop’ta. Ama benim bildiğim kulak mantıya göre daha iri parçalarla ve daha hamur haldeydi. Sade ya da cevizli olarak sipariş edebiliyorsunuz Sinop mantısını. Ben cevizli aldım. Mantı sevenler sever. Ama mantı bana göre bir yemek değil gardaşlar. Sahil yolunun sonlarına doğru karşınıza çıkan Teyze’nin Yeri, mantı için gidilesidir.

sinop-mantisi

5) Sinop’tan eli boş dönmeyin. Hediyelik eşyacıları dolaşın. Sinop’un deniz derya hediyeliklerinden bir şey alın:

    a) Tekne: Bir deniz aşığı ve tekne koleksiyoneri(vauuvvv) olarak Sinop gibi bir yerden başka ne alınır sen söyle? Tekne alınabilecek birçok yer var. Meydanda Ayhan Kotra makul fiyatlara tekne satıyor. Boyutuna, el işçiliğine göre değişen fiyatlarla tekne ya da denizle alakalı bir başka şey alabilirsiniz.

sinop-ayhan-kotra

Fiyat olarak daha yüksek olan ama teknelerine bayıldığım yer ise Ülgen oldu. Yan yana birkaç mağazaya girdim çıktım. Fiyat olarak da Ülgen gerçekten diğerlerine göre daha yüksekti. Gel gelelim tekneleri bir başkaydı. Kapıda da tekne yapan adamlar vardı böyle tatlı tatlı…

sinop-ülgen

Sinop güzel memleket. Daha çok vakit geçirmek, daha iyi öğrenmek, havasını daha çok solumak ve daha çok tekne almak için gene giderim. Giderim yani. Sinop’a tekrar gitmeliyim. Amin…