Türk Hava Yolları’nda uygun bilet bulunca, üstüne bir de vizesiz ülkelerden biri olunca Arnavutluk’un başkenti Tiran’a gideyim, Tiran gezilecek yerler rehberi çıkartayım dedim. Sonrasında yaşananlar ‘Tiran’da ne işin var?, onun yerine Silivri’ye gitseydin, inşallah turistik gezi olsun diye gitmiyorsundur’ şeklinde cereyan ediyor. Bir ülkenin başkentine dair bu söylentiler üzerine Tiran gezilecek yerler araştırması yapıyorum ve karşıma Ekşi Sözlük’ün “vizesiz diye Arnavutluk’a gitmek başlığı” çıkıyor. Durumum tam olarak bu mu yani diye düşünüyorum. Arnavutluk’ta, özellikle Tiran’da hiç mi bir şey yok? Emin miyiz?
Bir yerde görülecek hiçbir şey yoksa, bunun kararını ben vermeliyim dedim ve aldığım Tiran biletinin sonuna kadar arkasında durdum. Ve işin aslı, okuduğum ön yargılı yazılar sonrası Tiran’da gezilecek bir sürü yer ve yapılacak bir sürü şey buldum.
Tiran’a Gitmeden Önce Bilinmesi Gerekenler
- Arnavutluk’a vize yok. Türkiye’den Tiran 1 saat 40 dakika sürüyor ve normalde 1 saat geride. Tabii artık 2 saat geride diyebiliriz.
- Otel rezervasyonu ve dönüş bileti çıktılarını, ülkeye girişte yanınızda bulundurun.
- Uçak biletiniz 300’den fazla olmasın. THY 320’ydi, Pegasus’ta 180’e vardı gidiş dönüş.
- Ülkenin diğer adı ‘Kartallar Ülkesi’. Bayrağındaki sembol ülkenin her yerinde.
- Tiran’da Müslüman ve Ortodoks halk bir arada yaşıyor.
- Arnavutluk’un resmi dili Arnavutça. Vurgusu İtalyanca’ya, kelime dizilişi Rusça’ya benzese de kendine has zor bir dil. Merhaba, görüşürüz, çanta, çay, soba, şal, çanta, şapka, hadi, hoca, pencere gibi kelimeler,Türkçe ile aynı.
- İngilizce bilme oranı düşük değil ama yüksek de değil. İtalyanca biliyorsanız şanslısınız. Tiran’da herkes Türkçe biliyor diyenlere ise inanmayın.
- Arnavutluk’un para birimi ALL (Arnavutluk Leki). 1 Euro 135 Arnavut lekine tekabül ediyor. Yeme içme bakımından pahalı bir ülke değil ama alışveriş yapmak mantıksız.
- Taksimetre 300 lekden açılıyor. 5 kilometrelik bir yol yaklaşık 650 leka (4 euro).
- Şehir içi otobüsler 40 leka. Biletler otobüsün içinden alınıyor. Çünkü ülkede hala otobüste biletçi var.
- Şaka değil, İstanbul’la yarışacak kadar trafiği olan bir şehir Tiran. Alakasız zamanlarda, alakasız yerlerde trafik kitleniyor.
- Evler neredeyse yıkılacak. Allah korusun 4 şiddetinde deprem olsa sanki yerle bir olacaklar. Sıvasız onlarca ev var. Ve bazı evlerin sonu yok. Cadde boyunca uzanan komple binalar düşünün.
- Her yerde Mercedes var. Zenginlikten değil, ülkede kaçak araba kullanımı serbest.
- Tiran’da trafik ışıkları olmasına rağmen ışıklarda polis de bekliyor. Çünkü trafik ışıkları yayaya da arabaya da geçiş hakkını aynı anda veriyor. Hem bu yüzden, hem de şehirdeki trafik sorunundan dolayı Tiran’da trafik kazası sonucu ölümler yüksek. Yol kenarlarındaki ağaçlarda ve duvarlarda çiçekler, mumlar görürseniz bilin ki o yolda birisi trafik kazası geçirmiş ve vefat etmiştir.
- Pırasalı Arnavut böreği ve meyhane usulü Arnavut ciğeri yok. Bulan varsa yorum bıraksın.
- Miss World’den duyduğumuz ‘alllbeenniiaaa‘ da Tiran’da karşılaşmadığım gerçeklerden oldu. Bir iki kişi haricinde güzel ya da yakışıklı göremedim.
- Esnafını sevdim. Taksi için hangi yolun daha ucuz tuttuğunu dahi söylüyorlar.
- Euro dışında Türk Lirası’nı da Leka ile değiştirebilirsiniz. Bunun için adres Abdyl Frasheri Caddesi’ndeki dövizci amca.
- Klasik Avrupa şehri gibi değil. Hafta sonu dükkanlar açık. Sabah 5’te otobüsler çalışıyor. Sabahın 6’sında neredeyse tüm lokantalar açık ve dolu. İşsizlik oranının yüksek olduğu Arnavutluk’ta, başka şehirlere hatta ülkelere çalışmaya gidenler sabahın erken saatlerinde yola koyuluyorlar.
- Tiran’dayken, buraya çok yakın olan Durres‘e, Kruje‘ye ve Berat‘a, birkaç saat uzaklıktaki Shkoder‘e, Vlore’ye ve taş evler diyarı Gjirokaster‘e gitmek mantıklı. Ben 40 dakika olduğu için Durres’e gittim ama Gjirokaster’in güzel olduğunu duydum. Bir de yazın gidilecekse muhakkak Ksamil‘e gidiniz, öyle böyle değil.
Tiran Neresi ve Nasıl Bir Yer?
Dediğim gibi Tiran hakkında hep olumsuz yorumlar okuyunca, saçma oldu ama Arnavutluk’a gidince Tiran’ı araştırdım. Arnavutluk’un başkenti ve en büyük şehri olan Tiran’ın nüfusu yaklaşık 1 milyon. Tiran ne demek diye düşünürken -Tiran kelimesi ülkemizde malumunuz daha farklı anlamlara geliyor- eski Yunanca’da mutlak güç sahibi yönetici anlamına geldiğini öğrendim. 1614 yılında İşkodra Valisi Süleyman Paşa tarafından kurulan Tiran, 1919 yılında Arnavutluk’un başkenti oluyor. Arnavutluk ve Tiran’a en büyük damgayı vuran isim ise Enver Hoca oluyor. Enver Hoca kimdi, Enver Hoca dönemi Arnavutluk nasıldı bunu araştırmadan Tiran’ın eksik gezileceğini fark ettim. Enver Hoca (Enver Hoxha) 2. Dünya Savaşı’ndan 1985 yılına kadar Arnavutluk’un lideri olmuş komünist görüşlü bir isim. Görüşleri “Hocaizm” olarak bilinen bu isme dair bilgileri yazının devamında detaylı yazarak paylaşacağım.
Tiran Hava Alanından Merkeze Nasıl Gidilir?
1 saat 40 dakikalık bir yolculuk sonrası Rinas Hava Alanı’ndayım. Pasaport kontrolündeki polis ‘Neden geldiniz?, İlk kez mi geliyorsunuz?, Kaç gün kalacaksınız?, Nerede kalacaksınız?, Burada kimseniz var mı?’ diye sorunca yoksa insanlar haklı mıydı oluyorum. Tiran hava alanından merkeze gitmek için önceden ayarladığımız transferi kullanıyoruz. Tiran gezisinin ilk notu, hava alanından merkeze götüren metro ya da otobüs yok. Ama Rinas Exspress adında bir shuttle servisi var. Alandan çıkın ve sola dönün, oradaki otoparkın içinde bekliyor shuttle. Fiyatı 250 leka; yol yarım saat sürüyor ve son durak İskender Bey Meydanı oluyor. Diğer çare ise taksi. Taksi ile merkez ise yaklaşık 2.200-2.500 lek (18 euro) gibi bir fiyat tutuyor.
Tiran’da Nerede Kalınır?
Tiran’da nerede kalınır ben de bilemediğim için merkeze 15 dakika uzaklıkta olan ve Elbasan şehrine yakın bir köyde yer alan Hotel Baron‘da kaldım. Çok alakasız bir otel olduğu için ibret olsun diye kendimi feda ettim. Hotel Baron, Tiran’ın ünlü Dajti Dağı’na yakındı ve tek güzel şeyi manzarasıydı. Biraz da otel sahibi teyzeyi sevdim. Tiran merkeze gitmek için 10 dakikada bir geçen otobüsleri kullanınca problem olmadı ama bu oteli seçmeniz için hiçbir neden yok. Siz kalacaksanız Blloku Bölgesi‘nde kalın.
Otelin kahvaltısına gelirsem, genelleme yapmadan, sanırım Tiran ne tam Akdeniz ne de tam Avrupa kültürünü yansıtıyor. Kuzu, keçi yetiştiriciliği yapılan bir yerde olmamdan ötürü kahvaltıda beyaz peynir vardı fakat tatları kötü olduğundan yiyemedim. Sallama da olsa çay, iyi ki var. Kahvaltıda ayrıca pişi ve revani de vardı. Pişiyi anladım da, revani hayırdır?
Tiran Gezi Rehberi
Tiran gezisinde görülecek çoğu yer için yürümek yeterli. Dajti Dağı gibi daha uzak yerlere gidilecekse şehir içi otobüs kullanılması gerekebilir ama bir iki yer dışında Tiran’ın en önemli yerleri yürüyerek geziliyor. Kentin önemli caddeleri İbrahim Rugova, İsmail Qemali, Pruga Murat Toptani, Myslym Shyri; en hareketli bölgesi ise Blloku.
İskender Bey Meydanı
Tiran gezisinin ilk durağı, ünlü İskender Bey Meydanı. Aynı meydana ve heykele Üsküp gezisinde de rastlamıştım. Yunanistan, Makedonya, Arnavutluk tarafından paylaşılamayan, her zaman Dyojen olmayı istemiş ve Dyojen’in ünlü “gölge etme başka ihsan istemem” sözündeki gölge olmuş İskender’e atfedilen bu meydana geldiğimde birçok tarihi yapıyı aynı anda görüyorum.
Meydanın ortasındaki atlı heykel, Arnavutların ulusal kahramanı İskender Bey. Meydanın çevresinde Ulusal Tarih Müzesi, Edhem Bey Camii, Saat Kulesi, Belediye Binası, Hükümet Meydanı, Tiran Uluslararası Oteli ve Opera Binası bulunuyor. Ben çıkmadım ama tepeye doğru gidildiğinde Justinyen Kalesi‘ne çıkılabiliyor. Buradaki çoğu binanın tarihi olmadığını söyleyeyim. Enver Hoca Dönemi’nde yıkılan binalar yeniden yapılmış ve meydan bugünkü görünümü elde etmiş. İskender Bey Meydanı’nı gezerken merak edip Opera Binası’na girdim. Tesadüfen çocukların klasik müzik konserine denk gelmişim. Soralarsa ‘şu benim kız’ şeklinde bir savunma yapardım ama kimse bir şey demedi, ben de çocukların konserini izledim.
Ulusal Tarih Müzesi‘nde çağlara ait eserleri görmek mümkün. Arkeolojik kazılar sonucu Arnavutluk’ta bulunan eserler, Osmanlı Dönemi’ne ait el yazmaları, haritalar, Bağımsızlık Bildirgesi, İsmail Kemal’in kullandığı bayrak, kılıcı ve saati, İskender Bey’in heykelleri ile kılıcı ve miğferi müzede yer alıyor. Müzeye girişler ise ücretsiz.
Edhem Bey Camii‘yi, Tiran’daki en güzel yapı olarak gösterebilirim. Kalem işi nakışlarla süslü olan Edhem Bey Camii, Enver Hoca’nın uygulamaları sonrası ibadete kapanarak müzeye çevrilmiş. Enver Hoca rejimi sonrası ise yeniden ibadete açılmış. Caminin hemen yanında Saat Kulesi bulunuyor.
Rinia Park
Tiran gezi rehberine alınası bir diğer nokta da Rinia Park. Parkın başladığı yerde bulunan Kisha Ortodoks Katedrali ve Çan Kulesi, Tiran’daki dinler arası hoşgörünün bir örneği. Katedrali gezmek mümkün.
Lena Nehri
Tiran’ın tam ortasından geçen Lena Nehri, dünyanın en uzun 10. nehri. Kaynağı Balkan Dağları olan Lena bu adı Lenin’den alıyor. Baykal Dağları’ndan Kuzey Buz Denizi’ne dökülen Lena Nehri, Tiran’ın binalaşan çehresine biraz olsun doğallık katıyor.
Tabak Köprüsü
Tiran’ın tarihi taş köprüsü, orijinal ve renkli bir binaya uzanıyor. Tiran’ın geçmişinden kalan nadir yapılardan biri olan Tabak Köprüsü’nün hemen arkasında ise Anadolu Ajansı var.
Frasheri Kardeşler Heykelleri
Balkanların genel tarzı olan ‘kimlik yaratmada heykel yapımı’ Tiran’da da kendini gösteriyor. Tiran’da her yerde heykel var ve içlerinde aşina olduğumuz bir isim yer alıyor. Edebiyatçı gençler toplansın. Soru 1: Modern anlamdaki ilk yerli romanımız hangisidir? Cevap Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. İşte aşağıda heykeli bulunan Sami Frasheri, Türk Edebiyatı’nın ilk modern roman yazarlarından Şemsettin Sami‘nin ta kendisi. Aslen Arnavut olan ve soy adını aldığı Frasher Köyü’nde doğan Şemsettin Sami ve kardeşi Abdyl Frasheri’nin heykelleri Tiran’daki şaşkınlıklarımdan biri daha oldu.
SkyTower
Gezilecek değil görülecek bir nokta SkyTower. Tüm Tiran’a 360 derecelik panoramik bir seyir tepesi olan SkyTower’a çıkmak için 15. kata ulaşmanız gerekiyor. Burası aslında bir restoran ama ben sadece ‘bi manzaraya bakıp gidicem’ şeklinde yukarı çıktım. Tiran’ın manzarası en fazla ne olabilir derseniz, siz de haklısınız
Enver Hoca’nın Evi ve Mezarı
Geldik Arnavutluk’un en önemli ismi Enver Hoca’ya. Size tarihteki ilk ateist devletin Arnavutluk olduğunu söylesem…Bu bir gerçek ve ilki gerçekleştiren isim de Arnavutluk’a 1985 yılına kadar liderlik etmiş Enver Hoca. Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı Arnavutluk’ta doğan Enver Hoca, aslında uzun yıllar islam eğitimi almış. Fransa’ya gidince tanıştığı komünizmle birlikte Arnavutluk tarihine damgasını vuracak Enver Hoca, Arnavutluk’u işgal eden İtalya’ya karşı durmuş.
Savaş bitince Arnavutluk’u komünist cumhuriyeti olarak ilan eder ve devlet başkanı olur Enver Hoca. Böylelikle bu ülke, Sovyet destekli ilk komünist rejimin kurulduğu devlet olarak tarihe geçer. Enver Hoca, Paris Barış Konferansında Arnavutluk’un sınır haklarını garanti altına alır. Stalin’le yakın ilişkide olan Enver Hoca, daha sonra rotasını MAO’ya çevirecektir. Fakat ilerleyen yıllarda hem Rusya’yı hem de Çin’i kapitalizmle suçlayarak kendi yolunu çizmiş ve Arnavutluk’u dış dünyaya tamamen kapatmıştır. Dışa bağımsız bir ülke yaratmada başarılı olan Enver Hoca’nın hırsına yenik düştüğü zamanlar başlar. 67 yılında Arnavutluk’u dünyanın ilk ateist devleti olarak ilan eden Enver hoca, muhalefet olan herkese acımasız davranmaya başlamış ve dini yapılar dahil olmak üzere birçok yapıyı yıktırmış. Bugün Arnavut halkının ‘diktatör‘ olarak kendisinden bahsettiği Enver Hoca’nın ölümünden sonra yeni yönetim batıya kapılarını açmış.
İyi mi kötü mü, doğru mu yanlış mu sorularından öte Arnavutluk halkına adeta Show Tv muhabiri edasıyla yanaşıyor ve ‘Enver Hoca’yı seviyor musunuz diyoruz’. Cevap istisnasız hayır. Taksici hayır. Garson hayır. Otel çalışanı hayır. Cafede tanıştığımız kadın hayır.
Tiran Piramidi
Tiran’ın en farklı yapısı piramit şeklindeki bu bina. 1988’de Enver Hoca’nın damadı tarafından müze olarak yaptırılan piramit, Arnavutluk’un yeni döneminde konferans merkezi ve sergi halini almış. Zaman zaman olaylara ve taşlamalara maruz kalan bu piramidin çoğu kısmı harabe halinde. Küçük bir kısmı ise Top Channel kanalının yayın merkezi olarak kullanılıyor.
Anladığım kadarıyla piramidin işlevi artık gençlerin üzerine çıkması ve kayarak aşağıya inmesi yönünde. Geçtiğim her farklı zaman diliminde bu piramide çıkmaya çalışan ya da kayarak inenleri gördüm. Piramidin lunapark olarak evrimleştiği videoyu aşağıda izleyebilirsiniz.
Bunker’ler
Tiran gezisindeki en ilgi çekici yer, bunker denilen yer altı sığınakları. Enver Hoca’yı okuduk. Şimdi bunker nedir, ne işe yarar, neden bunker’leri gezelim geliyor. Tiran’da 1 milyona yakın bunker varmış. Bunker aslında kömürlerin saklandığı yer demek. Ki bunker’ler, kömürle çalışan gemilerin olduğu dönemlerde yapılmış yapılar. Peki Tiran’da bunker’lerin ne işi var? İşaretler Enver Hoca’yı gösterdi değil mi? Arnavutluk’u savunmak için Enver Hoca tarafından yaptırılan bunker’lere tüm ülkenin parası harcanmış. Ve bu bunker’lerin inşasında kullanılan malzemeler o kadar sağlammış ki, şimdiki Arnavutluk toplansa yine de yıktıracak gücü bulamazmış. Halktan para toplayıp bunker yaptırıldıktan sonra evi barkı kalmayan bazı Arnavutlar (günümüz halkına göre komünistler), bu bunker’lerde yaşamaya başlamış. Öyle ki bunker’lerde mutfak, salon, hatta derslik var. Adeta bir üs olarak kullanılan bunker’lerden 2 tanesi gezilebiliyor.
Bunk’Art 2
İlk bunker, İskender Bey Meydanı yakınlarında yer alan ve müze konsepti ile halka açık olan Bunk’Art 2. 500 leka ödeyerek 110 odası bulunan bu bunker’i gezmek mümkün.
Girişte etkileyici ve ürkütücü bir ses tonuyla peş peşe isimler sıralanıyor. Tavanda yer alan kişilerin isimleri bunlar. Birçok Türk ismi duyduğumda şaşırıyorum. Müze, Enver Hoca dönemindeki komünist rejim boyunca kurban verilen isimlere adanmış. Onlara göre, Enver Hoca’nın kurban ettikleri müzesi olarak açılan Bunk’Art’, gezdiğim en farklı yerlerden biri oldu.
Bunk’Art 1
İkinci bunker’den çok daha etkileyici olan Bunk’Art 1′e gitmek için Dajti Dağı’na giden otobüslere binebilir ya da taksi kullanabilirsiniz. Taksi, 1000 küsur lekalarda tutacak, biraz tuzlu olacaktır. İçeriye giriş de 500 leka olunca otobüs mantıklı oluyor. Bir tünelin girişinde iniyorum ve bu tünelden içeriye giriyorum.
Bu bunker’imiz de yine Enver Hoca tarafından olası nükleer saldırılara karşı yaptırılmış bir başka sığınak. Arnavutluk’un tek anti-nükleer sığınağı olan Bunk’Art 1’de Enver Hoca ve dönemin başbakanı Mehmet Şehu’ya ait odalar bulunuyor. Komünizm rejimi tarafından “Tesis 0774” adıyla yaptırılan Bunk’art 1, 5 katlı ve 106 odaya sahip.
Odalarda askeri mühimmatlar, silahlar, haritalar, belgeler, ve envai çeşit eşya sergileniyor. Tiran gezisinin en etkileyici yeri Bunk’Art 1’in detaylı videosunu aşağıda izleyebilirsiniz.
Dajti Dağı
Bunk’Art 1’e geldiysek Dajti Dağı da artık çok yakınımızda demektir. Sığınaktan çıkıp yukarıya doğru yürüyünce Tiran’ın ünlü Dajti Dağı‘na çıkan teleferiklere gelmiş oluyoruz.
Eğer siz şehir merkezinden gelecekseniz bindiğiniz otobüsün tabelasında Linza yazmalı. Bu otobüsün fiyatı 30 leka. Otobüsten inince biraz yürüyüp teleferiğe ulaşılıyor. Teleferik fiyatı da 800 leka. Dağın yamaçları oldukça dik. Binmeden önce haberiniz olsun istedim.
Tiran Yemekleri: Neler Yenir, Neler İçilir?
Tiran gezisinde hazır ola geçilecek meşhur Arnavut mutfağına geldi sıra. Türkiye’de yaşayan Arnavut göçmeni tanıdıklarınız varsa bu ülkenin yemeklerinin ne kadar güzel ve meşhur olduğunu benim söylememe gerek yok. Arnavut mutfağı denilince akla ilk gelen de Arnavut böreği, Arnavut ciğeri ve Arnavut biberi oluyor değil mi? Bakalım durum öyle mi?
Börek (Byrek): Arnavut böreğini seven biri olarak bu böreğin ana vatanına geldiysem börek yemeden dönemezdim. Benim bildiğim Arnavut böreği pırasalı olur. Fakat Tiran’da pırasalı börek yapan hiçbir yer bulamadım. Arnavutça’da ‘pıras’ denilen pırasayı börekçilere anlattımsa da kıymalı, patatesli, peynirli ve ıspanaklı börek bulabildim. Börek yemeden dönmeyeyim diye İskender Bey Meydanı’nın arkasında yer alan börekçiler sokağına girdim ve peynirli börek ile ayran söyledim. 4 dilim börek ve bir şişe ayran 200 leka (1.5 euro kadar) tuttu.
Elbasan Tava: Arnavutluk’ta doğan bir başka yemek de elbasan tava. Kaldığım yer de Elbasan kentine yakın olunca sonuç kaçınılmazdı. Tiran’da nerede elbasan tava yenir diye sordum ve Era Restoran cevabını aldım. Burada 2 tane Era Restoran var. Benim gittiğim çok mu çok şirin olan, Tiran’da müdavimi olunacak Era Restoran 2.
Elbasan tava kuzunun kol kısmından yapılıyor ve un, yoğurt ve sarımsak ile güveçte pişiriliyor. Burada hem etin iyi olması hem de yoğurtlu sosun iyi yapılması gerekiyor. Era 2, bu konuda oldukça başarılı bir iş çıkartmış. Elbasan Tava’nın fiyatı 610 lek (4.5 euro). Eğer elbasan tava gibi Arnavutluk’a özgü yemek arıyorsanız diğer alternatif de fergese oluyor. Arnavut ciğerinin bildiğimiz salçalı, soğanlı arnavut ciğeri gibi yapılmadığını görünce hayal kırılığı yaşamadım değil. Onun yerine menemene benzeyen bir yemek şeklinde geliyor ve adına fergese deniliyor.
Trileçe: Balkanlardan fırtına gibi esen ve Türkiye’de de popülerliğini artıran trileçe tatlısını yerinde yemek gerekir diyerek UFO Cafe’ye gidiyorum. İskender Bey Meydanı’nda yer alan ve üniversiteyle bağlantılı bir cafe olan UFO’daki trileçe ne iyi ne de kötüydü. Trileçenin fiyatı 250 lek (2 euro)
Makarna ve Pizza: Tiran’a fazlasıyla hakim olan İtalya etkisi, dilde olduğu kadar mutfak kültüründe de kendisini gösteriyor. Öyle ki Arnavutluk’ta küçük İtalya diyebileceğim sokak arası lokantalar mevcut. İtalya’daki ara sokak osteria veya pizzeria durumu Tiran’da geçerli. Tipik İtalyan lokantası olan Osteria Tirana makarnaları da İtalya’da yenilen lezzetleri aratmıyor.
Sebze çorbası ve fesleğenli makarnaPizzalar için de yine VIP müşteri olarak aday adayı olacağım Era 2‘ye gidiyorum. Pizzalarının da elbasan tavası kadar başarılı olduğu Era 2’nin ayrıca bir İtalyan menüsü bulunuyor. İtalyan menüsünde yer alan pizzalar biraz daha pahalı.
Çikolata: İstisnasız her akşam gittiğim, Era 2 ile birlikte insanı Tiran’a tekrar getirtecek CioccolatItaliani, kendi yaptığı çikolataları ve çikolatalı tatlıları ile gecenin geç saatlerine kadar kalabalık. Sıcak çikolatalarını ve krepleri çok başarılı. İki tatlının fiyatı ise 1.250 lek.
Çay: Bir kahve ülkesi olsa da Arnavutluk’a özgü çay bulunuyor. Adaçayı olduğunu anladığım bu çayı Tribeca Tirana Cafe‘de içtim. Bir demlikten üç bardak çıktığı için iki kişi bir demlik alabilirsiniz. Bal ve limon ile sunulan çay, her yerde bu şık bardaklarda servis ediliyor.
Kahve: Tiran’ın kahve ve cafe kültürü oldukça gelişmiş. Ülke yememiş içmemiş cafe yatırımı yapmış diyebilirim. Adım başı cafe var ve birçoğu çok iyi dekore edilmiş. Binaları oldukça eski olan ve 90’lı yılları andıran Tiran’ın cafe ve barları bizden çok daha ileri seviyede. Kahve kültürünü önemseyen ve iyi kahve yapan Tiran’da birçok şubesi bulunan Mulliri Vjeter‘de Türk kahvesi bulunca buradan başka kahveciye gitmedim. Kahve fiyatları 50-100 lek skalasında.
Tiran Gece Hayatı
Tiran’ın hiç de azımsanmayacak bir gece hayatı var. Bu hayatı şöyle sıralayabilirim: Casinolar, gece kulüpleri, yüksek müzikli pub’lar, cafeler. Boş mekan bulmak neredeyse imkansız. Anlıyorum ki Tiran gece yaşayan bir şehir. Tiran gecelerinin nabzı ise Blloku Bölgesi’nde atıyor. Aslında bu bölge komünist rejim döneminde halka kapanmış ve yalnızca komünist parti çalışanları ve aileleri tarafından kullanılan bir bölge imiş. Bugün ise cafeler, barlar ve özellikle gençlerin takıldığı bir yere dönüşmüş. Lizard Bar, Radio gibi en iyi mekanlar burada yer alıyor. Radio gittiğim tüm mekanlar arasında birinci sırada yer alıyor. Muhteşem dekorasyonu ile Era Restoran 2’nin hemen yanında.
Tiran’dan Ne Alınır?
Bir alışveriş şehri olduğunu düşünmediğim Tiran’da Balkanların en büyük AVM’si olan TEG bulunuyor. Otele 20 dakika yürüme mesafesindeki TEG, şehrin dışında olsa da TEG yazan otobüslerle kolaylıkla ulaşılabiliyor. Otel çalışanlarının ‘oraya yürünmez’ dediği ve buna rağmen yürümeyi tercih ettiğimiz TEG yolunda, yol kenarında insanların resimlerini ve çiçekler görünce neden bu ülkede sürekli dayılık yaptığımızı sorguladık. Evet o resimler, yürüdüğümüz yolda trafik kazasında hayatını kaybedenlerin resimleri.
TEG’in içinde Özdilek, Penti, Flormar, LcWaikiki gibi birçok Türk firması var. Tiran’da alışveriş yapmak için avm’ye gidilmesine lüzum görmesem de market gezmeyi sevdiğim için uğradım. TEG dışında merkeze yakın bir başka AVM de ETC. AVM dışında Myslym Shyri Caddesi de alışverişlik bir nokta. Eğer Tiran’dan illa ki bir şey alacağım diyorsanız cumartesi günleri kurulan pazardan arnavut biberi alabilirsiniz. Balkanlara özgü bir sos olan ajvar da Tiran’dan alınacaklardan. Kozmetik, teknoloji ürünleri ya da giyim, Tiran’dan alınacak şeyler değil. Turkısh Coffee yazan farklı markalara ait kahve, İtalyan markalı değişik makarnalar da alınabilir.
Tiran’da Yılbaşı
Tiran’a aralığın ikinci haftası gittim. Meydanlar yılbaşı havasına girmişti. Anladım ki Tiran’a gelinecek en doğru zaman aralık. Gecenin geç saatlerine kadar herkes sokakta, meydanlarda dev yılbaşı ağaçları var, noel pazarları kurulmuş. Avrupa’nın noel anlayışı kadar şaşaalı değil elbette ama Tiran için gayet iyi diyebilirim.
Tiran’ın noel pazarı daha çok yemek üzerine. Alanda lunapark, buz pateni pisti, devasa bir yılbaşı ağacı ve konser etkinlikleri var. Noel kulübelerinde sucuk ve köfte bolluğu olduğundan domuz eti hassasiyetiniz varsa eritilmiş peynir ve lokma tatlısı imdada yetişiyor.
Gezi Tozu Burcu
Aralık 15, 2016 at 7:15 amEylül bayram tatilinde Arnavutluk’a 1 hafta ayırıp, Tiran’a 1 saat bile ayırmadık.
Arnavutluk sahilleri Eylül ayında muhteşemdi. Sessiz, sakin, temiz, masmavi sular; özellikle Dhermi Plajı harikaydı.
Biz bi daha gidersek Tiran gezelim, siz bi daha giderseniz sahil gezin 🙂
Gizem Torun
Aralık 15, 2016 at 9:12 amMerhaba,
Teşekkür ederim yorumun için.
Öyleymiş evet plajları güzel diye duydum, tabii aralık olunca plaja gitmedim ama Tiran’a çok yakın Durres’e gittiğimde denizi ve sahili gördüm. Gerçi Tekirdağ’ın sahili Durres’inkinden çok daha güzeldir:) Demek yazın gidersem Dhermi Plajı sonra ver elini İtalya:)
Durres Gezilecek Yerler: Arnavutluk'tan Adriyatik'e Merhaba
Aralık 23, 2016 at 1:40 pm[…] ‘Tekirdağ sahili buraya bin basar’ cümlesini geleneksel hale getireceğim o ayrı. Tiran gezilecek yerler için detaylar mavi […]
Tiran'da Nerede Ne Yenir Ne İçilir?: Arnavutluk Yemekleri ve Tiran Restoranları
Nisan 9, 2017 at 11:41 pm[…] 4 günlük bir Tiran gezisinde birçok gezilecek yer bulmuşluğum var. Tüm gezi duraklarını Tiran’da gezilecek yerler yazımda okuyabilir ve ‘aaa Tiran’a bak sen’ […]
Lviv'de Gezilecek ve Görülecek Yerler Arasında Bir Garip Yer: Lviv Lychakiv Mezarlığı
Nisan 18, 2017 at 9:46 am[…] çekmiyor’ demek istiyorum. Zira ben orada bir şey yok denilen Arnavutluk’un başkenti Tiran‘a bile 3 gün vermiş biriyim. Neyse konu bu değil ki çık aradan Tiran. Şayet […]
Vize İstemeyen Ülkeler: Euro İstemeyin Benden, Buz Gibi Soğurum Sizden
Mart 29, 2018 at 9:35 am[…] Arnavutluk (90 Gün) […]
Vizesiz Ülkeler Rehberi: Euro İstemeyin Benden, Buz Gibi Soğurum Sizden
Nisan 4, 2018 at 7:52 am[…] Arnavutluk (90 Gün) […]
Erhan Kayış
Eylül 23, 2018 at 11:36 amMerhaba.06-14 Ekim 2018 tarihlerinde Tiran’da olacağım.Arnavutluk yazıların için teşekkür ederim.Ülkemizin ekonomik durumundan dolayı TL ile gezi yapmayı planlıyorum.TL yi her yerde bozdurabilirmiyim yoksa Dövizci Amca gibi belli yerlerdeki döviz bürolarında bozduruluyor.Dövizci Amca nın yeri Maps.me den baktığımda şehir merkezinden uzak geldi.Kesin konumunu gönderirmisiniz.Havaalanında en fazla ne kadar döviz bozdurmak gerekir.Acilen cevabınızı bekliyorum.Teşekkür ederim
Gizem Torun
Eylül 26, 2018 at 7:39 amErhan Bey merhaba,
Tam konum vermem biraz zor olabilir ama bulunduğu Abdyl Frasheri Caddesi aslında merkez bir cadde. Oranın Nişantaşı’sı diyebilirim. Uzak değil.
Buradaki dövizci amca dışındaki (ismi falan yok küçük bir büro idi) döviz bürolarında da belki şu an TL geçerlidir, ama kesin bir bilgim yok. Ama buradan euro ile gitseniz de oranın para birimi ile yine aynı olacaktır muhtemelen.
Hava alanında döviz bozdurma konusuna gelirsek bu sizin ihtiyaçlarınız doğrultusunda olan bir şey bu. Sadece yol için çevirebilirsiniz dilerseniz.
Alandan merkeze gitmek için;
Rinas Exspress adında bir shuttle servisi var. Alandan çıkın ve sola dönün, oradaki otoparkın içinde bekliyor shuttle. Fiyatı 250 leka; yol yarım saat sürüyor ve son durak İskender Bey Meydanı oluyor. Diğer çare ise taksi. Taksi ile merkez ise yaklaşık 2.200-2.500 lek (18 euro) gibi bir fiyat tutuyor.
*2016 senesinde böyle idi 🙂
Sevgiler,
Atilla
Ocak 31, 2020 at 7:21 pmHarika bir rehber olmuş! Umarım ilerde sizin gibi detaylı gezebilirim. Tiran gezilecek yerler ile ilgili günübirlik yaptığımız gezi için blog sayfama beklerim 🙂
Atilla
Ocak 31, 2020 at 7:22 pmTiran Gezilecek Yerler: Ucuz, Vizesiz Tiran Gezi Rehberi http://gezginilla.com/tiran-gezilecek-yerler/