Kırım Hanlığı’nın İzinde: Günübirlik Çatalca Gezisi

Çoğu zaman günübirlik gezilerde nereye gideceğimizi bilemiyoruz. Bu yüzden ‘İstanbul’a yakın yerler, günübirlik gezilecek yerler’ şeklinde arama motorunda çare arıyoruz. Hadi diyelim günübirlik gezilecek yer bulduk. Güzel de orada ne yapacağız? Bir insan günübirlik bir gezide en fazla ne yapabilir? Bunun en güzel örneğini Çatalca’da yaşıyoruz. Günübirlik Çatalca gezisinde, Kırım Hanlığı’nın izini sürüyoruz.

Çatalca’ya Nasıl Gidilir?

Araba ile; İstanbul’dan, özellikle de Avrupa Yakası’ndan Çatalca’ya gelmek oldukça kolay. Sabah 10.30’da yola çıkıyoruz ve yaklaşık 50 km sonra Çatalca’dayız. Çatalca’da kapsamlı bir gezi yapmak istiyorsanız muhakkak işin içine köyleri dahil etmeniz gerekecek. Bu da daha çok araba ile mümkün oluyor. Şayet kendi arabanız yoksa ve Çatalca’ya nasıl gidilir diye düşünüyorsanız araç kiralama seçeneği ilaç gibi gelecektir. Günübirlik geldiyseniz minibüslerle biraz vakit kaybedebilirsiniz. Fiyat dengesini ve güvenilir araç kiralama opsiyonlarını inceleyerek size uygun olan bir araç kiralayarak yola çıkmak en mantıklısı.

Minibüs ile; Yenibosna’dan kalkan mavi minibüslerle de Çatalca’ya gelmek mümkün. Çok dur kalklı ve yoğun bir hat olan Çatalca minibüsleri yol masrafını aza indirgemek için aklınızda bulunsun. Fakat dediğim gibi, günübirlik Çatalca gezisi için minibüsler, arabaya göre vakit kaybettirecektir.

Çatalca’ya Ne Zaman Gidilir?

Yazın; İstanbul’da denize girilecek yerlerin başında gelen Çatalca’nın yüksek sezonu elbette ki yaz. Bunda denize girmenin etkisi kadar piknik yapılacak yerlerinin çokluğu da büyük etki ediyor.  Eğer olay deniz ve mangalsa o zaman Çatalca’nın yazı tam sizlik.

Kışın; Balkanlardan gelen soğuk hava dalgasının Balkanlar ayağını oluşturan Çatalca ile tanışın. Kar kış kıyamet bana işlemez, ben bir IronMan’im diyorsan sana tüm yollar açık. Rüzgarı, ayazı bol bir memlekettir kendisi.

Bahar: Her memleketin baharı güzel mottosu Çatalca için de geçerli. Sonbaharları ilkbaharlardan daha çok seven biri olarak Çatalca’ya bahar aylarında gidilmesini tavsiye ederi.

Çatalca’da Gezilecek Yerler

Çokça kez Çatalca’ya gitmiş olsak da Çatalca’nın gezilecek yerlerini epey atlamış olma ihtimalimiz var. Çatalca elimizin altında olduğu için ‘geliriz gene ya’ muamelesi yapmış ya da piknikten Çatalca gezisine zaman ayıramamış olabiliriz. Fakat Çatalca ve köyleri özel bir ilgiyi hak ediyor. Günübirlik Çatalca gezisinde ise bu rotayı iyi ayarlamak gerekiyor çünkü köylerin sayısı epey var ve bence çoğunun görülmesi gerekiyor.

Mübadele Müzesi: Çatalca’nın merkezinde bulunan Mübadele Müzesi’ne gitmek için koca bir çınarın altındaki tabelanın gösterdiği sokağa giriyor ve solumuzdaki ara sokakta Mübadele Müzesi‘ni görüyoruz. İçeriye giriş öğrenciler için ÜCRETSİZ, tam bilet ise 5 TL.

çatalca

Çatalca gezisine Mübadele Müzesi ile başlamanızı öneririm. Çünkü genel anlamda Çatalca tarihini en iyi burada öğrenebilirsiniz. Müzenin hemen karşısındaki duvarda Çatalca’da iskan edilen göçmenlerin yer aldığı bir pano var. Bu panonun önünde Selanik‘li bir amca ile karşılaştık. Sohbetimiz sırasında öğrendik ki Çatalca’da yaşayan yakın arkadaşı Lütfü amca yakın zamanda vefat etmiş ve vefatından önce Selanik’i görmek istediği için oraya götürülmüş. Son gördüğü yer Selanik imiş. Gözlerinde kalan son manzara doğduğu yer olmuş Lütfü amcanın.

çatalca

1923 mübadelesinden önce Ortodoks Rumlarla Müslüman Türklerin birlikte yaşadıkları yermiş Eski Çatalca Vilayeti. Sınırları içinde kalan yerleşim yerlerinden ayrılan Rumların yerine Nasliç, Grebene, Langaza, Drama, Kılkış ve Kesriye mübadilleri iskan edilmiş.

çatalca

Çatalcalı mübadillerin kültürlerine dair önemli izler taşıyan Mübadele Müzesi’nde yemek, sanat, giyim gibi geleneklere tanık oluyoruz. Müze Cumartesi 11.00-16.00 ve Pazar 11.30-15.00 saatlerinde ve Pazartesi hariç olmak üzere hafta içi ziyarete açık.

Kaleiçi Mahallesi: Çatalca gezisine Kaleiçi Mahallesi ile devam ediyoruz. Mübadele Müzesi’nden çıktıktan hemen sonra karşı sokağımızda kalan Kaleiçi Mahallesi, eski ahşap evleriyle Çatalca’nın en tarihi sokağı. çatalca-kaleiçi

Ferhatpaşa Camii: Ferhat Paşa’nın isteği üzerine Mimar Sinan’a yaptırılan Ferhatpaşa Camii, Çatalca’da gezilecek ve görülecek yerlerin başında geliyor. Caminin özelliği, bahçesinde Kırım Hanları’ndan Şahbaz Giray’ın oğlu Divan şairi ve tarihçi Halim Giray’ın mezarının olması.

çatalca-ferhatpaşacamii

Çatalca gezisi boyunca ‘ne yesek?’ diye düşünürseniz Sofram Restoran’da tandır, Ali Baba’da köfte, Yaşar İskender’de iskender, Merkez Lokantası’nda ev yemekleri aklınızda bulunsun.

Subaşı Köyü: Çatalca gezisinde en büyük zamanı köylere ayırmak lazım. Çünkü Çatalca’nın köyleri, tarihi ve doğal güzellikleri ile ayrı ayrı görülmesi gereken yerler. Bizim de Çatalca’ya gitme amacımızı oluşturan bu köylerden ilki Subaşı Köyü oluyor. Ve ilginç olan biz bu köyde Giray Han’ın izini sürmeye başlıyoruz.

çatalca-subaşıköyü

Günübirlik Çatalca gezimizdeki ilk köyümü olan Subaşı Köyü, Çatalca merkeze en yakın köy. Yaklaşık 9 km mesafede olan köy İnceğiz Mağaraları ile ünlü. İlk olarak köyün içinde geziyoruz ve National Geographic’lik bir yerle karşılaşıyoruz. Subaşı Köyü’nün 600-700 yıllık bir geçmişi olduğu tahmin ediliyor. Bir diğer rivayet de Kırım hanlarından Giray Han tarafından kurulduğu. Ki Subaşı Camii’nin içerisinde Kırım Hanları’ndan Selim Giray’ın oğlu II. Kaplan Giray’ın mezarı bulunuyor.

çatalca-subaşı-girayhanSon mirasçı Fatma Sultan’ın borçları nedeni ile topraklarını Antuvan adlı Ermeni kuyumcuya sattığı ve daha sonra köyde yaşayan 23 ailenin birleşerek bu toprakları satın aldıkları da söylenenler arasında. Köyün bir diğer önemli yeri ise Subaşı Tarihi Anıtı‘nın bulunduğu bu minik sokak.

çatalca-subaşı

Tarihi anıt deyince bir yapı aramayın. Ben öyle yaptım. Değilmiş. Asıl tarihi yapı bu bin yıllık çınar ağaçlarıymış. Köylülerden öğrendiğim kadarıyla bu ağaçların bir kavuğuna Saadettin Teksoy tam tamına 33 adam sığdırmış. Yapar mı yapar…

çatalca-subaşı

İnceğiz Mağaraları: Subaşı Köyü’ne bağlı, en popüler yerlerden biri olan İnceğiz Mağaraları ve Manastırı eski uygarlıklardan günümüze kalan tarihi ile önemli konumda. Gittiğim vakit çevresinde kazı çalışmaları vardı ve mağara çok bakımsız haldeydi. Tarihimizi korumayı çok önemsemiyoruz da bari Salako ve Davaro gibi efsane filmlerin burada çekildiğini unutmayalım.çatalca-inceğiz

Nakkaş Köyü’nde Yemek Molası: Çatalca gezisi notlarına yazdığım Dişbudak Restaurant’ına gitmek için Nakkaş Köyü’ne doğru yola çıktık. Nakkaş Köyü, Çatalca merkeze 11 km uzaklıkta bir köy. Köyün hemen girişinde yer alan Dişbudak Restaurant bir et lokantası. Biz karışık et tabağı aldık. Bir de buraların meşhuru manda yoğurdu söyledik.

çatalca-subaşı-dişbudak-restoran

Yoğurt zaten olayı bitirdi. Müthiş bir şey. Köfte, pirzola ve antrikottan oluşan et tabağımız da gayet lezzetliydi. Özellikle de köftesini beğendim.

çatalca-subaşı-dişbudak-restoran
Yoğurt 10 tl, et tabağımız ise 20 tl. Dilerseniz kiloyla et alıp yiyebilirsiniz. Öylesi çok daha uyguna geliyor. 1 kilo kuzu eti 80, köfte 60, sucuk ise 40 tl.

Yalıköy’de Kemal Sunal Mağaraları: Yalıköy yazın fazlaca yerli turist ağırlayan bir yer. Çatalca’nın Çilingoz ile birlikte en çok tercih edilen ve Karadeniz’e açılan sahil köylerinden biri. Yalıköy hakkında üç ilginç bilgi: Birincisi, burası eskiden korsanların eğlence merkezlerinden biriymiş. (Tabii ben bir Jack Sparrow göremedim. Nerede o eski korsanlar!) İkincisi, camın ham maddesi olan podima taşının Yalıköy kumsallarından elde edilmesi. Ve üçüncüsü, Kemal Sunal burada film çektiği için kayalıklarına Kemal Sunal Mağaraları denmesi… çatalca-yalıköy

Ormanlı Köyü: Nakkaş Köyü’nde yemek yediğimiz lokantada bize Ormanlı Köyü’ne gitmemizi söylediler. Çatalca’nın en güzel manzaralı köyü burasıymış. Dedikleri kadar da vardı. Birden yol bitti ve karşımıza sonsuz bir mavilik çıktı. Ormanlı Köyü, yolu ve plajı gerçekten güzel. Aynı zamanda Ormanlı Köyü, paraşütçülerin uğrak yeri. Tabii gittiğimiz vakit sadece sinekler uçuyordu o ayrı.

çatalca

Ormanlı Köyü’nde piknik-mangal olayına girmek için yolumuz Son Fasıl’a düşüyor. Burası alabalık tesislerinin yanına kurulmuş bir yer. Dip dibe olmaktan ve mangal kokularında boğulmaktan uzak durmak isteyenler için ortalama bir alternatif olabilir. Hem mekanın kendisinden yemek sipariş edebiliyor hem de yiyeceğinizi içeceğinizi kendiniz getirebiliyorsunuz. Kendiniz getirdiğinizde sadece masaya ücret ödüyorsunuz. Masa ücreti 30 tl 

Binkılıç Köyü: Yazın sahilci akınına uğrayan Çilingoz, Çatalca’nın Binkılıç Köyü’nde yer alıyor. Çatalca merkeze yaklaşık 45 km uzaklıktaki Çilingoz’a biz kışı yaşamaya yakın bir zamanda gittik, bu yüzden sokak köpekleri dışında hiç bir canlıya rastlamadık.çilingoz

Temiz denizi, uzun kumsalı ile İstanbul’a yakın plaj arayışına çare olan Çilingoz sahilinde bir de akvaryum adı verilen ve merdiven basamaklarına dönüşerek yükselen doğal bir kayalıktan denize atlayabiliyorsunuz.

Çilingoz’un yolu çok olmasa da virajlı bir yol. Yolların yarısı tangur tungur yarısı da yeni yapılmış. Elbette Çilingoz ve köy yollarında mütemadiyen şöyle tabelalar karşınıza çıkacak.

dikkat-inek-cikabilir

Tabii biz İstanbul’dan geliyoruz diye köylerdeki hayvanlara uzaylı muamelesi yapmıyoruz. Köy hayatından haberimiz var. Büyükbaş dostlarımız daha önce de oldu. Fakat yemek yerken bu kadar vurdumduymaz kimseler olduklarını Çilingoz yolunda mahsur kalınca anladık.

çatalca-çilingoz

Bu arkadaşların yemek yemesi ve yoldan çekilme zahmetine girmesi 10-15 dakika sürdü. Önümüz ve arkamız tamamen kapatılınca, barikatın ortasında kaldık.  Ve bir de köy yollarında çok hızlı gitmeyiniz. Hadi bunları görmemek elde değil ama tavuk ve horozlar var bir anda yola atlıyorlar. Çok cesur askerler onlar. Dikkatli olun…

çatalca


Akalan Köyü: Şifalı suları ile anılan Akalan Köyü’ne uğradık fakat gezecek çok bir yer göremedik. Kaynak sularının aktığı çeşmelerin başı hep dolu. Köylüler bu kaynaklardan su alırken en fazla 5 bidon alabiliyor. Su sıkıntısı her yerde… Genelde İstanbul’dan piknik yapmak için buraya geliyorlarmış. Piknikteki bu azmimiz hiçbir millette yoktur.

İzzettin Köyü: Kırım Tatarları’nın yerleştiği bir köymüş İzzettin Köyü. 1860 yılında Kırım’dan göçenlerce kurulmuş bir köy olması ile tarihsel açıdan mühim.

Mübadele Köyleri: Elbesan, Ovayenice ve Çakıl köyleri ise mübadele köyleri konumda olup halen o kültürün izlerini taşımakta.

Kabakça Köy Müzesi: Buraya gidemedik, gidenler varsa yorum bıraksın. Burada bir köy müzesi olduğunu yazdım ama gidemediğim için bir şey diyemiyorum.

Gökçeali Köyü: Piknik alanları ve at çiftlikleri ile dolu güzel bir köy. Hafta sonu kaçış rotası olabilecek bir yer.

Kestanelik Köyü: Çatalca’nın en beğendiğimiz köylerinden biri Kestanelik Köyü oldu. Kendisi köyden ziyade ufak bir ilçe gibi.

Çatalca’dan Ne Alınır?

Geldik bir gezinin daha sonuna. Tabii ki eve eli boş dönmek yok. Çatalca’dan manda yoğurdu, keçi sütü, yumurta ve Trabzon ekmeği alınır. Çatalca yolu üzerindeki outlet mağazalara da alışveriş için uğrayabilirsiniz.