Seyahat etme kavramı hemen herkes için farklılık gösteren bir durum. Kimi otostopla seyahat ediyor, kimi lüks seyahati seviyor, kimi de çoluk çocuğa karıştığı için haliyle çocukla seyahat ediyor. Bunların hepsi direkt beni tanımlamasa da, (bu arada lüks gezmem çocukla seyahat etmemden daha imkansız resmen) yanından yöresinden beni ilgilendiren kısımları da yok değil. Çünkü her ne kadar seyahat ederken tek başıma, arkadaşlarımla ya da ailemle seyahat etsem de benim de çocukla seyahat ettiğim zamanlar oluyor. Örneğin daha geçen hafta Ayvalık seyahatimi ufak yeğenimle birlikte gerçekleştirdim.
Ve tüm o gezilecek yerler, mutlaka orada bunu yiyelimler yerini çocuk uyanınca gideriz, karnını doyursun o biz sonra yeriz, şimdi oraya gitsek durmaz ağlar ve kombinasyonlarına bırakıyor. Ama hepsi bir yana, en önemli konu çocuğun eğitiminin anbean devam ediyor olması. Yani biz tatile çıktık evet ama çocuğun bir şeyler öğrenmesi, kendisini geliştirmesi devam etmeli… Bu noktada çocukla seyahat eden bloggerları kutlamak istiyorum, onlar çok yüce insanlar. Hele uzun süreli seyahat edenler, onlar arşa çıkmışlar.
Çocuk, Seyahat ve Tatil Kitabı
Çocukla seyahat etmenin çocuğun gelişiminde rolü oldukça büyük. Ben de çocuk, hatta bebek yaşlarda yollarda olan biri olarak seyahat etmenin kültürel gelişimimde etkili olduğunu somut olarak görebiliyorum. Fakat bu noktada dikkat edilmesi gereken bazı hususlar da var. O da, çocuğun eğitimi ve eğitiminin devamlılığı. Seyahat planları çocukların okul dönemlerine denk geldiğinde, ya çocuklar da aileleri ile yola çıkıyor ya da bir tanıdığa veya bakıcıya emanet ediliyorlar. Hal böyle olunca iki farklı risk ortaya çıkıyor. Birincisi okul döneminde seyahat eden çocuğun eğitimi aksayabiliyor, ikincisi ise emanet edeceğiniz insanlara ne kadar güveniyorsunuz sorusu baş gösteriyor?
Ee ne yapacağız o zaman gezmesin mi bu çocuklu aileler diyorsanız size öyle bir şey diyecek en son kişiyim sanırım. Çünkü yukarıda da dediğim gibi çocukluk çağında seyahat etmek hayal kurmayı öğretirken, kültürel birikimi de sağlamlaştırıyor. Yine de seyahat etmenin tek başına yeterli olmadığını düşünüyorum. En azından gelişimi kalıcı kılmak için aile ve kitap faktörünün de devreye girmesinden yanayım. Seyahat ederken çocukla ilgilenmeyi azaltmak ya da ben eğleniyorum o da eğleniyordur diye düşünmek yerine onunla seyahat edilen yerler üzerine günün sonunda ufak bir sohbet etmek şahane olmaz mı?
Bir de kitap faktörü var tabii ki. Çok okuyan mı çok gezen mi sorusunun yanıtı çocuklar için sanırım hem okuyan, hem gezen, hem de doğru yönlendirilen çocuk olur. Çocuğunuz gezmeyi çok seviyorum, ben hiç sıkılmıyorum dese de sorumlu bir ebeveyn olarak ona alması gereken eğitimi vermeniz gerekiyor diye düşünüyorum. Örneğin bir tatil kitabı alarak seyahatlerde boş bulduğu zamanlarda kendisini geliştirmesini sağlayabilirsiniz. Uçakta, otobüste, gemide, trende… Nerede olursanız olun ona hem eğlenceli gelecek ve onu geliştirecek olan tatil kitabı alabilirsiniz. Bu kitapları her kırtasiyede ya da kitapçıda bulabilirsiniz. İnternette de bulunabiliyor ve 1.sınıf tatil kitabı, 2. sınıf tatil kitabı, 3. sınıf tatil kitabı ya da 4. sınıf tatil kitabı olarak her sınıfa özel çeşitleri de var.
Bu sayede onların tatil sürecinde eğitimlerini devam ettirmelerini, gelişmelerini ve çevik bir zekaya sahip olmalarını sağlayabilirsiniz. Ayrıca tatile çıkmadan önce valizi hazırlarken kitaplarını koyması ve gittiği yerde okuması da çok havalı olur be:)
No Comments