Keşfedilmesiyle birlikte arabaların zulmüne uğrayan Bozcaada’yı yaya olarak ziyaret edelim mi? Dileğim, burayı da araba gürültüsü ve kirliliği ile mahvetmeyelim. Yoksa çıkıp çıkıp gidin, onda sıkıntı yok. Ama egzoz çıkartmadan…
Ramazan Bayramı sonrasına denk gelen ağustos ayında gittim Bozcaada’ya. Buz gibi deniz olmuş sıcacık. Hava bilmem kaç derece. Ama Allah’tan yine de esiyor. Bence her sahil kesimi sonbaharda ve ilkbaharda güzel. Ama yaz insanıyım ben diyorsanız size her yer Bozcaada.
İlk kez Bozcaada’ya giden biri olarak vapurdan gördüğüm manzara, adanın ufak bir Yunan köyü olduğu yönünde oldu. Bizim memlekette her şey gri olduğundan mıdır nedir, beyaz mavi renkler gördüğümüzde kalıyoruz öyle. Ki zaten adada iki mahalle var. Türk ve Rum Mahallesi.
Bozcaada’ya Nasıl Gidilir?
Bayram da Erdek’te olduğum için Bandırma-Çanakkale otobüsüyle Çanakkale Otogar’a, otogardan Geyikli minibüsüne, minibüsten inip Bozcaada feribotlarına binerek gittim. Bandırma-Çanakkale otobüsüne 25, otogar geyikli minibüsüne 10, feribota da 6 tl toplamda 41 TL yol parası verdim. Yol sürem ise Bandırma-Çanakkale 2 saat 10 dakika, otogar Geyikli arası 1 saat 20 dakika, feribot ise 30 dakika; toplamda 4 saat.
- İstanbul’dan Geyikli’ye direkt otobüsler var. 55 TL otobüs fiyatı ile Geyikli’ye gidiyorsunuz. Feribot ile birlikte toplam 61 TL tutuyor. Yol süreniz 7-7.30 saat. Bandırma’dan o kadar indi bindi yaparak gittiğim yolda hiç yorulmadım ama dönüşte İstanbul-Çanakkale yolu beni bitirdi.
- Arabanızla gelecekseniz Bandırma yolunu tercih edebilirsiniz. İDO feribotları ile Bandırma’ya gelip buradan Çanakkale-Ezine yolunu kullanabilirsiniz. Biraz daha pahalı olur ama rahat bir yolda gitmiş olursunuz.
Bayram ve sonrasında feribot inanılmaz yoğundu. Normalde saatleri olan feribot saatsiz sefer yaptı. Araba trafiği bu yüzden oldukça sıkıntılıydı. Bozcaada’da da resmen trafik vardı ya, daha ben ne diyeyim.
2 gece, 3 gün. Yaz tatili için gitmişseniz asla yetmez. Ama şöyle değişiklik olsun, sokaklarda dolanayım derseniz 3 gün ideal.
Bozcaada Otelleri
Adaya gitmeden yerimizi ayırtıp anlaştığımız Fahri Otel‘de gider gitmez kötü bir sürprizle karşılaştık. Odamız doluydu ve kalan o gün oradan çıkmayacaktı. Odadaki misafir yaşlı bir teyze olduğu için çok da atar yapamıyoruz. Hava sıcak, yol yormuş. Sıcaktan nefret ederim ve çaysızlık başıma vurdu. Teyzeye gider de yapacak halimiz yok. Otelin kabahatini sıcakta biz çektik ve o günümüz patates oldu.
Fahri Otel, bizi hemen yan sokağında yer alan Öykü Otel‘e nakletti. Çünkü biz ağır hastalardık ve anında nakil olmamız gerekiyordu. Öykü Otel, Fahri Otel’den hem otel olarak daha iyi hem de çalışanları gerçekten iyi insanlar. Anlayışlılar. Nazikler. Bilhassa Nurcan Abla. Ağustos başı fiyatları olarak Fahri Otel’de oda+kahvaltı günlüğü 125 TL idi. Öykü Otel ise oda+kahvaltı 120 TL. Daha makul fiyatlara pansiyonlar da bulabilirsiniz. Bu arada her iki otelde de kahvaltı yaptım. Öykü Otel’in kahvaltısı da Fahri Otel’e göre daha iyidi. Gerçi biz Rengigül’de de kahvaltı etmek istedik ama 30 TL fiyat çekince oldu o zaman olduk. Yani ne iyi ettim de Fahri Otel’de yer ayırttım. Yoksa Öykü Otel’i asla bilemeyecektim. Teşekkürler…
Bozcaada’da Denize Girilecek Yerler?
Ayazma-Sulubahçe-Habbele Plajı
Bozcaada’da minibüse binerek gidebileceğiniz 3 plaj var. Bunlardan en meşhuru Ayazma. Temmuzda ve ağustosta öğleden sonra yer bulmak imkansız. Bu yüzden sabah 10-11 gibi gitmekte fayda var. Ayazma’nın denizi gerçekten çok güzel. Baş kısımları biraz taşlık. Sonra hep kum. Bozcaada denizi, doğası gereği kolay kolay bulanan bir deniz olmamasına rağmen deniz bulanıyordu öğle saatlerinde. Bu yüzden her şeyin az insanlı olanı iyi gerçekten.
Ayazma’ya gitmek için merkezden minibüslere biniyorsunuz. 10-15 dakika kadar sürüyor. Kişi başı 3.5 TL. Aynı minibüs Sulubahçe ve Habbele’ye de gidiyor. Buralar Ayazma’dan daha ufak yerler ve şemsiye-şezlong ikilisini bulmak daha zor. Tedarikliyseniz gidiniz. Ayazma Plajı’nın arka tarafında yemek yerleri de var. Öğle saatlerinde genelde oralara kaçılıyor. Ama buraların çok başarılı mekanlar olduğunu söyleyemeyeceğim.
Ayazma’dan dönüş için son minibüs saat 20.00’da bitiyor. Evet, denizin en güzel saatinde:( Eğer arabanız varsa kesinlikle Akvaryum Koyu‘na uğrayınız. Eğer hemen denize gireyim, minibüse binmeyeyim derseniz Salhane‘de denize giriliyor. Kale arkasından yürüyüp burada da denize girebilirsiniz.
Bozcaada Yeme İçme
Akşam oldu mu millet mekanları bile yedi galiba oturacak yer bulmakta o kadar zorlandım ki sadece son gün karnım doydu. Gitmeden her yere rezervasyon yaptırın yoğun dönemlerde. Aman diyeyim…
Çiçek Ekmek ve Pasta Fırını
Adanın hem merkezinde hem de daha yukarı sokakta var Çiçek Pastanesi’nden. Merkezdekinde oturup bir şeyler yiyebiliyorsunuz. Yukarıdaki şube daha çok imalat yer. Oturma yerleri yok. Ben merkezdekinde oturdum. İçerisi çok güzel. Şiirler, kuşlar, vapurlar falan. Keşke her duvarda şiirler yazsa. O zaman daha lezzetli olurmuş yemekler, öyle duyduk.
Yukarıda fırına da şöyle bir baktım. Ben fırın insanıyım. Fırınları, pastaneleri severim. Fakat buranın ürünlerini sevemedim. Damla sakızlı ve bademli un kurabiyesini, simidini, poğaçasını, eklerini, kavunda dondurmasını, limonatasını ve türlü türlü kurabiyelerini denedim. Muhtemelen kalabalık oluşunun verdiği lezzetsizlik vardı. Bir dahaki gidişimde tekrar uğrayacağım ve kesinlikle arada fark olacaktır. Bu arada 5 top kavunlu dondurmaya 20 TL çoktu Çiçek.
Veli Dede
Bu da bir diğer fırın. Çiçek kadar eski değil. Her dem taze ürünler çıkıyor. Sıcaktan bir şey yeme fırsatım olmadı ama bademli un kurabiyesini buradan hediye olarak aldık. Fırının hemen yanında Veli Dede’nin dükkanı var. Envai çeşit reçel var, tadına bakıp buradan alabiliyorsunuz. Dükkanda koruk suyu ve karadut şurubu içebiliyorsunuz. Bardağı 2 TL.
Eski Kahve
Kahve ve gelincik şerbeti içtim. Kahvaltısında gözümüz kaldı. Bir daha gidişimde planda burada kahvaltı yapmak var.
Koreli ve Boruzan Restaurant
Ayazma Plajı’nın arkasında yer alan lokantalardan bu ikisine gittim. Koreli’yi internette okumuştum. Ayazma’nın tam öğle sıcağında kaçacak yerler buralar ama yemekleri biraz vasat kalmış. Yine aynı sırada bulunan Boruzan da öyle. Yemek değil de bir şeyler içmek için ideal. Midye falan yemeyin yani…
Ada’m Restaurant
Arkadaşımız Nihan’ın methiyeleri münasebetiyle adaya gelmeden önce burada rezervasyon yaptırdık. Konum olarak Sokak kısmında. Zaten çoğu yer burada. Dışarıda ve terasta yerleri var. Teras kısmında yerimizi aldık. Ortaya akdeniz tabağı ve kalamar tava söyledik. Akdeniz tabağı 10 tane mezeden oluşan ortaya karışık bir meze tabağı. Arkadaşımız bize beğendili levrek yiyin muhakkak dediği için onu da sipariş ettik. Yanına da 35’lik Tekirdağ açtırdık. .
Bu kadar övgüyle bahsedilen yerde mezeler çok kötüydü. Mezesi iyi olmayan yerin yemeği de iyi olmaz bence. Bu kebapçıda da böyledir, hele ki deniz ürünleri yenilen yerlerde daha da böyledir. Bu yüzden beğendili levreğimizi iptal ettik. Akdeniz tabağı+kalamar tava+35’lik rakı toplamda 110 TL tuttu.
Yan masamızda oturan ve daha sonra adanın güzel yerleri hakkında bilgiler de alacağımız Bozcaada’yı aşkla yaşayan Yılmaz&Arzu çiftiyle önce mezelerin kötülüğünden, adanın güzel lokantalarından, pansiyonlarından, denize girilecek yerlerinden, kısacası adaya dair konuşmaya başladık ve Cabalı Meyhane‘yi işte o an öğrendik…
Cabalı Meyhane
Bozcaada Kalesi’nin arkasında yer alan ve denize sıfır bir yer Cabalı Meyhane. Benim için adanın diğer balıkçılarına henüz gitmemişken onların tüm şansını sona erdirdi. ME-ZE-LER EF-SA-NE. Ya-hu mezelerde adamlar aya çıkmış daha ben ne diyeyim. Meze olarak Girit ezme, damla sakızlı enginar, levrek marin, yoğurtlu patlıcan söyledik. Ada’m da yiyemediğimiz beğendili levreği burada yemek nasip oldu. Ara sıcak olarak da güveçte keçi peyniri aldık. Mekanın cana yakın şef garsonu Ahmet Abi, bize güzel bir beyaz şarap verdi. Mezeler de yemekler de muhteşemdi. 5 meze+balık+ara sıcak+kadeh şarap toplamda 130 TL tuttu.
Bozcaada’da iyi yemek yemek, güzel manzara görmek, inleyen nağmeler duymak isterseniz daha iyisi gelene dek şimdilik en iyi adres Cabalı derim.
Bozcaada Gece Hayatı
Polente Bar
Adada hareketli bir gece hayatı yok. Olmasın da. Birkaç mekana girdim çıktım. Bunlardan ilki merkezdeki Polente. Burası yer bulursanız oturup, bulamazsanız da öyle sokakta elinizde içkilerinizi yudumlayacağınız bir yer. Kız(s)kandıran içkisi meşhur. Vişne, karanfil, tarçın içerikli bir içki. Adından da anlaşıldığı gibi hafif hafif içirir tak diye çarpar. Mış. Garson ısmarladı bize de Bakırköy çocuğuyuz bize koyar mı?
Fuska
Deniz kenarında oturayım, rock şarkılar dinleyeyim, bira-mısır yapayım derseniz Fuska var. Kalenin hemen arkasında. Farklı kokteylleri var. Deneme şansım olmadı ama Fuska Rüyası adlı kokteylini merak etmedim değil. Giden olursa denesin de haber eylesin.
An-An Cafe&Bar
Önünden geçmiş olmama rağmen içeri girmemiştim. Böyle isim mi olur arkadaş deyip yürüdüm. Sonra öğrendim ki burada Guinness varmış. E gitmek şart oldu. Güzel yer. Kale arkası sırasında yine. Deniz kenarı, sohbet, muhabbet, bira için oldukça ideal.
Bozcaada’dan Neler Alınır?
Yunatcılar’dan Şarap
Bozcaada’dan tabii ki şarap alınır. Nereden alınır ve hangi şarap alınır? Bence Çamlıbağ şarabı alınır. Birçok marka var ama hem sorduğum kişilerin hem de iç sesimin söylediği şey Çamlıbağ idi. Roze ve Cabarnet Kuntra aldım. İkisini de çok beğendim. Bence alınız, içiniz. Almadan önce Yunatcılar’ın hemen karşı tarafında tadım merkezi var. 10 TL’ye şarapları tadabiliyorsunuz (içerisinde 8-10 şarap oluyor)
Şarap dışında adadan kabaktan avizeler, adaçayı, kekik, domates reçeli, kurabiye, gelincik şerbeti, üzüm alabilirsiniz. Damla sakızlı reçeller burada pahalı geldi. Damla sakızının yeri gerçekten Çeşme ve Ayvalık.
Ada Ortamı
Ben Çanakkale Otogarı’ndan itibaren sürekli yeni birileriyle tanışıp durdum. Ada değil adeta facebook. Zaten Bozcaada öyle bir yer ki mütemadiyen ‘aa kız sen de mi buradasın, ay gene karşılaştık ehe ehe’ şeklinde dolaşıyorsunuz. Ada esnafı da çok konuşkan maşallah. Ama son dönemdeki yoğunluktan ve adanın minikten miniğe şehirleşmesinden dem vuran esnaf benden özellikle rica etti. Nolur yaz bunları bak çok övme diye. Görevimi yapıyorum. KAHROLSUN BAĞZI EGZOZLAR…
Son günümüzde adalı ve sonrada adalı olan güzel insanlarla tanıştık. Sahildeki ufak marinanın orada bir atölye bulduk. Miskin Atölye. Deri, kil, karikatür gibi farklı işlerle ilgilenen farklı insanlar var. Misal, Yavuz Abi uzun yıllar İtalya’da kalmış bir deri ustası. İstanbul-Moda’da bulunan atölyesi kışları kapalı; yazları adaya taşınıyor. Tasarım deri çantalar, sandaletler yapıyor ve hepsi şahane.
Eğer Bozcaada’yı gezme niyetindeyseniz 2 gün yetmez. Bana yetmedi. Sıcak da olunca çok fazla dolanamadım. Yel değirmenlerine bile gidemedim düşün. Şöyle serin havalarda gideyim, sokaklarda yürüyeyim, rahat rahat fotoğraf çekeyim, esnafın bir çayını içeyim istiyorum. Bu yüzden sonbaharda tekrar gideceğim. O zamana kadar bu bilgiler ışığında kendi bildiğiniz gibi takılın valla.
Ama arabasız tamam mı canlar!
Not: Bozcaada’da eylülün ilk haftası bağ bozumu, ikinci haftası da yerel tatlar festivali var. Gidecek olan gezenti blogger arkadaşlar varsa kaleye mum diksin.
No Comments