Kopenhag Gezi Rehberi: Ev Ekonomisi Dersleri Bugünler İçinmiş

    Medeniyetin arşa çıktığı, dünyanın en mutlu ülkeleri arasında ilk sırada yer alan, hatta mutluluk üzerine hygge diye tanımlamaları bile olan, mutluluğun kahvaltı ile de ilgili olduğunu bir bilseler duble hygge yaşarlardı dediğim Danimarka’nın başkenti Kopenhag’ı en iyi gezecek olanlar 90’larda öğrenci olmuş ve orta okulda ev ekonomisi dersi almışlar olacak.Birazdan Kopenhag pahalı mı, Kopenhag’da su ne kadar gibi soruların cevaplarını öğrenen Oya, ‘ya acaba metroya binmeyip yürüsek mi n’olacak 18 km çok değil, hem yürüyüş olur’ noktasına gelecek ve böylece A noktasından B noktasına iki saatte varmış olacak. Böylece ucuza (yersen) Kopenhag gezi rehberi nasıl olur yaşayıp görecek.

    Kopenhag Nerede? Kopenhag Para Birimi ve Gerekli Bilgiler

    Kopenhag nerede bilmeyen olabilir, olmaya da bilir. Kendisinin Danimarka’da yer aldığını ve buranın başkenti olduğunu; adını tüccar anlamına gelen koben ile liman anlamına gelen havn kelimelerinden aldığını belirttikten sonra gelelim evladiyelik bilgilere.

    Kopenhag Hakkında Bilinmesi Gerekenler

    *Kopenhag’ın para birimi Danimarka Kronu (DKK). 10 DKK yaklaşık 7 TL ediyor. (2018 ocak ayı.)

    *Danimarka kronu aramaya gerek yok ya da Türkiye’den euro ya da dolar almaya da gerek yok. Hali hazırda euro ya da dolar var bunu Kopenhag’da bozdurmaya ve komisyon ödemeye de gerek yok -ki komisyon oranları çok yüksek- çünkü her yerde kredi kartı geçiyor. Yani kredi kartınız varsa benim gibi yanınızda para olmadan da gidebilirsiniz.

    *Kredi kartı her yerde geçiyor dedim onu da hemen açıklayayım: Hava alanından merkeze gitmek için binmeniz gereken tren, metro vs için bilet alınan kiosk’lar; marketler, dükkanlar, müzeler, lokantalar, tiyatrolar, sokak yemekçileri, oteller…

    *Çok büyük bir yer değil. Eğer seyahat planında Kopenhag sınırları içerisinde kalan yakın-uzak yerler varsa yürümek mümkün. Örneğin Norebbro, Amagerbro gibi merkezin dışında kalan yerler gibi. Ama daha uzak bölgelere gitmek için bir ulaşım aracı kullanmak gerekiyor.

    *Ulaşım konusunda sıkıntı yaşamak pek olası değil. Otobüs, metro, tren çok sık sefer yapıyor.

    *Ulaşım demişken Kopenhag gerçekten, ama öyle böyle değil tam anlamıyla bir bisiklet kenti. Çoluk çocuk, genç yaşlı herkes bisiklete biniyor. Hindistan’da rikşa nasıl vızır vızırsa Kopenhag’da da bisiklet öyle diyebilirim.

    *Yer altı tuvaletlerine mutlaka girin. Hayır dalga geçmiyorum ben bu kadar muhteşem umumi tuvalet görmedim ya bizim evden temiz resmen (inşallah annem okumuyordur)

    *Kopenhag soğuk bir yer asdfasdf bakın bunu daha önce kimse söylememiştir. Ama bu sizin soğuk algınızla orantılı. Yani yaz insanıysanız Sivas’a da kışın gidemezsiniz. Bu yüzden ocak-şubat-mart aylarında Kopenhag’a mı gidilir, ya oralar da çok soğuk be Necmi demeyin. Kalın giyinin efenim.

    *Siz içlik kastırırken Kopenhaglı’ların bilekte biten kumaş pantolonla, beresiz atkısız bisiklete bindiğini göreceksiniz.

    *En başta 10 DKK’nın yaklaşık 7 TL olduğundan bahsetmiştim. Heh şimdi bu bilgiyi aklınızda tutun ve 10 DKK’ya minicik ama mini minicik bir espresso dahi alamadığınızı düşünün. İşte Kopenhag gezi rehberinin ev ekonomisi ile paralel giden hazin ama mağrur hikayesi tam olarak böyle başlıyor

    Kopenhag’a Ne Zaman ve Nasıl Gidilir?

    Yaz; Yürürken Vesterbro Bölgesi’nde bir evin dış cephesinde termometre gördüm. Artı 20 ve eksi 20 en uç noktalarıydı. Sanırım bu memleket yazın en fazla 20 dereceyi görüyor. Fakat bir gerçek var ki Kopenhag’da yaz tatili oldukça popüler bir olay. Yazın en hareketli zamanlarını yaşıyor. Haliyle ne çok sıcak ne de soğuk olmadan kaliteli bir Kopenhag gezi rehberi imkanı veriyor. Tabii bir de kuzeyde yaz ayları gündüzler oldukça uzun oluyor. Haziran, temmuz aylarında hava 21.00’dan sonra kararıyor mesela.

    Bahar; Soğuk sevmeyene Kopenhag baharı kış gibi gelebilir. Böyle ara dönemlerde, ucuza da bilet bulundu mu belki biraz yağmurlu ve nemli olabilir ama bahar da bir alternatif.

    Kış; Gerçek Kopenhaglılar takipleşiyor. İşte yiğidin harman olduğu Kopenhag’ın kışı. Ocak ayında gideceğim için vay efendim böyle soğuk yok efendim donduk bittik dediler. Ya bu insanlar beresiz bisiklete biniyor diyorum. 5 yaşındaki çocuk mont giymemiş sokakta oynuyordu diyorum. Üşüyen Tayland’a gitsin bi zahmet. Kuzeye gidiyor, soğuk diyor. Ne yapsın bu insanlar, şehrin girişine KUMTEL mi taktırsın? Tamam abarttım soğuğu soğuktur buraların kabul ediyorum. Ben birkaç günlüğüne giden ve soğuğa karşı dirençli olan bir turistim ama yerleşsem de mesela ‘yok be qnkq dışarıdan göründüğü gibi değil, buralar çok soğuk’ demem muhtemelen. Kaldı ki şanslıymışız öyle dediler, tarihinde ilk kez ocak ayında Kopenhag 2-3 derecelerde imiş. Hissedilen -5 falandı ama olsun bana hissetirmedi. Kopenhag hava durumu ortalamasını görmek için buyurun link.

    Kopenhag Otelleri

    Kopenhag otelleri müthiş pahalı. Burada gidip de iyi bir otelde kalan, sonra o oteli öneren birileri varsa okuma geç. Eğer kalabalıksanız Airbnb’den ev tutabilir ya da merkeze biraz uzak otelleri tercih edebilirsiniz. O bile uygun değil de kötünün iyisi. Ben Kopenhag otelleri araştırmasında Booking üzerinden bulduğum Hotel Amager‘de kaldım. Burası merkeze (Stroget, Nyhavn) yürüyerek 25 dk uzaklıkta bir yer olduğu için ulaşım konusunda bir problem yaşamadım. Fiyat olarak aşağılarda değil ama muadillerine göre en uygunu diyebilirim. Bundan daha uygun fiyatlı hostel ve hoteller de mevcut.

    Kopenhag Hava Alanından Şehir Merkezine Nasıl Gidilir?

    Metro ile; Kopenhag hava alanından şehre ulaşım için en mantıklı yöntem metro. Tren de gidiyormuş ama onun peşine düşmedik. Öncelikle pasaport kontrolünden çok kolay geçtiğimi belirteyim. Bir şey soran eden yok. Tabii benimle illa muhabbet edecekler o Allah’ın emri ama genel olarak çok rahat bir hava alanı.

    Valizleri aldık, dışarıya çıkmak üzereyiz. Çıkmadan oradan harita kapıp kırmızı bilet kiosk’undan metro bileti alıyorum. Bu kiosk’larda sadece bozuk para ve kredi kartı geçtiğini yazmışlardı. Yanlış,  kağıt para da geçiyor. Aslında bilet almasak da olur, çünkü kontrol yok. Neyse bu konuya ayrıca değineceğim. Benim otelim Amagerbro’da. Hava alanı ile arasında 6 durak var. Bunun için Terminal 3’te yer alan metroyu kullanacağım. Burada M1 ve M2 metroları var. M2 olanına biniyorum. Siz ne tarafa gidiyorsunuz bilmiyorum ama merkezi tren M2. Yine de  M1 ve M2 metro haritasına önceden bakmanızda fayda var.

    *Hava alanı içerisinde terminaller arasında ücretsiz shuttle var. Oldu ki lazım oldu, biliniz.

    Otobüs ile; Otobüs ile gitmek isteyenler, 5A numaralı otobüs tren istasyonuna kadar gidiyor. Otobüs metroya göre daha uzun sürüyor. Metro 15 dk ise otobüs yarım saat. Biletler yine aynı şekilde kiosk’lardan alınıyor ama oldu ki bilet almayı unuttunuz o zaman otobüsün içerisinde şoföre ödeme yapabiliyorsunuz. Otobüse binmediğim için bilet fiyatlarını bilmiyorum. Ama bilet almadan binilir miydi bunu da merak etmiyor değilim.

    Kopenhag Şehir İçi Ulaşım

    Copenhag pass ile; Yazının başında Kopenhag pek büyük değil, biraz yakın-uzak yerlere gitmek isteyince tabana kuvvet yapmak yeterli oluyor demiştim. Tabii bu yürümeler biraz uzun olabiliyor. Çünkü Kopenhag’da bölgeler kendilerine has görülecek özelliklere sahip olmakla birlikte farklı yerlere dağılmış durumdalar. Ben her yere gideceğim, her bölgeyi göreceğim, yürüyemem de diyen varsa tek tek ulaşım için bilet almak yerine otobüs, metro ve S-tog gibi tüm ulaşımlar için geçerli bir kart olan Copenhagen Pass’i alsa iyi olur. Bu kart ulaşımla sınırlı değil, müze girişleri de dahil. Copenhagen Pass’in ücretleri şöyle; 24 saat 51, 48 saat 71 ve 72 saat 85 euro. Şimdi yürümek ile ilgili düşüncelerinizi tekrar gözden geçirin isterseniz.

    Bisiklet ile; Bisiklet sayısının araç sayısından hatta bana göre insan sayısından da fazla olduğu Kopenhag, Avrupa’da bisiklet kullanımının en yoğun olduğu kentlerden biri. Yani sokakta insan yok bisiklet var. Bünyemiz alışkın değil bu kadar bisiklete. İşe bisikletle git, bakkala bisikletle gel. Çoluk çocuk bisiklete binsin. Kopenhag’da ücretsiz rehberli bisiklet turları yapılıyor. Rehbere gönlünüzden ne koparsa veriyorsunuz tur sonrasında. Birçok bisiklet dükkanında grup turları mevcut. Herhangi birinden bilgi alınabilir. Bireysel olarak gezmek için bisiklet kiralamak da mümkün. Zaten adım başı bisiklet dükkanı var. Aşağı yukarı hepsinde de fiyat aynı sanıyorum. Saati 19 tl (30 dkk). Diyelim 40 dakika sonra geri verdik yine 30 dkk. O yüzden bisiklet kiralarken saatlik düşünüyoruz. Bisiklet kiralamayı düşünenler Bycyklen‘a göz atabilir. Kiralanan bisikletin bırakılacağı birçok bisiklet istasyonu var.

    Kopenhag Pahalı Mı?

    Eeeeveeeettt… Hazır mıyız? Kalemi kağıdı aldık mı? Yakın gözlüğümüzü taktık mı? Kollarımızı da sıyırdık mı? Şimdi, ayın sonunu nasıl getireceğinizi düşünmek istemiyor ve kredi kartı ekstresi geldiğinde ‘kışın gezdiğin Kopenhag’lar gelir bir gün…’ demek istemiyorsak bu finansal tabloyu mutlaka iyi çalışacağız asdafadsfd.

    Gider Tablosu

    Aşağıdaki tabloda yer alan gider tablosu Kopenhag gezisi süresince minimize edilmiş ihtiyaçlar olup araştırmalar sonucu en ucuz olanlar baz alınarak TL üzerinden hesaplanarak yazılmıştır.


    10 DKK = 7 TL

    Metro bileti 20.5 tl (32 dkk): Metro bileti zone’lara ayrılıyor. Diyelim ki 3 durak gidiyorsunuz farklı, 5 durak gidiyorsunuz farklı ücret. Ben hava alanından otelin bulunduğu Amagerbro’ya 6 durak gideceğim o yüzden tek gidişi bileti için 20.5 TL ödüyorum. Genelde bilet almadan bineriz şimdi şurada din kardeşiyiz. Ama dedim medeniyet falan sakata gelmeyelim, ülkeyi de tanımıyorum, aldım biletimi verdim 20.5 TL’mi. Lakin kimse kontrol etmedi. Ya bu nasıl acıdır, o kadar bekledim, biri gelsin kontrol etsin istedim. Yok. Hayır dönerken belki kontrol ederler dedim, bir de dönüş bileti aldım. Gene etmediler. Hava alanından otele, otelden hava alanına olmak kaydıyla 2 kere metro bileti aldım ve 41 TL ile vedalaştım. Yani ben kontrolcüye denk gelmedim tabii sonra burada okuduk vay efendim kontrol ettiler, ceza yedik diye gelmeyin. 2 tane alıverin artık…

    *Bakın ben sadece 2 kere metro bileti aldım. Onun dışında her yere yürüdüm. Hissedilen sıcaklık -5 bu arada. Yürüyün yürüyün. Ondan sonra üşüdüm diyorsunuz.

    2 litrelik su 5 tl (4.5 dkk+ 3 dkk depozito): Kopenhag’da musluk suyu içiliyormuş. Ben içmedim ama bu bilgi her yerde yazdığı için ben de yazma ihtiyacı hissettim. Kaldı ki herkes markette su alıyordu, nasıl musluktan su içiliyor o da ayrı bir olay. Bu yüzden dışarıdan su alacaklar için en uygun yeri açıklamak boynumun borcu. Fakta‘ya gidiyorsunuz, buradan 2 litrelik su gömüyorsunuz ve yanınıza mutlaka bir matara zaten almıştınız. Sonra da asla ve asla su şişesini, bira şişesini falan atmıyorsunuz. Çünkü alınan plastik içeceklerin depozitoları geri ödeniyor. Bunun için etiketlerde ya da fiş üstünde KDV gibi duran minik rakamlara dikkat edin. Ben onları KDV sandığım için burada zeka seviyemin anlık olarak değişkenliğini göstermek istedim.

    *Plastik şişe geri dönüşümü, ürünün alındığı marketlerin otomatlarında yapılıyor.

    Cafede oturmalı espresso 13 tl (20 dkk): Kahve çeşitlerini genel olarak değil de espresso bazında ele aldığımızda (eyyy Kopenhag benden bir Emin Çapa yarattığın için mutlu musun?) bir cafede oturup espresso içmenin en uygun fiyatının 20 dkk olduğunu gördüm. 22, 24, hatta 32 dkk olan var ama siz 20 dkk’ye espresso ve diğer ucuz kahveleri içeceksiniz, ve pahalılara gitmeyeceksiniz. Bu cafeleri Kopenhag yeme içme kısmında detaylıca anlatacağım.

    Marketlerde espresso 8.5 tl (13 dkk): Cafeye oturmayalım, alalım elimize yürüyelim, kahvenin de çok iyi olması gerekmiyor, nefes alsın yeter diye düşünen varsa kendisini 7eleven’a gönderiyorum. Burası her sokakta karşılaşılan bir mini market zinciri. Hem kahve, hem yenilecek şeyler bulunuyor. Kahve elbette iyi değil. Ama bütçe kısıtlıysa ve kahve de şartsa idare edilecek artık. Ucuz kahve için Feteks Food, Irma, Netto, Fakta gibi büyük market zincirleri içerisinde yer alan kahve makinelerinden kendi kahvenizi kendiniz alabilirsiniz de.

    *Günde 3 kahve içiyoruz diyelim. Nereden bakarsanız en ucuz kahve ile 30 küsur tl gidecek. Değer mi? Bence hayır. Bu yüzden gelirken bir adet su ısıtıcı ve bir adet türk kahvesi ile gelin. Böylece dışarıda günlük kahve tüketimini bire indirin. O da Kopenhag’a geldiğiniz belli olsun diye, Instagram falan.

    Magnet 16 tl (25 dkk): Magnet alırsınız ya da almazsınız bilmiyorum. Bu kısım magnet koleksiyoncuları için. Kopenhag’da magnet fiyatları çoğu yerde 21 tl (32 dkk). Fakat bir yer var ki işte orada 16 tl’ye bulmak mümkün. Bu kısım da yazının devamındaki alışveriş kısmında.

    Instagram’da not alınan bir cafede kahvaltı 77 tl (120 dkk): İçecek ve yumurta ve ekmek ve hepsi bu kadar. Bu yüzden kahvaltı için Türkiye’den Kopenhag’a gıda üzerine bavul ticareti yapmanın tam sırası.

    Buraların ünlüsü sokakta sosisli 13 tl (20 dkk): Sossuz mossuz ekmek arası düz sosis yaklaşık bu fiyatlarda. Ama biraz daha iyi, geleneksel tatlarda, dolu dolu bir sosisli yemek için ödenecek tutar da 25 tl.

    Burger King whopper hamburger 19 tl (30 dkk): Menü değil gençler tek hamburger.


    Kopenhag Gezi Rehberi

    Kopenhag gezi rehberini çıkartırken hava alanından aldığım haritayı açtım ve bölge bölge neler var inceledim. Tamam şehir çok büyük değil ama gezilecek yerlerin sayısı hiç de az değil. Temel soru ‘Kopenhag kaç günde gezilir?’…Hafta sonu için geldiyseniz merkezde dolanırsınız yapacak bir şey yok. Benim kalış sürem 4 gece 5 gündü. Bunun bir günü İsveç’e gittiği için aşağıdaki liste 4 tam gün için hazırlanmış oluyor.

    Kopenhag’ın maşallah nur topu gibi bro’ları ve havn’ları var ve bunların hepsini görmek de 4 günden fazlasını istiyor. Zira ocak ayında hava 16.30’da kararmış oluyor. Bu da birçok yere gidememek demek.

    Nyhavn

    Klasik Kopenhag kartpostalı işte burası. Rengarenk evleriyle Danish Girl’ü akla getiren, Danish Girl ne güzel filmdi bu arada, Nyhavn’ın Kral 5. Christian zamanında Danimarka-İsveç Savaşı’nda ele geçirilen savaş köleleri çalıştırılarak yapıldığını okuyunca o renkli evlere dönüp tekrar baktım. Çok garip.

    Nyhavn’ın kuzey tarafında tek sayılı evler yer alıyor. Tek sayılı evlerin yer aldığı cadde 9 numaradan 1681 numaraya kadar. Bu numaralar içerisinde 9 numaralı ev Nyhavn’ın en eski binası, 20 numaralı ev ise 18 yıl boyunca burada yaşayan masal ustası Hans Christian Andersen’in yaşadığı ev.

    Stroget Caddesi

    Avrupa’nın en uzun yaya yolu olarak bilinen Stroget Caddesi, Kopenhag’da en çok zaman geçirilen yer haliyle. Sağlı sollu birçok restoran, kafe bulunuyor ama daha çok dükkanlar mevcut. Benzetmeden geçmeyelim, Kopenhag’ın İstiklal Caddesi burası. Alışveriş ve yeme içme dışında tarihi binaları da görmek için Stroget’e sık sık gelmek gerekiyor.

    Rundetaarn

    Stroget Caddesi sınırlarında görülecek bu kule, Avrupa’nın en eski gözlem evi olarak biliniyor ve hala faal olarak işliyor. Birçok başarılı astronomi çalışmalarına imza atılmış bu gözlemler sayesinde. Ben her gittiğim şehirde illa bir yerlere çıkacağım hiçbir şey görmesem de o tepeden bakılacak diyorsan çık. Çünkü kulenin en yukarısı, aslında çok da yukarı olmadığı için doğru düzgün bir manzaraya sahip değil. Ama döne döne çıkıldığı için o kısmı çok orijinal, tebrikler.Kulenin içerisinde bir de kütüphane var. Burası Andersen’in ziyaret ettiği bir kütüphane ve buradaki kitaplardan ilham alarak hikayeler ortaya çıkarttığı söyleniyor. Kuleye çıkmanın ücreti 16 TL (25 dkk). Eğer Copenhag card aldıysanız kuleye girişler ücretsiz. 5-15 yaş aralığındaki çocuklar için de 3.5 TL (5 dkk).

    Ziyaret saatleri: 01/10/2016 – 30/04/2020 Pazartesi, Perşembe, Pazar 10:00 – 18:00
    01/10/2016 – 30/04/2020 Salı, Çarşamba 10:00 – 21:00

    Amagerbro

    Yaaa burası benim evim oldu, bu alakasız bro’yu koymak istedim bu yüzden. Tabii iki gün geldiyseniz hiç bu tarafa gelmeyin. Burası bir nevii Anadolu Yakası. Yani merkez cadde olan Stroget’ten buraya gelmek için bir köprü geçiyorsunuz. Çok işlek bir bölge bu arada. İş yerleri, Radison vb bizim yakada (çabuk benimsedim). Yiyecek içecek biraz daha uygun. Daha doğal güzelliklere sahip. İçinde ördeklerin yüzdüğü çok büyük bir göl var. Yazın buralar değerleniyordur diye düşünüyorum. Ayrıca bir durak öncesi Christiania.

    Christiania

    Kopenhag başkaaaa Christiania başkaaa… Zira burası freetown olarak adlandırılan özerk bir bölge. Yani kendi kuralları var, kendi sistemleri var. Bunu içeriden çıkarken ‘Avrupa’ya çıkıyorsunuz’ diyerek de net bir şekilde ortaya koyuyorlar. Buraya yönetim karışamıyor, kısaca olay bu. İçeride ot satışı ve içmesi serbest. Bu yüzden bölgenin o kısmında fotoğraf çekme yasağı var. Yine blog’ları okuyorum, öyle yazılar gördüm ki. Siyahi abiler gelmiş telefonu almış, demiş sil o fotoğrafı dostum senin sorunun ne? Nettiniz adamlara da o seviyeye geldi açıklayın lütfen.

    Neticede kendi gözlemlerime dayanarak sadece ot içilen kısımda fotoğraf çekilmiyor ve neden çekilsin zaten. Geri kalan kısımda şak şuk çekildim ben bir sorun olmadı. Yazın cıvıl cıvıl olan, birçok etkinliğin yapıldığı Christiania için ayrı bir yazı da gelecek.

    Church of Our Saviour

    Kopenhag gezi rehberi içerisine en tepeden manzara izleme noktası eklemek isteyenler için en ideal yer işte burası. 400 basamak tırmanarak kilisenin tepesine çıkılabiliyor. Çok da tepelerden doyasıya izlenesi bir şehir olmadığı için benden buna passaparola. Zaten ocak ve şubat aylarında kapalıymış, kendi bilir. Ama mevsim yazsa ve güneş batarken denk geleceksem o zaman fikrim değişebilir. Ücret 45 dkk, copenhag card ücretsiz.

     

    Christianshavn & Holmen

    Christiania’yı da içine alan bu bölge tıpkı Nyhavn gibi renkli evlerin, teknelerin olduğu sempatik bir yer. Nyhavn bize yeter demeyin. Bence burası Nyhavn’dan çok daha güzel. İnsan sayısının daha az ve renkli evlerin daha çok olması nedeniyle fotoğraf çekmek için ideal.

    Norrebro

    Tam bir göçmen bölgesi. Kendisi İstanbul’un Karaköy’ü kıvamına gelmiş ve hipster mekanı olmuş. Grafitiler, sokak sanatları, aktivist sloganlar burada. Amagerbro ile arasında yürüyerek gidiş geliş 20 km olsa da ben otelden çıkıp buraya kadar yürüdüm. Yol boyunca birçok farklı kültüre ait lokanta ve butik gördüm ki bunlar Hint, Arap ve kısmen Türk ağırlıklı. Zaten Norrebro’ya geldiğinizde burasının Kopenhag’ın diğer yerlerinden çok farklı olduğunu gözlemleyeceksiniz.

    Superkilen Park

    Göçmenlerin yoğun olduğu bölge olan Norrebro’dan bahsetmiştik. Şimdi buraya kadar Amagerbro’dan yürümemizin sebebi Superkilen Park ile tanıştırayım sizi. Görünce ‘ulan o kadar saat bunun için mi yürüdük’ demedim değil. Aslen yetişkinler için boks, kaykay gibi outdoor aktivitelerin yapıldığı bir park olsa da Superkilen’in bir başka boyutu var. O da göçmenlerin yaşadığı bir bölge olması sebebiyle burada yaşayanların kendilerini ifade edebildikleri bir yer olması. Beni Norrebro’ya kadar yürüten o çizgili meşhur tepesi de Gazze’ye adanmış bir tepe örneğin.

    Vesterbro

    Kopenhag’ın en trendy bölgesi. Sanat merkezleri, restoran ve kafeler, tasarım dükkanlar genelde bu bölgede. Haliyle fiyatlar da biraz yukarılarda. Daha ne kadar yukarılarda olacak bilmiyorum, çık arşa çık yatıya kal orada sayın fiyat.

    Küçük Deniz Kızı

    Eğer Kopenhag’dayken Küçük Deniz Kızı’nı görmeye gidecekseniz lütfen otelde Google Maps’i açın ve orada gidin. Google Maps’i açın ve onla gidin demiyorum. Maps’te görün burayı. Bence orada daha büyüktür. Tabelalardaki versiyonuyla The Little Mermaid, ünlü Carslberg biralarının sahibi olan Carl Jacobsen tarafından Kopenhag’a hediye edilmiş

    Tamam adamcağız hediye etmiş, incelik yapmak istemiş. Peki o deniz kızını Danimarka sınırına koymak kimin fikriydi? Kopenhag’ın en rüzgarlı olduğu bir günde, sırf kahveci öneren blogum olmasın diye şu çektiğim çile nedir? Kopenhag’ın hiç ziyaret edilmeyen bölgesine turist çekelim diye o heykeli oraya koymadıysanız daha da bir şey bilmiyorum. -5 derecede ve sağlam bir rüzgarda tee oraya kadar yürüdüm. En azından limanın başına koyaydınız vicdansızlar. .

    Bu küçük deniz kızı ile ilgili de bir bilgi vereyim. Carl beyamca Andersen’in masalından ve bu masalın bale gösterisinden etkilenip bu heykelciği yaptırmak istiyor. Heykele ilham veren ise hem masal hem de gösteride deniz kızı rolündeki balerin aslında. Heykelin mimarı Edvard Eriksen de ‘hanım balerini model olarak kullanırsam beni evi almaz’ diye düşünmüş olacak ki heykeli yaparken model olarak eşini kullanmış.

    Kastellet

    Bak deniz kızına kadar yürüdüm, ağrıma gitti ama Kastellet’i keşfettiğim için de mutluyum. Kırmızı binalar, yemyeşil orman, yel değirmeni ve bir gölet ile Kopenhag’ın en fotoğraflık yerlerinden biri. Burası askeri depo ve ofis olarak kullanılıyor ama siz elinizi kolunuzu sallayarak içeri girip gezebiliyorsunuz. Deniz kızına kadar gelince bozulan morali yerine getirmek için uğranılabilir.

    Ny Carlsberg Glyptoteket

    Biranın faydalarından birini görmeniz için sizi Medici Ailesi soyundan mı geliyor artık nedir Carlsberg’in sahibi tarafından kurulan bu muazzam müzeye ışınlamak istiyorum. Glyptoteket’i mümkünse es geçmeyin. Rodin’e adanan oda ile birlikte birçok yerel ve ulusal sanatçının eserini görmek mümkün. Ve o girişte sizi karşılayan efsane bahçesi resmen insana boyut değiştiriyor. Ayrıca içeride kahvaltı yapmak ya da bir şeyler yemek için bir lokanta mevcut.Pazartesileri kapalı. Geri kalan günler perşembe hariç 11.00 ile 18.00’a kadar açıkken perşembeleri 22.00’a kadar açık. Glyptoteket giriş ücretleri 95 DKK. Ama salı günleri gidilince bu ücreti vermeye gerek yok çünkü salı günleri herkes için ücretsiz.

    City Hall Square

    Tivoli’ye gelmeden geçilen bu meydanda Belediye Sarayı (Radhuspladsen) bulunuyor. Burayı gezmek de mümkün. Meydandayız, binanın kapıları da açık. O zaman girilir. Özel olarak gidip görülecek bir şey yok. Ben gittiğimde içeride düğün fotoğraf çekimi vardı. Kopenhag’da gelinler gelinlik damatlar da İskoç etek giyiyormuş. Bunu da bu binada gördüm. Belki adam İskoç’tur onu da bilmiyorum. Sallıyor olma ihtimalim var.

    Tivoli Gardens

    Kopenhag’ın devasa tematik eğlence parkı Tivoli Bahçeleri ne yazık ki kış döneminde, muhtemelen yılbaşından sonra, kapalı olurmuş. Bu yüzden Tivoli’yi görme şansım olmadı. Tivoli çocuklar ve büyükler için her türlü eğlencenin yer aldığı bir alan. 1800’lü senelerde kurulması ve Walt Disney’in burayı gezerken ilham alması bendeki merakı artırdı ama açıkken görmek için bahar ve yaz ya da noel zamanı gitmek gerekiyor. Parklar, oyun alanları, roller coaster gibi farklı eğlence ve iyi vakit geçirtici bir şeyler var içeride. Kış dönemi Tivoli Bahçeleri’nin bu kısmı kapalı olsa da kültür sanat aktivitelerinin bir kısmı kapalı olan vakitlerde burada yapılmaya devam ediyor.

    Design Museum
    Elbise Balmain, ayakkabı YSL

    Ucuz Kopenhag gezisi içerisinde yine yırttığınız bir yer söyliiicim size. Hadi hazırlayın akbilleri, öğrenci kartlarını. Design Museum, birçok Danimarkalı tasarımcının eserlerinin yer aldığı oldukça güzel bir müze. Üstelik tüm öğrenciler için ücretsiz. Hatta akbil gösterip öğrenciyim derseniz girebilirsiniz. Bu tamamen size kalmış bir durum. Ben de hem öğrenci kartı hem de akbil vardı. Elimi cebime atınca ilk akbil geldi. Sadece ne zaman mezun olacağımı sordu. Dedim öğrencilik biter mi hanım abla?. Kopenhag artık bizim akbilleri öğrenci kartı olarak tanıyor arkadaşlar hadi yine iyisiniz.

    Yürümekten ayaklarımız pert olunca bir de tuvalete gidecek yer göremeyince bari müzeye girelim diyerek saçma bir tutum gösterdik kabul ediyorum. Fakat sonra kendisine haksızlık ettiğimizi anladık ve bir saat kadar gezdik. Danimarka tasarım ülkesi. Kıyafet ve dekorasyon konusunda da aşmış tasarımlara sahip. Nordik tarzı bir ev hayali olanlar ve Gucci, Balmain gibi markaların ilk tasarımlarını merak edenler bu müzeyi sevecektir. Ayrıca içeride çok tatlış bir de kafe mevcut.

    Müze giriş ücreti 73 TL (115 dkk), 26 yaş altına ücretsiz.

    Assistens Mezarlığı

    Daha önce Moskova Novodeviçi ve Lviv Lychakiv Mezarlığı‘nı gezmiş biri olarak en büyük hobilerimden biri artık gittiğim yerlerde mezarlık gezmek oldu. Kopenhag’daki mezarlık ziyaretinin sebebi ise Andersen ile ilgili. Andersen’in mezarının burada olması Assistens’i ayrıcalıklı kılıyor. Ama yalnızca mezarlık ziyareti değil yürüyüş ve koşu yapıp, çimlere uzanıp keyif yapmak için de Kopenhaglılar bu mezarlığı ziyaret ediyor. Lütfen bir an kendinizi bizim mezarlıklarda koşarken hayal edin. Akşama Show Haber’desiniz.

    Rosenborg Kalesi

    Gidin, pişman olmazsınız. Konu kilit. Stroget Caddesi’nin iki alt paralelinde yer alan; 17. yüzyılın başlarında ünlü İskandinav krallarından Christian IV tarafından yaptırılan ve 400 yıllık bir geçmişe sahip kalede kraliyet mücevherleri yer alıyor.

    Rosenborg Kalesi’ne gelindiğinde kapısında asker bekleyen kapıdan değil diğerinden girmek gerekiyor. Ya Kopenhag Belediyesi, o askerler bütün gün ‘yok bacım kale girişleri yan kapıdan’ demek için mi orada nöbet tutuyor? Koysanıza bir tabela. Doğru kapıyı bulup içeri girince görülen gölet ve ortasına kurulmuş kale çok fotoğraflık. Zaten içeriye girecek paramız olmadığı için biz de bahçede oyalandık. Ne yapayım kralın hazinesini sokakta sosisli yiyecek paramız yok.

    Kale giriş ücreti 69 tl (110 dkk). 0-17 yaş için ücretsiz. Parkı gezmek de ücretsiz.

    Amalienborg

    Danimarka, dünyanın en eski monarşisinin olduğu bir yer. Bunu bir övünç kaynağı olarak kullanmıyorlardır umarım. Kraliyet konseptli birçok saray var ve içlerinde en turistiği Amelienborg. Daha çok askerlerin nöbet değişimi ile ilgi çeken ve hala kraliyet ailesinin içerisinde yaşadığı bir yer. Nöbet değişimi her gün 12:00’de başlıyor

    Louisiana Museum of Modern Art

    Kopenhag’da gezilecek çok müze var. Tabii memleketin müze fiyatları hepsini görmeye imkan vermiyor. Benim notlarımda yer alan ama gitmediğim bir müze oldu Loisiana. Eğer Copenhag pass almadıysanız, tek tek müzelere para vermek gibi bir durum içerisinde olmayacağınızı var sayıyorum. Yok ben bir tane müze hakkı bıraktım diyorsanız o zaman hakkınızı burası için kullanabilirsiniz. Çünkü Louisiana Avrupa’nın en iyi modern sanat müzelerinden biri olarak kabul ediliyor. Ki içeride Picasso, Andy Warhol gibi sanatçıların eserlerini görmek mümkün. Yarım saat uzaklıkta ve gitmeyi düşünüyorsanız önce tren istasyonuna gidin, bilet satış gişesine uğrayın ve Louisiana Müzesi gidiş-dönüş tren bileti ile müze bileti alın. Eğer sanata ilginiz varsa, konuyu da biliyorsanız gidin derim.

    Müze giriş ücreti ve yol parası 125 tl (200 dkk). Güzel Sanatlar öğrencileri, kimlik ile içeriye ücretsiz girme şansınız var.

    Kopenhag Gezi Rehberi Listesine Alınası Yerler

    Botanik Bahçeleri: Baharda güzel olan, ücretsiz gezilebilen ve 13.000 bitkinin bulunduğu bahçe.

    National Museum: Danimarka tarihini anlatan bir müze. Viking severler uğrasın. Ücret 75 dkk, Copenhag card ücretsiz. 10:00 – 17:00 arası açık, pazartesileri kapalı.

    Giriş Ücreti: 75 DKK / ancak Kopenhag kart ile ücretsiz.

    Christiansborg Sarayı: Parlamento ve Yargıtay binası olarak kullanılan saray.

    Magstræde: Kopenhag’ın İtalya’sı olarak adlandırılan, en çok fotoğrafı çekilen sokak.

    Overgaden Oven Vandet: Christiania’ya yakın, fotoğraflık sokak.

    Amager Strandpark: Yazın gidenler için beach.

    Frederik Kilisesi: Kilise gezmeyi sevenlere.

    Larslejsstraede: Mavi eviyle ünlü sokak.

    Odinsgade: Elinde balon tutan kız murali olan binası için gidilen sokak. (Ne tamlama ama)

    Bannana Park: Yine mural örnekleri bulunan park.

    Danimarka Milli Müzesi, Guinnes Rekorlar Müzesi, Thorvaldsens Müzesi: Müze gezmeyi sevenler için.

    Kopenhag Yeme İçme

    Farkındaysanız başlıkta subliminal mesaj verdim. Seyahat anlayışı kimine göre sokak sokak gezme, kimine göre tarihi öğrenme kimine göre lokalleşme kimine göre de yeme içme olabilir. Hepsine tamamım. Ama bir kahveye de 30 lira vermek ne bileyim geri dönüşü olmayan, ölü bir yatırım gibi geliyor bana. Biraz da yatırımcı gibi düşünün kardeşim hep girişim hep girişim nereye kadar.

    Danimarka mutfağında olsa olsa somon olur demeyin. Aslında kendine has bir mutfağı var buranın. Ama ben Kopenhag’da nereye baksam shawarma gördüm. Şavırma, çevirme, döner; adına ne derseniz, bir akım haline gelmiş. Bu konseptteki dükkanlar full çekiyor. Resmen KOSGEB’den shawarma hibesi alıp Kopenhag’a homemade shawarma’cı açacağım. Sonuç olarak yeme içme üzerine şunu söyleyebilirim: Orta Doğu yemekleri ve Asya yemekleri burada kral.

    *Kopenhag’da Türk restoranları: Epey namı yürümüş Ankara Restaurant’da açık büfe Türk kahvaltısı ve yemekleri yapılıyor, Norrebro tarafında Köşem Restaurant‘ta yine Türk yemekleri ve balık konseptine sahip; yine Norrebro tarafında İstanbul ve Beyti Kebap var adana, urfa tarzı; Vesterbro tarafında Konya Kebap var orada da mevlana pide olayları dönüyor.

    Smørrebrød

    Kopenhag’da yenilecekler listesinde başı çeken smørrebrød özünde sokakta oynarken acıkıp ‘anneeaa ekmeğin üzerine salça sürüp sepete koysana’ dediğimiz dilim ekmek üzerine malzeme olayı. Benzerlik olarak İspanya’nın tapas’ı da denilebilir. Ben zaten odada her gün sandviç yemekten vefat etmişim bir de bilmem kaç kron verip ekmekli malzeme yemeyeyim dedim. Ama araştırdım ve genel olarak herkes Hallernes, Papiroen ve Rita’s’ı önermişti. Rita’s kapalı ve not aldıysanız haberiniz olsun. Papiroen birçok lokantanın bulunduğu uyguna yemek yenilen bir alan, Hallernes’in de içerisinde yer aldığı Torvehallerne de yine uyguna yemek yenilen hal-pasaj karışımı bir yer.

    Sosisli

    Hayatında sosis yemeyen insan sen kalk, cebinde 2 kron yok, canın sosisli çeksin. Kopenhag’ın hot-dog’ı meşhurmuş. Kopenhag usulü! sosisli yapan yer, seyyar arabası olan DOP da bilindik yer olduğu için diğer firmalara göre fiyatı biraz daha yüksek ama lezzetli sosislinin adresi oluyor. Burada sosisi, malzemeleri ve ekmeği seçebiliyorsunuz. Domuz eti dışında dana, tavuk ve mantardan yapılan vegan sosis mevcut. Ben dana eti, hardal, ketçap ve kavrulmuş soğanlı olandan yedim. Fiyatı 26 tl (40 dkk). Tavuk ve vegan daha ucuz.

    Max Burger

    Hayat kurtaran hamburgerci koydum adını senin Max. Fast food yemek isteyen ama Burger King falan da olmasın diyen, temiz ve ucuz kriterlerini de karşılayan, etlerin tamamı angus olan Max Burger, neden içeride Tayland müziklerinin çalındığını anlamadığımız ama gönlümüzü fetheden bir yer oldu. Menü fiyatları da Kopenhag’a göre normal. Çocuk menüsü yediğim için onun fiyatı 22 tl (34 dkk). Sistemleri de çok güzel. Elektronik makinelerde sipariş veriyorsunuz ve sıra numaranızı bekliyorsunuz.

    Hotel Chocolat

    Çoğu kimselerce övülen; şahane, bayıldım denilen, bir de ödüller alan Hotel Chocolat, çikolataları ve sıcak çikolatasıyla ünlü. Tabii ucuza gezdiğimizi unutup ve övgüler alınca da gidip birer klasik sıcak çikolata içelim dedik. Tam bir hayal kırıklığı. Su gibi, ılık ve nesquik benzeri bir şey geldi. Seveni var mı bilmiyorum. Kaç dkk verdik buna hatırlamak da istemiyorum. Hatırladım; 28 tl (50 dkk)

    Conditori La Glace

    Dışarıdan lüks görünen, ama sıra kuyruğu da bir hayli uzun olduğu için kendimize hakim olamadığımız ve ‘aaa kuyruk, hemen girelim’ dediğimiz Conditori La Glace, Kopenhag’ın adeta Markiz Pastanesi çıktı. Kuyruktayken menü geldiği için fiyatları görme şansımız oldu. Sokaktaki sosisliden daha ucuz tatlılar olduğu için de oturma kararı aldık ve içeriye girince kendimizi Hatırla Sevgili dizi setinde bulduk. Fotoğraftaki tatlı, patatesi andırsa da bademli ve hafif bir tatlı. Fiyatı 23 tl (36 dkk). Yanında kahve içmeyin, fiyatlar uçmuş.

    Cafeler

    Kopenhag’da çok güzel kahve mekanları ve cafeler var Allah için. Neredeyse espresso bazında girip çıkmadığımız, fiyat karşılaştırması yapmadığımız cafe kalmadı. Sanki Kopenhag’a maliyeden gönderilmiş gibi triplere girdik. Hem iyi bir yerde oturalım hem iyi bir kahve içelim ve bunu muadillerinin altında yapalım istiyoruz. O zaman karşımıza şu cafeler çıktı.

    Original Coffee

    Kopenhag’ın klas ve yetmezmiş gibi diğerlerine göre en uygun kahveyi yapan yerlerinden biri. Bulmak için çatılara bakmak lazım zira cafe Stroget Caddesi’ndeki Illum Avm’ye ait bir binanın en tepesinde. Bu Illum denilen Avm lüks markaların satıldığı bir yer. Haliyle bizde ‘burada kahve kim bilir ne kadardır?’ diye düşündük.

    Fakat tepeye çıktığımızda gördük ki yukarısı komple yeme içme yeri. Eataly gibi farklı markalar var ve onlardan biri de Original Coffee. Çok şahane bir terası var. Kulelere çıkmaya hiç gerek yok. Espresso 13 tl (20 dkk) Bir de sağlıklı bir şeyler yiyelim, geldiğimizden beri dalağımız böbreğimiz hazır çorba ve sandviç olduğu için müsli yoğurt olayına girdik. Onun da fiyatı 22 tl. (Burada paraya kıymışız)

    Joe&The Juice

    İlk kez övecek bir şey bulmanın haklı gururunu yaşıyorum. Danimarka’nın en yaygın kahve & meyve suyu zinciri olan Joe & The Juice‘ı Türkiye’ye getirsenize yatırımcılar, big boss’lar. Alın size yatırım gibi yatırım. Bir girişim olan Joe & The Juice buralarda ve dünyanın birçok ülkesinde oldukça popüler. Hatta TV’lerde Joe & The Juice hakkında başarı hikayeleri dönüyor. Ben bile Finansal Direktörü’nün konuşmasına denk geldim. Adım başı şubesi var, birinden birine gidip Iron Man alın. Çilek, muz ve vanilyalı sütten yapılan buzlu bir içecek. Fiyatı 27 tl (42 dkk). Ocak ayında, Kopenhag’da, sokakta, buzlu bir içecek içiyorum bakın. Şunun için bir ödül verilir be. Kahve içmiyoruz ama kahve pahalı.

    Paludan

    Ba-yıl-dım. Burası benim mekanım olsun, Kopenhag’daki yuvam olsun lütfen. Kitap cafe konseptinde bir mekan. Yukarısı kitap satılan bölüm, aşağısı restoran ve cafe, alta inen bölümde de sergiler oluyor. Espresso’nun 20 dkk olduğu yerlerden biri ve uygun fiyatlı biralar, yemekler ve kokteyller var. Menü için tık tık.

    Not ettiğim, gidip gördüğüm ama oturmadığım diğer mekanlar

    -Democratic Coffee: Uygun ve tarz bir mekan arayanlar için biçilmiş kaftan. Al bilgisayarı otur çalış. 3. dalga kahvecilere güzel bir örnek. 20 dkk’yı geçmeyen espresso ve haliyle daha uygun kahveler için iyi alternatif.

    Europa: Kahve fiyatları biraz yüksek olan zincir cafe. Stroget Caddesi üzerindeki en popüleri.

    -Coffee House: Yine zincir kahveci. Europa ile aynı skalada. Adım başı görmek mümkün.

    -Lagkagehuset Pastanesi: Kahveleri pahalı ama pastahane ürünleri uygun.

    The Coffee Collective: İyi kahve yapan iyi mekan. Kahve fiyatları ortalamanın üstü.

    -Baresso Coffee: Vesterbro Bölgesi’nin popüleri. Burada da kahve fiyatları ortalama üstü.

    -Granola: Hem kahvesi hem de atıştırmalıkları ile popüler mekanlardan. Ben 20 dkk esprresso’cu olduğum için burayı da pahalı buldum.

    -Mad & Kaffe: Burası da yine en popüler mekanlardan biri ve yine ortalamanın üstü.

    Munchies: Bubble waffle olayının yapıldığı, önü hep kalabalık mekan. Dondurma konulduğu için artık bünyeme bu kadar şok yaşatmamak adına yiyemedim.

    Kopenhag Ucuz Alışveriş Noktaları

    Kopenhag’da alışveriş diye bir başlık olmamalı ama yine de dayanamayıp bir şeyler almak isterseniz diye Kopenhag ucuz alışveriş noktalarını belirteyim dedim. Tabii bu ucuzluk tamamen Kopenhag sınırları içerisindeki diğer yerlere göre olan ucuzluk. Bütçe probleminiz yoksa Kopenhag’da çok tarz kıyafetler var, aklımız kalmadı değil. Zaten halkı da çok cool giyiniyor. Keşke benim olsa dedik ama sonra kıyafete vereceğimiz parayla başka bir ülkeye bilet alırız dedik. Ki emin olun bir kazak fiyatına gidiş dönüş bilet buluruz.

    – Tiger, Normal ve Matas

    Kopenhag’da en uygun alışveriş yapılacak yerler burası. Dünyanın birçok ülkesinde şubesi olan, bir milyoncu gibi her şeyi satan ama aslında hiçbir şey satmayan saçma sapan bir yer Tiger. Okuduğum bloglar’da birçok öneri vardı burası için. Poşet poşet alışveriş yapıp dönüyorlarmış. Ne buldunuz allasen burada? Girmediğim Tiger mağazası kalmadı, hepsinde aynı şeyler var.  Ivır zıvır severler için cennet olabilir. Normal ise daha çok Gratisvari bir yer. Kozmetik de var, gıda da. Matas da Normal gibi ama daha çok kozmetik ağırlıklı. Fakat Normal, Matas’dan daha ucuz bir yer. Benim Normal mağazasından aldığım tek şey Tony Guy’ın deniz tuzlu spreyi oldu ki Türkiye’de indirimsiz 50, indirimli 32 tl’ye satılırken Kopenhag’da 24 tl’ye geldi. As bayrakları as as as.

    – Fakta
    Soldaki de sağdaki de aynı marka ürün ama arada fiyat farkı var. Biz pahalı olanı aldık. Neden? Çünkü biz dededen kron zenginiyiz.

    Burası Kopenhag’ın Bim’i arkadaşlar. Pahalıdan ucuza market sıralaması yapalım hemen: Irma, Brugsen, Netto, Fetex Food, Fakta. Bu yüzden Fakta can yoldaşınız olacak. 2 litrelik suyu 5 tl’ye alacaksınız burada. Ayrıca size eliniz boş dönmesin diye alınacak bir şey söyleyeyim, sürülebilir bal. Jacobsen marka 425 gr sürülebilir balın fiyatı 22 tl. (Yanlış duymadınıııızz, 30 değil, 25 değil taam 22 tl) Ayrıca atıştırmalıklar ve kahveler için de tercih Fakta olsun.

    – Çinli abinin en ucuz magneti sattığı dükkan

    Stroget Caddesi’nde, Jagger Fast Food’un hemen altında bir dükkan var. Burayı not edin. Gerçek bir esnaf bu abi. Her yerde 20 tl’nin üstünde satılan magnetleri 16 tl’ye satıyor. Ya sen nasıl bir kralsın.

    *Burada bütçe dostu alışveriş noktaları yer alıyor. Mesela benim param çok olsaydı mutlaka Jægersborggade sokağındaki tasarım dükkanlardan bir şey alırdım ya da The North Face‘den bir şey alırdım mesela. Çünkü bazı modelleri Türkiye’ye göre epey uygun. Ama özünde pahalı tabii. Ya da Lego bu kadar pahalı olmasaydı mesela affetmezdim. Samsoe & Samsoe‘de çok güzel kıyafetler var, hatta tarzını çok beğendiğim bir marka oldu.

    Stroget Caddesi’ndeki Lego mağazasında kendi legonuzu yapabilirsiniz. Ben burada kayağa giden okçu kızıldereli lego çalışmamı yaptım ama alamadım tabii. Çünkü bundan 3 tane alabiliyorsunuz ve bunun fiyatı 50 dkk.
    Kopenhag Gezi Rehberi İçin Ucuz Tüyolar
    • Öncelikle uçak biletimizi mümkün mertebe düşük tutuyoruz. Uçak bileti 350 TL’yi geçmesin THY için bu rakam. Zaten yeterince maddi sıkıntı yaşayacağız.
    • Türkiye’den giderken yanımıza su ısıtıcı, kahve, ekmek, atıştırmalık ve kahvaltılık malzeme götürüyoruz. Bunlar bir dağda mahsur kalınca bir de Kopenhag’da hayat kurtaracak.
    • Kalabalıksak Airbnb’den ev tutuyoruz ki o da kalabalıksak mantıklı. Değilsek Amagerbro Bölgesi‘nden otel bakabilirsiniz o taraf daha uygun.
    • Kopenhag şehir içi ulaşımını hava kaç olursa olsun yürüyerek sağlıyoruz. Donmak var dönmek yok.
    • Metrolarda kontrol olmadı. Olmayacak diye kesin de konuşamıyorum tabii ama bilet almadan binmek gibi bir durum da söz konusu.
    • Glyptoteket salı günleri ücretsiz. Başka gün gitmeyin.
    • Design Museum ve Louisiana Museum gibi yerlerde öğrenci ziyaretleri ücretsiz. Bilmediğiniz diğer müzelere giderseniz de mutlaka sorun öğrenciye beleş mi diye. Değil derse hemen çıkın ve kınayın!
    • Musluk suyu Kopenhag’da içilebiliyormuş. Ben içmedim ama su parası vermek istemeyenler içebilir. Dışarıdan alacaklar için de adres Fakta, Fakta, Fakta.
    • Yemek ve içecek giderlerini en aşağıda tutmak için kahveye o kadar para vermeyin lütfen. Yukarıda bunları hep sıraladım.
    • Yemeği de ülkeden gelenlerle hallediyoruz kısmen. Hafta içi öğlen indirimli menülerin olduğu saatler var, genelde 14.00-16.00 arası gibi. Onları görürseniz affetmeyin.
    • Her 4 kişiden 5’inin yaptığı gibi Kopenhag’dan Malmö’ye giderken de bilet alıp almamak size kalmış. Çünkü pasaport kontrolü yapılırken bilet sorulmadı. Ama ülke değiştiriyorsunuz her an her şey olabilir. Ben de böyle düşündüğüm için bilet aldım ve bu acıyı hala yaşıyorum.
    • Alışveriş yapmayın, yapacaksanız da Normal ya da Fakta’dan yapın. Fakta da artık bana bir indirim kodu neyin versin her cümlede bir kere adını geçirdim.
    • Şişe su, bira ve diğer tüm plastik şişeleri atmayın. Depozito olarak alacaksınız verdiğiniz kadar fiyatı.
    • Euro ya da doları Kopenhag’da çevirip işlem ücreti ödemeyin. Her yerde kredi kartı geçiyor.
    • Telefon hattınız hangi firma bilmiyorum ama Danimarka Vodafone Her Şey Dahil Pasaport Dünya ile günde 34.9 tl olduğundan uçak moduyla yaşayıp geliniz.
    • Restoran, cafe tuvaletleri bazı yerlerde ücretli. Sokaktaki yer altı tuvaletleri kullanın. Ücretsiz ve tertemiz. Seni yılın belediyesi seçiyorum Kopenhag Belediyesi.

    Bir cevap yazın

    E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir