Bu başlığı atmamın sebebi hemen herkesin Lyon’a gideceğime verdiği ‘Lyon mu? Ne var ki orada?’ tepkisindendir.
Sizin merakınız ölmüş, Allah rahmet eylesin.
Fransa’da Paris’ten önce görülmesi gereken yerlerden bana sorarsanız Lyon, hem çok rahat bir şehir, hem Fransa’nın kuzeyine nazaran çok daha ılımlı ve yardımsever bir millete sahip, hem de yakın çevresinde çok güzel şehirler barındırıyor.
Lyon Seyahatnamesi
Lyon’a dair genel bilgileri sıralayacak olursak kendisini yalnız ve ancak futbol takımı ile biliyor olabiliriz. Biraz daha derinlere, edebiyata devam ettiğimizde Küçük Prens‘in yazarı St.Exupery’nin buralı olduğu bir ihtimal bilinebilir. Sinema ile ilgili olanlarınız ilk sinemacılar Lumiere Kardeşler‘in burada yaşadığı bilgisine de vakıf olabilirmiştir. Yok benim bunlarla ilgim yok diyorsanız da, Lyon’un bir Fransız şehri olduğunu çoğumuz biliyordur muhtemelen. Şöyle güney taraflarda hani.
Hadi son bir bilgi daha verip gideyim; Lyon, Sinop’un kardeş şehridir:)
Henüz akıl sokaklarında Lyon yokken, Fransa seyahati için THY’den gidiş dönüş 250 TL’ye aldığım Marsilya bileti, Paris’teki o elim 14 Kasım terör saldırıları sebebiyle zaruri olarak ertelenir ve ben çeşitli Fransa kombinasyonları yaparken aklımdaki ilk rota olan Marsilya-Nice-Cannes turunu Lyon’a çeviririm. Neden, çünkü yüzyıllardır gelenekselleşen ve aralık ayının ilk haftası yapılan o meşhur Lyon Işık Festivali’ni görebileceğimi umut ediyorum. Terör saldırısı yaşamış bir ülkede hangi ışık festivaliyse o artık!
Bu noktada Marsilya biletini Lyon’a çevirişimle yeni bir rota ihtiyacı da kendiliğinden doğmuş olur ve biraz harita üzerinden, biraz da tren fiyatları sebebiyle yeni bir rotanın doğuşu gerçekleşir.
O rota Lyon – Annecy – Aix En Provence – Marsilya’dır.
Bu arada Işık Festivali de tarihinde ilk kez iptal edilmiştir:)
Lyon Yolculuğunun Başlangıcı
Lyon’a gitme kararı aşamasında olanlar için kısa bilgiler: Lyon yazları sıcak, baharları güzel, kışları sert rüzgarları olan bir memleket. Konaklama fiyatları bir iki tık yukarıda. Yemekleri herkese göre değil, ki gurme şehri olmasına rağmen kendisiyle aranızda husumet doğabilir. Eczaneler gayet ucuz. Çoğu yerde ‘neresinde olursan ol her yere yürüyerek gidilir’ gibi bir hatalı bilgiye kanmamanız gerektiğini ve metroya binmek için daima bozuk paranızın olması gerektiğini de ayrıca belirtirim.
Lyon Havaalanından Ulaşım
Küçük Prens’in yazarı St Exupery’nin adını taşıyan lakin görünüş olarak çok da kötü olan Lyon Havaalanı’ndan şehre ulaşmak için seçenekler şöyle:
Rhonexpress: Lyon’a gitmeden önce Rhoneexpress ücretinin yaklaşık 15 euro olduğunu okumuştum. İyi ki okumuşum bu yanlış bilgileri çünkü biletlerin 2 euro olduğunu duyunca acayip sevindim.
Uçaktaki her Türk şehre taksi ile ulaşmak için kuyruğa girerken biz iki akıllı arkadaş Rhoneexpress’e gitmek üzere taksileri ardımızda bırakarak yürüyoruz. 6 numaralı otobüse binerek ‘Meyzeiu’ya geliyoruz. Meyzeiu denilen yer Rhoneexpress’e geçeceğimiz yer. Buradaki Kabataş tramvaylarının muadili olan araca binerek Lyon’un ana garı olan Part-Dieu’ya aktarma yapıyoruz. Otobüste aldığımız 2 euroluk bilet geçerli. Çünkü tek bileti 1 saat içerisinde dilediğin kadar kullanabiliyorsun.
Havaalanından Meyzeiu 30 dakika kadar sürüyor. Meyzeiu’dan ise yaklaşık 15 dakika sonra Part-Dieu’da oluyoruz.
Detaylar linkte.
Taksi: Bizden başka herkesin bindiği ve biz henüz yukarıda bahsettiğim 6 numaralı otobüsü ararken belki de insanları otellerine çoktan yerleştiren en rahat seçenek kendisi. Gündüz tarifesiyle yaklaşık 45 euro kadar tutuyormuş, pazarlıkla da bize fazla fiyat geldiği için her zaman ‘money talks’.
Şehir İçi Ulaşım
Ulaşım konusunda çok gelişmiş bir yer olduğu kesin olan Lyon’da metro, otobüs, finiküler, troleybüs, tramvay gibi birçok seçenek mevcut. Tüm toplu taşıtlar gece 12’de bitiyor.
Tüm gün kullanmalık her ulaşımda geçerli bilet: 5,5 Euro
Tek kullanımlık metro bileti: 1,80 Euro
Otobüs bileti: 2 Euro
Eğer şehri araba kiralayarak gezmek isteyen olursa Avis, Europcar gibi firmalar bulunuyor, ayrıca yaygın bisiklet kullanımı da güzel havalarda iyi bir alternatif. Bisikletler, bisiklet istasyonları olan Velo’v’lardan kiralanabiliyor.
Konaklama
Hotel Le Lumiere: Konaklamaya az para verenler kulübü olarak hem konumu hem de fiyatından mütevellid (eveett, eski Türkçe biliyorum) tercihimiz, aynı zamanda adını da entel bulduğumuz Hotel Le Lumiere oluyor.
Booking’den rezervasyon yaparken geleceğim günü ve saati bir de not olarak düştüğüm oteli geldiğimizde kapı duvar bulduk. Adamlar dükkanı kapatıp gitmiş resmen. Üstelik kapılar da şifreli. Açız, yorgunuz, zaten taksiye de binmemişiz zaman kaybetmişiz, bir de otelin şifreli kapıları için bize neden şifre verilmemiş ve biz sokakta kalmışız? Telefonla oteli arıyoruz, Fransızca konuşan birileriyle anlaşamıyoruz, zaten o kesin santral buna inanıyoruz. Allahım bunlar nasıl acılar diyoruz ve yapacak bir şey yok, otelin yanındaki restorana giriyoruz.
Restoranın sahibine derdimizi anlatıyoruz. Amca Hulusi Kentmen çıktı Rıza Baba! Hemen arıyor oteli, alıyor kapıların şifresini, diyor takip edin beni. Otele giriyoruz, bu esnada hala otelden kimsenin gelmeyişi -üstelik otelin içinde yaşayan insanlar bunlar-gamsızlıkta ders niteliğinde okutulmalı.
Günlüğü yaklaşık 80 lira olan otelin en güzel tarafı konumu. Lumiere Kardeşler’in müzesine 3-4 dakika yürüme mesafesinde ve hareketli bir cadde üzerinde bulunuyor. Hemen yan tarafında Carrefour ve fırın olması Lyon’daki ana besin kaynağı iki yerimiz olması münasebetiyle oldukça mühim. Bunun yanı sıra asıl merkez olan Vieux Lyon’a ve Bellecour Meydanı’na dört-beş durak mesafede. Bir kere otelden Bellecour Meydanı’na yürüdük onda da Lyon’un her yerinden her yere yürünür diyenlere sevgiler sundum.
Genel bir bakışla otelin fiyat ve performans uyumluluğu iyi, hizmet kötü, konforuna düşkünler için kötü, yatacak yerimiz olsun, yeri güzel olsun diyenler için iyi bir seçenek.
Otele yakın metro durakları: Monplaisir Lumiere, Sans Souci
Lyon Gezilecek Yerler
Vieux Lyon: Eski Lyon olarak adlandırılan Traboules (bundan sonra kendisine Tirebolu denilecektir) Lyon’un ana merkezi ve UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde bulunuyor. Latince ‘geçiş’ anlamına gelen bu ismi almasının sebebi, ipek ticaretinde tüccarların ulaşımlarını kolaylaştıran tünel karışımı yollara sahip olmasındanmış.
Eski şehirde St. Paul, St Jean ve St Georges adında 3 bölge bulunuyor. Bu üç bölgeden Rue St. Paul, Lyon’un en turistik yeri.
La Basilique Notre Dame de Fourviere: 19. yüzyılda yapılan ve Lyon’un en güzel yapılarından biri olmakla birlikte, aşağıdan görülen manzarası kadar yukarıdan Lyon’a bakmanın da şahane olduğu La Basilique Notre Dame de Fourviere‘ye gitmek için yürüyebiliriz ya da finikülere binebiliriz. Yürümek tabii biraz zahmetli, o yüzden Vieux Lyon metrosuna gelip oradan “Fourviere” fünikülerine binip, yaklaşık 2 dakika sonra La Basilique Notre Dame de Fourviere‘ye çıkıyoruz.
Eğer Lyon’a aralığın ilk haftası gidilmişse, 8 Aralık’ın Lyon şehrinin kurtuluşu olarak kutlandığını ve bunun da Meryem Ana’ya ithaf edildiği biline. Meryem Ana’nın 8 Aralık günü,öğlen saatlerini ‘Lütuf Saati’ olarak atfetmesi ve insanların bu saatlerde dini vecibelerini (cümle içinde vecibe) yerine getirmesi ile geçen bu günde ‘Merci Merry‘ adıyla çeşitli dini kutlamalar yapılırken, La Basilique Notre Dame de Fourviere’de denk gelişimiz de bizim şansımıza oldu.
Cathedral Saint Jean Baptiste: Lyon’un gotik mimarisi olan katedral ücretsiz olarak gezilebiliyor.
Fresque des Lyonnais: Lyon’un güzel duvar resimlerinin, başında gelen 7 katlı bu binada tanıdık simalara rastlamak mümkün. Onlar kim mi? Küçük Prens ve yazarı St.-Exupery, Lumiere Kardeşler…
Nasıl Gidilir?: 2 rue de la Martiniere
Le Rhône – La Saône: Lyon’da köprüler şehri, Lyon’un da ortasından sular geçiyor, Lyon’un da suların üstünde duran o köprülerinden gün batımı çok güzel görünüyor.
Bellacour Meydanı: Place Bellacour Lyon’un en büyük meydanı olmakla birlikte Fransa’nın da en büyük üçüncü meydanı. Adeta Lyon’un Cumhuriyet Meydanı olan Bellacour’da toplu her şey -konser, festival, miting vb.- yapılıyor. Gittiğim dönem Paris saldırılarının olduğu bir döneme denk geldiği için ne yazık ki bu meydanda ölenlerin anısına yakılan mumları ve bırakılan notları da gördük. Bu arada Bellacour Meydanı’nın en büyük toplu eylemi ise Charlie Hebdo olayından sonra gerçekleşmiş.
Sokak çalgıcılarının, devasa bir dönme dolabın olduğu Bellacour Meydanı’ndan, Rue de la Republique ve Rue Auguste Comte gibi turistik caddelere de kolaylıkla geçiliyor.
Place des Terraux: Cıvıl cıvıl, meydan gibi meydan. Hafiften Roma havalarını estiren bir meydan olması da gözümüzden kaçmadı. Meydanda Fontaine des Bartholdi Çeşmesi bulunuyor. Amerika’daki Özgürlük Heykeli’ni yapan Frederic Auguste Bartholdi’nin eseri.
Place des Terraux’da görülecek yerler: Bartholdi Çeşmesi, Lyon City Hall, Güzel Sanatlar Müzesi, Opera Binası (meydanın arkasındaki “Placa de la Comedie”de)
Saint Jean: Lyon’un en turistik ve güzel noktalarından biri. Eski Lyon çarşısı, küçük cafeler, meyhane benzeri lokantaların bulunduğu bölge daha çok akşamları görülmeli.
St. Jean’de görülecek yerler: St. Jean Katedrali, St. Paul Church, Gadagne Müzesi, Minyatür ve Sinema Müzesi
Croix-Rousse: Bizden bir yerlere benzetme hastalığından ölmemek için buraya Karaköy, buraya Galata diyorum. Vintage eşyalar, ilginç ilginç kafelerin olduğu bu bölgede ‘mural’ adı verilen duvar ressamlığının efsane örneklerinden biri olan Mur des Canuts görülür.
Bölgenin bir başka güzelliği ise uzunca bir yokuş olan, bu sayede hem tepe manzaraya hem de güzel ara sokaklara bizleri çıkartan Montee de la Grande Cote’deye sahip olması.
Parc de la tete d’or: Lyon’un en sevdiğim yeri işte bu efsanet’ül park. Croix-Rousse’e yakın olan parka sabah gir akşama kadar dur. Öyle güzel bir şey, kedi canısı.
Oldukça büyük bir park olan Parc de la tete d’or’a, özellikle sonbaharda gidilmesini caiz buluyorum. Parkın içerisinde hayvanat bahçesi, film setindeymiş gibi duran evler, bir sürü türde ağaçlar -içlerinde bir de Türkiye’den getirilen sedir ağacı var- var. Lyon’a yerleşsem her gün burada bulurlardı beni. Parka girişler ücretsiz.
Nasıl Gidilir?: C1, C4 veya C5 otobüs hatlarından birine binilir ve üniversite durağında inilir. Ya da metroya binilerek Massena durağında inilir.
Müzeler
Le Musée des Confluences: Lyon’u en kıymetlilerinden olan bu müzenin ilk golü dış yapısı ile oluyor. Cam ve çelik konstrüksiyon ile yapılan müzenin inşaatı 10 yıl sürmüş. Müzenin olayı ne dersen, evrimden farklı coğrafyaların ritüellerine ve Bing Bang Theory’ye kadar geniş bir insanlar ve kültürler arası etkileşim ve yaratılış ögelerinin bulunduğu bir müze konumu yapabilirim. Bilet fiyatları 9 euro.
Nasıl Gidilir?: Tramvay ile T1 yönünde, Confluence bölgesine doğru gidilip müze durağında inilir.
L’Institut Lumière: Sinemanın ortaya çıkışını sağlayan adamlar olan Lumiere Kardeşler’e adanan müze, otelimizin çok yakınında olduğu için birçok kere gidip yine yine hayran kaldığımız bir müze oldu. Lumière ailesinin evi olan binayı müzeye devşirmişler.
Alt katta sinema ile ilgili bilgiler, Lumiere Kardeşleri’n sinema deneyimlemeleri ve ilk film olan Trenin Gara Girişi’ni görüyoruz. Müzedeki sinematografik eşyalara bayılabilirsiniz.
Üst katta ise Lumière Kardeşler’in yatak odaları bulunuyor. Oraya da giriş serbest. Müzenin bahçesinde ise yazları açık hava sinema festivali yapılıyor. Saat 18.00’a kadar açık.
Nasıl Gidilir?: Metro ile Monplasiere Lumiere durağında inilir.
Musee des Beaux Arts (Güzel Sanatlar Müzesi): Bu müzeye girmeye fırsatım olmadı fakat daha sonra sanal tur olarak müzeyi dolaşmaya çabaladım. Eski Mısır’a kadar uzanan koleksiyonları Avrupa’nın en geniş koleksiyonlarından biri olarak kabul ediliyor. Rodin’in Ombresi, Picasso, Monet de burada ablacım, gel gel…
Müze salıları kapalı; diğer günlerde 10.00-18.00 arası açık.
Nasıl Gidilir?: Place des Terreaux Meydanı
Musée Miniature et Cinéma (Minyatür Sinema Müzesi): Lyon’un kendine has güzellikteki müzelerinden biri de yine sinema üzerine elbette. Bu müzede birçok ünlü filmin setleri minyatür olarak yer alıyor. Bir minyatür sanatçısı olan Dan Ohlman’ın kendi müzesi burası.
İçlerinde en ilgi çekeni set, Patrick Süskind’in Koku filmi için hazırlanan set. Filmdeki parfüm şişeleri, kostümler gibi birçok detaya denk gelebiliyorsunuz. Minyatür setler dışında ünlü filmlerin orijinal kostümlerini ve maketlerini görebilmek mümkün.
Nasıl Gidilir?: Vieux-Lyon, 60 Rue Saint-Jean
Musee de Gadagne: Lyon’un ikonik simgelerinden olan kuklaların müzesi. En sevilen kukla ise Guignol. Geleneksel kuklaların dışında bizim Karagöz de sergileniyor müzede.
Musee d’art Contemporain de Lyon: Lyon’un modern sanat müzesi olan Musee d’art Contemporain de Lyon, genel olarak dünya çapında turneye çıkmış (var mı öyle bir tabir bu alanda) sanatçıların eserlerini sergiliyor. Dönem olarak Bienal dönemine denk geldim fakat müzeye girmedim ama bahçesi çok güzeldi onu söyleyebilirim. Girişler 6 euro, pazartesi ve salı günleri de kapalı.
Nasıl Gidilir?: C1, C4 ya da C5 hatları
Lyon Yemekleri
Yüzyılın şefi ünvanına sahip bir şefin, Paul Bocuse‘nin mutfağına sahip bir kentten bahsediyoruz. Elbette gurme şehri olacak. Sıkıntı, karnını doyurmak için bir İtalyan restoranı arayan turiste -yani bana-gurmeliği öğretebilmek Paul. Ama Lyon’un meşhur midyelerinden yedim mi, gol yemem ama midye tabii ki yerim!
Les Halles de Lyon: Burası Lyon’un en gurme noktası. Kendisi bir pasaj. Sıra sıra şarküteri, balıkçı, tatlıcı var içeride. En güzel makaron da burada bulunabiliyor, en güzel midye de, peynir de.
Lyon’un yemek kültürünü şekillendiren şef Paul Bocuse’ye ait bir yemek marketi olan Les Halles de Lyon’da adabına uygun olarak ortaya karışık midye alıyoruz. Bu midyeler boy boy ve sayı sayı veriliyor. Bir tepside en az 10 tane midye oluyor, midyenin boyuna ve cinsine göre karma bir tepsi yapıyorsunuz.
Alt katında tam buğday ekmek, terayağı, tuz ve sirke ile gelen bu midyelerde tabii ki iç pilav beklentimiz hiçbir zaman olmadı -bu arada bazı restoranlarda midyeler pişiriliyor- ama bu da olmuş mu güzel Fransız kardeşim. Gaza gelip aldığımız ve 40 euro olan şu yemeği arkadaşım da yiyemeyince, tereyağını ekmeğe sürüp midyeleri de aralarına koyup sandviç yaparak yemişliğim de oldu.
40 EURO diyorum.
Yemekle kalmaz, parçacıklarından yeniden var ederim.
Le Sud Brasserie: Le Sud da, Les Halles de Lyon gibi Fransa mutfağının babası Paul Bocuse’e ait. Midyeye verdiğimiz paradan sonra başka paramız kalmadığı için gidemedik ama zengin olan okurlarıma amme hizmeti yaparım, tabii, yoo, canım çekmedi bacoun mutfağını.
Pizza Pino: Bellacour Meydanı’nda bulunan Pizza Pino uygun fiyatları ve güzel yemekleriyle karnımızı doyurdu. Kendisine buradan ‘Allah razı olsun’ diyoruz.
Sokak Lezzetleri: Lyon sokaklarında bol bol deniz ürünü görülebileceği gibi bir de klasik Avrupa lezzetlerinden nutellalı bir takım hamurumsular karşımıza çıkıyor. Krep, Belçika waffle’ı ve churros şeklindeki bu tatlıların fiyatları 3 ile 5 euro arasında değişiyor.
Best Bagel: Bagel severlere gelsin.Birbirinden güzel bagetler ile aynı zamanda Fransa’da kahvaltı sorununu da çözmüş oluyor.
(Nasıl Gidilir?: Rue des Augustins)
Le Fantome de l’Opera: Birbirinden enterasan kokteyllerin mekanı. En değişiği de cezvede gelen çilekli kokteyl (Nasıl Gidilir?: Metroyla Croix Paquet durağında inilir)
Faydalı Bilgiler
- Müze müze dolaşmak isteyenler için Lyon Card bulunuyor. 1,2 ve 3 gün kullanımlıkları var. Fiyatları 20 ile 30 euro arasında değişiyor.
- Öğrenci indirimlerinden faydalanabilmek için her ihtimale karşı yanınızda öğrenci kartınızı götürün.
- Daha önce de dediğim gibi, metro biletleri için otomatlardan alacağınız biletlere sadece bozuk para ile sahip olabiliyorsunuz. Paranızı bozdurun.
- Alışveriş için AVM isteyene Part-Dieu’da ‘Primark’ var.
- Sık sık pazar kuruluyor farklı lokasyonlarda. Denk gelirseniz birine gidin, çok güzel gözleme yapılıyor pazarda:)
Mine Bilgin
Mart 17, 2016 at 9:39 amMerhaba,
Çok güzel bir gezi yazısı ve çok faydalı oldu.
Rhone express için verdiğiniz linkte bilet fiyatları çok yüksek gözüküyor. Siz 2 EUR bileti nereden temin ettiniz? Havalimanında bilet aldığınız yeri belirtebilir misiniz rica etsem?
Çok teşekkürler
Gizem Torun
Mart 17, 2016 at 10:15 amMine hanim merhaba,
Güzel sözleriniz için tesekkur ederim. Bilgiler işe yaradıysa ne mutlu.
Havaalanindan dışarıya çıktığınızda yukarıya giden bir yol var, otobüsler oradan kalkıyor. Zaten peron peron şeklinde göreceksiniz. 6 numaralı otobus sizinki. Meyzeiu’ya gideceksiniz bu otobüsle, biletler de otobüste alıniyor 2 euro’ya.
O otobüs, lyon’a giden raylı sisteme yani rhoneexpress’e bırakıyor sizi. Ayni bileti kullanıyorsunuz burada, ekstra bilet almıyorsunuz.
Yardımcı olabileceğim bir şey varsa seve seve yardımcı olurum.
İyi yolculuklar 🙂
Fransa’nın Güneyine Yerleşme Sebebi: Aix En Provence Rehberi – Dijital Seyahatname
Mayıs 8, 2016 at 9:06 pm[…] gelecekler için: Fransa seyahatim Lyon‘dan başladığı için ben Aix-en-Provence’a Lyon üzerinden geçtim. Lyon’dan […]
Dünyanın En Güzel Şehirleri Açıklandı: Bilin Bakalım Türkiye'den Hangi Şehir Var?
Haziran 3, 2017 at 10:20 am[…] Kilisesi de diğer yerler. Paris dışında Fransa’da başka yerler görmek isteyenler için Lyon, Annecy, Aix en Provence gezi rehberleri de […]